İlk film gibi klasik profesyonel sahnelerin yer aldığı bir film olmuş gibi duruyor. Bu yerli filmi, diğer yerli filmlerden ayıran özellik, cinsel içeriğin olması. Kaybedenler Kulübü'nde bu daha açık şekilde dile getiriliyor yani.
Birinci filmde Nehir Erdoğan ile Ahu Türkpençe rol alıyordu, profesyonel sahneleriyle de gösteriyorlardı kendilerini. İkinci filmde Hande Doğandemir ile Merve Çağıran rol alıyor ve onlar da profesyonel sahneleriyle kendilerini gösteriyor.
İlginç detaylar da var filmde. Son zamanlarda yaptığı düet şarkılarla kendini gösteren, aynı zamanda yazar olan Tuna Kiremitçi de rol almış. Ünlü yazar Murat Menteş de rol almış filmde.
Hani ikinci film, birinci filmi aratır ya, bu film de illa ki aratacak. İlk film hep daha samimi olmuştur. Klişeye kaçmamıştır, ilk film olduğu için tekrar yoktur. Bunda mesela "daha önce sizinle hiç yatmış mıydık" geçiyor ilk filmde olduğu gibi. İkinci filmde bitkin, yorgun ve buğulu bir ses diyor bunu. Buram buram sigara kokan bir ses. Film baştan aşağıya yorgunluk, bitkinlik akıyor.
İlk film gibi olmayacak kesinlikle. Yine de sevilir, izlenir. Sonuç olarak Nejat İşler gibi, Yiğit Özşener gibi isimler var. Konusu da belli. İlk film çok etkileyici olmuştu. Rıza Kocaoğlu, filmde yine rahatlığıyla ön plana çıkıyor. Filmde yatma adına çok sahne geçiyor ama Rıza Kocaoğlu'nun karakteri fazla yatıyor, fazla rahat.
Filmi bu kadar havalı yapan, filmin müzikleriydi. Can Gox'un o bariton sesiyle söylediği şarkılar özellikle. Umarım bu filmde de müziklere önem vermişlerdir. Can Gox, o bariton sesiyle yine seslendirmeli şarkı. Filme hava katıyor.