Karanlık - 1.Bölüm
Mert karakteri ekrana çıkar
Mert : Ben Mert , kardeşim Sinan'ı 3 yıl önce kaybettiğimi sanıyordum ama bu iş içinde bir oyun var ve ben bu karanlık geçmişi aydınlatacağım !
---------------------
3 YIL ÖNCE
Sinan ve Mert arabayla ilerler
Sinan : Demek Amca oldum ha ?
Mert : Aynen öyle koçum bir yetişemedik doğuma ! Oğlumu merak ediyorum !
Sinan : Kesin bana benziyodur !
Mert : Başlama gene !
Sinan güler
Mert : Sen ne zaman evlenicen ?
Sinan : Sakın oralara girme abi sen askersin evlendin çocuk yaptın
Mert : Ne alaka ?
Sinan : Anla işte , ben ise istihbaratçı bizde evlilik olmaz !
Mert : Nedenmiş ?
Sinan : Düsmanım çok !
Birden bir kamyonet yolu keser
Mert : Noluyo lan ?
Sinan : Abi silahı çıkar !
Mert : Yokki !
Sinan : Ne demek yok ? Off
Kamyonetten iki kişi çıkar
Uzun namlulu silahlarla taramaya başlar
İki kardeşde eğilir
Sinan koltuğunun altından silahı çıkarır ama kafasını kaldırmasıyla vurulması bir olur
Sinan'ın vurulduğunu gören adamlar kaçar
Mert kafasını kaldırır
Mert : Sinan ! Oğlum !
Sinan : Buraya kadarmış !
Mert : Boş konuşma ! Oğlum bize ölüm yok !
Sinan : Bak iyikide evlenmedim !
Mert : Suss kapat çeneni !
Sinan bayılır
Mert : Sinannn !
-----------------------
Hastaneye döneriz
Mert üstünde Sinanın kanıyla oturur
Ağlayarak Sinan'ın sevgilisi Aslı gelir
Aslı : Mert abi ? Durumu nasıl ?!
Mert : İyileşicek allahın izniyle
Aslı : Ölmedi demi ?
Mert : Allah korusun yok !
Aslı : Kim neden yaptı ?
Mert : Bilmiyorum !
Doktor odadan çıkar
Doktor : Maalesef .... kurtaramadık !
Aslı sinir krizi geçirir
Mert dizinin üstüne çöker ve şaşırır
Mert : Olamaz !
Arkadan polisler gelir
Polis : Mert bey karakola gelirmisiniz ? Zanlıyı bulduk
Mert kendi kafasında hala şaşkındır bişey duymamaktadır
Polis : Mert bey ?
--------------------------
Polisler ile Mert karakola gelir
Uzun sakallı iki adam kelepçeli şekilde oturur
Polis parmağıyla ikisini göstererek bunlar der
Mert bir anda koşar ve birini alır ona yumruk atar diğerinin kafasına duvara çarpar
Polisler onu zar zor zapt eder
Mert : Ne istediniz lan ondan ? Hah ? Allahsızlar kitapsızlar !
Zanlı : O pis kardeşin başkanımızı öldürdü !
Mert : Lan şerefsiz peki boşuna mi öldürdü ! Ne b*k yediniz de yaptı !
Mert tekrar ağlamaya başlar
---------------------
1 HAFTA SONRA
Mert Sinan'ın mezarına gelir
Mert : Zaman geçmiyor be koçum , yiğenin amcasız büyüyor , benimde bir yarım eksik ! Nolur bize dönseydin be ! Yapamıyorum sensiz , evinde artık Aslı kalıyor , anılarınla birlikte ve sensiz !
Mert bir demet gül bırakır gider
Mezarlıktan uzak bir mesafeden park halinde olan bir minibüs görürürüz
Minibüs'ün camı açılır ve Sinan'ı abisini izlerken görürüz
-------------------
3 YIL SONRA - BUGÜN
Mert kahvaltı eder , karısı gelir
Sevim : Canım , bu akşam kuaförden geç çıkacam !
Mert : Tamam peki oğlumuz Yiğit ?
Sevim : Benle kalır o babası !
Küçük Yiğit koşarak babasına gelir
Mert : Oğlum benim gel öpim ! Akşam geri gelicem tamam mı ?
Neyse canım ben çıktım !
Mert kapısını açar ve yerde not bulur ve onu okur
Mert ( içinden ) : Bize ölüm yok !
Mert şaşırır
--------------------
Mert bürosuna oturur
Mert : Gunaydin arkadaşlar !
Askerler : Sağol komutanım !
Mert dosyalara bakar
İçeri asker girer
Asker : Komutanım bu size !
Mert : Yine mi ? Sağol !
Mert zarfı açar
Mert ( iç ses ) : Bu sabahki notun sahibini öğrenmek istiyorsan Kosova hapishanesi'ne git ve Ali Oktay'ı bul !
Mert hızlıca kalkar ve Askerin yanına gelir
Mert : Bu notu kim bıraktı buraya ?
Asker : Bilmiyorum komutanım !
Mert : General odasında mı ?
Asker : Evet komutanım !
Mert : Tamam !
Mert pat diye odaya girer
General : Çüş be komtan !
Mert : Generalim konuşmamız lazım !
General : Noldu kardeşim ?
Mert : Beni bilirsiniz biz abi-kardeş sayılırız !
General : Evet !
Mert : Bu sabahtan beri bize ölüm yok tarzında mesaj aldım ve az önce bu notun sahibinin Kosova hapishanesinde olduğunu öğrendim ve o kişinin Ali Oktay olduğunu öğrendim !
General : Sence Pusu mu ?
Mert : Bilmem gidip bakmalımıyım !
General : İsim ne dedin !
Mert : Ali Oktay !
General internetten bakar ve şok olur
Mert : Noldu generalim bem beyaz oldunuz !
General : Bence gidip bakmalısın Kosova'ya git 2 asker al !
Mert : Neden ?
General : Korkma !
-----------------------
Kosovaya uçak iner ve Mert 2 askerle taksiye biner
Mert : Kosova Hapishanesine !
Taksici : Siz türk ?
Mert : Evet !
Taksici : Peki ! Hapiste yakınız var sizin ?
Mert : Bilmiyorum !
Taksici : Ne için gidiyor ?
Mert : Birini bulmak için
----------------------
Hapishaneye gelirler ve herkes içerdeki yakınları için eylem yapıyorlardır
Hapishaneye girirler
Gardiyan : Ziyaret için kime geldiniz ?
Mert : Ali Oktay !
Gardiyan : Siz geçin o geliyor !
Mert yalnız oturur ve askerler dışardadır
Kapı açılır ve Mert kapıya bakar
Bir adam görüşme salonuna girer
Mert baka kalır
Adam Mert'in yanına ilerler
Sadece adımlarını görürüz
Mert : Hayır ! Olamaz !
Kamera Adamı yavaşça ayaklardan yüzüne doğru ilerler
O kişi Sinan'dır
Sinan : Abi !
Mert : Sinan ?
Sinan : Bize ölüm yoktu !
Mert baka kalır
1.Bölüm Sonu
Mert karakteri ekrana çıkar
Mert : Ben Mert , kardeşim Sinan'ı 3 yıl önce kaybettiğimi sanıyordum ama bu iş içinde bir oyun var ve ben bu karanlık geçmişi aydınlatacağım !
---------------------
3 YIL ÖNCE
Sinan ve Mert arabayla ilerler
Sinan : Demek Amca oldum ha ?
Mert : Aynen öyle koçum bir yetişemedik doğuma ! Oğlumu merak ediyorum !
Sinan : Kesin bana benziyodur !
Mert : Başlama gene !
Sinan güler
Mert : Sen ne zaman evlenicen ?
Sinan : Sakın oralara girme abi sen askersin evlendin çocuk yaptın
Mert : Ne alaka ?
Sinan : Anla işte , ben ise istihbaratçı bizde evlilik olmaz !
Mert : Nedenmiş ?
Sinan : Düsmanım çok !
Birden bir kamyonet yolu keser
Mert : Noluyo lan ?
Sinan : Abi silahı çıkar !
Mert : Yokki !
Sinan : Ne demek yok ? Off
Kamyonetten iki kişi çıkar
Uzun namlulu silahlarla taramaya başlar
İki kardeşde eğilir
Sinan koltuğunun altından silahı çıkarır ama kafasını kaldırmasıyla vurulması bir olur
Sinan'ın vurulduğunu gören adamlar kaçar
Mert kafasını kaldırır
Mert : Sinan ! Oğlum !
Sinan : Buraya kadarmış !
Mert : Boş konuşma ! Oğlum bize ölüm yok !
Sinan : Bak iyikide evlenmedim !
Mert : Suss kapat çeneni !
Sinan bayılır
Mert : Sinannn !
-----------------------
Hastaneye döneriz
Mert üstünde Sinanın kanıyla oturur
Ağlayarak Sinan'ın sevgilisi Aslı gelir
Aslı : Mert abi ? Durumu nasıl ?!
Mert : İyileşicek allahın izniyle
Aslı : Ölmedi demi ?
Mert : Allah korusun yok !
Aslı : Kim neden yaptı ?
Mert : Bilmiyorum !
Doktor odadan çıkar
Doktor : Maalesef .... kurtaramadık !
Aslı sinir krizi geçirir
Mert dizinin üstüne çöker ve şaşırır
Mert : Olamaz !
Arkadan polisler gelir
Polis : Mert bey karakola gelirmisiniz ? Zanlıyı bulduk
Mert kendi kafasında hala şaşkındır bişey duymamaktadır
Polis : Mert bey ?
--------------------------
Polisler ile Mert karakola gelir
Uzun sakallı iki adam kelepçeli şekilde oturur
Polis parmağıyla ikisini göstererek bunlar der
Mert bir anda koşar ve birini alır ona yumruk atar diğerinin kafasına duvara çarpar
Polisler onu zar zor zapt eder
Mert : Ne istediniz lan ondan ? Hah ? Allahsızlar kitapsızlar !
Zanlı : O pis kardeşin başkanımızı öldürdü !
Mert : Lan şerefsiz peki boşuna mi öldürdü ! Ne b*k yediniz de yaptı !
Mert tekrar ağlamaya başlar
---------------------
1 HAFTA SONRA
Mert Sinan'ın mezarına gelir
Mert : Zaman geçmiyor be koçum , yiğenin amcasız büyüyor , benimde bir yarım eksik ! Nolur bize dönseydin be ! Yapamıyorum sensiz , evinde artık Aslı kalıyor , anılarınla birlikte ve sensiz !
Mert bir demet gül bırakır gider
Mezarlıktan uzak bir mesafeden park halinde olan bir minibüs görürürüz
Minibüs'ün camı açılır ve Sinan'ı abisini izlerken görürüz
-------------------
3 YIL SONRA - BUGÜN
Mert kahvaltı eder , karısı gelir
Sevim : Canım , bu akşam kuaförden geç çıkacam !
Mert : Tamam peki oğlumuz Yiğit ?
Sevim : Benle kalır o babası !
Küçük Yiğit koşarak babasına gelir
Mert : Oğlum benim gel öpim ! Akşam geri gelicem tamam mı ?
Neyse canım ben çıktım !
Mert kapısını açar ve yerde not bulur ve onu okur
Mert ( içinden ) : Bize ölüm yok !
Mert şaşırır
--------------------
Mert bürosuna oturur
Mert : Gunaydin arkadaşlar !
Askerler : Sağol komutanım !
Mert dosyalara bakar
İçeri asker girer
Asker : Komutanım bu size !
Mert : Yine mi ? Sağol !
Mert zarfı açar
Mert ( iç ses ) : Bu sabahki notun sahibini öğrenmek istiyorsan Kosova hapishanesi'ne git ve Ali Oktay'ı bul !
Mert hızlıca kalkar ve Askerin yanına gelir
Mert : Bu notu kim bıraktı buraya ?
Asker : Bilmiyorum komutanım !
Mert : General odasında mı ?
Asker : Evet komutanım !
Mert : Tamam !
Mert pat diye odaya girer
General : Çüş be komtan !
Mert : Generalim konuşmamız lazım !
General : Noldu kardeşim ?
Mert : Beni bilirsiniz biz abi-kardeş sayılırız !
General : Evet !
Mert : Bu sabahtan beri bize ölüm yok tarzında mesaj aldım ve az önce bu notun sahibinin Kosova hapishanesinde olduğunu öğrendim ve o kişinin Ali Oktay olduğunu öğrendim !
General : Sence Pusu mu ?
Mert : Bilmem gidip bakmalımıyım !
General : İsim ne dedin !
Mert : Ali Oktay !
General internetten bakar ve şok olur
Mert : Noldu generalim bem beyaz oldunuz !
General : Bence gidip bakmalısın Kosova'ya git 2 asker al !
Mert : Neden ?
General : Korkma !
-----------------------
Kosovaya uçak iner ve Mert 2 askerle taksiye biner
Mert : Kosova Hapishanesine !
Taksici : Siz türk ?
Mert : Evet !
Taksici : Peki ! Hapiste yakınız var sizin ?
Mert : Bilmiyorum !
Taksici : Ne için gidiyor ?
Mert : Birini bulmak için
----------------------
Hapishaneye gelirler ve herkes içerdeki yakınları için eylem yapıyorlardır
Hapishaneye girirler
Gardiyan : Ziyaret için kime geldiniz ?
Mert : Ali Oktay !
Gardiyan : Siz geçin o geliyor !
Mert yalnız oturur ve askerler dışardadır
Kapı açılır ve Mert kapıya bakar
Bir adam görüşme salonuna girer
Mert baka kalır
Adam Mert'in yanına ilerler
Sadece adımlarını görürüz
Mert : Hayır ! Olamaz !
Kamera Adamı yavaşça ayaklardan yüzüne doğru ilerler
O kişi Sinan'dır
Sinan : Abi !
Mert : Sinan ?
Sinan : Bize ölüm yoktu !
Mert baka kalır
1.Bölüm Sonu