‘Aldatmaca’ – 1.Bölüm
Bölümün Adı: 'Pilot'
[Sahne 1]
(Yıl 2009. Samsun’da sıradan bir yaz günü. İnsanlar, işe geç kalmamak için telaş içinde, bulvarlar, sokaklar arabalarla dolu. Bu telaş – orta sınıfa mensup olan – Emre’nin ailesinin evinde pek hissedilmiyor. Saat 11 olmuş, Emre harıl harıl uyuyor.)
[Necmiye] (Çalan telefona bakar) Alo?
[Furkan] Alo? Necmiye teyze? Siz misiniz?
[Necmiye] (Furkan olduğunu anlamıştır) Evet, benim oğlum. Hayırdır inşallah, ne oldu ki?
[Furkan] Hayır, hayır. Önemli bir şey yok. Emre’yle görüşecektim de. Evde mi?
[Necmiye] Evde ama hayatta değil. Kendisi şuan perilerle dans ediyor.
[Furkan] Nasıl yani? Pompy’nin dizilerini mi izliyor?
[Necmiye] Pompy de kim? Yok yok, kendisi uyuyor anlamında yani. Bildiğin uyuyor. 13’ten önce de kalkmaz bildiğin gibi.
[Furkan] O zaman bir zahmet, benim için kaldırı ver, sonra da kendisine telefonu ver. Ben onu kaldırmasını bilirim.
[Necmiye] Tamam, bir saniye. (Emre’nin odasına gider ve Emre’yi dürte dürte kaldırır)
[Emre] (sersem bir sesle) N’oluyo ya?!
[Necmiye] (telefonu Emre’nin yanına koyduktan sonra mutfağa gider yine)
[Furkan] (telefona bağırır) Emre! Emre! Bugün bir planımız vardı hani!
[Emre] Of ya, rahat bıraksanıza beni ya. (yatağın kenarına oturup, telefonu eline alır) Oğlum, ev telefonundan neden arıyorsun. Annemi çok sevdin ha, sapık mısın nesin.
[Furkan] Çüş oha, terbiyesiz. Cep telefonunun şarjı var mı, bi baksana.
[Emre] Var tabi, benim telefonum senin o dört saatte şarjı biten Ayfon’una benzemez.
[Furkan] Baktın mı?
[Emre] (telefonuna bakar, açmaya çalışır) Şarjı bitmiş.
[Furkan] (gülerek) Salaksın oğlum, gerçekten salaksın.
[Sahne 2]
(Furkan’ın yarım saatlik çabası sonrası Emre yatağından kalkabilmiş ve bugün Furkan ve Zeynep’le ders çalışacaklarını hatırlamıştır. Samsun’un pahalı semti Atakum’da yaşayan Furkan’ın villasına gider. Dolmuş’ta...)
[Emre] (dolmuşa binerken ayağı takılır ve dolmuşun içine yuvarlanır)
[Dolmuş şoförü] (kısa bir kahkaha atar)
[Emre] (kalkar ve yerine oturur) Abi, bir şey mi oldu ki böyle gülüyorsun?
[Yaşlı bir yolcu] Yavrum, sen aldığın maddeyi fazla kaçırmışsın galiba.
[Emre] Pardon, ne maddesinden bahsediyorsunuz?
[Yaşlı bir yolcu] Anayasa maddesinden, anayasa anayasa. (güler)
[Emre] (yorum yapmadan şoföre bir buçuk Lira uzatır)
[Sahne 3]
(Emre villaya ulaşır ve kapı zilini çalar. Furkan kapıyı açar.)
[Furkan] Nerde kaldın abi, on dakikalık yolu yarım saatte geldin.
[Emre] Dolmuşu üç kere değiştirmek zorunda kaldım.
[Furkan] (şaşkınlık içinde kalır) Bir dahakine Sarp’a söylerim, seni arabayla alır. Sen daha dolmuşa binmeyi beceremiyorsun, üç hafta sonra sınava gireceksin abi ya. Biraz ciddiyet lütfen.
[Emre] Dolmuşun sınavla ne alakası varsa artık...? (Furkan’ın odasına gider, oradaki kanepeye oturur)
[Furkan] (kapıyı kapatıp Emre’nin yanına gider)
[Emre] Zeynep gelmedi mi daha?
[Furkan] Annesinin hastanede işi varmış. Biraz geç gelecek.
[Emre] Anladım.
[Furkan] Biz şimdiden başlayalım istersen.
[Emre] Hiç Zeyno’suz ders çalıştığımızı görmedim ben... Hadi hayırlısı.
(Üç saat boyunca Youtube’da kedi ve çıplak star’ların videolarını izlerler...)
[Sahne 4]
(Zeynep bir anda Furkan’ın odasına girer. Emre, Youtube’u apar topar kapatmaya çalışır.)
[Zeynep] İnanamıyorum ya. Sınava üç hafta kaldı, siz hala Adriana Lima peşindesiniz.
[Emre] Jennifer Lopez’di o bi kere. Söveceksen doğru söv gardaş.
[Furkan] (Zeyneb’e dönerek) Sen ne ara geldin ya?
[Zeynep] Sarp abi açtı kapıyı. 250 metrekarelik bir alanda kapıyı duymaman gayet doğal bence.
[Emre] Ay, ben o senin laf atan dilini yerim. (sırıtır)
[Sahne 5]
(Samsun’un bir başka köşesinde, özel bir hastanede bu arada bir dram yaşanmaktadır. Furkan’ın babası, Rıfat, oğlu Sarp’ın tomografi sonuçlarını alır ve şoka girer.)
[Başhekim] Bakın, Rıfat bey, oğlunuzu kurtarabiliriz. Gerçekten kurtarabiliriz. Evet, zaman kaybettik ama...
[Rıfat] (sinirlerine hakim olamaz bir şekilde) Zaman kaybettik! Kendiniz diyorsunuz işte!
[Başhekim] Efendim, lütfen beni dinleyin. Zaman kaybettik ama kemoterapiye başlarsak iyi sonuçlar alabiliriz. Bana güvenin.
[Rıfat] Tanrı aşkına, bana böyle laflarla gelmeyin.
[Başhekim] (susar)
[Rıfat] (düşündürücü bir sesle) Tamam, işlemleri avukatım halleder. Elinizden gelen her şeyi yapacaksınız!
[Sahne 6]
(Villada gençler ders çalışmaya başlamıştılar ki, başka bir odadan büyük ama çok kısa bir gürültü duyulur...)
[Zeynep] (korkmuş) Ne... Neydi bu?
[Furkan] Olamaz... (Sarp’ın odasına koşar, panik içinde bağırır) Emre! Ambulans!
‘Aldatmaca’ – 1.Bölüm Sonu