İzleyici Kalbim 4 Mevsim dizisine git gide ısınıyor ama...[/B]
Temposunda biraz düşme olmakla birlikte gene de zevkle izleniyor. Özellikle Buket'in olduğu sahneler. Ben de herkesle birlikte dizinin esas oğlanını heyecanla bekliyordum. Çünkü eksikliği şiddetle hissediliyordu. Ama ne yazık ki Sedat Mert bizim beklediğimiz jön değil. Ben ikinci bölümde Buket'in İstanbul'a, baba ocağına dönmesinden korkuyordum. Korktuğum da oldu. Buket çok başarılı olduğu işini, hareketli hayatını, makamını bırakıp çorbacı dükkanına geldi! Umarım orada Saadet Lokantası'nın eksenini oluşturduğu küçük insanların hayatına dahil olmaz. Öyle olursa hem Buket karakterine hem de bu gelecek vadeden diziye çok yazık edilmiş olur. Lütfen Buket'i İstanbul'da da iş hayatına sokun, başarılar kazandığını, iyi yerlere geldiğini görelim. Onu güzel mekanlarda, şık kıyafetler içinde seyredelim. Dizi sıradan bir mahalle dizisi olmasın, sadece küçük insanların hayatından ibaret olmasın. İçinde pırıltı ve heyecan görelim. Son iki yıldır dizi anlayışında çok büyük değişiklikler oldu. Artık izleyici kendisine o çekici hayatlardan bir şeyler sunulmasını istiyor. Buket'in karşısına kendisine yakışır çarpıcılıkta hoş, etkileyici bir adam çıkarın. Biz de bu güzel ve güçlü kadının maceralarını, başarılarını, aşkını zevkle izleyelim. Son sahneyle ilgilibir eleştirim olacak ki diziyi izleyen herkes bu eleştiriyi paylaşıyor: İlaçlama aracının peşinden koşup ilaç buharının içine dalmak olacak şey değil. Su buharı değil ki bu. Zehir. Hele kocaman bir kadının yolun ortasında arabayı durdurup kollarını iki yana açarak koşa koşa ilaç bulutuna girmesi zorlama ötesi. Niye yapıyor bunu? Arabasıyla karşı yönden gelen Sedat Mert'in önüne çıkıp heyecan yapmak için! Böyle anlamsız bir zorlama bu güzel diziye yakışıyor mu?
Dizileaks - Medyatava
[/SIZE][/COLOR][/FONT]
Temposunda biraz düşme olmakla birlikte gene de zevkle izleniyor. Özellikle Buket'in olduğu sahneler. Ben de herkesle birlikte dizinin esas oğlanını heyecanla bekliyordum. Çünkü eksikliği şiddetle hissediliyordu. Ama ne yazık ki Sedat Mert bizim beklediğimiz jön değil. Ben ikinci bölümde Buket'in İstanbul'a, baba ocağına dönmesinden korkuyordum. Korktuğum da oldu. Buket çok başarılı olduğu işini, hareketli hayatını, makamını bırakıp çorbacı dükkanına geldi! Umarım orada Saadet Lokantası'nın eksenini oluşturduğu küçük insanların hayatına dahil olmaz. Öyle olursa hem Buket karakterine hem de bu gelecek vadeden diziye çok yazık edilmiş olur. Lütfen Buket'i İstanbul'da da iş hayatına sokun, başarılar kazandığını, iyi yerlere geldiğini görelim. Onu güzel mekanlarda, şık kıyafetler içinde seyredelim. Dizi sıradan bir mahalle dizisi olmasın, sadece küçük insanların hayatından ibaret olmasın. İçinde pırıltı ve heyecan görelim. Son iki yıldır dizi anlayışında çok büyük değişiklikler oldu. Artık izleyici kendisine o çekici hayatlardan bir şeyler sunulmasını istiyor. Buket'in karşısına kendisine yakışır çarpıcılıkta hoş, etkileyici bir adam çıkarın. Biz de bu güzel ve güçlü kadının maceralarını, başarılarını, aşkını zevkle izleyelim. Son sahneyle ilgilibir eleştirim olacak ki diziyi izleyen herkes bu eleştiriyi paylaşıyor: İlaçlama aracının peşinden koşup ilaç buharının içine dalmak olacak şey değil. Su buharı değil ki bu. Zehir. Hele kocaman bir kadının yolun ortasında arabayı durdurup kollarını iki yana açarak koşa koşa ilaç bulutuna girmesi zorlama ötesi. Niye yapıyor bunu? Arabasıyla karşı yönden gelen Sedat Mert'in önüne çıkıp heyecan yapmak için! Böyle anlamsız bir zorlama bu güzel diziye yakışıyor mu?
Dizileaks - Medyatava
Moderatörün son düzenlenenleri: