TV8'in sevilen dizisi Kırmızı Oda sezon boyunca ulaştığı başarıyla adından sıkça söz ettirdi.
Yapımcılığını OGM Pictures'ın üstlendiği, başrolünde Binnur Kaya'nın yer aldığı; her hafta gerçek hayat hikayelerini ekranlara taşıyan dizinin senaristliğini tek başına üstlenen Banu Kiremitçi Bozkurt, Episode dergisinden Ezgi Özcan'a verdiği röpörtajda diziyle ilgili merak edilen bazı soruları yanıtladı:
Son yazdığınız dizi Kırmızı Oda, yabancı bir dizi formatından değil, bir romandan uyarlamaydı. Bir kitaptan uyarlama yapmak yabancı diziden uyarlama yapmaktan farklı mı? Farklıysa hangi yönlerden ve nasıl?
Kırmızı Oda roman uyarlaması değil. Gülseren Hoca’nın gerçek hasta hikâyelerinden uyarladığımız bir iş. İşlediğimiz konuların bazıları hocanın kitaplarında var, bazıları yayımlanmamış. Bir vakayı ele alıp onu hikâyeleştirmek, dünyasını yaratmak, hasta ile doktor arasındaki ilişkiyi drama kurallarına göre ölçütlemek, süre matematiğini ve merak faktörünü göz önünde bulundurmak gibi pek çok faktör var.
Bunları yaparken de tamamen tarafsız olmanız ve karakteri yargılamadan hikâyeyi anlatmanız gerek. Özellikle “yargılamama” kısmında seyirciyle çok güzel bir yerde buluştuğumuzu düşünüyorum. İşin şifası biraz da bu, olduğu gibi kabul edip anlamaya çalışma çabasından geliyor.
Kırmızı Oda aynı zamanda bir meslek draması, Hekimoğlu’nda da meslek draması yazdınız. Bir mesleğin içine girmek, onun evrenine dalmak nasıl bir his? Hikâye için nasıl fırsatlar doğuruyor ya da nasıl zorluklar çıkarıyor?
Meslek draması da olsa ikisi de birer televizyon dizisi. Sağduyulu ve özenli davranarak drama kurallarında hikâyeyi işlemeyi önemsiyorum.
Uyarlama sürecinde Gülseren Budayıcıoğlu’yla mı mesai yaptınız? Nasıl bir çalışma ilerlettiniz?
Gülseren Hanım’la birebir çalışıyoruz. Zamanla aramızda çok güzel bir dostluk da oluştu. O bir doktor olarak ben de bir senarist olarak yaklaşıyoruz hikâyelere. Farklı yerlerden baktığımız için birbirimizden çok beslendiğimize inanıyorum.
Kırmızı Oda bir yandan reytingleri çok yüksek diğer taraftan da kamuoyunda çok eleştirilen bir dizi oldu. İnsanların bu iki farklı ama yüksek tepkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben genelde olumlu tepkilerle karşılaştım. İnsana dair ne varsa anlamaya çalışan bir iş Kırmızı Oda. Parmak sallamadan, ders vermeden empatiyle sorunu anlamak üzerine bir yaklaşımımız var, buna özellikle dikkat ediyoruz.
Büyük büyük hikâyeler değil de sıradan insanların dünyalarını izlemek seyirciye iyi geldi diye düşünüyorum. Hepimizin çok ortak noktası var ve doğru yerden anlatıldığında herkesin hikâyesi biricik, benzersiz. Kırmızı Oda’ya gelen hastaların iyileşme, kendini tanıma süreci de umut verici oluyor.
Kırmızı Oda, yeni bölümleriyle Eylül'de TV8'de!