Filmi izleyeli gerçekten çok uzun zaman oldu, bir örnekle bunu açıklamak gerekirse yakın zamanda vatani görevini layıkıyla icra edip aramıza geri dönen Utku beyciğim (
@MasacRE) daha askere gitmemişti o zamanlar.
Bu sebeple filmi hatırladığım kadarıyla kısaca yorumlayıp, IMDb'de vermiş olduğum puanı vereceğimi baştan belirtmek isterim...
Yer yer izlerken odağımı kaybedecek gibi olduğum anlar olsa da geneli itibariyle sıkılmadan izlemiştim filmi. Evet, bu kadar bol diyalog zaman zaman yorucu olabiliyor ancak filmin konusu, bu konunun ilgi çekiliğini bunun önüne geçiyordu bana kalırsa. Özellikle baştan sona korunabilen merak unsuru, izlediğimiz olayların, işittiğimiz diyalogların nereye ve nasıl bağlanacağı düşüncesi filmi ilgi çekici kılmayı başarmış.
Ben finalde verilen mesajı ve filmin bağlanışını da genel hatlarıyla sevmiştim. Evet, birçok soru işareti bırakmıştı ancak zaten amaçlanan da buydu bence. Yani film birazcık izleyicinin hayal gücüne bırakıyor bazı şeyleri denilebilir. Verilen mesaj ve bu mesajın veriliş şekli ise şahaneydi bence. Kısaca özetlemek gerekirse Jake'in yaşadıkları, daha doğrusu yaşayamadıklarının parça parça bizlere gösterilmesi, kendisinin aslında aşırı sıradan bir insan olduğunu anlamamız ve tüm bunların filmde parça parça verilmiş olması son derece özgün ve başarılı bir kurguydu ortaya çıkarmış bence...
Sondaki makyajlar gerçekten kötüydü ama genel olarak filmin karanlık, iç sıkıcı atmosferini ve yönetmenliğini beğendim. Artık hemen hemen her Netflix projesinde -bilmiyorum denk mi geliyor- karşımıza çıkan Jesse Plemons'ın performansını sevdim, karaktere yakışmış. Fakat filmin asıl yıldızı Jessie Buckley olmuş bence, ses tonu, mimikleri falan çok iyiydi.
Puan: 7.5