ALMANYA:
Ø Cumhurbaşkanı Hindenburg, 30 Ocak 1933'te, başbakanlığa Hitler'i atadı.
Ø Başbakan olmasına karşın Hitler'in başkanı olduğu NSDAP -Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi- hükümette azınlıktaydılar. Onbir bakanlıktan üçü NSDAP’ dendir.
Ø Hitler, başbakan olduğu gün, genel seçim kararı alınmasını sağlamıştır. Seçim kampanyaları sırasında 27 Şubat 1933 gecesi ünlü Reichstag yangını, izleyen günlerde çok sayıda sosyalist ve komünist parti liderinin ve parlamenterin tutuklanmasına yol açmıştır.
Ø Seçim sonuçları NSDAP’ NİN parlamentoda çoğunluğu elde etmesini sağlamıştır. NSDAP'ın oyları yüzde 37'den yüzde 44'e yükselmiştir.
Ø 23 Mart 1933 de Hitler, Reichstag’a, “Halkta ve Almanya’daki Sıkıntının Kaldırılmasına Dair Kanun” adıyla beş maddelik bir kanun tasarısı sunmuştur.
Ø Sunulan Kanun yasama yetkisinin, bütçe denetiminin, anayasa değişikliği yapma yetkisinin, dört yıl süreyle kabineye devredilmesi hükümlerini getiriyordu.
Ø Açık anlatımla Reichstag, dört yıl için tatil ediliyor, tüm yetkileri başbakan olarak Hitler’e devrediliyordu.
Ø Reichstag'ın etkinliğinin ortadan kaldırılması ardından bakanlar kurulu da devre dışı kalmış, Hitler tek başına Almanya'yı yöneten bir lider durumuna gelmiştir.
Ø Hitler’in 1933 yılında iktidara gelmesinden itibaren savaşın sonuna kadar izlediği strateji, üç aşamalı bir stratejidir.
Ø Hitler, iktidara gelmesinin hemen ardından Alman ekonomisinin düzenlemesini hedef almıştır.
Ø Ekonominin düzene sokulmasının ardından stratejisinin ilk adımında Hitler, Alman kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, Varsay Anlaşmasıyla getirilen sınırlamalardan kurtulmasını sağlamıştır.
Ø Bunun ardından gelen ikinci stratejik ve gerginlik dolu adım, Almanca konuşan nüfusun yaşamakta olduğu bölgelerin, Alman topraklarına katılmasıdır.
Ø Bu stratejik evrenin adımları, 12 Mart 1938 de, Avusturya’nın ilhak edilmesiyle başlamıştır.
Ø Ardından ikinci adım olarak Çekoslovakya toprakları içindeki Sudet bölgesidir.
Ø Hitler’in baskısıyla 29 Eylül 1938 günü imzalanan Münih Anlaşmasıyla Sudet bölgesi Almanya’ya verilmiştir.
Ø Konferans, Alman, İtalyan, İngiliz ve Fransız başbakanlarının katıldığı, Çekoslovakya’nın temsilci bulundurmadığı bir anlaşmadır.
Ø Anlaşmanın hayata geçirilmesi konusunda Hitler, hiç zaman kaybetmemiştir.
Ø Anlaşma, 1 Ekim 1938'de yine silah kullanılmaksızın, uluslararası anlaşmalara dayanılarak, nüfusunun yüzde elliden fazlasını Almanların oluşturduğu Sudet bölgesinin Almanlarca işgal edilmesine dayanmıştır.
Ø 15 Mart 1939'da ise Çekoslovakya’nın kalanını da topraklarına eklemeleri anlaşmada yer almıştır.
Ø Bu olaylara kadar Hitler, stratejisinin adımlarını atarken, silah kullanmamıştır.
Ø Ancak geriye tek sorunlu bölge kalmıştır: Danzig bölgesi.
Ø Versay Anlaşmasıyla Polonya'ya verilen Danzig bölgesi, halen Alman yönetiminde olan Doğu Prusya ile Almanya arasındaki kara bağlantısını kestiğinden, Alman Hükümeti, Polonya hükümetinden, Doğu Prusya'yla arada bir kara bağlantısı oluşturulması yönünde bir teklifi görüşmesini istemiş ve böylece Danzig Sorunu ortaya çıkmıştır.
Ø Almanya: Öncelikle Orta Avrupa, ardından Doğu ve Batı Avrupa'yı Almanya topraklarına katmak amacındadır.
Ø İkincil planı ise Asya'ya özellikle Rusya ve Yakın Doğu'daki stratejik noktaları ele geçirmektir
İTALYA:
Ø İtalya, Mussolini'nin faşist politikaları sebebiyle Avrupa'da sorun oluşturuyordu.
Ø İtalya'nın eski Roma İmparatorluğu gibi güçlü bir devlet olmasını isteyen Mussolini, Almanya ile yakınlaşarak Mihver devletler bloğunda savaşa girmiştir.
Ø İtalya; Kuzey Afrika ve Balkanlar'da ilerlemiştir.
JAPONYA:
Ø Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya'nın Uzak Doğu sömürgeleri Japonya'ya verilmişti. Üstelik
Çin'in bir bölümü de Japon hâkimiyetindeydi.
Ø Ancak bu kadar sömürge bile hızla sanayileşen ve büyüyen Japon ekonomisini yetmiyordu.
Ø Japonya’nın 1931'de Mançurya'yı işgal etmesi, sonra 1937'de Çin'e yeniden savaş açması, Avrupa'daki bunalıma bir de, Uzakdoğu bunalımını kattı.
Ø Japon-Çin sorunu Milletler Cemiyeti'nde ele alındı.
Ø Ancak Japonya'ya karşı bir harekette bulunulamadı.
Ø Uzakdoğu'daki statükonun (var olan durumun) bozulması, öncelikle Amerika Birleşik Devletleri'ni ilgilendiriyordu.
Ø Bu devlet, Japonya'nın girişimlerine karşıydı ve Çin'i destekliyordu.
Ø Diğer taraftan Sovyet Rusya da, Japonya'nın güçlenmesinden ve yayılmasından endişe duyuyordu.
Ayrıca Çin komünistlerini destekliyordu.
Ø Bu nedenlerle de Japonya, Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği'nin baskısını duyuyordu.
Ø Böylece Almanya, Fransa ile Sovyet Rusya'nın arasında kalırken; Japonya da, Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyet Rusya'nın arasında kalmış bulunuyordu.
Ø Bu bakımdan Almanya ile Japonya, yani statükoya karşı olan devletler, ortak tehlike olarak gördükleri Sovyet Rusya'ya karşı birleştiler.
• (25 Kasım 1936'da Anti-Komintern Paktı)
• Böylece bu antlaşma ile Almanya ve Japonya arasında siyasi rejim esasına dayalı bir ittifak yapılmış ve bununla "Berlin - Tokyo Mihveri (Ekseni)" kurulmuştur.
İNGİLTERE:
( Yatıştırma Politikası)
Ø Yatıştırma politikası, İkinci Dünya Savaşı'na giden dönemde İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain'le özdeşleşen politikaya verilen isimdir.
Ø Appeasement politikası olarak da adlandırılır.
Ø Chamberlain Hitler'in esas ilgi alanının doğuda olduğuna inandığı için Komünist SSCB'ye karşı kendileriyle ittifaka gireceğini, hatta Hitler'i Sovyet topraklarına yöneltebileceğini umut etmiş, Çekoslovak toprağı olan Südetlerin Almanya'ya verilmesinden sonra daha önce Bismarck'ın yaptığı gibi Hitler'in de artık kazandıklarını elinde tutmaya çalışacağını ummuştu.
Ø Fakat Hitler, taleplerini devam ettirerek bu düşünceyi boşa çıkarmıştır.
Ø 29 Eylül 1938 tarihinde büyük devletlerin Südetleri Almanya'ya verme kararı almasına yol açan Münih Anlaşması, yatıştırma politikasının doruk noktasıydı.
Ø Konferanstan dönen Chamberlain uçaktan indiğinde "Size bugün onurlu bir barış getirdim" diyecekti.
Ø Fakat 15 Mart 1939'da Almanya hiçbir Almanın yaşamadığı Çekoslovakya topraklarının geri kalanını işgale başlayınca, yatıştırma politikasının bittiğini ilan etmek zorunda kaldı.
Ø Takip eden haftalarda İngiltere Polonya'ya garanti verdi ve ciddi savaş hazırlıklarına başladı.
Ø Ancak,büyük bir savaşı önlemek için geç kalınmıştı.
FRANSA:
Ø Fransa 1924'te, Sovyet Rusya da 1935'te Çekoslovakya ile birer ittifak yapmışlardı.
Ø Fransa, bu ittifak gereğince yardıma geçmek için, İngiltere'nin de harekete geçmesini istiyordu.
Ø Fakat İngiltere, böyle bir yardıma hemen kalkışmak istemeyince, o da İngiltere'yi izledi ve İngiltere’nin Yatıştırma Siyasetini destekleyici bir tutum sergiledi.
ABD:
Ø Savaşın başında tarafsız kalan ABD sonraları Fransa ve İngiltere'ye silah yardımı yapmıştır.
Ø Almanya'nın kışkırtmaları sonucunda Japonya tarafından Pearl Harbour’a saldırıya uğramış ve kesin olarak savaşa girmiştir.
Ø ABD'nin savaşa girmesi ile savaşın seyri değişmiş, Almanya genişleme politikası yerine var olan sınırlarını koruma politikasını uygulamıştır.
SSCB:
Ø Almanya’nın Avrupa’da izlediği yayılmacı siyasetini devam ettirmesi ve Hitlerin Münih Antlaşması’yla
kendisine verilen ödünlerle yetinmemesi İngiltere ve Fransa’yı SSCB ile birlikte üçlü bir ittifak arayışına itmiştir.
Ø Ancak aralarındaki görüş farkları bunun gerçekleşmesine meydan vermedi.
Ø Bu konuda üç devlet arasında görüşmeler sürerken de, 23 Ağustos 1939'da,
Ø Almanya ile Sovyet Rusya arasında bir"Saldırmazlık Paktı"nın yapıldığı açıklandı
** Almanya, bu suretle Rusya'nın tarafsızlığını da sağladıktan sonra, Polonya üzerindeki baskısını çoğaltmaya başladı
Ø Cumhurbaşkanı Hindenburg, 30 Ocak 1933'te, başbakanlığa Hitler'i atadı.
Ø Başbakan olmasına karşın Hitler'in başkanı olduğu NSDAP -Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi- hükümette azınlıktaydılar. Onbir bakanlıktan üçü NSDAP’ dendir.
Ø Hitler, başbakan olduğu gün, genel seçim kararı alınmasını sağlamıştır. Seçim kampanyaları sırasında 27 Şubat 1933 gecesi ünlü Reichstag yangını, izleyen günlerde çok sayıda sosyalist ve komünist parti liderinin ve parlamenterin tutuklanmasına yol açmıştır.
Ø Seçim sonuçları NSDAP’ NİN parlamentoda çoğunluğu elde etmesini sağlamıştır. NSDAP'ın oyları yüzde 37'den yüzde 44'e yükselmiştir.
Ø 23 Mart 1933 de Hitler, Reichstag’a, “Halkta ve Almanya’daki Sıkıntının Kaldırılmasına Dair Kanun” adıyla beş maddelik bir kanun tasarısı sunmuştur.
Ø Sunulan Kanun yasama yetkisinin, bütçe denetiminin, anayasa değişikliği yapma yetkisinin, dört yıl süreyle kabineye devredilmesi hükümlerini getiriyordu.
Ø Açık anlatımla Reichstag, dört yıl için tatil ediliyor, tüm yetkileri başbakan olarak Hitler’e devrediliyordu.
Ø Reichstag'ın etkinliğinin ortadan kaldırılması ardından bakanlar kurulu da devre dışı kalmış, Hitler tek başına Almanya'yı yöneten bir lider durumuna gelmiştir.
Ø Hitler’in 1933 yılında iktidara gelmesinden itibaren savaşın sonuna kadar izlediği strateji, üç aşamalı bir stratejidir.
Ø Hitler, iktidara gelmesinin hemen ardından Alman ekonomisinin düzenlemesini hedef almıştır.
Ø Ekonominin düzene sokulmasının ardından stratejisinin ilk adımında Hitler, Alman kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, Varsay Anlaşmasıyla getirilen sınırlamalardan kurtulmasını sağlamıştır.
Ø Bunun ardından gelen ikinci stratejik ve gerginlik dolu adım, Almanca konuşan nüfusun yaşamakta olduğu bölgelerin, Alman topraklarına katılmasıdır.
Ø Bu stratejik evrenin adımları, 12 Mart 1938 de, Avusturya’nın ilhak edilmesiyle başlamıştır.
Ø Ardından ikinci adım olarak Çekoslovakya toprakları içindeki Sudet bölgesidir.
Ø Hitler’in baskısıyla 29 Eylül 1938 günü imzalanan Münih Anlaşmasıyla Sudet bölgesi Almanya’ya verilmiştir.
Ø Konferans, Alman, İtalyan, İngiliz ve Fransız başbakanlarının katıldığı, Çekoslovakya’nın temsilci bulundurmadığı bir anlaşmadır.
Ø Anlaşmanın hayata geçirilmesi konusunda Hitler, hiç zaman kaybetmemiştir.
Ø Anlaşma, 1 Ekim 1938'de yine silah kullanılmaksızın, uluslararası anlaşmalara dayanılarak, nüfusunun yüzde elliden fazlasını Almanların oluşturduğu Sudet bölgesinin Almanlarca işgal edilmesine dayanmıştır.
Ø 15 Mart 1939'da ise Çekoslovakya’nın kalanını da topraklarına eklemeleri anlaşmada yer almıştır.
Ø Bu olaylara kadar Hitler, stratejisinin adımlarını atarken, silah kullanmamıştır.
Ø Ancak geriye tek sorunlu bölge kalmıştır: Danzig bölgesi.
Ø Versay Anlaşmasıyla Polonya'ya verilen Danzig bölgesi, halen Alman yönetiminde olan Doğu Prusya ile Almanya arasındaki kara bağlantısını kestiğinden, Alman Hükümeti, Polonya hükümetinden, Doğu Prusya'yla arada bir kara bağlantısı oluşturulması yönünde bir teklifi görüşmesini istemiş ve böylece Danzig Sorunu ortaya çıkmıştır.
Ø Almanya: Öncelikle Orta Avrupa, ardından Doğu ve Batı Avrupa'yı Almanya topraklarına katmak amacındadır.
Ø İkincil planı ise Asya'ya özellikle Rusya ve Yakın Doğu'daki stratejik noktaları ele geçirmektir
İTALYA:
Ø İtalya, Mussolini'nin faşist politikaları sebebiyle Avrupa'da sorun oluşturuyordu.
Ø İtalya'nın eski Roma İmparatorluğu gibi güçlü bir devlet olmasını isteyen Mussolini, Almanya ile yakınlaşarak Mihver devletler bloğunda savaşa girmiştir.
Ø İtalya; Kuzey Afrika ve Balkanlar'da ilerlemiştir.
JAPONYA:
Ø Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya'nın Uzak Doğu sömürgeleri Japonya'ya verilmişti. Üstelik
Çin'in bir bölümü de Japon hâkimiyetindeydi.
Ø Ancak bu kadar sömürge bile hızla sanayileşen ve büyüyen Japon ekonomisini yetmiyordu.
Ø Japonya’nın 1931'de Mançurya'yı işgal etmesi, sonra 1937'de Çin'e yeniden savaş açması, Avrupa'daki bunalıma bir de, Uzakdoğu bunalımını kattı.
Ø Japon-Çin sorunu Milletler Cemiyeti'nde ele alındı.
Ø Ancak Japonya'ya karşı bir harekette bulunulamadı.
Ø Uzakdoğu'daki statükonun (var olan durumun) bozulması, öncelikle Amerika Birleşik Devletleri'ni ilgilendiriyordu.
Ø Bu devlet, Japonya'nın girişimlerine karşıydı ve Çin'i destekliyordu.
Ø Diğer taraftan Sovyet Rusya da, Japonya'nın güçlenmesinden ve yayılmasından endişe duyuyordu.
Ayrıca Çin komünistlerini destekliyordu.
Ø Bu nedenlerle de Japonya, Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği'nin baskısını duyuyordu.
Ø Böylece Almanya, Fransa ile Sovyet Rusya'nın arasında kalırken; Japonya da, Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyet Rusya'nın arasında kalmış bulunuyordu.
Ø Bu bakımdan Almanya ile Japonya, yani statükoya karşı olan devletler, ortak tehlike olarak gördükleri Sovyet Rusya'ya karşı birleştiler.
• (25 Kasım 1936'da Anti-Komintern Paktı)
• Böylece bu antlaşma ile Almanya ve Japonya arasında siyasi rejim esasına dayalı bir ittifak yapılmış ve bununla "Berlin - Tokyo Mihveri (Ekseni)" kurulmuştur.
İNGİLTERE:
( Yatıştırma Politikası)
Ø Yatıştırma politikası, İkinci Dünya Savaşı'na giden dönemde İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain'le özdeşleşen politikaya verilen isimdir.
Ø Appeasement politikası olarak da adlandırılır.
Ø Chamberlain Hitler'in esas ilgi alanının doğuda olduğuna inandığı için Komünist SSCB'ye karşı kendileriyle ittifaka gireceğini, hatta Hitler'i Sovyet topraklarına yöneltebileceğini umut etmiş, Çekoslovak toprağı olan Südetlerin Almanya'ya verilmesinden sonra daha önce Bismarck'ın yaptığı gibi Hitler'in de artık kazandıklarını elinde tutmaya çalışacağını ummuştu.
Ø Fakat Hitler, taleplerini devam ettirerek bu düşünceyi boşa çıkarmıştır.
Ø 29 Eylül 1938 tarihinde büyük devletlerin Südetleri Almanya'ya verme kararı almasına yol açan Münih Anlaşması, yatıştırma politikasının doruk noktasıydı.
Ø Konferanstan dönen Chamberlain uçaktan indiğinde "Size bugün onurlu bir barış getirdim" diyecekti.
Ø Fakat 15 Mart 1939'da Almanya hiçbir Almanın yaşamadığı Çekoslovakya topraklarının geri kalanını işgale başlayınca, yatıştırma politikasının bittiğini ilan etmek zorunda kaldı.
Ø Takip eden haftalarda İngiltere Polonya'ya garanti verdi ve ciddi savaş hazırlıklarına başladı.
Ø Ancak,büyük bir savaşı önlemek için geç kalınmıştı.
FRANSA:
Ø Fransa 1924'te, Sovyet Rusya da 1935'te Çekoslovakya ile birer ittifak yapmışlardı.
Ø Fransa, bu ittifak gereğince yardıma geçmek için, İngiltere'nin de harekete geçmesini istiyordu.
Ø Fakat İngiltere, böyle bir yardıma hemen kalkışmak istemeyince, o da İngiltere'yi izledi ve İngiltere’nin Yatıştırma Siyasetini destekleyici bir tutum sergiledi.
ABD:
Ø Savaşın başında tarafsız kalan ABD sonraları Fransa ve İngiltere'ye silah yardımı yapmıştır.
Ø Almanya'nın kışkırtmaları sonucunda Japonya tarafından Pearl Harbour’a saldırıya uğramış ve kesin olarak savaşa girmiştir.
Ø ABD'nin savaşa girmesi ile savaşın seyri değişmiş, Almanya genişleme politikası yerine var olan sınırlarını koruma politikasını uygulamıştır.
SSCB:
Ø Almanya’nın Avrupa’da izlediği yayılmacı siyasetini devam ettirmesi ve Hitlerin Münih Antlaşması’yla
kendisine verilen ödünlerle yetinmemesi İngiltere ve Fransa’yı SSCB ile birlikte üçlü bir ittifak arayışına itmiştir.
Ø Ancak aralarındaki görüş farkları bunun gerçekleşmesine meydan vermedi.
Ø Bu konuda üç devlet arasında görüşmeler sürerken de, 23 Ağustos 1939'da,
Ø Almanya ile Sovyet Rusya arasında bir"Saldırmazlık Paktı"nın yapıldığı açıklandı
** Almanya, bu suretle Rusya'nın tarafsızlığını da sağladıktan sonra, Polonya üzerindeki baskısını çoğaltmaya başladı