2019 Honeyland / Bal Ülkesi - Film Yorumları

Sherlock

Konu Sahibi
Süper Emekli
Katılım
7 Eylül 2016
Mesajlar
32,130
Reaksiyon puanı
47,949
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
nQhqnR.webp


Tür: Belgesel, Dram
Yönetmen: Tamara Kotevska , Ljubomir Stefanov

Oyuncular:
Hatidze Muratova
Nazife Muratova
Hussein Sam

Filmin Özeti:
Bal Ülkesi, arıcılıkla uğraşan bir ailenin yaşamına odaklanıyor. Hatice Muratova, hasta annesi ile birlikte yolu, elektriği ve suyu olmayan Balkanlarda dağlık bir bölgede yaşar. Genç kadın, eski dağcılık geleneklerini kullanarak yabani aracılık yapmaktadır. Ancak bunu yaparken arıların payını gözetmekten geri kalmaz üstüne bir de onlarla konuşup, şarkı söyler. Yaşadıkları bölgeye göçebe arıcıların gelmesi, bir yandan Hatice’nin yaşamını etkilerken bir yandan da doğal dengenin bozulmasına neden olur. Hatice, bozulan düzeni yeniden sağlamak için zorlu bir mücadeleye girişir.

Filmin Fragmanı:

 
Aslında izleme gibi bir düşüncem yoktu ama çoğunun Türkçe oluşu ve bu kadar beğenilmesinin ardından tesadüfen altyazısının da geldiğini görünce bakayım dedim. İyi ki kaçırmamışım çünkü çok iddiasız ama bir o kadar da özel bir hikayeye ışık tutuyor.

Issız bir köyde hasta annesiyle yaşayan ve tek geçim kaynağı arıcılık olan Hatice o kadar hayran olunası bir kişilik ki. Arıların balının yarısını alıp yarısını onlara bırakacak kadar düşünceli olması, annesiyle olan ilişkisi, doğa sevgisi ve asla umudunu kaybetmemesi derken kısa zamanda sevdiriyor kendisini. Ama bu sıradan yaşamı yanına Türk bir göçebe ailenin gelmesiyle bozuluyor ve Hatice onlara ne kadar iyi niyetle yaklaşsa da zamanla bu ailenin gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Aslında yönetmenler çevre belgeseli için gelmişken Hatice'yi görmüş ve onun hikayesini çekmeye karar vermişler. Bu olay da tesadüfen yaşanmış. İki aile arasındaki çatışmanın ve doğanın dengesini bozma üzerine bir hikayenin olması filmi bildiğimiz belgesellerden çok daha cazip kılıyor.

Hatice ve annesinin ilişkisi çok tatlıydı. Zaten filmdeki Türkçe'nin büyük kısmı da anlaşılır olduğu için sanki kilometrelerce uzaktaki bir köyde değil yanı başımda yaşanan bir hikayeyi izlemiş gibiydim. Diğer ailenin de sürekli çocuk yapması, dağdan gelip bağdakini kovması derken tam bir Türk ailesi portresi olması da hikayenin o tanıdıklık hissini iyice arttırıyor.

Hatice'nin ağaç kovuğundaki kovanının o aile tarafından bozulması ne kadar üzücüyse o ve annesinin onlara beddua etmesinden sonra ailenin hayvanlarının teker teker ölmeye başlamasına o kadar sevindim. Hatice'nin çocuğum olsa her şey daha farklı olurdu demesi, annesine sen ölürsen ben ne yapacağım dediği an ve kaybettiğinde yaktığı ağıt da çok etkileyiciydi. Gerçek hikayelerin kurmacalardan ne kadar etkileyici olabileceği konusunda bir ders gibiydi adeta. :(

Hem uluslararası film hem de belgesel dalında adaylık alan ilk filmin Türklerle (Balkan Türkleri de olsa) ilgili olması ve böyle güzel bir insanı geniş kitlelerle tanıtması o kadar gurur verici ki. Hikaye çok kişisel olsa da, arıcılığa yabancı olduğum için bazı yerlerde yabancılık çeksem de kültürel yakınlık (ve muhteşem görüntüler) sayesinde kısa zamanda kendimi kaptırdım. Aslında ilk izlediğimde puanım daha düşüktü ama geçen zaman içerisinde o kadar güzel demlendi ki 8 bile az kalırmış gibi hissediyorum. O yüzden:

8.5/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga
Belgesellere yorum yapıp puan vermek adetim değildir ama madem konusu açılmış yapalım. :)

İlginç bir yapım olmuş. Belgesel / film karşımı gibi olmuş. Değişik bir Türkçe dinlemek ilginçti. Belgeselin ilk kısmı da ilginçti ama sonra giderek ilgi çekiciliğini kaybetti benim gözümde. Fena değildi yine de.

6/10