- Katılım
- 15 Şubat 2011
- Mesajlar
- 55,491
- Reaksiyon puanı
- 2,350
- Puanı
- 809
Türk televizyonlarında ki eksiklik yenilen medya da yenilenmeyen samimiyet olarak göze çarpıyor. Eskiden olduğu gibi evlerimize konuk olan Halit kıvanç, Erkan yolaç , rahmetli Orhan boran gibi ustaların yerini doldurabilecek bir tane de insan yok gözüküyor. Eskiden küçük bütçeli ama seyirciyi avucunun içine alan ve onları televizyon başında tutacak bir yayın anlayışı güdülürdü. Kimi zaman vahşi batıdan John wayne, Lee marvin, Gary cooper gibi ustaların filmleri kimi zaman Johny weismüller' in Tarzanı gibi klasikler kimi zamanda yukarda bahsettiğimiz ustaların içtenlikle sunduğu programlar her gün neşemize neşe katardı. Şimdi seçenek çok olsa da, hatta 24 saat yayın yapılsa da ekranda sürekli olarak insanları ekran başına kilitleyen programların ve filmlerin sayısı oldukça azaldı. Tabiki reyting dünyasında fikirlerin çarpışması ses getirebilir.
Kanallar da doğal olarak burdan ekmek yemek isteyebilir. Ancak Akdeniz kültürüne özgü bu formatta ki programların sayısının düşürülmesinde fayda görüyorum. Edebiyattan, sanattan,etkinliklerden bahseden programların sayısının azlığına bakarsak ne kadar haklı olduğumu görürsünüz. Elbette bu tür yapımlar başta çok fazla izleyici çekmeyecektir. Ancak sosyal medyanın da etkisi ile bu aşılabilir. Sanatı ve sanatçıyı bu topluma yeniden sevdirmekte fayda var.
Özel kanallar arasında bu misyonu üstlenen az da olsa kanal var. Ancak bu kanallar da yanlış program teknikleri dolayısı ile kumandanın en üst sıralarında. Eskiden yapılan ve gazino formatında hazırlanan eğlence programlarına ne oldu. Bir başka geceyi unuttuk mu. ? Çetin Çeki, Güneş Tecelli gibi ustaların yeri doldurulmalı.
Ve spor programları. Hep aynı yüzleri görmekten sıkılmadık mı. ? Bırakalım ekranda ceza sahası muhabbetlerini. Futbol ya da tüm sporlar her geçen gün gelişen ve sadece basit gol ya da faul yorumlarından ibaret olmayan eğlence aktiviteleri…
İnsanları bilgilendirmekten çekinmeyelim. Bu da seyircinin değil yorumcuların kalitesini arttırmaktan geçiyor sanırım.
[h=2]Oğuz Akdeniz[/h]
Kanallar da doğal olarak burdan ekmek yemek isteyebilir. Ancak Akdeniz kültürüne özgü bu formatta ki programların sayısının düşürülmesinde fayda görüyorum. Edebiyattan, sanattan,etkinliklerden bahseden programların sayısının azlığına bakarsak ne kadar haklı olduğumu görürsünüz. Elbette bu tür yapımlar başta çok fazla izleyici çekmeyecektir. Ancak sosyal medyanın da etkisi ile bu aşılabilir. Sanatı ve sanatçıyı bu topluma yeniden sevdirmekte fayda var.
Özel kanallar arasında bu misyonu üstlenen az da olsa kanal var. Ancak bu kanallar da yanlış program teknikleri dolayısı ile kumandanın en üst sıralarında. Eskiden yapılan ve gazino formatında hazırlanan eğlence programlarına ne oldu. Bir başka geceyi unuttuk mu. ? Çetin Çeki, Güneş Tecelli gibi ustaların yeri doldurulmalı.
Ve spor programları. Hep aynı yüzleri görmekten sıkılmadık mı. ? Bırakalım ekranda ceza sahası muhabbetlerini. Futbol ya da tüm sporlar her geçen gün gelişen ve sadece basit gol ya da faul yorumlarından ibaret olmayan eğlence aktiviteleri…
İnsanları bilgilendirmekten çekinmeyelim. Bu da seyircinin değil yorumcuların kalitesini arttırmaktan geçiyor sanırım.
[h=2]Oğuz Akdeniz[/h]