Kadrosuna rağmen fragmanları merakımı uyandırmamıştı ama hazır boşken bakayım dedim ve maalesef yanılmadım. İlk bölüm iyi kadro toplamanın her zaman iyi dizi oluşturmayacağının sonuçlarından sadece biri olmuş. Sıkıcı, ruhsuz, soğuk ve fazla steril bir dünyası var. Karakterlerle bağ kurmak imkansız ve hal böyle olunca dizi zaten 1-0 geride başlıyor. Ayrıca bahar gelmişken böyle karanlık bir işin başlaması da yanlış zamanlama gibi geliyor zira eylül veya ocak dönemine daha uygun. Oyunculuklar (beklendiği gibi) gayet iyiydi ama senaryo bu kadar mesafeli olunca onlarla da pek bağ kuramadım. Yine de Hasibe Eren'i komedi dışı bir karakterle (Makbule, Gülistan, Pelin ve Şennur'un yeri ayrı) görmek oldukça ilgi çekiciydi ki üstüne düşüp biraz mizah da katarlarsa izlemesi daha keyifli olabilir. Hatta aklı olan onu bu diziden alıp ayrı proje yapar diyeyim ama nerede o ticari zeka.
Başlamadan önce bu dizi ATV'de ne alaka demiştim ama yüz tane suç işlediği bilinmesine rağmen elini kolunu sallayarak dışarıda gezen mafya babası ve yakınını korumak için adaleti yanıltmayı göze alan savcı baba karakterleriyle tam da oraya uygun bir hikaye aslında.
Fakat diziyle ilgili genel düşüncem un var, helva var ama pasta tam pişmemiş şeklinde. Yine de kadroya yazık olmamasını ve ileride daha iyi, akıcı ve zımba gibi bölümler gelmesini isterim zira uyarlamayı yanlış anlayıp işi copy-paste haline getiren Yalancı vakasını tekrar yaşamak istemeyiz. Limon Film Avlu dolayısıyla uyarlamalara az çok alışkın ama yine de pek güven veren bir firma değil maalesef. Dua edelim ki bu diziden ödeme krizi haberleri gelmesin.
Bu arada ölen çocuk Ulan İstanbul'da Hayati'nin oğlunu oynayan çocukmuş ki görünce aradan geçen yıllara hayıflanasım geldi. Yani dizi hala aklımda ama dile kolay üstünden 7-8 sene geçmiş resmen zamanın zalimliği tekrar tekrar suratıma çarptı.
Bölümle ilgili en iyi şey Bu Son Olsun'la bitmesi oldu bu arada.