- Katılım
- 11 Ağustos 2012
- Mesajlar
- 22,504
- Reaksiyon puanı
- 16,907
- Puanı
- 1,061
Televizyon Gazetesi yazarlarından Ece Er, köşesinde Muhteşem Yüzyıl'ın efsane karakteri Hürrem Sultan'ın neden beklenen ilgiyi göremediği ile ilgili bir yazı yayınladı. İşte önemli tespitlerin yer aldığı "HÜRREM SULTAN'IN ÖLÜMÜ ÇOK İLGİ GÖRMEDİ! PEKİ NEDEN?" başlıklı yazı..
Geçen hafta Hürrem Sultan, hayata gözlerini yumdu ve reytingler konuşuldu. Reytinglerin diğer ölüm sahnelerinden düşük çıkmasındaki neden; izlemek istenmedi mi, yoksa yeterince vurucu gelmedi mi, yoksa Meryem Uzerli'yi özleyen çok mu?
Mutlaka Meryem Uzerli'yi özleyen çoktur, ama artık her şey için çok geç. Vahide Perçin'in, bizlere sunduğu Hürrem Sultan rolü bence çok başarılıydı. Bunu yeni söylemiyorum, 20 Temmuz 2014 tarihli " Muhteşem Yüzyıl'a Haksız Eleştiriler" başlıklı yazımla daha düşünülen isimler belirlenmeye başladığında ve sonrasındaki yazılarında da değindim, savundum. Cast olarak bir iki olmasaydı dediğim isim dışında tüm kadro mükemmel! Olmasaydı dediğim o güzellerinde görsel tatları zenginleştirmek için kullanıldığının farkındayım.
Haydi gelelim Hürrem Sultan ölürken ben neler hissettim?
Etkilenmeyen sevgili seyirci, gerçek hayatta Hürrem Sultan'a beslediğin hınçtan olmasın bu ilgisizlik ? Bildiğiniz üzere Hürrem Sultan tarihin unutulmaz kadınlarından biri. Ama seveni pek yoktur, ben bile tarihin o diliminde yaşamadığım, gözünle görmediğin halde, sadece vakanüvislerin penceresinden, çeşitli görüşlerden okumama rağmen Hürrem Sultan'a gıcığım! Hayır- hasenat işlerini bile kendi yaptıklarını af ettirmek için yapıp, yapmadığını Hürrem'in vicdanına bıraktım. Allah rahmet eylesin ve af etsin!
Şimdi gelelim, dizinin masalcıları ne yüklemiş bu hayata veda sahnelerine?
Hürrem, Kanuni'ye gözde seçilme yoluna adım attığı yolda, bu sefer aşkının kollarında hem de kalbinin tam üstüne taht kurmuş durumda, ölüm döşeğine yola çıktı! Sevdiceğinin kollarında son nefesini vereceği yatağına uzandı, aşk nameleri vardı aşkın lebinde, elinde aşkın tutkusu sevecek iken yanağını hayat durdu! Kameranın hüzünlü name ile dolaştığı saray ve bahçe sahnesinde inanın ben ağladım. Ağlayacağımı ben bile bilmiyordum! Ama kim istemez aşkının ellerinde, lebinden dökülen aşk nameleri ile uğurlanmayı? Bence çok huzurlu bir ölüm oldu Hürrem Sultan için.
Gerçek hayatta bu kadar detaylı bir tarih tutanağı yok! Olsun, şiirsel anlatımlarına alıştığım ve çok beğendiğim dizinin masalcıları bu ölüme de aşkla dokunmuşlar! Hatta, Hürrem Sultan'a halen (biraz da dizinin akışı dolayısı ile) süren hıncı azaltmak için pek çok sahne eklemişler ve iyiliklerini de anlatıp, Hürrem'i aklamışlar.
Kıyaslandığı diğer iki ölümün idam olduğunu hatırlatayım! Pargalı'nın ve Mustafa'nın cellatlarla mücadelesi olamazdı Hürrem göçüp, giderken. Hürrem, Azrail ile mücadelesine aslında aşkının kollarında teslim edildi.
Bu bence sadece romantik duygularını kaybetmeyen seyirciye geçti ve izlenildi. suçlamak adına söylemedim hepimiz biliyoruz ki hayat acımasız oluyor ve biz de katılaşıyoruz. Seyredenler arasında ağlayana rastlamadım benden başka, ama ben içindeki çocuğu hiç büyütmemeyi başararak hayata devam ediyorum. Her şeye rağmen içimdeki çocuğun elinden tutuyorum!
Hayatta içinizdeki çocukla elele yaşamanız dileği ile...
Son düzenleme: