Gerçeğin Peşinde Koşmak
YAYIN: 18 Temmuz Pazartesi
4.Bölüm
YAYIN: 18 Temmuz Pazartesi
4.Bölüm
SAHNE 1: ORHAN – EV
Cansu, nefret dolu gözleriyle dedesine bakar.
CANSU: Evet, size söylüyorum, Orhan Elciya siz misiniz?
ORHAN: Evet benim? Neden sordun?
CANSU: Demek ki 25 sene önce 20 yaşindaki kizini tecavüz eden adam benim karşimda duruyor.
Orhan titremeye başlar ve kapiyi sinirle örter.
CANSU: Kapiyi niye kapattiniz Orhan bey? Gerçekleri söylerken çok mi korktunuz? Siz nasil bir insansiniz ya?
ERTUNÇ: Hadi Cansu gidelim, burada bir işimiz kalmadi artik.
CANSU: Bir dakika Ertunç !
Orhan kapinin arkasindan Cansu ve Ertunç’a bişeyler söylüyor.
ORHAN: Gidin buradan!
CANSU: Kapinin arkasinda duran zavalli bir insansiniz siz! Gelin de yüz yüze konuşalim ..
ORHAN: Sizi son defa uyariyorum, gidin buradan!
ERTUNÇ: Cansu, hadi !
CANSU: Şimdi gidiyoruz, ama bu iş burada bitmedi Orhan bey. Sizin gibi bir dedem oldugu için utaniyorum. Size artik huzur yok!
Cansu ile Ertunç evden ayrilirlar. Orhan ise şaşkinliktan ve korkudan titremektedir.
TÜLAY: Canim, ne oldu? Kimdi onlar?
Orhan cevap vermez.
TÜLAY: Nevbahar? Kim di onlar?
NEVBAHAR: Ben de tam olarak anlayamadim efendim.
ORHAN: Bi daha bunlar bu eve yaklaşmayacaklar anladin mi Nevbahar? Bunlari bi daha burada görmek istemiyorum!
NEVBAHAR: Anladim efendim.
TÜLAY: Ama neden? Ne dediler?
ORHAN: Saçmaladirlar iste. Beni başkasiyla kariştirdilar herhalde..
TÜLAY: Ee, ozaman neden bu kadar tedirgin oldun?
ORHAN: Hiç, neyse kapatalim bu mevzuyu.
SAHNE 2: CANSU – EV
Cansu eve gelir ve Nazan onun nereyi gittigini ögrenmek ister. Sonradan Hakan dahil olur.
NAZAN: Neredeydin sen?
CANSU: Hiç takildik Ertunç’la.
NAZAN: Ben de yedim, bana dogruyu söyle! Neredeydin?
CANSU: Dogru olan bu, ister inan ister inanma.
NAZAN: Bana bak, sen çok olmaya basladin artik.
Hakan gelir ...
NAZAN: Tamam sus, kendini toparla baban geliyor.
HAKAN: Ne oluyor burada yine?
CANSU: Hiç babacigim.
HAKAN: Neden bagirişiyordunuz o zaman?
NAZAN: Yine kendine abuk subuk şeyler almista ona kizdim.
HAKAN: Tamam bi daha almaz o zaman.Yemek daha hazir degil mi Nazan?
NAZAN: Simdi hazir olur canim.
SAHNE 3: AYKUT – EV
Aykut ile Selda oturmaktadir.
AYKUT: Nazan’i aradim, yarin yemege gidiyoruz onlara.
SELDA: Üff, hic halim yok Aykut.
AYKUT: Neden son zamanlar bu kadar sevimsiz olmaya başladin Selda?
SELDA: Sevimsiz olmaya başladigim yok, sadece senin bu aile düşkünlügün beni öldürüyor.
AYKUT: Niye ki?
SELDA: Sen, onlarin gözlerinde bir hiç sin. Senin hiç bir degerin yok onlar için.
Aykut sarsilir ve düşünmeye baslar.
AYKUT: Neden böyle birşey düşünüyorsun Selda?
SELDA: Çünkü gerçekler bu! Bunlari kabul etsin artik iyi olacak.
AYKUT: Sana inanmiyorum Selda. Senin agazindan çikani kulagin duyuyor mu?
SELDA: Gayet iyi duyuyor canim. Yarin yemekte görürsün, seni ne kadar sevmediklerini.
SAHNE 4: CANSU EV – AKSAM YEMEGI
Aykut ve Selda akşam yemegi cagirilmişlardir. Herkes masada oturuyor.
HAKAN: Ee Aykut, anlat nasil gidiyor işler?
AYKUT: Iyi gidiyor.
HAKAN: Iyi o zaman.
AYKUT: Senin işlerin nasil gidiyor?
HAKAN: Vallah benimkiler süper gidiyor, ofiste bana daha yüksek bir fünksiyon verildi.
AYKUT: Yaa, öyle mi? Sevindim.
Selda Aykut’a bakar. Selda’nin dedikleri dogru çikmaya baslar ve Aykut tedirgin olmaya baslar.
AYKUT: Senin hayatin nasil gidiyor Nazan?
NAZAN: Nasil gitsin, ugraşiyoruz iste çocuklarla.
AYKUT: Iyi o zaman. Melih’den haber aliyormusun?
* Melih Nazan ve Aykut’un küçük kardesleri.
NAZAN: Evet, telefonlasiyoruz.
AYKUT: Nasilmis Amerika? Alasabilmis mi?
NAZAN: Eh, iste. Benim canim kardesim alisir hemen.
Aykut, kiskançlik krize girmeye baslar.
AYKUT: Zaten onu benden hep çok sevdin.
NAZAN: Nereden çikarttin bunu?
SELDA: Ay, nerede çikartacak? Dogrular bu degil mi Nazancigim.
NAZAN: Hayir degil, Seldacigim. Ben ikisini de birbirlerinden çok seviyorum.
AYKUT: Lütfen kendini kandirma Nazan.
NAZAN: Ya ne oldu sana böyle Aykut, seni hiç böyle tanimiyorum.
AYKUT: Artik böyleyim Nazan. Beni hiç sevmedin ve sevmeyeceksin.
NAZAN: Iyicene delirdin galiba.
AYKUT: Dogru konus ben senin abinim.
Ortalik iyicene karisir.
NAZAN: Abi sen abilgini bil ve saçma sapan konusma.
AYKUT: Saygisizlik etme.
HAKAN: Ya tamam. Uzatilacak ne var?
AYKUT: Sen karisma Hakan.
HAKAN: Benim evimde bana bagaramassin böyle.
AYKUT: Ha, demek ki öyle!
HAKAN: Evet, ayrica karima sesini daha fazla yükseltme.
AYKUT: Küçükken hep kendini bisey saniyordun Nazan, babam seni hep ayri tutuyordu bizden.
NAZAN: O konulara girme Aykut. O konularda ne kadar hassas oldugumu biliyorsun!
AYKUT: Evet biliyorum, ondan üsteliyorum zaten.
NAZAN: Bu mu abiligin.. Utanmiyor musun..
AYKUT: Sen dogmadan önce ben tek çocukdum ailede.. Herkes ne oldugumu bilerdi.. Hiç kimse ailemizin namusuna dil uzatamazdi ..
HAKAN: Sakin ol Aykut..
AYKUT: Bitti, bundan sonra evine giren yüzüne bakan ne olsun. Yaziklar olsun sana Nazan, yaziklar olsun
Nazan daha fazla dayanamaz ve Aykut ile Sevda’yi evinden kovar.
NAZAN: Gidin burdan, bi daha da adiminizi atmayin buraya.
SELDA: Bana bak yilan. Bizi böyle kovamassin. Haddini bil!
NAZAN: Defolun!
AYKUT: Benim Nazan diye bir kardesim yok artik! Bittin benim için Nazan, bittin!
Selda’nin istediği oldu, Aykut’u Nazan’dan uzaklaştirdi. Aykut bir kalemde sildiği Nazan’i çok arayacakti..
4.Bölümün Sonu