Kusura bakma ama dediklerini kendin çürütüyorsun
Gazalinin yaşadığı dönem islamin en dibe battığı dönemdir ve onu kurtaran gazalidir. Gazali batinilik yanı haşhaşliler karşı mücadele etmiş ( günümüzün haşhaşileri de kısmı batıni ,ezoterik inanışlara sahip mesela rüyasında gülen peygaberimizle gorustugunu iddia eder. falan filan)
Gazali sadece haşhaşilere verdiği mücadele bile ona büyük saygı gosterilmesini sağlar. Zaten haşhaşileri İslami felsefe ile yogurmya çalisan filozofların bir alt koludur. Hashasilik Mısırdaki felsefe okularindaki filozofların kendilerini İslam içinde gizlemesi sonucu oluşmuştur. Mısır felsefe okulları da eski yunandan yol almıştır. Devlet olarak fatimiligi kuran bu felsefecilerin yanında yetişen Hasan Sabbah malumdur ki selçuklunun en bilge adamı nizamulmulku yanı günümüze kadar uzanan medreseleri kuran (bilim ve din öğretilen üniversiteler) kişiyi öldürmustur. Bu bile gazalinin ne kadar önemli bir kişi olduğunu ispatlar
Zaten buna bile gerek yok. Gazalinin ve İbni arabinin etkisiyle kurulan osmanlı imparatorluğu İslam dünyasının en büyük neferi olmuştur. Bu bile tüm tezlerini curutur (malumunuz fatih sultan mehmet topun bulmasını sağlayarak bizansi yıkıp yeni bir çağ başlatmıştır osmanlınin gazali etkisinin olduğu dönemde bilime önemini ortaya koyar)
Şuan İslam dünyası bu durumdaysa maalesef gazali sonrası İslam içine sokulan felsefi düşünceler etkisi yüzündedir. İslam içindeki bu çok zekice felsefî buğdayları temizlenmeden İslam dünyası ayağa kalkmaz yeni gazalilere ihtiyacımız var. Ama günümüz haşhaşilere reddiye yapacak eleştirecek bir ilahiyatci bile yetiştirmeye cumhuriyet bunu başaramayacağı açık.
Ha gazali bu İslam içine sokulan felsefeyi nasıl temizledi kendinden dinleyelimdinleyelim
"Gençliğimden itibaren 50 yaşımı aştığım bu ana gelinceye kadar, bu engin denizlerin derinliklerine dalmaktan hiç geri durmadım. Coşkulu denizlere çekingen korkaklar gibi değil, cesur kimselerin dalışı gibi daldım, gördüğüm her meselenin üzerine atladım. Her zorluğun içine apansız girdim. Her fırkanın inanış ve fikirlerini inceliyor, her grubun tuttuğu yolun inceliklerini ortaya çıkarmaya çalışıyordum. Araştırdığım fırkaların hak veya batıl, sünnete uygun veya bidat sahibi olmaları konusunda ayrım yapmıyordum. Bâtınîlik yolunu tutmuş her fırkanın, bu düşünceyle ne hedeflediklerini öğrenmeye çalıştım. Zâhirîlik yolunu tutmuş olanların, bununla neler elde ettiklerini ortaya çıkarmaya gayret ettim. Felsefe yolunu tutmuş olanların, sahip oldukları felsefeyi bütün esaslarıyla öğrenmeye özen gösterdim. Hiçbir kelâm âlimini dışarıda bırakmadan kelamdaki yöntemini ve mücadelesini öğrenmeye çaba gösterdim. Bütün gücümle ne kadar sufi var ise onun sufiliğindeki sırları öğrenmeye, ne kadar abid var ise bu ibadetleriyle neler kazandığını araştırmaya çalıştım. Bütün zındıkların, Allah’ın varlığını ve sıfatlarını kabul etmeyenlerin, bu inanış veya inkarlarının arkasında yatan sebepleri titizlikle araştırdım. Her şeyin hakikatini öğrenmeye karşı duyduğum susamışlık; baştan ve gençliğimden beri tuttuğum yol ve benim bir hasletim olmuştur. Bu hasletler, Allah tarafından benim yaratılışıma ve hamuruma katılmış özelliklerdir; benim seçimim ve tercihim değildir. Bunun sonucunda çocukluğumun coşkulu çağlarından itibaren taklit bağlarından sıyrıldım ve büyüklerimizden miras kalan sırf taklide dayalı inanç esaslarından koptum. Çünkü Hristiyan çocuklarının hepsi bu din üzere yetiştiklerini, Yahudi çocuklarının sürekli bu dinin esaslarına göre büyüdüklerini, Müslüman çocuklarında istisnasız İslam dini üzere yetişmekte olduklarını görmekteydim. Yaratılıştan gelen asli hakikati ve ana baba ile hocalar aracılığıyla kazanılan sonraki inanç esasları ve taklit unsurlarının hakikatini öğrenme konusunda içimde büyük bir istek oluştu. Taklit, başlangıçta birtakım telkinlere dayanmaktaydı. Bunların da hangilerinin hak ve batıl olduğu konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktaydı. Kendime şöyle dedim: Benim istediğim, her şeyin gerçek yüzünü öğrenmektir. Öyleyse önce bilginin gerçek yüzünün ne olduğunu öğrenmekle işe başlamam gerekir"
Böyle büyük bir alime bu kadar saldırılması aslında ne kadar büyük olduğunun kanıtı . malum hala ikinci Abdülhamite de saldıran var ama osmanlı en son batıya direnmesi yapan kişi olduğu tahta kaldığı sureden ortada. Batının klasik oyunudur başta başarılı kim varsa onu yok etmeye çalışır. Günümüzden ornek vermeye gerek yok)))
@Tolstoyevski önerin yok mu?
Bu dediklerini kaynak olarak kabul edecek hiç kimse yoktur. Zaten kaynak olarak verdiklerinde kaynak değil sıradan siteler... Bunlara çok aldanmamak lazım.Yukarıda da dediğim gibi Gazali nin kişisel ilmine laf söylemek haddime değil. Ancak öyle ya da böyle Gazali den sonra Gazali nin etkisiyle bu medeniyet çökmüş. Sen ona Gazali'yi yanlış anlamışlar dersin öteki başka bir şey der, gidilen yollar farklı olsa da sonuç aynı yola çıkacaktır. Ki bunu sadece Gazali nin yazılarını okuyarak oldu bittiye mi getirmek gerekir? Gazali kendince haklı olabilir ama olayı tarihsel olarak neden sonuçlarına göre incelemek gerekir. Bunların etkisi nedir diye? İslam medeniyetini Gazali kurtardı, o gelmeden önce bitikti demek, Farabi gibi İbn Rüşd gibi nice alimleri hor görmek demektir. Tarihsel olarak romantik olarak değil de nesnel olarak incelediğimizde kuşkusuz ki Gazali'den sonra ilim ve düşünceye eskisi gibi önem verilmez olduğunu görüyoruz. Gazali o kapıyı kapatmıştır. Bunu yaparken de felsefeyi felsefe ile bitirmek amacına girmiş yani onların metodunu kullanmıştır. Gerçekten büyük bir zeka olduğu ortada. Ama onun etkilerinin dolaylı ya da dolaysız olarak İslam Medeniyetine zararı dokunduğunu gelin inkar etmeyelim en azından.
Hâlâ Osmanlı'yı örnek göstererek Gazali yi savunmaya çalışmak gibi romantik bir tutum sergiliyorsunuz. Bunu yukarıda da belirtmiştim, siz Osmanlı'yı bilimin felsefenin merkeziydi mi sanıyorsunuz? Fatih ve Kanuni dönemindeki önemli bilim gelişmeleri haricinde geri kalan asırlarda Osmanlı ne yapmıştır? Medreselerde dini öğretileri ilmi öğretilerin üstüne çıkartmış, ilmi öğretileri önem vermemeye başlamışlardır. Bunu ben değil istediğin Osmanlı Tarihçisine sor aynı cevabı verecek.
Osmanlının bu 16.yy ın sonları ile 17.yy dan itibaren ilme sırt dönüşünde acaba Gazali'nin etkisi veya sizin deyiminizle yanlış anlamış olma ihtimalleri var mıdır? Hâk bilir.
Başlı başına Neil Tyson'ın konferansı bile bir delil değil midir? O adamların laf olsun diye mi o bilgiyi verdiğini sanıyorsunuz?
Ama yok o yetmez diyorsanız ,
https://www.facebook.com/video.php?v=267406023415229http://www.mevzuvatan.com/makale/imam-gazali-bir-hadis-uydurukcusu_m114.html
http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=777
Gazali olmasaydı hashasilik tum anadoluya yayilacakti. Onun disinda hashasilere eleetiri yapan alim far mi farabi ibni rust aristoyu taklitten oteye gidemisler. Gazali felsefeye katkısı da büyük meselaYukarıda da dediğim gibi Gazali nin kişisel ilmine laf söylemek haddime değil. Ancak öyle ya da böyle Gazali den sonra Gazali nin etkisiyle bu medeniyet çökmüş. Sen ona Gazali'yi yanlış anlamışlar dersin öteki başka bir şey der, gidilen yollar farklı olsa da sonuç aynı yola çıkacaktır. Ki bunu sadece Gazali nin yazılarını okuyarak oldu bittiye mi getirmek gerekir? Gazali kendince haklı olabilir ama olayı tarihsel olarak neden sonuçlarına göre incelemek gerekir. Bunların etkisi nedir diye? İslam medeniyetini Gazali kurtardı, o gelmeden önce bitikti demek, Farabi gibi İbn Rüşd gibi nice alimleri hor görmek demektir. Tarihsel olarak romantik olarak değil de nesnel olarak incelediğimizde kuşkusuz ki Gazali'den sonra ilim ve düşünceye eskisi gibi önem verilmez olduğunu görüyoruz. Gazali o kapıyı kapatmıştır. Bunu yaparken de felsefeyi felsefe ile bitirmek amacına girmiş yani onların metodunu kullanmıştır. Gerçekten büyük bir zeka olduğu ortada. Ama onun etkilerinin dolaylı ya da dolaysız olarak İslam Medeniyetine zararı dokunduğunu gelin inkar etmeyelim en azından.
Hâlâ Osmanlı'yı örnek göstererek Gazali yi savunmaya çalışmak gibi romantik bir tutum sergiliyorsunuz. Bunu yukarıda da belirtmiştim, siz Osmanlı'yı bilimin felsefenin merkeziydi mi sanıyorsunuz? Fatih ve Kanuni dönemindeki önemli bilim gelişmeleri haricinde geri kalan asırlarda Osmanlı ne yapmıştır? Medreselerde dini öğretileri ilmi öğretilerin üstüne çıkartmış, ilmi öğretileri önem vermemeye başlamışlardır. Bunu ben değil istediğin Osmanlı Tarihçisine sor aynı cevabı verecek.
Osmanlının bu 16.yy ın sonları ile 17.yy dan itibaren ilme sırt dönüşünde acaba Gazali'nin etkisi veya sizin deyiminizle yanlış anlamış olma ihtimalleri var mıdır? Hâk bilir.
Başlı başına Neil Tyson'ın konferansı bile bir delil değil midir? O adamların laf olsun diye mi o bilgiyi verdiğini sanıyorsunuz?
Ama yok o yetmez diyorsanız ,
https://www.facebook.com/video.php?v=267406023415229http://www.mevzuvatan.com/makale/imam-gazali-bir-hadis-uydurukcusu_m114.html
http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=777
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?