Fikir Cambazı'nın 5.bölümüyle herkese merhaba. Programımızın bu haftaki konukları forumun sevilen ismi Tom ve bir diğer sevilen üyesi Jerry olacak.
Bu haftaki yarışmacılarımızın tartışacakları konu ise 'Uzun yaşamak mı Ömrünü değerlendirerek yaşamak mı?' sorusu olacak. Sevgili Tom ömrünü değerlendirerek yaşamak derken, sevgili Jerry ise uzun yaşamak diyerek fikirlerini savunacaklar.
O zaman kocaman alkışlarla ikisini de stüdyoya davet ediyoruz.
Deniz : Hoş geldiniz bitirim ikili bakalım kedi olup sen mi yakalayacaksın bu fare kılıklıyı yoksa fare aklınla sen mi yeneceksin bu ucube kediyi.
İlk fikir sahibi Tom başlayabilirsin pisicik.
Tom : Uzun ancak kötü ya da düz bir hayat yaşamaktansa kısa ama dolu dolu bir hayat yaşamak daha iyidir. Çünkü hayatın, yaşamanın tadı damağında kalır, ölmeden önce iyi ki yaşamışım der insan. Fakat uzun olmasına rağmen kötü bir yaşam sürmüş biri yaşadığı güne lanet eder, ölmek üzereyken sonunda ölüyorum diye şükreder.
Jerry : Ancak hayatını daha yaşanabilir bir hale getirmek için bazen uzun bir zaman gerekebilir. Kısa ama dolu dolu yaşanan bir hayat olabilir ancak bu hayatı daha da dolu geçirmek için uzun yaşamayı tercih ederim. Kısacası hayatını nasıl geçireceği o kişinin elinde.
Tom : Elbette hem uzun hem dolu dolu yaşam en güzelidir ama burada uzun ve kötü-normal bir yaşam mı yoksa kısa ve dolu dolu mükemmel bir yaşam mı tartışması söz konusu. Mesela 90 yıl yaşamak ama tüm ömrü boyunca gece gündüz çalışmış, sabahın köründen akşama kadar sistemin kölesi haline gelmiş, elde avuçta para kalmamış, mutsuz huzursuz ama 90 yıllık yaşam mı yoksa 45-50 yıl yaşamış ama tüm ömrünü mutlu bir şekilde, gerek ailesi gerek aşkıyla gerekse dünyayı gezerek, mutlu olarak mı yaşamış bir yaşam daha iyi? Bana kalırsa net şekilde ikincisi daha iyi. Az ama öz olsun demiş atalarımız. Hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun.
Deniz : Bu konu hakkında fikirlerini söylemek üzere İlahiyatçımız Ertuğrul Bıngıldaklı'yı davet ediyoruz. Hocamız fikirlerini arz ederken siz yarışmaya devam edin.
Jerry : Uzun yaşamın en büyük avantajlarından biri de hayattan kazanacağın deneyimlerdir. Kısa ve dolu bir yaşam daha cazip görünebilir ancak uzun bir hayat yeni ve önemli deneyimlerin kapısını daha kolay açacaktır. Ayrıca sevdiklerinle daha uzun birlikte olmak varken çabuk ölmek istemem açıkçası.
Tom : Kısa yaşamda da birçok deneyim kazanılabilir. Ancak gözden kaçan ayrıntı, 50-55 yaşından sonra giderek yaşamdan kopacak olmamız, sağlık sorunları ve hastalıklarla boğuşacak olmamız gerçeğidir. Artık öyle bir noktaya ulaşacak ki hastalıklar bizim parçamız haline gelecek, hastalıksız yaşam nasıldı hatırlayamaz hale geleceğiz yaşlanınca. Uzun ve sağlıklı yaşam çok az kişiye nasip olur, zaten çevresel ve genetiksel bir olaydır ve çevremizde kaç kişi var ki 80 yaşında hiçbir hastalığı olmayan? Kısa yaşamdan kastım 45-55 yıldır, gayet de deneyim kazanılabilir ve mutlu bir yaşam olabilir.
Jerry : Kısa yaşam 45-55 yaş değildir, şahsen benim aklıma 20-30 gibi bir yaş aralığı geliyor ki okuyan çoğu kişinin aklına da öyle gelecektir. Çevrenin ve genetiğin etkisi var elbet ancak herkesi aynı kefeye koymaya gerek yok. Şehirlerde de yaşlı ve sağlıklı insanlar vardır illa. Yukarıda da dediğim gibi sevdiklerinin sevgisi ve desteği olduktan sonra uzun bir yaş çok daha çekilir olacaktır.
Tom : 80-90-95 yaşında ölen birçok insanın olduğu dünyada 45-50 yaş gayette kısadır, kim Atatürk'e uzun yaşadı diyebilir ki? Ama yalnızca 57 yaşında ölmüş olmasına rağmen dolu dolu bir yaşamı olmuş ve yüzlerce yıl yaşayacak insanların yapamadığı şeyleri yapmıştır.
Deniz : Sizin bu konuşmanız bitmez biz konuk şarkıcımızı çağıralım da dağıtsın buraları Ebru Yaşar geliyor.
Jerry : Atatürk farklı bir istisna, sonuçta her insanı onunla kıyaslayamayız. Kaldı ki Atatürk'ün vefat ettiği dönem için 57 çok genç bir yaş değil diye düşünüyorum. Belki 80-90 kadar uzun değil ama 20-30 yaş kadar kısa da denilemez.
Tom : O devirde de insanlar 80-90-95 yılına kadar yaşayabiliyordu, ancak durum ortada. Demek ki kısa ama başarılı, dolu dolu yaşamlar oluyormuş, mesela hepimizin tanıdığı Orhan Veli yalnızca 36 yaşında öldü. Kısa ama dolu dolu yaşamın diğer bir faydası, ölene kadar elden ayaktan düşmemek, güçlü kalmaktır. Ancak 80-90 yaşındaki biri için bunları söylemek çok güç? Doğal olarak da kısa ve dolu yaşam uzun ve normal yaşamdan daha üstündür. Dünyalar kısacık yaşama sığabilir yeter ki mutlu ve huzurlu bir yaşam olmuş olsun.
Deniz : Tom ve Jerry arasındaki gerilim git gide artıyor. Hatta birbirlerine nispet bile yapmaya başladılar. Evet Jerry sendeyiz.
Jerry : İşte mutlu ve huzurlu bir yaşam kısa olmanın iyi olduğunu göstermez, tıpkı uzun bir yaşamın tamamen huzursuz geçeceğini düşünmek gibi. Ona bakılırsa ömrünün sonuna geldiğini düşündüğün bir zamanda o zamana kadar yolunda gitmeyen hayatın sana güzel sürprizler yapmaya başlamış. Kısa yaşam bir kitabın özeti gibidir. Kitabın ana hatlarını öğrenirsin ama zevk almak için tamamını okuman lazımdır. İşte uzun hayat da bununla özdeşleştirilebilir.
Tom : Tartışma konusu hem uzun hem dolu dolu yaşamak mı yoksa kısa ve dolu dolu yaşamak mı olsaydı haklısın derdim, ancak bu durumda zaten kimse uzun yaşamak dururken kısayı tercih etmez. Bu konunun başlığı uzun yaşamak mı hayatı değerlendirerek yani daha kısa ve dolu dolu yaşamak mı, o yüzden hayatın tadında kalmasını daha iyi buluyorum. Hayatı değerlendirerek geçen yaşam, daha değerli yaşamdır.
Deniz : Son cümlelerinizi alayım aksi takdirde küfür edeceğim sizlere canlı canlı Son bir şarkıyla son fikirlerinizi alacağız.
Jerry : Tadında kalma kavramı kişiden kişiye göre değişir. Bazıları 30 yaşında tadında bırakır bazıları 100 yaşına rağmen ölmek istemez. Ayrıca senin dediğin sistemin kölesi olmuş insan modeli herkesi kapsamıyor. Yaşlı olmasına rağmen eğitim alan, dünyayı dolaşan insanlar da var yani dolu dolu bir hayat yaşamak o kişiye bağlı diyorum tekrar.
Tom : Öyleyse olayı özetleyeceksek, hem dolu dolu hem uzun yaşamak elbette en iyisidir, kısa ve dolu dolu yaşamak ise uzun ve düz yaşamaktan çok daha iyidir. Çünkü belirttiğim gibi genel hatlarıyla hızlı yaşa genç öl cesedin yakışıklı olsun anlayışında ve anı yaşamak anlayışında ölene kadar mutlu bir yaşam sunulmuştur. Yaşlılığın getirdiği elden ayaktan düşme, hastalıklar gibi unsurlar az ama öz yaşamda görülmez.
Deniz : 1.yarı final adaylarımıza teşekkür ediyoruz bakalım büyük finale kim adını yazdıracak? Alkışlarla uğurluyoruz.
Bu haftaki yarışmacılarımızın tartışacakları konu ise 'Uzun yaşamak mı Ömrünü değerlendirerek yaşamak mı?' sorusu olacak. Sevgili Tom ömrünü değerlendirerek yaşamak derken, sevgili Jerry ise uzun yaşamak diyerek fikirlerini savunacaklar.
O zaman kocaman alkışlarla ikisini de stüdyoya davet ediyoruz.
Deniz : Hoş geldiniz bitirim ikili bakalım kedi olup sen mi yakalayacaksın bu fare kılıklıyı yoksa fare aklınla sen mi yeneceksin bu ucube kediyi.
İlk fikir sahibi Tom başlayabilirsin pisicik.Tom : Uzun ancak kötü ya da düz bir hayat yaşamaktansa kısa ama dolu dolu bir hayat yaşamak daha iyidir. Çünkü hayatın, yaşamanın tadı damağında kalır, ölmeden önce iyi ki yaşamışım der insan. Fakat uzun olmasına rağmen kötü bir yaşam sürmüş biri yaşadığı güne lanet eder, ölmek üzereyken sonunda ölüyorum diye şükreder.
Jerry : Ancak hayatını daha yaşanabilir bir hale getirmek için bazen uzun bir zaman gerekebilir. Kısa ama dolu dolu yaşanan bir hayat olabilir ancak bu hayatı daha da dolu geçirmek için uzun yaşamayı tercih ederim. Kısacası hayatını nasıl geçireceği o kişinin elinde.
Tom : Elbette hem uzun hem dolu dolu yaşam en güzelidir ama burada uzun ve kötü-normal bir yaşam mı yoksa kısa ve dolu dolu mükemmel bir yaşam mı tartışması söz konusu. Mesela 90 yıl yaşamak ama tüm ömrü boyunca gece gündüz çalışmış, sabahın köründen akşama kadar sistemin kölesi haline gelmiş, elde avuçta para kalmamış, mutsuz huzursuz ama 90 yıllık yaşam mı yoksa 45-50 yıl yaşamış ama tüm ömrünü mutlu bir şekilde, gerek ailesi gerek aşkıyla gerekse dünyayı gezerek, mutlu olarak mı yaşamış bir yaşam daha iyi? Bana kalırsa net şekilde ikincisi daha iyi. Az ama öz olsun demiş atalarımız. Hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun.
Deniz : Bu konu hakkında fikirlerini söylemek üzere İlahiyatçımız Ertuğrul Bıngıldaklı'yı davet ediyoruz. Hocamız fikirlerini arz ederken siz yarışmaya devam edin.
Jerry : Uzun yaşamın en büyük avantajlarından biri de hayattan kazanacağın deneyimlerdir. Kısa ve dolu bir yaşam daha cazip görünebilir ancak uzun bir hayat yeni ve önemli deneyimlerin kapısını daha kolay açacaktır. Ayrıca sevdiklerinle daha uzun birlikte olmak varken çabuk ölmek istemem açıkçası.
Tom : Kısa yaşamda da birçok deneyim kazanılabilir. Ancak gözden kaçan ayrıntı, 50-55 yaşından sonra giderek yaşamdan kopacak olmamız, sağlık sorunları ve hastalıklarla boğuşacak olmamız gerçeğidir. Artık öyle bir noktaya ulaşacak ki hastalıklar bizim parçamız haline gelecek, hastalıksız yaşam nasıldı hatırlayamaz hale geleceğiz yaşlanınca. Uzun ve sağlıklı yaşam çok az kişiye nasip olur, zaten çevresel ve genetiksel bir olaydır ve çevremizde kaç kişi var ki 80 yaşında hiçbir hastalığı olmayan? Kısa yaşamdan kastım 45-55 yıldır, gayet de deneyim kazanılabilir ve mutlu bir yaşam olabilir.
Jerry : Kısa yaşam 45-55 yaş değildir, şahsen benim aklıma 20-30 gibi bir yaş aralığı geliyor ki okuyan çoğu kişinin aklına da öyle gelecektir. Çevrenin ve genetiğin etkisi var elbet ancak herkesi aynı kefeye koymaya gerek yok. Şehirlerde de yaşlı ve sağlıklı insanlar vardır illa. Yukarıda da dediğim gibi sevdiklerinin sevgisi ve desteği olduktan sonra uzun bir yaş çok daha çekilir olacaktır.
Tom : 80-90-95 yaşında ölen birçok insanın olduğu dünyada 45-50 yaş gayette kısadır, kim Atatürk'e uzun yaşadı diyebilir ki? Ama yalnızca 57 yaşında ölmüş olmasına rağmen dolu dolu bir yaşamı olmuş ve yüzlerce yıl yaşayacak insanların yapamadığı şeyleri yapmıştır.
Deniz : Sizin bu konuşmanız bitmez biz konuk şarkıcımızı çağıralım da dağıtsın buraları Ebru Yaşar geliyor.
Jerry : Atatürk farklı bir istisna, sonuçta her insanı onunla kıyaslayamayız. Kaldı ki Atatürk'ün vefat ettiği dönem için 57 çok genç bir yaş değil diye düşünüyorum. Belki 80-90 kadar uzun değil ama 20-30 yaş kadar kısa da denilemez.
Tom : O devirde de insanlar 80-90-95 yılına kadar yaşayabiliyordu, ancak durum ortada. Demek ki kısa ama başarılı, dolu dolu yaşamlar oluyormuş, mesela hepimizin tanıdığı Orhan Veli yalnızca 36 yaşında öldü. Kısa ama dolu dolu yaşamın diğer bir faydası, ölene kadar elden ayaktan düşmemek, güçlü kalmaktır. Ancak 80-90 yaşındaki biri için bunları söylemek çok güç? Doğal olarak da kısa ve dolu yaşam uzun ve normal yaşamdan daha üstündür. Dünyalar kısacık yaşama sığabilir yeter ki mutlu ve huzurlu bir yaşam olmuş olsun.
Deniz : Tom ve Jerry arasındaki gerilim git gide artıyor. Hatta birbirlerine nispet bile yapmaya başladılar. Evet Jerry sendeyiz.
Jerry : İşte mutlu ve huzurlu bir yaşam kısa olmanın iyi olduğunu göstermez, tıpkı uzun bir yaşamın tamamen huzursuz geçeceğini düşünmek gibi. Ona bakılırsa ömrünün sonuna geldiğini düşündüğün bir zamanda o zamana kadar yolunda gitmeyen hayatın sana güzel sürprizler yapmaya başlamış. Kısa yaşam bir kitabın özeti gibidir. Kitabın ana hatlarını öğrenirsin ama zevk almak için tamamını okuman lazımdır. İşte uzun hayat da bununla özdeşleştirilebilir.
Tom : Tartışma konusu hem uzun hem dolu dolu yaşamak mı yoksa kısa ve dolu dolu yaşamak mı olsaydı haklısın derdim, ancak bu durumda zaten kimse uzun yaşamak dururken kısayı tercih etmez. Bu konunun başlığı uzun yaşamak mı hayatı değerlendirerek yani daha kısa ve dolu dolu yaşamak mı, o yüzden hayatın tadında kalmasını daha iyi buluyorum. Hayatı değerlendirerek geçen yaşam, daha değerli yaşamdır.
Deniz : Son cümlelerinizi alayım aksi takdirde küfür edeceğim sizlere canlı canlı
Son bir şarkıyla son fikirlerinizi alacağız.Jerry : Tadında kalma kavramı kişiden kişiye göre değişir. Bazıları 30 yaşında tadında bırakır bazıları 100 yaşına rağmen ölmek istemez. Ayrıca senin dediğin sistemin kölesi olmuş insan modeli herkesi kapsamıyor. Yaşlı olmasına rağmen eğitim alan, dünyayı dolaşan insanlar da var yani dolu dolu bir hayat yaşamak o kişiye bağlı diyorum tekrar.
Tom : Öyleyse olayı özetleyeceksek, hem dolu dolu hem uzun yaşamak elbette en iyisidir, kısa ve dolu dolu yaşamak ise uzun ve düz yaşamaktan çok daha iyidir. Çünkü belirttiğim gibi genel hatlarıyla hızlı yaşa genç öl cesedin yakışıklı olsun anlayışında ve anı yaşamak anlayışında ölene kadar mutlu bir yaşam sunulmuştur. Yaşlılığın getirdiği elden ayaktan düşme, hastalıklar gibi unsurlar az ama öz yaşamda görülmez.
Deniz : 1.yarı final adaylarımıza teşekkür ediyoruz bakalım büyük finale kim adını yazdıracak? Alkışlarla uğurluyoruz.
