- Katılım
- 1 Şubat 2007
- Mesajlar
- 94,068
- Reaksiyon puanı
- 51,458
- Puanı
- 1,060
- Konum
- İstanbul
- Web Sitesi
- izleryazar.com
Fav10 Film Kulübü'nün 13. sezonu son hızıyla ve birbirinden kaliteli filmleriyle devam ediyor. Frantz, Certified Copy, Little Children, 3-Iron, Night on Earth ve Vagabond'un ardından etkinliğimizin yedinci filmi İskandinav filmleri kuşağından seçilen İskandinavya'nın gelmiş geçmiş en önemli sinemacılarından Ingmar Bergman'ın en ünlü filmlerinden Persona oldu.
Sekizinci film için oylamamızda rotamızı yeniden Avrupa sinemasının kalbinin attığı Fransa'ya çeviriyoruz. Bu kez yönetmenimiz François Truffaut. Fransız Yeni Dalgası'nın en önemli yönetmenlerinden kabul edilen François Truffaut, Hitchcock ile yaptığı röportajla da sinema tarihinin en değerli eserlerinden birine imza attı. Etkinlikte de genç yaşta kaybettiğimiz usta yönetmenin en değerli eserlerinden biri yer alacak...
Oy kullanmak için ilk 7 filmden en az 3 tanesini çarşamba gününe kadar tamamlamanız gerekmekte. Oylarınızı ve etkinliğe katılımlarınızı bekliyoruz...
The 400 Blows (1959)
Fransa / 96 dk / IMDb : 8.1 / MUBI
Truffaut’nun sinema perdesindeki yüzü Antoine Doinel, kimi ortalarda olmayan, kimi baskıcı rol modelleri ve küçük suçlarla dolu bir çocukluk geçirmektedir. Yönetmenin kişisel yaşamındaki sıkıntılara dayanan film, Fransız Yeni Dalgası’nı doğuran sinemasal yeniliklerin de bir parçasını oluşturuyor.
François Truffaut’nun, Fransız sinemasının yerleşik kurallarını alt üst eden bu cüretkar, yarı otobiyografik ilk filmi Yeni Dalga‘yı dünyaya takdim ediyor. 14 yaşındaki (!) ikonik Jean-Pierre Léaud, Truffaut’nun alter egosu olarak karşımıza çıktığı bu ilk filmde asi bir genci canlandırıyor.
Jules and Jim (1962)
Fransa / 106 dk / IMDb : 7.8 Metascore: 97 / MUBI
Henri-Pierre Roché’nin romanından uyarlanan bu Fransız Yeni Dalgası klasiği, biri Alman diğeri Fransız iki arkadaşın, alımlı bir kadınla yaşadığı aşk üçgeninin ve 25 yıla yayılan ortak bir saplantının güncesini tutuyor.
Fransız Yeni Dalgası ile özdeşlemiş olağanüstü filmlerden biri. Jeanne Moreau, şanına yaraşır o büyüleyici performanslarından biriyle karşımızda. François Truffaut, atlamalı kurgu gibi oyunbaz numaralar ve coşkulu bir kamerayla tüm maharetlerini konuşturuyor.
Bed & Board (1970)
Fransa / 97 dk / IMDb : 7.5 / MUBI
Antoine, uzun süre önce kalbini kaptırdığı Christine ile evlenir ve ikisi, çiçekler ve keman dersleriyle geçen bir hayat sürer. Antoine bir türlü bitiremediği romanını yazmaya başlar. Christine hamile kaldıktan sonra ise işler değişir, Antoine bu kez gönlünü Japon bir güzele kaptırmıştır.
Çalınan Buseler‘den sonra Antoine Doinel bir kez daha türlü oyun ve kurnazlıkla karşımızda. François Truffaut’nun her defasında ustalıkla aktarmayı başardığı ilişki ve evlilik halleri, karşı konulamaz tatlılıktaki Jean-Pierre Léaud ve Claude Jade çifti tarafından canlandırılıyor.
The Last Metro (1980)
Fransa / 132 dk / IMDb : 7.4 / MUBI
1942 yılında Paris’te, Yahudi bir tiyatro yönetmeninin eşi olan Marion, en son oyunları üzerinde çalışır. Oyunun başrolünde ona eşlik eden Bernard, Nazilere karşı direnenler arasındadır. İkisi arasındaki ilişki geliştikçe, Marion’un Nazilere ve evliliğine dair hisleri de sınanır.
François Truffaut’nun en önemli yapıtlarından biri. Tüm dünyada yakaladığı gişe başarısının yanı sıra bolca ödül de kazanan Son Metro, işgal dönemi Parisine dair, direnişin önemini vurgulayan, hümanist mesajlara sahip unutulmaz bir öykü. Deneuve ve Depardieu arasındaki uyum ise muazzam.
Confidentally Yours (1983)
Fransa / 106 dk / IMDb : 7.2 / MUBI
Emlakçı Julien Vercel, eşinin sevgilisinin cinayetinde şüpheli durumundadır. Karısının beklenmedik ölümü üzerine tüm dikkatler ona çevrilir. Vercel ofisinde gizlenirken, sekreteri Barbara Becker sır dolu cinayetleri araştırmaya koyulur.
François Truffaut’nun hep hayranlık duyduğu Hitchcock sinemasına saygı duruşu niteliğindeki bu cinayet bilmecesi, başrollere olağanüstü bir ikiliyi, Jean-Louis Trintignant ve Fanny Ardant’ı yerleştiriyor. Truffaut’nun 52 yaşında hayata veda etmeden önce çektiği son yapıtı.
@Araf @Angelica @Sherlock @gundix123 @mesmeso @phoebebuffay @Dosi @Tolstoyevski
Sekizinci film için oylamamızda rotamızı yeniden Avrupa sinemasının kalbinin attığı Fransa'ya çeviriyoruz. Bu kez yönetmenimiz François Truffaut. Fransız Yeni Dalgası'nın en önemli yönetmenlerinden kabul edilen François Truffaut, Hitchcock ile yaptığı röportajla da sinema tarihinin en değerli eserlerinden birine imza attı. Etkinlikte de genç yaşta kaybettiğimiz usta yönetmenin en değerli eserlerinden biri yer alacak...
Oy kullanmak için ilk 7 filmden en az 3 tanesini çarşamba gününe kadar tamamlamanız gerekmekte. Oylarınızı ve etkinliğe katılımlarınızı bekliyoruz...

The 400 Blows (1959)
Fransa / 96 dk / IMDb : 8.1 / MUBI
Truffaut’nun sinema perdesindeki yüzü Antoine Doinel, kimi ortalarda olmayan, kimi baskıcı rol modelleri ve küçük suçlarla dolu bir çocukluk geçirmektedir. Yönetmenin kişisel yaşamındaki sıkıntılara dayanan film, Fransız Yeni Dalgası’nı doğuran sinemasal yeniliklerin de bir parçasını oluşturuyor.
François Truffaut’nun, Fransız sinemasının yerleşik kurallarını alt üst eden bu cüretkar, yarı otobiyografik ilk filmi Yeni Dalga‘yı dünyaya takdim ediyor. 14 yaşındaki (!) ikonik Jean-Pierre Léaud, Truffaut’nun alter egosu olarak karşımıza çıktığı bu ilk filmde asi bir genci canlandırıyor.

Jules and Jim (1962)
Fransa / 106 dk / IMDb : 7.8 Metascore: 97 / MUBI
Henri-Pierre Roché’nin romanından uyarlanan bu Fransız Yeni Dalgası klasiği, biri Alman diğeri Fransız iki arkadaşın, alımlı bir kadınla yaşadığı aşk üçgeninin ve 25 yıla yayılan ortak bir saplantının güncesini tutuyor.
Fransız Yeni Dalgası ile özdeşlemiş olağanüstü filmlerden biri. Jeanne Moreau, şanına yaraşır o büyüleyici performanslarından biriyle karşımızda. François Truffaut, atlamalı kurgu gibi oyunbaz numaralar ve coşkulu bir kamerayla tüm maharetlerini konuşturuyor.

Bed & Board (1970)
Fransa / 97 dk / IMDb : 7.5 / MUBI
Antoine, uzun süre önce kalbini kaptırdığı Christine ile evlenir ve ikisi, çiçekler ve keman dersleriyle geçen bir hayat sürer. Antoine bir türlü bitiremediği romanını yazmaya başlar. Christine hamile kaldıktan sonra ise işler değişir, Antoine bu kez gönlünü Japon bir güzele kaptırmıştır.
Çalınan Buseler‘den sonra Antoine Doinel bir kez daha türlü oyun ve kurnazlıkla karşımızda. François Truffaut’nun her defasında ustalıkla aktarmayı başardığı ilişki ve evlilik halleri, karşı konulamaz tatlılıktaki Jean-Pierre Léaud ve Claude Jade çifti tarafından canlandırılıyor.

The Last Metro (1980)
Fransa / 132 dk / IMDb : 7.4 / MUBI
1942 yılında Paris’te, Yahudi bir tiyatro yönetmeninin eşi olan Marion, en son oyunları üzerinde çalışır. Oyunun başrolünde ona eşlik eden Bernard, Nazilere karşı direnenler arasındadır. İkisi arasındaki ilişki geliştikçe, Marion’un Nazilere ve evliliğine dair hisleri de sınanır.
François Truffaut’nun en önemli yapıtlarından biri. Tüm dünyada yakaladığı gişe başarısının yanı sıra bolca ödül de kazanan Son Metro, işgal dönemi Parisine dair, direnişin önemini vurgulayan, hümanist mesajlara sahip unutulmaz bir öykü. Deneuve ve Depardieu arasındaki uyum ise muazzam.

Confidentally Yours (1983)
Fransa / 106 dk / IMDb : 7.2 / MUBI
Emlakçı Julien Vercel, eşinin sevgilisinin cinayetinde şüpheli durumundadır. Karısının beklenmedik ölümü üzerine tüm dikkatler ona çevrilir. Vercel ofisinde gizlenirken, sekreteri Barbara Becker sır dolu cinayetleri araştırmaya koyulur.
François Truffaut’nun hep hayranlık duyduğu Hitchcock sinemasına saygı duruşu niteliğindeki bu cinayet bilmecesi, başrollere olağanüstü bir ikiliyi, Jean-Louis Trintignant ve Fanny Ardant’ı yerleştiriyor. Truffaut’nun 52 yaşında hayata veda etmeden önce çektiği son yapıtı.
@Araf @Angelica @Sherlock @gundix123 @mesmeso @phoebebuffay @Dosi @Tolstoyevski