En Son İzlediğiniz Film? 🎞

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Yine bir seçilemeyenler turuyla karşınızdayım. :A

En kötüden en iyiye doğru gidelim...


Coraline (2009)

Teknik açıdan başarılı, özgün görüntüler sunan bir yapım eyvallah ama hiç sevmedim. Animasyonun sıkıcısı hiç çekilmiyor. Allah sevenlerine bağışlasın.

3/10


Broken Embraces (2009)


Pedro Almodovar ısrarımdan vazgeçmem gerekiyor sanırım. 1-2 filmi dışında sevemiyorum filmlerini. Penelope Cruz'u tüm muhteşemliğiyle izlemek dışında bir artısı yoktu. Diğer filmlerindeki konuların döndürülüp dolaştırılmış halleri. Eski Türk filmi tadında, sadece görüntüdeki renk kullanımı yine çok güzeldi.

5/10


Departures (2008)



Ölüm üzerine, ölümün normalliği üzerine güzel ve anlamlı bir filmdi. Özellikle ilk kısımdaki komedi sosunu sevdim. İkinci kısımda biraz fazla uzayıp sonda klişeleşmiş ama yine de güzeldi. Özgündü. Çok güzel replikleri vardı. Oscar'daki rakiplerini izlemedim ama muhtemelen hak etmiştir.

7/10


The Reader (2008)


Öncelikle bu filmi Ramazan ayı içerisinde önermek tam bir trollükmüş. :A Çok fazla çıplaklık içeriyordu ama böyle de olması gerekiyordu başka türlü filmin duygusu asla aynı şekilde geçmezmiş.

Bu faktör dışında değerlendirecek olursak keşke etkinlikte olsaymış. Üst seviye bir filmdi. Stephen Daldry birkaç iyi film daha yaparsa en sevdiğim yönetmenler arasında değerlendirmem gerekecek sanırım. Fakat Yahudi lobisi bu filmden çok hoşlanmamış sanırım ki hem bu film, hem de bundan sonraki filmleri eleştirmenlerce düşük görülmüş. (Birisi muhteşem bir film olan Extremely Loud & Incredibly Close idi, şimdi ona gelen bazı eleştirileri daha iyi anlıyorum. Yönetmene olan nefrettenmiş.) Duyguları geçirmeyi çok iyi başaran bir yönetmen gerçekten...

Filmin senaryosu kusurlarına rağmen çok iyiydi. Muhteşem replikleri vardı. Yahudi lobisinin hoşuna gitmeyecek dedim çünkü Nazileri savunan bir tarafı da var. Fakat propoganda şeklinde değil olması gereken şekilde. Bence Yahudilerin de bundan rahatsız olmamaları gerekir. Hakime sorulan "ya siz olsaydınız ne yapardınız?" sorusu filmin en sert tokatıydı aslında.

En büyük kusur Hanna'nın okumayı öğrenmemesinin sebebinin verilmemesiydi bence. Tamam bilmemekten utanıyordu ama bu utanç için o kadar şeye göze alınabilir miydi? Muhtemelen Siemens'ten SS'ye de bu sebeple geçti. Bari bu sebepten sonra öğrenseymiş. Sonra tekrar aynı şeyi yaşadı "çocuğu" kaybetti ve üçüncü seferde bilmemesinin bedelini bütün hayatını hapiste geçirerek ödedi.

Bir de o suçlama yaşanan olayda neler olduğunu görsek de güzel olabilirdi belki?

Kate Winslet Oscar'ı hak etmiş. (Yaşlılık makyajı berbat olsa da. :A) Ralph Fiennes da çok iyiydi.


8/10
 

The_Erinch

Favori Üye
Katılım
24 Kasım 2019
Mesajlar
21,217
Reaksiyon puanı
31,087
Puanı
1,060
Konum
Manisa
1589805959853.png


Çok eğlendimmm 🥳
 

The_Erinch

Favori Üye
Katılım
24 Kasım 2019
Mesajlar
21,217
Reaksiyon puanı
31,087
Puanı
1,060
Konum
Manisa
1589817624681.png
1589817636465.png
1589817654412.png


Sanırım demin 3. kez izledim uzun aradan sonra;
İnsanın hayal dünyasını zorlayan;keyifli fantastik bir film.Çok iyi dersler veren,harika bir serüven
Tim Burton ve Jonny Deep daima harika olmuştur.​
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Birkaç gündür biriktirdiklerimi yorumlayayım yine. :)


Av Mevsimi (2010)

İkinci izleyişimdi ve yine aynı şekilde beğendim. Bir kere Şener Şen denilince akan sular duruyor. Özellikle son dönemdeki filmlerindeki karakterlerini ise daha da çok seviyorum. Keşke kariyerinin bu döneminde daha fazla işte yer alsaydı. Bu filmin üstünden 10 yıl geçti ve aradaki süreçte sadece Yol Ayrımı'nda izledik ustayı. :(

Şener Şen dışında Çetin Tekindor'a da izlediğim her şeyde bayılıyorum. O da harikaydı... Cem Yılmaz ise kendinden nefret ettirme işini çok iyi yaptı. En iyi oyunculuk gösterdiği film sanırım.

Müthiş oyunculuklarının yanı sıra filmin görüntü yönetimi ve tabii ki Yavuz Turgul ustanın genel yönetmenliği çok başarılı. Bakış açısı vurgusu ve av üzerinden yapılan metafor da filmi değerli kılıyor.

Polisiye tarafı özgün olsa da bir takım sorunları var. Özellikle günümüzde çok kaliteli polisiye diziler izledikten sonra buradaki pek çok şey fazla basit hissettiriyor. Belki senaryoda destek alabilirmiş... Yine de unutulmayacak ve tekrar tekrar izlenebilecek bir film tabii.

8/10


-------



Kick-Ass 2 (2013)

Geçen gün ilk filmi tekrar izledikten sonra ikinci filmi de izleyeyim, ne kadar kötü olabilir ki dedim ve cevabımı aldım. :A

Chloe Grace Moretz'i birazcık daha büyükken bu karakterde izlemek güzel olsa da senaryo inanılmaz kötüydü. Kingsman 2 de böyle kötü çıkmıştı. Bu tip filmleri tutunca abartmamak gerekiyormuş demek ki. :(

4/10

-------



Rango (2011)

2007 sonrasındaki en iyi animasyon Oscar'ı kazanan filmlerden izlemediğim tek filmdi, izlemiş oldum.

Eğlenceli bir animasyon olsa da sonlara doğru sıkıcılaştı. Bir daha izlemem.

6.5/10

-------



Paddington 2 (2017)

İngilizler bu filmi niye bu kadar abartmışlar anlamadım. Çok eğlenceli sahneleri vardı ama genel olarak saçmalıklar üzerine kurulu örnekleri özellikle 90'larda 2000'ler başında bol olan tarzda bir film. Hugh Bonneville çok iyi oynamış, filmin yıldızı o idi bence. :D

6.5/10

-------



Albert Nobbs (2011)

2010'larda birden fazla Oscar'a aday olup izlemediğim ender filmlerdendi. İlginç bir konusu olsa da çok iyi işlendiği söylenemez. Hatta hiç iyi işlendiği söylenemez. Glenn Close'un performansı başarılıydı ama bir o kadar da tuhaftı.

Kadınların ezildiği bir dünyada erkek olmak zorunda kalmak gibi önemli bir konuya girmek istemiş yönetmen ama pek becerememiş. Sonuç olarak da oyunculuk Oscar'ına oynayan bir filme dönüşmüş.

O değil de Mia Wasikowska niye kayboldu ortalardan, bu kız ne yaptı size ey Hollywood?

6/10
 
  • Beğendim
Reactions: Sherlock

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Birkaç gündür biriktirdiklerimi yorumlayayım yine. :)


Av Mevsimi (2010)

İkinci izleyişimdi ve yine aynı şekilde beğendim. Bir kere Şener Şen denilince akan sular duruyor. Özellikle son dönemdeki filmlerindeki karakterlerini ise daha da çok seviyorum. Keşke kariyerinin bu döneminde daha fazla işte yer alsaydı. Bu filmin üstünden 10 yıl geçti ve aradaki süreçte sadece Yol Ayrımı'nda izledik ustayı. :(

Şener Şen dışında Çetin Tekindor'a da izlediğim her şeyde bayılıyorum. O da harikaydı... Cem Yılmaz ise kendinden nefret ettirme işini çok iyi yaptı. En iyi oyunculuk gösterdiği film sanırım.

Müthiş oyunculuklarının yanı sıra filmin görüntü yönetimi ve tabii ki Yavuz Turgul ustanın genel yönetmenliği çok başarılı. Bakış açısı vurgusu ve av üzerinden yapılan metafor da filmi değerli kılıyor.

Polisiye tarafı özgün olsa da bir takım sorunları var. Özellikle günümüzde çok kaliteli polisiye diziler izledikten sonra buradaki pek çok şey fazla basit hissettiriyor. Belki senaryoda destek alabilirmiş... Yine de unutulmayacak ve tekrar tekrar izlenebilecek bir film tabii.

8/10


-------



Kick-Ass 2 (2013)

Geçen gün ilk filmi tekrar izledikten sonra ikinci filmi de izleyeyim, ne kadar kötü olabilir ki dedim ve cevabımı aldım. :A

Chloe Grace Moretz'i birazcık daha büyükken bu karakterde izlemek güzel olsa da senaryo inanılmaz kötüydü. Kingsman 2 de böyle kötü çıkmıştı. Bu tip filmleri tutunca abartmamak gerekiyormuş demek ki. :(

4/10

-------



Rango (2011)

2007 sonrasındaki en iyi animasyon Oscar'ı kazanan filmlerden izlemediğim tek filmdi, izlemiş oldum.

Eğlenceli bir animasyon olsa da sonlara doğru sıkıcılaştı. Bir daha izlemem.

6.5/10

-------



Paddington 2 (2017)

İngilizler bu filmi niye bu kadar abartmışlar anlamadım. Çok eğlenceli sahneleri vardı ama genel olarak saçmalıklar üzerine kurulu örnekleri özellikle 90'larda 2000'ler başında bol olan tarzda bir film. Hugh Bonneville çok iyi oynamış, filmin yıldızı o idi bence. :D

6.5/10

-------



Albert Nobbs (2011)

2010'larda birden fazla Oscar'a aday olup izlemediğim ender filmlerdendi. İlginç bir konusu olsa da çok iyi işlendiği söylenemez. Hatta hiç iyi işlendiği söylenemez. Glenn Close'un performansı başarılıydı ama bir o kadar da tuhaftı.

Kadınların ezildiği bir dünyada erkek olmak zorunda kalmak gibi önemli bir konuya girmek istemiş yönetmen ama pek becerememiş. Sonuç olarak da oyunculuk Oscar'ına oynayan bir filme dönüşmüş.

O değil de Mia Wasikowska niye kayboldu ortalardan, bu kız ne yaptı size ey Hollywood?

6/10
Chloe Grace Moretz, Kick-Ass'ta küçücüktü, sonra büyüdü bildiğin ve acayip güzelleşti. Hafiften Deadpool havası vardı filmin, bilhassa birinci filmin. Anti süper kahraman filmi havasında tam da. :D
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com

The Invisible Guest (2016)

Üzerinden çok fazla zaman geçmemesine rağmen "acaba abarttım mı" korkusunu taşıdığım filmlerdendi. Filmle ilgili hafızam kısmen taze olduğu için temel şeyleri hatırladığımdan ilk izlediğimdeki etkiyi yaratmadı. Yine de unuttuğum detaylar karşısında şaşırdığım oldu zaman zaman. :A

Kesinlikle çok zekice yazılmış bir film. Yönetmenlik, oyunculuk vs yönlerden A sınıfı olduğunu söylemek çok zor olsa da Top 250'de olmayı hak ediyor, zamanla yükselmesi muhtemel.

İzleyiciyi bu kadar twist tokatına tutan başka bir film daha izlemedim.


9.5/10

-----



No (2012)


Her seçim dönemi mutlaka gündeme gelen bir film ve nihayet izleyebildim.

2012'de çekilmesine rağmen sanki 90'larda 80'lerde çekilmiş gibiydi. Teknik olarak niye o kadar vasattı anlamadım ama senaryo olarak güzeldi ve güzel çekilmiş sahneleri de yok değildi. Seçim kampanyasıyla ilgili yapılabilecek en iyi filmlerden biri olmuş. Siyaset yasağı olduğu için daha fazlasını yazamıyorum. :A

7.5/10
 

MEnes

Moderatör
Katılım
18 Ekim 2015
Mesajlar
17,270
Reaksiyon puanı
19,073
Puanı
860
Konum
İstanbul

The Invisible Guest (2016)

Üzerinden çok fazla zaman geçmemesine rağmen "acaba abarttım mı" korkusunu taşıdığım filmlerdendi. Filmle ilgili hafızam kısmen taze olduğu için temel şeyleri hatırladığımdan ilk izlediğimdeki etkiyi yaratmadı. Yine de unuttuğum detaylar karşısında şaşırdığım oldu zaman zaman. :A

Kesinlikle çok zekice yazılmış bir film. Yönetmenlik, oyunculuk vs yönlerden A sınıfı olduğunu söylemek çok zor olsa da Top 250'de olmayı hak ediyor, zamanla yükselmesi muhtemel.

İzleyiciyi bu kadar twist tokatına tutan başka bir film daha izlemedim.


9.5/10

-----



No (2012)


Her seçim dönemi mutlaka gündeme gelen bir film ve nihayet izleyebildim.

2012'de çekilmesine rağmen sanki 90'larda 80'lerde çekilmiş gibiydi. Teknik olarak niye o kadar vasattı anlamadım ama senaryo olarak güzeldi ve güzel çekilmiş sahneleri de yok değildi. Seçim kampanyasıyla ilgili yapılabilecek en iyi filmlerden biri olmuş. Siyaset yasağı olduğu için daha fazlasını yazamıyorum. :A

7.5/10
The Invisible Guest'e 9.5 verip bana göre ve belki de birçoklarına göre ondan daha iyi bir film olan El Cuerpo'ya 7 civarı vermen garip geldi doğrusu... :A İki film arasında bu kadar kalite farkının olmadığını çok net şekilde söyleyebilirim... :A
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
The Invisible Guest'e 9.5 verip bana göre ve belki de birçoklarına göre ondan daha iyi bir film olan El Cuerpo'ya 7 civarı vermen garip geldi doğrusu... :A İki film arasında bu kadar kalite farkının olmadığını çok net şekilde söyleyebilirim... :A
Birinin IMDb puanı 8.1 diğerinin 7.6. Oy sayısı da ilkinin ikincisinin iki katı kadar. Birkaç siteye daha baktım hepsinde The Invisible Guest önde. Kimmiş bu birçokları? :A

Fark barizdi bence. :D
 
  • Güldürdün
Reactions: MEnes

MEnes

Moderatör
Katılım
18 Ekim 2015
Mesajlar
17,270
Reaksiyon puanı
19,073
Puanı
860
Konum
İstanbul
Birinin IMDb puanı 8.1 diğerinin 7.6. Oy sayısı da ilkinin ikincisinin iki katı kadar. Birkaç siteye daha baktım hepsinde The Invisible Guest önde. Kimmiş bu birçokları? :A

Fark barizdi bence. :D
Imdb puanı arada yanlış ve eksik olabiliyor. Çoğu filme hakkı olan puanı vermeyebiliyor. El Cuerpo onlardan biri diyebilirim net şekilde... :A Oriol Paulo'nun bu iki filmi arasında kalite farkı olarak bir fark göremiyorum... Kişiden kişiye göre değişiyordur belki onu bilemem. :A

El Cuerpo'daki son 20 dakika ve twistin eşine benzerine çok az rastlanılır. O kurguyu hayatım boyunca aklımdan çıkaramayacağım. The Invisible Guest'deki twist de o seviyede ona lafım yok ama El Cuerpo kesin bir şekilde underrated kalmış puanıyla... :A
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Imdb puanı arada yanlış ve eksik olabiliyor. Çoğu filme hakkı olan puanı vermeyebiliyor. El Cuerpo onlardan biri diyebilirim net şekilde... :A Oriol Paulo'nun bu iki filmi arasında kalite farkı olarak bir fark göremiyorum... Kişiden kişiye göre değişiyordur belki onu bilemem. :A

El Cuerpo'daki son 20 dakika ve twistin eşine benzerine çok az rastlanılır. O kurguyu hayatım boyunca aklımdan çıkaramayacağım. The Invisible Guest'deki twist de o seviyede ona lafım yok ama El Cuerpo kesin bir şekilde underrated kalmış puanıyla... :A
El Cuerpo beni hiç ama hiç sürüklemedi. Sonunda bir şeyler olmasa puanım 4-5 falandı. :A Sonundaki twist gerçekten kaliteliydi ona lafım yok ama filmde bir şeyler çok eksikti.
 
  • Üzücü
Reactions: MEnes

MEnes

Moderatör
Katılım
18 Ekim 2015
Mesajlar
17,270
Reaksiyon puanı
19,073
Puanı
860
Konum
İstanbul
El Cuerpo beni hiç ama hiç sürüklemedi. Sonunda bir şeyler olmasa puanım 4-5 falandı. :A Sonundaki twist gerçekten kaliteliydi ona lafım yok ama filmde bir şeyler çok eksikti.
Filme girememişsin bir şeyler eksik kalmış anladığım kadarıyla. Valla ben projeksiyonda dev ekrana yansıtıp böyle kaliteli bir ortamda izlemiştim ve baya bir etkisinde kalmıştım uzun bir süre. :A Bir ara tekrar izleyeceğim zaten.

Çok detaylı, ince işçilikli, gizem unsurunun müthiş kullanıldığı, karamsar atmosferli bir işti. Büyük ihtimal ikinci izleyişte bile yeni bir sürü detay yakalarım diye düşünüyorum. Bazı filmler vardır karşı tarafa ne yaparsa yapsın geçmiyordur, sende El Cuerpo için bu olmuş bence... :D
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com

Kahaani (2012)

Bu ara her milletten polisiye izledik çok şükür, bir süre polisiye görmek istemiyorum. Yıllık twist limitimi doldurdum sanırım. :A

Maalesef filmin en can alıcı twistini ekşideki bir kendini bilmez yüzünden yediğim için çok etkilenmedim. Film zaten sinema açısından çok zayıf, başrol kadının güzelliği hatrına fazla sıkılmadan izletiyor ama yani izlemeseniz de olur. Klasik Hint abartması. Bir süre Hint filmi de izlemek istemiyorum. Geçen de bir filmlerini yarıda bıraktım. :A

Filmdeki detaylardan ulaşılan bilgiler zekice hissettirmiyor. Bilerek oraya yerleştirilmiş gereksiz detaylar gibi geliyor. Yani karakter bir şeyi çözünce vayy diye heyecanlanmak yerine bir film izlediğinizi hatırlıyorsunuz. Bu bile filmin ne kadar başarısız olduğunu gösteriyor.

5/10
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
The Dark Knight üçlemesi ve James Bond serisini de yakında tekrardan izlemek istiyorum ama onun dışında 2010'lara dair yeniden izlemelerimi yeniden izlemeyi en çok istediğim iki filmle tamamladım...


Whiplash (2014)

Muhteşem bir başyapıt. Başarıyla ilgili yapılmış en iyi filmlerden biri kesinlikle.

Film, aslında klişelerden çokça faydalanıyor. Bununla birlikte de büyük pencereden bakıldığındaki konusuyla klişelere karşı çıkıyor. Filmde iki karakterimiz ön planda ve ikisi için de net bir şekilde iyi ya da kötü diyemiyoruz. Başarı için o kadar hırs taşıyıp hayatın geri kalanını bir kenara koymaya doğru ya da yanlış diyemiyoruz. Öğretmenin başarı elde etmek için uyguladığı sıra dışı tarza doğru ya da yanlış diyemiyoruz. Başarı üzerine fazlasıyla düşündürüyor film, pek çok farklı açıdan...

Andrew, ana karakterimiz olduğu için filmin her anında başarılı olmasını istiyoruz. Yönetmen bunu sağlamayı başarıyor. Fakat aynı zamanda onun etrafındaki herkese karşı pislik olduğunu da biliyoruz. Etrafındakilere saygısız, kimseyle iyi ilişkiler kuramayan biri. Tek umursadığı kafaya taktığı bateri de başarılı olmak. Başarı uğruna kız arkadaşını bile bir kenara koyuyor. Hatta kendini bile umursamıyor. Fakat aynı zamanda bu başarılı olma isteği onu hayatta tutuyor. Kazadan kurtulduğundaki gibi.

Fletcher da aslında çok tanıdık bir karakter. Özünde iyi bir insan olduğunu düşünüyoruz ama söz konusu eğitim olunca korkunç bir insana dönüşüyor. İşine duyduğu inanılmaz saygı bizim de kendisine saygı duymamızı sağlıyor. Evet Fletcher'ın haklı olma payı yüksek başarı için bazen sınırları zorlamak gerekiyor. Andrew, Fletcher'ın sınırlarını zorlaması sayesinde mükemmelleşti. Fakat bu öğretim tarzını tamamen doğrulamak da zor. Çünkü böyle insanlık dışı bir baskıya maruz kalmayı kimse hak etmiyor. Daha da önemlisi bu baskının doğuracağı çok ciddi sonuçlar olabilir. İntihar gibi, kişinin kendi tutkularından tamamen vazgeçip farklı alanlara yönelmesi gibi.

Neticede başarıya ulaşmak bir seçim gibi ama bu yolu izlemeye değer mi? Gerçekten bir alanda mükemmelliğe ulaşmak için hayattaki diğer şeyleri feda etmeye değer mi? Bunun cevabını verebilmek çok zor. Yalnız ben izlerken şunu fark ettim. Eskiden bu tip filmleri izlerken gaza gelip bazı şeyler için hırslanabilirdim. Fakat artık herhangi bir konuda böyle bir hırsım kalmamış. Ben Andrew'un yollarından çoktan vazgeçmişim de haberim yokmuş...

9/10


-----------



La La Land (2016)

İşte gerçek sinema bu! İkinci izleyişimde de bayıldım. Sinemanın neden muhteşem bir sanat dalı olduğunu anlatan bir film.

Hayatı La La Land'in mor tonlarında yaşamayı ne çok isterdim. Yönetmenlik, görüntü yönetmenliği, müzik kullanımı ve şarkılarıyla aşmış bir film. Zaten soundtrack albümünü o kadar çok dinledim ki filmdeki her müzik ve şarkıyı ezbere biliyordum. Görüntü yönetmenliği özellikle gelmiş geçmiş en iyisi bile olabilir.

Filmin sinema sanatına olan saygı duruşu da nefis. Kendisi de o tarihin bir parçası oldu artık bence. 100 yıl sonra bile hatırlanacak üzerinde konuşulacak bir film.

Emma Stone'un bu filmle Oscar kazanması biraz tartışma konusu olmuştu o dönem ama hak etmiş bence ya. Tekrar izleyişte düşündüm de Emma Stone yerinde kim olursa olsun aynı hissiyatı kolay kolay veremezdi. Hele Emma Watson gerçekten kabul etseymiş filmin aynı tadı vermesinin imkanı olmazmış. Çok doğal, çok güzel oynamış.

La La Land aynı zamanda sinemanın senaryodan ibaret olmadığını da gösteriyor. Filmleri olaylar için izleyenler muhtemelen sevmeyip bazı kısımlarını saçma bulabilirler. Doğruya doğru senaryo filmin diğer ögeleri kadar güçlü değil. Çok daha iyi bir senaryo da olabilirmiş ama filmin muhteşemliğine pek gölge düşürmüyor.

Whiplash'teki başarı yolunun değip değmeyeceği vurgusu La La Land'in de asıl meselesi aslında. Fakat ilk izleyişte de filmle ilgili en problemimdi. Ben Mia ile Seb'in ayrılmalarında makul bir gerekçe göremiyorum. Tamam Mia hayallerinin peşine Paris'e gitti, Sebastian da turneye devam etti falan. Fakat bunlar bir gerekçe olmamalı. Birbirlerini bu kadar severken, birbirlerinin başarılarına bu kadar katkı sunarken ayrılmalarının arkasında gerçek bir şeyler göstermelilerdi bize. Eğer bunu da yapabilse 10 tam puanı alırdı benden muhtemelen.


Evet finali ağlattı yine.

1590662267058.png

9/10
 

xdragxx

Emekli
Katılım
26 Şubat 2011
Mesajlar
49,702
Reaksiyon puanı
28,367
Puanı
1,060
Yaş
29
Konum
ANKARA
2010'lu yılların bitişi şerefine 2010'lu yılların en iyileri listeleri hazırlıyorum. Bu doğrultuda daha doğru sonuçlar çıkarmak adına çok sevdiğim filmlerin çoğunu ikinci kez izledim. :A
Aslında çoğu filmi unutuyoruz ya :A Ben FC'u çok iyi ezbere biliyorum diyordum dün gördüm ki unuttuğum çok detay varmış :D
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga