Öncelikle filmin imdb’deki konumu şüphesiz ki fazla abartı, değil birinci sırada olmak ilk 25’de olması ancak beklenirdi. Ancak ilk 150’yi hak etmeyen Dark Knight’in bile 4.sırada olduğu ortamda bu film çok da göze batmıyor. Yine de bir gün o koltuğu, asıl sahibi olan Corleone ailesine devrettiğini dünya gözüyle görmeyi çok isterdim.
Fakat Bu meseleyi bir kenara bırakırsak, film başından sonuna, hikayesinden oyuncusuna kadar her şeyiyle dört dörtlük. Stephan King’in dokunuşuyla bu basit bir hikayeyi oldukça özgün bir sunumla perdeye aktarmış olmaları takdiri fazlasıyla hak ediyor ve Oscar’da sıfır çekmiş olması ise Oscar tarihinin en büyük utançlarından.
[SPOILER]İlk izlediğimde Andy’nin intihar edeceğini ben de düşünmüştüm ve tıpkı Red’in kapılar açıldığında doğruca Andy’nin hücresine endişeyle bakışındaki gibi endişe hissetmiştim. Filmin en etkileyici sahnelerinden birisi o şüphesiz, Red’in o korku dolu bakışı...
Tabi ki bu filmi efsane yapan izleyiciye hiçbir şey belli etmeden birçok şeyi yapmış olmaları. Eğer baştan sona kaçışı gösterseydi basit bir kaçış filmi olarak kalacaktı, ancak bu haliyle tam bir özgürlüğe kaçış filmi.[/SPOILER]
Eğer klasikler arasında puanlama yapılacak olsaydı 0.7 puan kırardım, ancak günümüz filmlerini şöyle düşününce, günümüzdekiler film ise bu tür kült filmler bambaşka bir seviye, günümüzdekilere havadan 8-8.5 verildiği düşünülürse bu tür filmlere tam puan bile yetersiz kalır.
10/10