Konuya cevap cer

ilk izlediğindede pek bir puan vermemişsinde yani değişmemiş durum :))

robotlar tuhaf bir şekilde duygusaldı bu filmde :) nerdeyse pembe dizi kıvamındaydı :) artu nun geride kaldığı sahnede öksüz kalmış köpek yavrusu gibi mıyykmıyyk edişi :) yine tenekenin kolu koptuğunda beni bırakın gidin diye insani duygular sergileyişi felan gözüm yaşardı izlerken :))

kız da, kız derken prensesten bahsediyorum? kukuleta saçlı olandan :) (o dönemin modasıymış o saç şekli ) bir iticiydi hiç sorma bizim yeşilçam filmlerinde öyle sahneler vardır :)

son sahnenin ödül töreniyle noktalanışı sanki bilimkurgu değilde ABD vietnam savaşından dönen askerlere madalya takıyordu prenses :)

gözlerim natalie gibi güzel bişey aradı yoktu , yine watoo gibi karakterler aradı yoktu, solo ve luke un komiklik yaptıkları koridordaki birbirlerini ışınlama sahneleri tam fiyasko ıyyk :))

kurtulmak için çöp atılan çukura atlamaları felan heyecanı biraz yükseltti ordada tabi heyecan doruğa çıksın diye su solucanı luke u çekip çekip bıraktı çekip çekip bıraktı ne kadar heyecanlandım o sahnede anlatamam :))

onca çöp yığınını bunlarla birlikte tezek kıvamına  getiren çöp sıkıştırıcı makina bir türlü bunlara denk getiremedi, getirse erken bitecekti film kurtulacaktıkda :)