Merve SEÇKİN / Medyaloji.net
Hashtag'ler ekranlarda ama…
Eylül geldi. Sonbahar kendini yavaş yavaş hissettirmeye başlıyor. TV kanalları ise, havanın soğumasıyla doğru orantılı çoğalan TV izleyicisinin karşısına, kendi tabirleri ile 'bomba gibi' yapımlarla çıkmaya hazır.
Dizilerin, programların sezon açılışları yapılmaya başlanırken, ekranlarda da hashtag (#) uygulamalarını daha sık görür olduk.
İlk olarak, geçtiğimiz sezon ekranlarda rastladığımız hashtag'ler, kısa bir zaman içerisinde adeta bir akıma dönüştü. Ulusal kanalların büyük bölümü, programları, dizileri esnasında izleyicilerini Twitter'da konuşturmak, onlara o mecrada ulaşmak için böyle bir yola başvurur oldu.
İzleyicilerde de büyük heyecan yaratan bu uygulamanın, TV kanallarına yeni bir boyut kazandırdığı ortada. Tek yönlü olarak sadece izleme eylemine izin veren TV, hashtag'ler yoluyla çift yönlü iletişime bir nebze de olsa geçerek, izleyicilerinin görüşlerine ulaşıyor ve onlara yanıt verebiliyor.
Reytinglerin de sarpa sardığı bir dönemde hashtag'lerin, nerdeyse yeni reyting ölçüm biçimi olacağı söylenir oldu. Hayal etmesi son derece keyifli olsa da, 'yumurta'larla Twitter'da da sağlıklı bir izlenme ölçümünün yapılamayacağı kesin.
Ancak, hızlı tüketiminin etkisinden midir bilinmez, bu sezon hashtag'lerin artık eskisi kadar heyecan vermediği görüşündeyim. Tamam, TV kanalları için verimli bir uygulama. Hatta TV kanalları, hashtag'ler ile güne ayak uydurdu diye düşünmüyor da değilim. Yine de, sanki sadece hashtag yayınlamak, bu sezon izleyicileri sosyal medyada konuşturmaya yetmeyecek.
Burada bahsettiğim, hashtag'lerin uygulamadan kaldırılması değil. Aksine, TV kanallarının iletişim faaliyetleri için gerekli olduğu fikrindeyim. Hashtag'leri daha ilgi çekici kılabilecek, yapımlara heyecan katacak yeni iletişim çalışmaları ile TV kanallarının bir adım öne taşınabileceğini düşünüyorum.
Şu sıralar yeni sezona başlangıç yapan TV kanallarının, benimle aynı fikri paylaşıp paylaşmadıklarını ise bekleyip göreceğiz.