- Katılım
- 15 Şubat 2011
- Mesajlar
- 55,491
- Reaksiyon puanı
- 2,354
- Puanı
- 809
Orhan Alkaya, Akşam gazetesindeki röportajında oyunculuktan büyük tat aldığını söyledi:
- Oyunculuk devam edecek mi?
Bilmiyorum ama uzun bir aradan sonra çok büyük tat aldım oyunculuk yapmaktan. Hayat için bağlayıcı konuşmayı tercih etmiyorum. Çünkü bunu ne zaman yaptıysam hayat bana başka türlü de olabileceğini gösterdi.
- Diziden sonra neler değişti hayatınızda?
Daha meşhur biri oldum. Televizyonda popüler olan herkesin yaşadığı şeyleri ben de yaşadım.
- Balıkçı karakterinden dolayı sokakta başınıza ilginç şeyler geldi mi?
Bir okulda sosyoloji okutuyor olsaydım bir sömestri dizi hayatına ayırırdım. Birçok enteresan şey yaşadım. Bu da çok normal, popüler kültürün sahasında bunların hepsi vardır. Hoş anılar da var elbette. Mesleğim olan oyunculuğu epey bir aradan sonra yaptım ve bu karşılığı almak da hoşuma gitti.
- Kızınız ününüzden memnun mu? Yoksa sorun ediyor mu?
Onunla daha rahat hareket ediyor, her hafta sonu sinemaya gidiyorduk. Bunları artık rahat yapamıyoruz çünkü kalabalık yerlere artık daha az girebiliyoruz. Onun tek sıkıntısı babasıyla geçirdiği zamanın azalmış olması. Benim de kızımla geçirdiğim zamanın azalmış olması elbette. Onun dışında şimdiye kadar bir memnuniyetsizlik belirtmedi.
- Diziden sonra hayranlarınız artmış, evlilik teklifleri alıyormuşsunuz. Eşiniz bu duruma ne diyor?
Oluyor böyle şeyler. (Gülüyor)... Biz birbirimizi anlayan insanlar olduk. Ve o yüzden bu kadar uzun süreli bir beraberliğimiz oldu. O da beni anlıyor, ben de onu. Karşılıklı olarak içinde olduğumuz durumları her zaman maksimum dozda anladık. O benim her şeyden önce en iyi arkadaşımdır.
- 'Yeter bu kadar oyunculuk, sonunda kapımıza dayanacak bu kadınlar' demiyor mu?
Demiyor. O çok rasyonel bir insandır. Her işin kendi koşullamalarının olduğunu bilir.
- Peki, bunca ilgiden gönlünüzü çelen biri olursa?
O her zaman olur.
- Hani erkekler ünü ve parayı bulunca eldekileri bırakır derler ya...
Ben o standart erkekten kurtulmak için kırk yıldır çalışıyorum. Kendimi erkek kimliğinin içerisine hapsetmemek için çok çok uzun zamandır uğraşıyorum zaten.
- Bu uğraşılması gereken bir durum mu?
Tabii ki kadin ve erkek kimlikleri çok tayin edici kimliklerdir. Ne kadar kendinizi sakınırsanız sakının bir yerde sizi bulur, yakalar. Ve fark edersiniz ki aslında o içine sokulduğunuz cinsel kimliğin bir parçasısınız. İşte asıl önemli olan onun o kötüleştirici toplumsal kimliğin içerisinde sizi kolektif rol sahibi kılan yanlarından kurtulmaya çalışmaktır. Ben çok uzun zamandır bu çabanın içindeyim.
- Oyunculuk devam edecek mi?
Bilmiyorum ama uzun bir aradan sonra çok büyük tat aldım oyunculuk yapmaktan. Hayat için bağlayıcı konuşmayı tercih etmiyorum. Çünkü bunu ne zaman yaptıysam hayat bana başka türlü de olabileceğini gösterdi.
- Diziden sonra neler değişti hayatınızda?
Daha meşhur biri oldum. Televizyonda popüler olan herkesin yaşadığı şeyleri ben de yaşadım.
- Balıkçı karakterinden dolayı sokakta başınıza ilginç şeyler geldi mi?
Bir okulda sosyoloji okutuyor olsaydım bir sömestri dizi hayatına ayırırdım. Birçok enteresan şey yaşadım. Bu da çok normal, popüler kültürün sahasında bunların hepsi vardır. Hoş anılar da var elbette. Mesleğim olan oyunculuğu epey bir aradan sonra yaptım ve bu karşılığı almak da hoşuma gitti.
- Kızınız ününüzden memnun mu? Yoksa sorun ediyor mu?
Onunla daha rahat hareket ediyor, her hafta sonu sinemaya gidiyorduk. Bunları artık rahat yapamıyoruz çünkü kalabalık yerlere artık daha az girebiliyoruz. Onun tek sıkıntısı babasıyla geçirdiği zamanın azalmış olması. Benim de kızımla geçirdiğim zamanın azalmış olması elbette. Onun dışında şimdiye kadar bir memnuniyetsizlik belirtmedi.
- Diziden sonra hayranlarınız artmış, evlilik teklifleri alıyormuşsunuz. Eşiniz bu duruma ne diyor?
Oluyor böyle şeyler. (Gülüyor)... Biz birbirimizi anlayan insanlar olduk. Ve o yüzden bu kadar uzun süreli bir beraberliğimiz oldu. O da beni anlıyor, ben de onu. Karşılıklı olarak içinde olduğumuz durumları her zaman maksimum dozda anladık. O benim her şeyden önce en iyi arkadaşımdır.
- 'Yeter bu kadar oyunculuk, sonunda kapımıza dayanacak bu kadınlar' demiyor mu?
Demiyor. O çok rasyonel bir insandır. Her işin kendi koşullamalarının olduğunu bilir.
- Peki, bunca ilgiden gönlünüzü çelen biri olursa?
O her zaman olur.
- Hani erkekler ünü ve parayı bulunca eldekileri bırakır derler ya...
Ben o standart erkekten kurtulmak için kırk yıldır çalışıyorum. Kendimi erkek kimliğinin içerisine hapsetmemek için çok çok uzun zamandır uğraşıyorum zaten.
- Bu uğraşılması gereken bir durum mu?
Tabii ki kadin ve erkek kimlikleri çok tayin edici kimliklerdir. Ne kadar kendinizi sakınırsanız sakının bir yerde sizi bulur, yakalar. Ve fark edersiniz ki aslında o içine sokulduğunuz cinsel kimliğin bir parçasısınız. İşte asıl önemli olan onun o kötüleştirici toplumsal kimliğin içerisinde sizi kolektif rol sahibi kılan yanlarından kurtulmaya çalışmaktır. Ben çok uzun zamandır bu çabanın içindeyim.
Vadim O Kadar Yeşildi Ki adlı bir kitabı çıktı galiba en son...
