Önceki gece 'Nefes; Vatan Sağolsun' isimli uzun metrajlı filmi izlemek için ekran karşısına oturdum. O da ne, film daha ilk çeyreğinde jeneriğe bağlayarak bitti. O zaman anladım ki hazır böyle Ramazan ve manevi duygular tavan yapmışken bir dönem kimi kanalların yaptığını yapmıştı Show TV. Bir filmi mini bir dizi serisi haline getirmişti. 'Nefes', şöyle ya da böyle birkaç kez oynadı ekranlarda.
Gişedeki başarısını reytingleriyle de gösterdi. Ama bu dizi haline getirilmiş, yani makaslanmış hali hikayenin tüm albenisini götürdü bana göre. Bir uzun metrajlıyı beyazperdedeki halinden farklı bir şekilde yayınlamak basit bir reyting ve reklam hilesi gibi geliyor hani. Mesele bir şekilde filmi dizi haline getirip yeniden ve etkin bir şekilde çekebilmekte. 'Fetih 1453' için bunu yapan Show TV, 'Nefes' için fazla mı geç kaldığını düşünüyor acaba? Tam tersine 'Sakarya Fırat'ın izleyici kitlesine bakarak hemen harekete geçmelidir bence!
ORASI TRAKYA DEĞİL...
'Düşman Kardeşler' (Show TV) özellikle Ata Demirer'in 'Eyvah Eyvah' serisinde yarattığı kuvvetli kahkaha rüzgarının dizi olarak kaymağını yemeye çalışan bir yazlıkçı dizisi. 30 yıldan fazladır içinden geçtiğim Keşan ve Gelibolu civarında çekiliyor. Ancak tanıklığım ölçüsünde söylemeliyim ki dizideki usta oyuncuların neredeyse hiç biri yörenin şivesini becerebilmiş değil. Hatta pardon ama yakınından bile geçemiyor. Trakya şivesi denen bir şey var ama o şive bölgenin her kilometrekaresinde farklı yorumlarla konuşuluyor. Hal böyle olunca her 'te be' diye başlayıp 'be yav' diye biten laf ya da H harfini alfabeden atarak konuşmak Trakya'yı çağrıştırmıyor. Roman dizilerinde de aynı şive, Trakya dizilerinde de keza. Bana göre meselenin hakkını ekranlarda sapına kadar veren birkaç isimden biri Berat Yenilmez'dir ki (Pastacı Sami/ Seksenler) kendisinden minik bir danışmanlık alsalar ya. Olmadı yardımsever Ata Demirer kardeşim de bir yerinden elini atsa da diziye mevtayı yeniden hayata döndürebilsek lisan anlamında!
Önemli olan boyu mudur?
'Behzat Ç.' hakkında 'yayın süresi kısaltılarak 23.00'dan sonra yayınlanma şartı' getirildiği söyleniyor RTÜK tarafından. RTÜK böyle bir yaptırımı belli maddelerle dikte etmek yerine telkinde bulunmuş olmalı sanırım. Çünkü kurumun uyarı, para cezası ve yayını durdurma dışında yetki alanında böyle bir şey bulunmuyor. Meseleyi sadece RTÜK'e yükleyip aradan sıyrılmak isteyen siyasi bir tavır vardır mutlaka. Zaten sözüm de onlara. Bilmiyorum hiç Haydar Dümen okuyorlar mı; 'Boyu değil, işlevi önemli' diye bir sürü saçma sorunun yanıtını özetle verir Haydar Ağabey. Mesele de bu zaten. Dizinin süresini kısaltmakla itiraz edilen odağın ortadan kalkacağını düşünüyorlarsa bir hayli yanılıyorlar demektir. Behzat ekranların en düz adamlarından biridir. Söyleyeceğini 1 dakikada özet geçerek söyler; tıpkı Haydar Dümen gibi. Ne taş atıp ne de kurbağayı ürkütmemek gerekir diye düşünüyorum. Bırakalım bir sürü abuk ekran işgalcisinin yanında tertemiz duran 'Behzat Ç.', kendi eceliyle ayrılsın aramızdan
Gişedeki başarısını reytingleriyle de gösterdi. Ama bu dizi haline getirilmiş, yani makaslanmış hali hikayenin tüm albenisini götürdü bana göre. Bir uzun metrajlıyı beyazperdedeki halinden farklı bir şekilde yayınlamak basit bir reyting ve reklam hilesi gibi geliyor hani. Mesele bir şekilde filmi dizi haline getirip yeniden ve etkin bir şekilde çekebilmekte. 'Fetih 1453' için bunu yapan Show TV, 'Nefes' için fazla mı geç kaldığını düşünüyor acaba? Tam tersine 'Sakarya Fırat'ın izleyici kitlesine bakarak hemen harekete geçmelidir bence!
ORASI TRAKYA DEĞİL...
'Düşman Kardeşler' (Show TV) özellikle Ata Demirer'in 'Eyvah Eyvah' serisinde yarattığı kuvvetli kahkaha rüzgarının dizi olarak kaymağını yemeye çalışan bir yazlıkçı dizisi. 30 yıldan fazladır içinden geçtiğim Keşan ve Gelibolu civarında çekiliyor. Ancak tanıklığım ölçüsünde söylemeliyim ki dizideki usta oyuncuların neredeyse hiç biri yörenin şivesini becerebilmiş değil. Hatta pardon ama yakınından bile geçemiyor. Trakya şivesi denen bir şey var ama o şive bölgenin her kilometrekaresinde farklı yorumlarla konuşuluyor. Hal böyle olunca her 'te be' diye başlayıp 'be yav' diye biten laf ya da H harfini alfabeden atarak konuşmak Trakya'yı çağrıştırmıyor. Roman dizilerinde de aynı şive, Trakya dizilerinde de keza. Bana göre meselenin hakkını ekranlarda sapına kadar veren birkaç isimden biri Berat Yenilmez'dir ki (Pastacı Sami/ Seksenler) kendisinden minik bir danışmanlık alsalar ya. Olmadı yardımsever Ata Demirer kardeşim de bir yerinden elini atsa da diziye mevtayı yeniden hayata döndürebilsek lisan anlamında!
Önemli olan boyu mudur?
'Behzat Ç.' hakkında 'yayın süresi kısaltılarak 23.00'dan sonra yayınlanma şartı' getirildiği söyleniyor RTÜK tarafından. RTÜK böyle bir yaptırımı belli maddelerle dikte etmek yerine telkinde bulunmuş olmalı sanırım. Çünkü kurumun uyarı, para cezası ve yayını durdurma dışında yetki alanında böyle bir şey bulunmuyor. Meseleyi sadece RTÜK'e yükleyip aradan sıyrılmak isteyen siyasi bir tavır vardır mutlaka. Zaten sözüm de onlara. Bilmiyorum hiç Haydar Dümen okuyorlar mı; 'Boyu değil, işlevi önemli' diye bir sürü saçma sorunun yanıtını özetle verir Haydar Ağabey. Mesele de bu zaten. Dizinin süresini kısaltmakla itiraz edilen odağın ortadan kalkacağını düşünüyorlarsa bir hayli yanılıyorlar demektir. Behzat ekranların en düz adamlarından biridir. Söyleyeceğini 1 dakikada özet geçerek söyler; tıpkı Haydar Dümen gibi. Ne taş atıp ne de kurbağayı ürkütmemek gerekir diye düşünüyorum. Bırakalım bir sürü abuk ekran işgalcisinin yanında tertemiz duran 'Behzat Ç.', kendi eceliyle ayrılsın aramızdan