FK3 Dead Poets Society / Ölü Ozanlar Derneği (1989) Film Bilgileri & Yorumları

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan berkann
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

berkann

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
22 Aralık 2011
Mesajlar
18,875
Reaksiyon puanı
6,723
Puanı
1,060


Ölü Ozanlar Derneği - Dead Poets Society (1989)

Türü: Dram
Yönetmen: Peter Weir
Senaryo: Tom Schulman

Oyuncular:
Robin Williams
Robert Sean Leonard
Ethan Hawke
Josh Charles
Gale Hansen

IMDb Sayfası

Oscar Ödülleri (1)

En İyi Özgün Senaryo

Oscar Adaylıkları (3)

En İyi Film
En İyi Yönetmen
En İyi Erkek Oyuncu

Filmin Özeti

Filmin Fragmanı

 
Bu filmi bekliyordum. Çok iyi yorumlar alan ve konusu itibariyle ilgimi çeken bir filmdi. Robin Williams'ın başrolde yer alması da filmi önemli kılan etkenlerden.
 
Aylar önce indiripte izlemediğim bir film, FF3'te çok uzun ve çok eski filmler seçmişiz izleyesim gelmiyor ama bu filmi aradan çıkartmak lazım.

Genel kültür niyetine bile izlenir, izlemedim deseniz ayıplarlar o tarz bir film.
 
bu filmi yaklaşık iki ay önce izlemiştim muhteşem bir performansı var robin williams ın, lisedeki öğrenciler de başarılı, bazı sahnelerde özellikle mağarada geçirdikleri sahnelerde sıkıcı cırtlak bölümler dışında süper bir film , robin williams ın çok fazla sahnesi yok ama her sahnesinde yıldızlaşmış.. aynı şener şen gibi eski filmlerde şener şenin oynadığı 10 dakikalık kısımlar nasılki filmin en güzel yerini oluşturuyor, robin williams ın oynadığı yerlerde o derece güzelleştirmiş filmi ..

kısaca filmin konusu

bir zamanların baskıcı geleneksel eğitim sistemini değiştirmek için çabalayan sistemdışı metodlar uygulayan bir öğretmenin , tutucu geleneksel eğitimden taviz vermeyen okul yönetimiyle, velilerle ve öğrencileriyle yaşadığı olaylar zinciri
babasının baskısıyla oyunculuk yapmasına izin verilmeyen ve askeri liseye gitmesi yönünde karar alınan öğrencinin intihar ettiği sahne çok etkileyiciydi..

puanım = 8.5
 
İzlenmesi gereken filmler arasında olduğunu düşündüğüm bir filmdi. Hala da aynı düşüncedeyim ama beklediğim gibi çıkmadı pek. Fakat hayal kırıklığı da yaşatmadı.

Konu aslında bildiğimiz şey. Hemen hemen herkesin yapmak istediği, düşündüğü şeyler anlatılıyor. Yaşıtlarım da filmin çoğunluğunu oluşturunca sıkılmadan izledim. Keşke olmasaydı dediğim şey ise,
İstediklerini yapmak isteyen öğrencilerin her şey istedikleri gibi gitti. Kıza açıldı, mutlu oldular. Tiyatro yaptı, özel olarak alkışlandı. Bunalr olmasaydı, ya da en azından birisi hayal kırıklığıyla sonuçlansaydı. Onun sonucunda oluşan psikoloji de yansıtılsaydı daha iyi olurdu.
Film özellikle iki sahnesinde duygunlandırdı diyebilirim.
İlki tabiki de intihar sahnesi.
Diğeri ise öğretmenin veda ettiği sahne.
Oyunculuklar oldukça başarılıydı. Hem Robin Williams hem de öğrenciler -özellikle Neil ve Todd- başarılıydılar.
Müzikleri hoştu beğendim.

Genel olarak bence izlenilmesi gereken bir film. Sıkılmadan izleyeceğini düşünüyorum herkesin. Carpe diem!

berkann ödülleri'nde iddialı olduğu adaylıklar: En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Müzik

7.5/10 -tan 8-
 
Robin Williams'ın mükemmel performans sergilediği bir filmdi. Her ne kadar karakteri John Keating, öğrencileri kadar çok gözükmese de, en azından filmde yer aldığı her sahnede yıldızlaşıyor, yıldızlaştığı gibi de, farkını ortaya koyuyordu. Hele sahnelerde etkileyici bir ses tonu vardı, o filmi daha bir etkileyici kıldı. Sadece Robin Williams değil, diğer oyuncular da iyiydi. "Sönük performans yoktur" desem, yanılmam sanırım.

Etkileyici sahneler;
John Keating'in gözüktüğü her sahne etkileyiciydi aslında. Özellikle öğrencileri "sayfayı yırtın" demesi, öğrencilerini sıranın üstüne çıkıp, farklı bir bakış açısı getirtmesi, şiir okutma sahnesi çok iyiydi. Neil Perry'nin tiyatroya sıkıca bağlanması ve ailesinin bunu karşı çıktığı, sonrasında da ailesinin yanlış karar verip, başka okula göndereceği ve sonrasında da Neil'in intihar ettiği sahne etkileyiciydi. Knox Overstreet'in, John Keating'ten ilham alarak, Chris Noel'e "carpe diem" diyerek koşması ve peşini bırakmaması ayrı bir etkileyicilik. Bir de final sahnesinde John Keating'e, öğrencilerin saygı duruşu için sıraların üstüne çıkması da ayrı bir iyi.

Filmde "carpe diem" mevzusunu çok sevdim. Anı yaşamak mesele. Gençlere aynı zamanda ilham kaynağı olan bir film. Mesela ne olursa olsun, isterse aptalca bir şey olsun, yapacağın şeyden vazgeçmemeyi anlatıyor. Sadece anı yaşa, gerisi umrunda bile olmasın. Aynen öyle, gerisi asla umrunda olmasın. Bu hayat senin hayatın, kimsenin değil. Net bir şekilde bu mesajlar verildi.

Robin Williams gerçekten çok iyi performans sergiliyor. Diğer oyuncular da eşlik edince, sanki gerçekmişçesine bir film ortaya çıkıyor. Şu anda öğrenciler arasında en çok Ethan Hawke öne çıkıyor. Diğerleri biraz geri planda kalıyor.

Genel olarak sıkıcı olmayan, eğlenceli olan ve aynı zamanda da duygulandıran, çoğu sahnesinde diyaloglara kilitli kaldığım bir filmdi. Gerçekten diyaloglar da çok iyiydi. Bir de gençlik tarzında bir filmi izlemek ayrı bir keyifti.

9/10
 
carpe diem (anı yaşa ) olayı aslında süper bir fikir @Arslan Bey , yalnız yan etkileride var mesela yolda güzel bir kız gördün carpediem yaşamaya niyetlendin kıza hamle yapıyorsun
ama ters tepiyor kızında o anki carpediem hali ise o an kafaya elindeki çantayı indirmek oluyor
)
carpediem güzel ama işte karşılık olmayınca zararları çok fazla
 
E şimdi kalkıp, olayı bambaşka bir boyuta taşırsan; haliyle yersin çantayı. Gerçi yurtdışında değişik tepkiler alırsın ama Türkiye'de hemen indirirler çantayı.


Genel olarak baktığımızda "herkesin bir hayatı var, anı yaşamak lazım" ve bu da carpediem felsefesi. Anı doğru yaşamak önemli.
 
Filmi izlemiştim ama yorum yaptımmı bilmiyorum
 
işte hem özgürce davranmak hemde kendini sınırlamak olmuyor dön dolaş iş yine özgürlüğü kısıtlamaya geliyor
o zaman nerde kaldı bu karpuz diem felsefesi
)

Filmi izlemiştim ama yorum yaptımmı bilmiyorum
yapmamışsın yorumu
sırf beğenmek için tek tek aradım yukarıdaki yazıları, ama bulamadım sen en iyisimi iyi kötü bir yorum yap bu şekilde sayfa eksik kalıyor
 
işte hem özgürce davranmak hemde kendini sınırlamak olmuyor dön dolaş iş yine özgürlüğü kısıtlamaya geliyor
o zaman nerde kaldı bu karpuz diem felsefesi
Yes Man'i izledin mi? Orada her şeye "evet" diyerek bir felsefe üreten adamın olayı anlatılıyor. Hemen hemen aynı felsefe, anı yaşamak. Burada anı yaşamanın yararları söz konusu. Sonradan olayların akışı değişiyor gerçi. Anı, doğru yaşamazsan, her zaman iyi şeyler olmayabilir yani. O filmi izledikten sonra dediğimi daha iyi anlayacaksın. Buradaki gibi bir an yaşamaksa söz konusu, ben her türlü yaşarım. Ayarı da kaçırmamak lazım tabi.
 
hayır izlemedim jim carrey oynuyormuş başrolde, komedimiydi film ? izlerim bir ara diyeceğim de puanı düşükmüş bayağı,.. 6 küsür civarı
 
hayır izlemedim jim carrey oynuyormuş başrolde, komedimiydi film ? izlerim bir ara diyeceğim de puanı düşükmüş bayağı,.. 6 küsür civarı
Ben net bir şey söyleyeyim; Jim Carrey varsa bir işte, hemen izlerim. Genelde kötü işlere imza atmıyor. IMDb'deki puanlar herkesin zevkine göre değişiyor. Genelde gençlerin anlayabileceği ve sevebileceği tarzda bir film. Ayrıca 6.9 puanda iyi sayılır. Filmi 230 bin kişi oylamış ve puanı 6.9, iyi aslında. Çok yakında 7 bile olabilir. Jim Carrey var, Zooey Deschanel var, Bradley Cooper var. Film, "evet" dendiği andan itibaren hareketlilik başlıyor ve insan, gülmeden alamıyor kendini. En azından ben öyleydim. Film kendini izlettiriyor yani. Seveceğini düşünüyorum, izlemelisin yani.
 
jim carrey in bir çok filmini izlemişimdir güzel filmleri var , sadece puan yetmez onada katılıyorum, mesela truman show u izlemiştim 8 puanlık film, hiçde sevemedim puanda kıurtarmıyor bazen
 
jim carrey in bir çok filmini izlemişimdir güzel filmleri var , sadece puan yetmez onada katılıyorum, mesela truman show u izlemiştim 8 puanlık film, hiçde sevemedim puanda kıurtarmıyor bazen
Herkesin fikri değişiyor. Anlamaya yönelik filmler genelde sıkar, Truman Show'da öyleydi mesela. Anlamaya yönelik ve yavaş ilerleyen bir filmdi. Yine de iyiydi. Farklı bir filmdi ve etkileyiciydi.


Yes Man'de mesela hareketlilik var, güldürmeyi başladı mı, iyi güldürüyor. Her neyse izlediğinde görürsün.


Mesela sana 'carpediem' felsefesi ile hayatı yaşayan Carl Allen'ın bir sahnesi;

 
Filmi unuttum yorum yapamam ama sıkıldığımı hatırlıyorum