FK10 Dances with Wolves / Kurtlarla Dans (1990) - Film Yorumları

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,059
Reaksiyon puanı
49,717
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
1591108904920.png


Dances with Wolves / Kurtlarla Dans

Tür:
Macera, Dram, Western
Yönetmen: Kevin Costner

Oyuncular:
Kevin Costner
Mary McDonnell
Graham Greene

IMDb

Filmin Fragmanı:

 

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,059
Reaksiyon puanı
49,717
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Böylesine efsanevi bir filmi bunca yıl nasıl izlememişim, hem kendime şaşırdım hem de bu filmin IMDb Top 250 gibi popüler listelerde üstlerde yer almayıp günümüzde pek sık karşımıza çıkmamasına...

Bugüne dek onlarca western filmi izledim ama Amerika'da batının doğuşuyla ilgili meğer hiçbir şey bilmiyormuşum bu western filmlerin nereden geldiği üzerine hiç kafa yormamışım onu fark ettim. İlk kez konuyu derinlemesine araştırma isteği doğuran bir film izledim ve evet her yönüyle başyapıttı.

Öncelikle filmin Director's Cut sürümünün dört saatlik bir süresi olduğunu belirtmek lazım. Farklı bir sürümünü bulmak da kolay değil. Yani dört saatlik bir filme hazır olun. Tabii bir oturuşta izlemek çok zor olacaktır tavsiyem benim gibi ortadan ikiye bölerek iki gecede izlemeniz.

Amerika'nın hatırlamak istemediği bir dönemini izliyoruz filmde. Kızılderililere yapılan soykırım üzerinden insanlığa dair çok şey söylüyor. Aslında Arrival ile benzer duygular taşıdığı bile söylenebilir. Yabancı görülenden korkup ona saldırmalı mı? Yoksa onunla iletişim mi kurmalı? İnsanlık çoğu zaman saldırmayı seçmiş ne yazık ki ve günümüzde de aslında bu durumla ilgili pek bir değişiklik yok.

Beyaz adamlar geliyorlar ve toprakların asıl sahiplerini yok ediyorlar. Aslında filmde bunun yaşanmasını izlemiyoruz. Yaşanmadan az öncesini izliyoruz. Doğanın en doğal hallerini görüyoruz.

Kızılderililerle ilgili empatiyi çok iyi kurmayı sağlıyor film. Fakat onları da tamamen melekleştirmiyor. Beyaz adamlar gelmeden önce de kendi aralarında savaşlar olduğunu görüyoruz.

Filmin en efsane sahnesinde bufalo avını izliyoruz. Aslında kızılderililerin bufalolara yaptığı saldırının bir benzerini beyaz adamlar kızılderililere yaptılar. Aynı cins iki canlının birbirlerine yaptıkları ne kadar doğaya uyuyor tartışılır.

Kevin Costner'ın gençliğini hiç izlememişim. Çok iyi performanstı, çok sevdim karakterini de.

Kurtla ilgili sahneler de bufalo sahnesi gibi efsaneydi.

Muhteşem doğa görüntüleri vardı filmde. Doğayla ilgili en iyi filmler arasına da rahatlıkla girer.

Oscarlarda en iyi film dahil 7 Oscar kazanmış. Amerika karşıtlığına rağmen büyük başarı. Oscarların zaten o yıllardaki mükemmelliği... Tek bir istisna dışındaki tüm en iyi film kazananları muhteşem, tartışmasız büyük başyapıt. Bu da onlara eklenmiş oldu. Şimdilerde de Shape of Water falan kazanıyor aynı ödülü. :(

Eğer yanlış hatırlamıyorsam son 5 yılda hiçbir filme tam puan vermedim (2. tur izlediklerim hariç tabii), zamanı geldi:

10/10
 

The_Erinch

Favori Üye
Katılım
24 Kasım 2019
Mesajlar
21,306
Reaksiyon puanı
31,223
Puanı
1,060
Konum
Manisa
Bana Kurtlarla Dans desinler... Düşünmeden Kevin Costner derim.
Yorum Bukadar 🤗
 

Dosi

Süper Mod.
Katılım
10 Mart 2015
Mesajlar
85,202
Reaksiyon puanı
107,896
Puanı
1,060
Mükemmel bir filmdi.
Süresi çok uzun olmasına rağmen sıkmayan ender filmlerden biri oldu. İzlenmesi keyifliydi. Dostluğu güzel anlatan bir filmdi. Kovboy filmlerinde kasabada geçen şerif ve suçlu arasındaki sahneleri izlemeye alışkınız ama bu farklı bir filmdi. Filmin çekim kalitesi ve doğası çok iyiydi.

Biraz ingilizce bilen kadının tercüme yapmaya çalıştığı sahne ve yaban ineklerini (her ne ise) onları kovaladıkları sahne ve diğer yerlilerle savaştıkları sahne filmin en güzel sahneleriydi.
Filmin adının niye böyle olduğunu izlediğimiz sahnede anladım. Kurt ile olan sahneleri çok tatlıydı.
Adam başta kızılderililerin sorularını yanıtsız bırakıyordu ve beyazlılar gelince adamı tekrar düşman olarak göreceklerini sandım izlerken ama öyle olmadı. Birbirlerine güvendiler ve kızılderili ler gelip adamı kurtarmaya gelmelerine sevindim. Bırakıp giderler sandım
En üzüldüğüm sahne at ve kurta ateş ettikleri sahne oldu.
.
9.5/10
 

Sherlock

Süper Mod.
Katılım
7 Eylül 2016
Mesajlar
32,077
Reaksiyon puanı
47,695
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Gerçek anlamda bir başyapıt, muhteşem bir film.

Öncelikle filmin türü western ancak izlemeye alıştık olduğumuz western türü filmlerle alakası yok, olaylar oldukça farklı bir bakış açısı ile ele alınmış.

Amerikalıların Kızılderililere yaptığı soykırımlar hepimizin malumu. Filmin destansı açılış sahnesi sonrası Amerikalılar ve Amerikan askerleri yine yüceltilecek diye düşündüm ancak film öyle bir yere evrildi, öyle bir işlendi ki bir süre sonra hiç bitmesin istedim ve ne kadar yanıldığımı anladım. İki tarafa birden eşit düzeyde yaklaşması, hatta tanıklık ettiğimiz karakter gelişimleri ile beraber Amerika karşıtı tarafa geçiş yapmamız filmi değerli kılan en büyük etkenlerden biri.

Bir yandan Amerikalılar ile Kızılderililer arasındaki çatışmaya tanıklık ediyoruz, bir yandan savaşın ne kadar kötü bir şey olduğuna tanıklık ediyoruz, bir yandan muazzam bir aşk hikayesi izliyoruz, bir yandan muazzam doğa çekimleri izliyoruz ama en temelde iletişimin ne kadar önemli bir şey olduğunu anlıyoruz. Film bunu tıpkı Arrival gibi çok başarılı bir şekilde ele alıyor, ondan farkı ise çok daha epik olması ve tek odak noktasının o olmaması.

Hangi epik sahneden bahsetsem bilemiyorum ama bufalolar ile alakalı olan sahne izlediğimiz bütün sahnelerin önündeydi herhalde, çekim tekniğinden atmosfere kadar resmen kendimi sahnenin içerisinde hissettim. Gelmiş geçmiş en epik, en unutulmaz sahneler arasına rahatlıkla yazılabilecek bir sahne. Onun dışında filmin açılış sahnesi olsun, atın öldürüldüğü sahne olsun, Kızılderililerin yaptığı kurtarma operasyonları olsun, karşıdaki canlının siz ona nasıl davranırsanız onun da size öyle davranacağını gösteren kurdun eti insanın elinden yediği sahne olsun... Hepsi birbirinden muazzamdı.

Kevin Costner gerçekten çok iyi oynamış, oynadığı karakterin de etkisi var tabii bunda. Gerçekten çok iyi bir karakter ve karakter gelişimi mevcut. Galactica'mızın sayın başkanı Mary McDonnell da gençten pek güzelmiş, o da gayet iyi oynamış zaten. Kicking Bird karakterini canlandıran Graham Greene'nin performansı da dikkat çekiciydi Kızılderili ekibinden, zaten Oscar'a da aday olmuş. Rakipleri de efsaneymiş yalnız o sene...

Hem yönetmenlik, hem de görüntü yönetmenliği müthişti; doğa manzaraları gerçekten çok etkileyici çekilmiş ve yansıtılmış. O dönemin dünyasını her şeyiyle aktarmayı başarmış bizlere Kevin Costner.

Filmin müziklerini yukarıdaki mesajımda zaten paylaşmıştım; hepsi akılda kalıcı, hepsi filmin içine girmemize olanak sağlıyor. Sahnelerle çok uyumlu. John Barry üstadı tebrik ediyorum...

Bu arada kesinlikle Director's Cut versiyonu izlenmeli.

Dört saatlik muhteşem bir serüvendi, uzun süresine rağmen tekrar izler miyim? Kesinlikle...

Puan: 10/10
 

xdragxx

Emekli
Katılım
26 Şubat 2011
Mesajlar
49,702
Reaksiyon puanı
28,367
Puanı
1,060
Yaş
29
Konum
ANKARA
Haydaaaa bu zamana kadar duymadığım filme 2 tane 10 puan merak ettim bak şimdi :A
 
  • Güldürdün
Reactions: Dosi

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,283
Reaksiyon puanı
39,933
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
Filmin pastoral açıları, o buram buram Bufalo belgeselciliği kokan çekim sahneleri ve genel tekniği kesinlikle çok iyiydi. 19.YY’ın erken dönem vahşi batısına dair 4 saatlik bir kesit. İzlediğim en uzun film olmuş olabilir... Filmi izlerken sık sık Red Dead Redemption 2 aklıma geldi, onda da bu filme çok benzer sahneler görmüştük. Ve bu filmdeki karakter de Arthur Morgan’a tip olarak benziyordu, belki bu filmden esinlenme bile olmuştur.

Alt yazıyı eklemenin bile büyük dert olduğu bu film hakkında en çok kafamı karıştıran şey ismi oldu. İlk bakışta doğru çeviri gibi gözüküyor ama filmin esas adı The Man Who Dances With Wolves ve gramer kısaltması sonucu ilk üç kelime atılmış. Haliyle Kurtlarla Dans yerine Kurtlarla Dans Eden olarak algılıyor olmalı ana dili İngilizce olanlar. Resmen beynim durdu bu konu yüzünden.

Filmde anlatılan öykü büyük ölçüde gerçekten güzel ve izleyeni içine alıyor. 4 saatlik süresi boyunca yer yer fazlasıyla sıkıyor. Öyle her bir dakikası doğal olarak nefes kesici zaten olamaz. Ama filmin geneli çok durgun. Durgun ilerlemesinde de problem yok, o bozkırın huzurun veren doğa ortamı bir şekilde sürüklüyor izleyiciyi. Ama tüm harika detaylarına rağmen muhteşem ötesi bir film mi? Bilmiyorum belki sadece bana öyle gelmemiş olacak ama gerçekten öyle değildi. Güzel hikaye, harika çekim tekniği, iyi oyunculuklar ama sarsıcı ya da olağanüstü etki bırakan bir film de değil gibi geldi o kadar.

Kurdun adamın elinden korkarak yemeye çalıştığı sahne çok güzeldi. Buffalo sahnesi belgesel destansılığındaydı. Ama en çok o en sonda günlüğü veren genç kızın film boyunca adama olan aşkını hiç doğruca belli etmeden yansıtması çok hoştu. Daha ilk saatlerden ilk bakıştan belliydi ona tutulacağı ve film boyunca da harekete geçmesini bekledim. Belki zaman atlaması olacak ve o genç kız iyice büyüyüp adamla aşk yaşayacak diye düşünürken öyle olmadı. Tam acaba ben mi yanlış anladım diye de düşünürken günlüğü teslim ederken açıkça belli etti sevdasını...


Tüm detaylar bir kenara, filmin esas öyküsü bir beyazın kızılderileşmesi ve kızılderilerinin bir beyaz için başka beyazlarla savaşması. Yani tam bir ırkçılık ve emperyalizm eleştirisi.

Ama bir noktadan sonra ya süreyi çok uzatmışlar ya da süreyi iyi değerlendirememişler izlenimi oluşuyor.Öyküsü güzel ama eşi benzeri görülmemiş bir şey değil, yönetmenlik harika ama muhteşem ötesi değil. Senaryo ise sadece iyi. Çünkü bir noktaya kadar adım adım ilerleyip özellikle son kısımda günlüğü almak için karakola döndüğü sahneyle birlikte senaryodaki o doğal ritim bozuluyor. Günlüğü saklama, kendini kanıtlayamama... Buna benzer bir durum English Patient’de de izledik, hatta iki filmin yer yer baya ortak özelliği var. Ama English Patient bu filmden daha zayıf olmasına rağmen o tür sahnelerde daha etkileyici ve gerçekçi geldi bana.

Kurdu öldürdükleri sahne ben de çok üzüldüm. Ama öldürme şekillerine bakılırsa bu sadece izleyiciyi etkilemek için eklenmiş bana kalırsa gereksiz bir sahne olarak yerini aldı. Beklenmedik bir anda kurt saldırısı sonucu öldürseler tamam, ama o kadar uğraştılar ki. Bir bakıma ilk sahnede herkesin ilginç bir şekilde ıskaladığı o cephe sahnesine bir karşılık maksatlı çekilmiş olabilir...

Kadın ile olan sahneler ise filmin en ilginç ve tutkulu kısmıydı. Bu yönüyle English Patient’ten romantizm olarak dahi daha iyiydi bana kalırsa.

Son 1 saat gerçekten tempolu ve heyecanlıydı ama son sahnesi beklentimin altında kaldı. Daha farklı ve daha etkileyici bitebilirdi. Üstte süreyi çok uzun tutmuşlar ama buna rağmen bazı yerler aceleye gelmiş, eksik kalmış dememin sebebi de bu. 4 saatlik film çekiyorsun ve 2 saatlik biyografik filmler gibi bitiriyorsun sonunu. Bir an o uzun saçlı adam tepeden ona bağırırken o esnada askerler tarafından kurşun yiyerek tepeden aşağı düşecek, korkunç bir saldırıyla bitecek film diye bekledim. Değişik bitti. Kötü değildi tabi ki, filmi olumsuz görmek mümkün değil ama dört dörtlük kusursuz olması da bana yakın gelmedi bu ve şu an akla gelmeyen detaylardan ve en genel olarak bütünlüğüyle senaryosunun muhteşem ötesi olmayan ama oldukça iyi olan kalitesinden dolayı.

8.7
 

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,059
Reaksiyon puanı
49,717
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Kurdu öldürdükleri sahne ben de çok üzüldüm. Ama öldürme şekillerine bakılırsa bu sadece izleyiciyi etkilemek için eklenmiş bana kalırsa gereksiz bir sahne olarak yerini aldı. Beklenmedik bir anda kurt saldırısı sonucu öldürseler tamam, ama o kadar uğraştılar ki. Bir bakıma ilk sahnede herkesin ilginç bir şekilde ıskaladığı o cephe sahnesine bir karşılık maksatlı çekilmiş olabilir...
Kurdu öldürmeleri çok normal. Çünkü default insan davranışı kurt vb yaban hayvanlarını görünce öldürmek. Fakat ana karakterimiz tıpkı kızılderilileri anlama, onlarla anlaşma yoluna gittiği gibi kurtla da anlaşma yoluna giderek tabuları yıkıyor. Öldürülmesi bence kurtla ilgili sahnelerin bütünlüğe kavuşması açısından değerliydi, etkisini arttıran bir sahneydi.
 

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,283
Reaksiyon puanı
39,933
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
Kurdu öldürmeleri çok normal. Çünkü default insan davranışı kurt vb yaban hayvanlarını görünce öldürmek. Fakat ana karakterimiz tıpkı kızılderilileri anlama, onlarla anlaşma yoluna gittiği gibi kurtla da anlaşma yoluna giderek tabuları yıkıyor. Öldürülmesi bence kurtla ilgili sahnelerin bütünlüğe kavuşması açısından değerliydi, etkisini arttıran bir sahneydi.
Kurdun öldürülmesi kaçınılmazdı belki ama o öldürülme şekli daha farklı ve vurucu olabilirdi, bilmiyorum belki sadece bana o sahne zorlama gelmiş olabilir. Keza son sahne, muhteşem bir final değildi bana kalırsa. 4 saatlik filmin sonunda onlara ne olduklarını alt yazıyla öğrendik.

Film çok güzel ve yönetmenlik olarak harika film, ona asla lafım yok ama muhteşem ötesi mi o konuda emin olamadım..
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga