Baş rollerinde Beren Saat , Uğur Yücel ve Ayça Bingöl'ün yer aldığı 'Black' filminin yerli uyarlaması olan Benim Dünyam filmi 25 Ekim'de vizyona girdi.
Film başlamadan bile oldukça konuşulmuş ve tartışılmıştı. En çokta 'Black' filminden uyarlanıyor olması oldukça eleştirilmiş ve dizilerin ardından sinema sektöründe de uyarlamaların gitgide artması korkusu başlamıştı.
İlk başta filmi izlemeyi düşünmüyordum ancak bugün (30 Ekim 2013) Twitter'dak yorumları okuyunca aniden filme gitmeye karar verdim. İyiki de gitmişim.
Öncelikle filmin en çok öne çıkan isimi ; filmin kahramanı olan Ela'nın çocukluğunu canlandıran Melis Mutluç'tu. Yaşına rağmen hem kör hemde sağar bir kızı canladıran Melis Mutluç çoğu sahnede oyunculuğu ile tüylerimi diken diken etti.
Uğur Yücel , Beren Saat ve Ayça Bingöl'ün göstermiş oldukları performansları saymıyorum bile.
Kamera çekimleri ve müziklerde oldukça başarılıydı.
Filmin ilk yarısı tamamen Ela'nın küçüklüğüne ait. Bu bölümde Mahir'in (Uğur Yücel) Ela'yı (Melis Mutluç) eğitme çabaları oldukça dikkat çekti. Yıllardır evin içinde istediği gibi hareket eden ve çoğu şeye zarar veren Ela ile Mahir'in karşılıklı oynadıkları sahne hem güldürdü hem tüyleri diken diken etti. Filmin by bölümünde en çok dikkat çeken sahneler ise yemekleri kaşıkla yemeyi öğrenme ve su korkusunun önüne geçmeye çalıştıkları kısımlardı. Bu arada Mahir Hoca'nın ablasının da tıpkı Ela'nın durumunda olduğunu ve zamanında annesinin ablasına bakamadığı için akıl hastanesine yatırdığını , Ela'ya da aynı kaderi yaşamaması için yardım eli uzattığını es geçmeyelim.
Filmin ikinci yarısında Ela'nın büyüdüğü kısımlar yayınlandı. Ela büyüdükçe Mahir Hoca ve ailesiyle iletişimi oldukça gelişmiştir. Tıpkı üstteki resimde gördüğünüz gibi iletişim kurcağı zaman karşısındaki kişinin ellerini tutarak anlaşıyorlar. El hareketleriyle karşısındaki kişinin ne dediğini kavrayacak kadar eğitilmiş bir Ela karşımızda oluyor bu bölümde.
Mahir Hoca ve Ela'nın ailesi Ela'ya o kadar güveniyorlardı ki üniversiteye gitmesini bile istiyorlardı. Ela'nın istediği bölüm ise Edebiyat bölümüne girmek istiyor. Mükalatları da atlatarak bölüme girmeye hak kazanan Ela'nın eğitimi beklenildiği gibi iyi gitmemektedir.
Bu kısımda en çok eğlendğim sahne ise hiçbir sınavdan geçemese bile Ela'nın bu durumu ciddiye almayarak oynadığı sahneydi. Okulda arkadaş edinen Ela ne yapsa ne etse ilk sınıfı yıllarca geçemiyor. Bunun sebebi ise bilgisizlikten değil daktilo ile yeterince hızlı yazamamasıydı. Mahir'in sinirlerinin gerildiği bu kısımda öyle bir sahne yaşanacak ki ; 2 dakikada 10 sözcük yazamayan Ela hırslanarak yaklaşık 2 dakikada 60sözcük yazmayı başaracak.
Durum Ela'nın tarafında olumlu ilerlerken Mahir Hoca'nın tarafında olumlu gitmiyor. Mahir Hoca yaşlılıktan dolayı sürekli herşeyi unutmaya başlaması dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Filmin sonlarına doğru Ela'nın kardeşi Ayla'nın (Hazar Ergüçlü) aile yemeğinde yaptığı konuşma ve o sırada yaşanan olaylar oldukça etkileyiciydi.
Ayla'nın düğün sahnesinin ardından Ela'nın sırf merakını gidermek için onunla öpüşmek zorunda olan Mahir Hoca mesleği bırakır.
Ela'nın mevzuniyet sahnesi filmim belki en etkileyici sahnesiydi. Bu kısımda Ayça Bingöl ile Beren Saat'in oyunculukları o kadar başarılı ve etkileyiciydi ki ağladığımı film bitince fark ettim.
Filmin son sahnesinde ise akıl hastanesinde olan Mahir Hoca'nın yanına mevzuniyet kıyafetleri ile gittiği sahne de oldukça başarılıydı.
Belki abartıyor diyebilirsiniz ancak Benim Dünyam filmi şimdiye kadar izlediğim en iyi dramatik Türk filmiydi. Keşke orjinal senaryosuda bize ait olsaydı.
Yani tek kelimeyle 'Benim Dünyam' filmi olmuş. Filmi kötü eleştirenlerin aklına uymamanızı ve filme şans vermenizi tavsiye ederim.
Hayrettin Pınarbaşı
YASAL UYARI : Bu yazı FavoriForumum.net'e özel olarak hazırlanmıştır. Herhangi bir şekilde kopyalanıp başka sitelerde kaynak gösterilmeden paylaşılması yasaktır.