Antalya Büyükşehir Belediyesi, birkaç seneden buyana televizyon ödülleri veriyormuş ve bu işin bir de jürisi varmış. Jüri, bu yakınlarda yine ödül verileceği için geçen gün toplanmış ve bazı kararlar almış...
Meselâ, son senelerin isminden en fazla bahsettiren ve geniş bir hayran kitlesi yaratan Kıvanç Tatlıtuğ'u aday listesine almamış; oynadığı son diziyi, yani 'Kuzey Güney'i de hiçbir dalda aday göstermemiş. Kuzey Güney'i hiç seyretmedim ama son aylarda neredeyse hemen her yerde bu diziden ve Kıvanç Tatlıtuğ'dan bahsedildiğini işittim...
ANLAYIŞA BAK ANLAYIŞA!
Ne kadar entelektüel, geniş görüşlü, anlayış sahibi bir jüri değil mi? 'Sen beni kızdırdın, ben de seni yok sayıyorum. Nah sana ödül' diyor!.. Komitenin otorite merakını bu diziyi ve dizinin başrol oyuncusunu diskalifiye etmek kesmemiş; bir başka sanatçıyı da bir kalemde harcamış, Şafak Sezer'in adaylığını reddetmişler! Reddin gerekçesi, Şafak Sezer'in çekimler sırasında set çalışanlarına karşı gösterdiği şiddetmiş... Şafak Bey daha geçenlerde yine bir kavga çıkardığı için jüri üyeleri hiddet buyurmuş ve oyuncuyu değerlendirme dışı bırakmışlar...
Şafak Sezer ile hiç tanışmadım, hattâ tanışmaktan da öte bir reklam filmi dışında hiç seyretmedim ve oyunculuğunu da pek bilmiyorum ama Antalya'daki yarışmanın jürisini son iki gün içerisinde gayet iyi tanıdım: Türkiye'nin sahne ve yarışmalar tarihinde böylesine ceberrut bir ödül komitesinin ve jürinin şimdiye kadar mevcut olmadığını ve belki bundan sonra da olamayacağını rahatlıkla söyleyebilirim... Mübarekler sanki jüri değil, eski demirperde memleketlerinde görevi politbüroya tabasbustan ibaret olan; davranış ve ahlâk bekçiliğine soyunmuş 'İdeloji ve Etik Komisyonu'... 'Ben o yapım şirketinden hoşlanmıyorum' deyip takıntılı olduğu grubun çektiği dizileri aday listesine almıyor, oyuncuları da rollerine değil, etrafa davranışlarına göre değerlendiriyor. Ve işin çok daha tuhaf tarafı, yarışmayı organize eden Antalya Büyükşehir Belediyesi'nden bu keyfî hareketler hakkında her nedense tek bir ses bile çıkmaması...
Belediye'den bir Allah'ın kulu 'Hooop beyler! Biz bu jüriyi sanatçıların ortaya koydukları eserlerin değerlendirilmesi için kurduk, sizleri de jüriye bu işi yapasınız diye aldık. Antalyalılar'ın vergilerinden gelen dünya kadar parayı ortaya dökmemizin maksadı ona-buna çatıp kendi kafanıza göre iş yapmanız değil, sizden istediğimizi yerine getirmenizdir. Oyuncunun davranışından size ne?' demiyor, diyemiyor...
BELEDİYE VERGİSİ İLE...
Antalya Büyükşehir Belediyesi, jürinin bu ceberrutluklarına 'Dur!' deyip sesini çıkarmadığı takdirde ortada ne verilecek olan ödüllerin bir kıymeti, ne de düzenlenen organizasyonun saygınlığı kalır. Gelecek senelerde yapılacak olan yarışmalara da, peşinen hakarete uğrama tehlikesi yüzünden aklı başında kimseler zaten katılmazlar. Benim endişem 'Falanca şirketi sevmiyorum, filânca oyuncunun tipine gıcığım, zaten geçen gün suratıma öksürmüştü, bu yüzden onları aday göstermedik' havalarına girip Ali kıran başkesen rolüne soyunan bu jürinin, kapıldığı otorite havasını ödül töreninden sonra da devam ettirmeye kalkışması... Yani ellerine birer odun alıp 'Vay! Sen set işçisinin suratına nasıl alenî geğirirsin?' yahut 'Kız, bu makyaj ne böyle? Marsık gibi rimel mi sürülür?' deyip oyunculara girişmeleri... Yapım şirketleri ve yönetmenler dikkatli olsunlar! Malûm sebeplerle aday doğrayan bir jürinin bu şekilde işler yapması mümkündür ve her an bir sete dalabilirler!