2018 Bad Times at the El Royale / El Royale'de Zor Zamanlar - Film Yorumları

[MasacRE]

Bad Times at the El Royale (2018)

Tür: Gerilim , Gizem
Yönetmen: Drew Goddard
Senaryo: Drew Goddard

Oyuncular

Jeff Bridges
Cynthia Erivo
Dakota Johnson
Jon Hamm
Chris Hemsworth
Cailee Spaeny
Lewis Pullman

Filmin Konusu

Birbirini tanımayan 7 yabancı, farklı yerlerden başladıkları yolculuklarında California-Nevada sınırında bulunan Tahoe Gölü yakınlarındaki El Royale Oteli'nde bir araya gelir. Hepsinin unutmak ve unutturmak istediği sırları vardır. O akşam hepsinin geçmişleriyle hesaplaşma akşamı olur, kurtuluş için de son şanslarını iyi kullanmaları gerekmektedir.

Filmin Fragmanı

​

 

[MasacRE]

Filmi izlemeden önce Tarantino'nun tarzında olduğunu, özellikle son filmi Hateful Eight'e benzetildiğini görmüştüm. Cidden benziyordu, özellikle de kurgusu tam o tarzdaydı. Tarantino da en sevdiğim yönetmenlerden biri zaten, o yüzden bu tarz filmleri severim ama bu film tam olmamış.

SPOILER

Jon Hamm'in oynadığı karakteri biraz da sürpriz olsun diye aniden ölüyor da o ölüm biraz zorlama geldi. Kapıyı açarken kızın ölmediği belliydi, o polis orada onu öylece silahıyla bırakıp gitmez diğerinin yanına. Önce tedbirini alır sonra yardıma gider. Ayrıca diğer polisler de niye gelmedi onu da anlayamadım? İşimiz o değil orayla ilgilenme falan dediler ama haber alamayınca gelecekler son kısımda oradan olaylar çıkacak diye bekledim açıkçası. Ama onun yerine Chris Hemsworth ve aşırı saçma hikayesi ile devam edildi.

Bir de başlarda karakterlerin tek tek hikayelerinin anlatılması güzel de, aksiyonun tavan yapacağı dakikalarda kesilip yeni bir karakter tanıtımına da girilmesi soğutuyor insanı

En beğendiğim hikayeler ise çakma rahip ile resepsiyonist çocuğunkiler oldu. Gizli polisimizi çabuk kaybettik zaten, bomba gibi girişinden sonra ömrü fazla olmadı maalesef.

Yine de bazı kusurlarına rağmen güzel bir filmdi. Zaten sırf oyuncu kadrosu bile yeterdi filmi izlemeye

7/10

 

[Danger UA!]

Tarantino'ya hasret kaldığımız şu dönemlerde çakmasını bile izlemek keyifliydi.

Aslında seyir zevki ve merak dozajı yüksek çok iyi giden bir filmdi. Chris Hemsworth geldi filmin içine etti. Bir anda filmin temposu düştü ilgi çekiciliğini kaybetti. Oyunculuğunu berbat olduğunu söylememe gerek yok zaten. Karakteri de saçma sapan bir karakter olunca ve filmi lastik gibi uzatınca biraz baymaya başladı. Keşke Chris Hemsworth'un karakteri hiç dahil olmayıp kendi içinde daha sağlam bir kurguyla bağlansaydı film. Finali yine tüm bu etmenlere rağmen nispeten iyiydi.

Onun dışındaki oyunculuklar başarılıydı özellikle Jeff Bridges.

Bu tarz filmleri seviyorum yine de. Bu film de belli ölçüde beklentilerimi karşıladı.

7.5/10

 

[mesmeso]

Şu kadroya böyle bir film... Daha iyi bir iş çıkabilirdi. John Hamm erken gitti, Hemsworth geç ve saçma geldi. Bazı sahneler aşırı uzun ve yavaştı bazıları ise çok hızlı geldi geçti.

Filmde bir tek müzikten zevk aldım. Sevdiğim bir tarzdaki filmdi ancak beni sıktı. Daha iyi bir film çıkabilirdi be.

6.5/10

 

[Dosi]

Filmdeki müzikler en beğendiğim kısımlar oldu.

SPOILER: ....

Filmin ilk sahnesinde adamın biri çantayı bir otelde halıyı kaldırıp yere saklıyor ve arka planda çalan müziğe kendimi kaptırmışken birden öldürülünce açıkcası korkup irkildim Tabi bunda karanlıkta kulaklık takıp sesi biraz açmamında etkisi oldu
Gelelim genel yorumuma. Polis karakterini sevdim ve bu kadar zeki olan kişi diğer kızı kurtarmaya çalışırken acemice davranmasını garipsedim ve erkenden ölmesine üzüldüm.
Filmin kuşkusuz en sürpriz olan kişisi otelde çalışan gençti ve en sondaki o nokta atışı atışlarıyla onları "rehin" alan kişileri devre dışı bıraktı. Her karakterin kendine ait bir hikayesi vardı ve en başından o rahipin aslında rahip olmadığını anlamıştım. Şarkıcı kadınla en şanlı olan kişiler oldu ikisi. Diğer hepsi öldü. Sonradan gelen kötü karakterler ve kız kardeşlerin hikayesini beğenmedim. Film yer yer sıktı ama kendini izlettirdi.

7/10

 

[bazinga]

Çok iyi başlayıp sonlara doğru dibe vuran bir film oldu. Chris Hemsworth güzelim filmi batırdı resmen. Nasıl böyle bir karakter yazmayı başarmışlar hayret. Yönetmen veya yapımcılardan kimse çıkıp da dememiş mi ne yapıyoruz biz güzelim film hiç oldu diye. Yine de ilk kısımda aldığım yüksek keyif hala damağımda.

Tam yorum:

Bad Times at the El Royale (2018) – izleryazar

izleryazar.com

7/10