• Hoş geldin Ayşe.. Ayşe diyorum ve sorulara Babil’le başlıyorum… Dizinin ilk bölüm yayınından sonra sosyal medyada karakterinin yani Ayşe'nin çok görünür olmadığı konusunda bazı yorumlar oldu. Projeyi kabul ederken motivasyonun ve seni heyecanlandıran şey neydi?
Üç sezon çok yoğun çalışmış olduğum için aslında bir süre ara vermeyi düşünüyordum. Fakat Babil’in senaryosunu okuduğumda hem hikayeyi hem de Ayşe’yi çok sevdim. Bugüne kadar proje seçerken, hep farklı karakterler tercih etmeye özen gösterdim. Ve tabii ki birlikte iyi bir senaryo, oyuncu kadrosu, yönetmen ve yapım şirketi de benim için önemli unsurlar. Babil bağlamında her şey o kadar iyiydi ki, kabul etmekten başka yapacak bir şey kalmadı bana. Benim de seyircinin de alışık olmadığı bir durum içeriyordu senaryo: ilk 3-4 bölüm neredeyse yok denecek kadar az rolüm vardı. Fakat aslolan senaryodur her zaman ve karakterin gizemini, sürprizini senaryo uygun gördüğü zamanda açık etti. Derdi olan bir hikayenin içinde yer almak bazen bütün hikayenin içindeki tek kadın olmaktan daha önemlidir. Seyircinin de tepkisini anlıyorum, fakat hikayemiz o kadar farklı ve güzel ki, sabretsinler diyorum. Ayşe’nin dönüşümünü zaman içerisinde daha net görecekler.
• Ayşe’nin nefis kurgulanmış aksiyon sahnesi, hemen öncesinde yer aldığın Bepanthol reklam filmindeki aksiyon sahneleri… Biz seni en son keman çalan tatlı sert Süreyyamız olarak bırakmıştık. Bu sahneler için özel bir eğitim aldın mı?
Setteki aksiyon sahnelerimiz için özel dövüş teknikleri öğreten Kıvanç hocamız var, sahne öncesi onunla çalıştık. Bir de kendim çok sevdiğim için bir spor salonuna yazıldım ve oradaki hocamla beraber de çalıştım. Boks eğitimi alıyorum hem çok eğleniyorum hem de beni çok rahatlatıyor ve motive ediyor.
• Babil yayın hayatına çok güzel başladı, cuma akşamında güzel sonuçlar aldı. Bu durumu öngörmüş müydün? Senaryoyu okuduğunda ne düşündün?
Babil’in senaryosunu ilk okuduğumda senaryonun akışına çok heyecanlandım. Çok akıcı ve soru sorduran bir yapısı var hikayenin, o aşamada okurken "Ben olsam böyle yapar mıydım? Acaba ne kadarını yapardım, ne yapardım? Nasıl bir çıkmazdır bu?" diye düşünürken buldum kendimi... Yazarlarımızın da çok akıcı bir senaryo dili var. Senaryo ilk geldiğinde üç bölümü soluksuz okumuştum, bu durum hâlâ devam ediyor... Babil’in hikayesinin temposu fazlasıyla yüksek diyebilirim.
• Bizim teknik olarak "ensemble" dediğimiz tercümesini de kabaca "eşit ağırlıklı karakterleri canlandıran oyuncular birlikteliği" diye çevirebileceğimiz bir rol paylaşımı var hikaye yapısının ama merkez hikayeye İrfan (Halit Ergenç) ve Egemen (Ozan Güven) liderlik ediyor. Sen karakterin Ayşe için neler diyeceksiniz?
Bu proje için inanılmaz birbirini tamamlayan iki karakter diyebilirim İrfan ve Egemen için. Çok güzel iki köşenin birleşimi ikisinin sahnelerini de okumaya bayılıyorum. Çektiğimiz sahnelerdeki enerjileri çok yüksek ve her seferinde bir doğaçlamayla da dönen oyunları var çok keyifli geliyor bana onların sahneleri… Ayşe’ye gelince gayet kuvvetli ve biraz gizemli bir karakter; Ayşe’nin hikayesi şimdi başlıyor diyebilirim. Benim için güzel yanı ise bugüne kadar oynadığım karakterlerden farklı ama hep önemsediğim güçlü kadın özelliğini barındırıyor.
• Güçlü kadın demişken, İrfan ve Ayşe arasında nasıl bir ilişkiye tanık olacağız?
Ayşe fazla meraklı olmasından dolayı İrfan’ı başta çok merak ediyor. Özellikle yaşadığı çıkmazı da öğrenince daha da yakınında oluyor.
Çok hızlı gelişen, evrilen ve müdahale edemedikleri zor bir sürecin içerisinde birbirlerini kollamaya başladıklarını ama asla sahiplenmedikleri bir durumda olduklarını göreceğiz. Sonrası da seyircinin sürprizi olsun.
• Az önce de söylediğim gibi Babil’in etkileyici bir oyuncu kadrosu var. Son zamanlarda televizyonun gördüğü en iyi kadrolardan birini yan yana getirdi Ay Yapım, vesileyle onları da tebrik ederiz. Herkesin 'yıldız' olduğu bir projede olmak nasıl bir his?
Evet, Babil’in oyuncu kadrosu çok sağlam yani herkes rollerine çok uygun isimler, bu çok güzel bir şey çünkü rolü teslim alan oyuncular var. Bu hem oyuncu için hem de seyirci için çok büyük bir keyif... Tüm karakterlerin bir aradaki kimyasının tuttuğunu düşünüyorum. Hepsiyle ilk defa bir projede birlikte çalışıyorum, benim için çok heyecan verici bir durum. İzlemekten hep keyif aldığım arkadaşlarımla oynuyorum, tabii bu benim için paha biçilemez bir şey.
• Umarım çok uzun soluklu bir yolculuk olur. Pekiyi, yayın başlamadan önce senin projeden ayrılacağın konuşuldu. Neden böyle söylentiler çıktı sence?
İstanbullu Gelin benim için çok özel bir projeydi. Çok güzel geri dönüşler aldığımız uzun soluklu devam eden ve çok yakın zamanda final yapan bir işti. Bu kadar kısa bir süre içerisinde tekrar televizyon ekranına bir dizi projesine dahil olmayı açıkçası hiç düşünmüyordum. Babil’in teklifi geldiğinde projenin dijitale yapılıyor olması, Ayşe’nin kendi özelindeki gizemi ve kuvvetli bir karakter olması beni heyecanlandırdı. Dijital bir proje olmasından ötürü zamanlamaları da belli olduğu ve karakteri de çok sevdiğim için projeyi kabul ettim. Ancak sonrasında işimizin ulusal kanala geçmesinden dolayı yapımcımız bize birkaç gün düşünme şansı verdi. Dolayısıyla bu süreçte böyle bir haberin çıkıyor olmasını çok doğal karşılıyorum. Fakat hem yapım şirketi, hem ekip, hem de hikaye beni çoktan cezbetmişti..
