- Katılım
- 30 Haziran 2011
- Mesajlar
- 33,765
- Reaksiyon puanı
- 14,599
- Puanı
- 1,060
- Yaş
- 28
Aramızdan Biri - İkinci Bölüm - Haluk Eroğlu'dan!
Akşam olur ve Doğa ile Mert lüks bir kafede buluşurlar. Mert ''Bugün üniversitede seni göremedim'' der. Doğa ''Göremezdin çünkü bugün çok dersim yoktu. Hemen eve gelmiştim'' der. Mert bir anda Doğa'nın ellerinden tutar ve onun gözlerine bakarak ''Benimle evlenir misin? Kaç yıldır beraberiz seninle. Ben seninle artık bir yuva kurmak istiyorum'' der. Doğa bu duruma çok şaşırır ve heyecandan dili tutulur. Mert gülümseyerek ''Yoksa benimle evlenmek istemiyor musun?'' der. Doğa gülümseyerek ''Seni aptal şey. Seninle evlenmek istemez miyim hiç? Seni kaçırır mıyım?'' der ve bir anda Mert'i ateşli bir şekilde öper. Mert gülümseyerek cebinden tek taş yüzüğünü çıkarır ve Doğa'nın parmağına takar. Doğa gülümseyerek ''Bunu senden bugün hiç beklemezdim. Gerçekten bana çok büyük bir sürpriz oldu'' der. Mert gülümseyerek ''Sürprizlerin adamıyım ben'' der. Mert ile Doğa, bu lüks kafede birkaç saat daha oturduktan sonra kalkmaya karar verirler. Doğa ''Saat baya geç olmuş. Artık kalkalım bence. Annem ve babam beni merak etmesinler'' der. Mert ile Doğa kafeden dışarı çıkarlarken bir anda karşılarına korkunç maskeli biri çıkar. Doğa bir anda çok şaşırır ve ''Sende kimsin?'' der. Korkunç maskeli hiç konuşmayarak bir anda cebinden bir bıçak çıkarır. Mert bıçağı gördüğünde Doğa'yı arkasına alarak, korkunç maskeli kişiyle dövüşmeye başlar. Mert, korkunç maskeli kişinin suratına tam vuracakken bir anda korkunç maskeli kişi bıçağı Mert'in karnına saplar ve hemen oradan uzaklaşır. Doğa olanlar karşısında çok şaşkındır. Hemen telefonunu eline alarak ilk önce ambulansı, sonra polisleri ve arkadaşlarını arar. Ambulans on beş dakika içinde oraya gelir ve hemen Mert'i en yakın hastaneye götürürler. Doğa'nın arkadaşları da hemen o hastaneye gelirler. Kübra, Doğa'ya ''Doğa, Mert'in durumu nasıl?'' diye sorar. Doğa gözyaşlarıyla birlikte cevap verir: ''Çok kan kaybetmiş ama Allah'ıma bin şükür ki durumu iyiymiş'' der. Doktor, Mert'in odasından çıkar. Doktor'un, Mert'in odasından çıktığını gören Doğa hemen doktorun yanına gider ve ona gözyaşlarıyla ''Mert'i ne zaman görebilirim?'' diye sorar. Doktor ''Şimdi görebilirsin ama hastamızın yanında çok durup lütfen onu yorma'' der. Doğa hemen Mert'in odasına gider. Doğa gözyaşlarıyla Mert'in elinden tutar ve ona ''İyi ki beni bırakmadın. Eğer sana bir şey olsaydı ben çok üzülürdüm Mert'' der. Mert'in de bir anda gözleri dolar ve Doğa'ya ''Seni daha bırakmaya niyetim yok. O korkunç maskeli kişiyi tanıyor musun?'' der. Doğa, Mert'e ''Hayır tanımıyorum. Ama bana ve arkadaşlarıma birkaç gündür A denen bir kişiden mesajlar geliyordu telefonumuza. Ben şahsen bu A denen kişinin, o korkunç maskeli kişi olduğunu düşünüyorum. Kızlara da az önce söyledim bunu. Onlar da benim gibi düşünüyorlar'' der. Mert, Doğa'ya ''Bunu bana neden söylemedin peki?'' diye sorar. Doğa, Mert'e ''Söyleyecektim aslında ama sana zarar verir diye korktum. Şimdi ne yapacağız peki Mert? Ya sana yeniden zarar verirse bu psikopat A'' der. Mert ''Birazdan buraya polisler gelecek, soruşturma için. Sen ve kızlar bu A olayından onlara bahsedeceksiniz'' der. Doğa ''Peki o zaman. Sanırım en iyisi bu gerçekten de'' der. Aradan on beş dakika geçer ve polisler soruşturma için Mert'in odasına girerler. Bayan polis, Mert'e ''Bu olay nasıl oldu? Tam olarak ve doğru olarak bizlere anlatabilir misin?'' diye sorar. Mert yaşadığı kötü olayı polislere anlatmaya başlar: ''Sevgilimle kafede oturuyorduk. Sonra kalmak istedik ve kafeden dışarı çıkarken bir anda karşımıza korkunç maskeli bir kişi çıktı ve hiç konuşmadan bir anda beni bıçakladı'' der. Bayan polis ''Şüphelendiğiniz biri ya da birileri var mı? Yani bu olayı yapar dediğiniz biri ya da birileri var mı?'' diye sorar. Mert ''Sevgilime ve sevgilimin en iyi arkadaşlarına birkaç gündür A denen bir kişiden tuhaf mesajlar geliyormuş'' der. Doğa bir anda lafa karışarak ''Evet efendim, Mert'in dediği doğrudur'' der ve cebinden telefonunu çıkartarak odadaki tüm polislere A'nın yolladığı mesajları gösterir. Ece ''Bu mesajları yollayanın telefon numarası yazmıyor. Siz öğrenebilir misiniz acaba?'' der. Bayan polis ''Elimizden geleni yapacağız, bundan emin olabilirsiniz. Eğer bir gelişme olursa sizleri ararız, merak etmeyin'' der.
Tüm bu kötü yaşananların ardından bir gün daha geçmiştir. Mert taburcu olmuştur ve evinde dinleniyordur. Yanı başında ise sevgilisi Doğa vardır. Mert gülümseyerek ''Bizim evlilik işi biraz daha ileriye atıldı gibi'' der. Doğa gülümseyerek ''Sen yeter ki iyi ol. Zaten elbette evleneceğiz. Seni hiçbir zaman bırakmam ben'' derken bir anda Doğa'nın telefonuna yeni bir mesaj daha gelir. Mesajı yollayan yine ''A'' denen kişidir. Mesajda ''Doğru bildiniz Doğa! O korkunç maskeli kişi bendim!'' yazıyordur. Doğa mesajı içinden okur ve Mert'e ''A denen kişi yine bana bir mesaj attı. O korkunç maskeli kişi, düşündüğümüz gibi gerçekten de A'ymış.'' der. Mert, Doğa'ya ''Bu A denen kişi acaba gerçekten ne istiyor?'' der. Doğa, Mert'e ''Niye bizimle uğraşıyor bu A denen kişi? İnan hiç anlamıyorum. Acaba şu yeni mesajı da polislere göstersek mi?'' der. Mert, Doğa'ya ''Polisler zaten gerekli araştırmayı yapıyor. Umarım bu mesajları size yollayanı en kısa sürede bulurlar'' derken bir anda Doğa'nın telefonu açar. Arayan kişi polistir. Doğa telefonu açar ve konuşmaya başlar: ''Bulabildiniz mi, bize bu mesajları yollayan psikopatı?'' der. Polis ''Size o mesajları yollayan Rıza Bulut diye biri. Fakat adresine ulaşamadık o kişinin'' der. Doğa bir anda şaşırır ve ''Rıza Bulut mu?'' der. Polis ''Tanıyor musunuz Rıza Bulut'u?'' der. Doğa'nın yüzü bir anda bembeyaz kesilir ve ''Tanımıyorum o dediğiniz kişiyi'' der ve telefonu kapatır. Mert, Doğa'nın suratının bembeyaz kesildiğini görür ve ona ''Ne oldu diye sorar?'' der. Doğa, Mert'e ''Bize bu mesajları yollayan kişi Rıza Bulut'muş'' der. Mert bir anda çok şaşırır ve Doğa'ya ''Ama o geçen yıl evinde ölü olarak bulunmuştu. O olamaz ki bu mesajları yollayan'' derken bir anda Doğa'nın telefonuna yeni bir mesaj daha gelir. Mesajı yollayan yine ''A'' denen kişidir. Mesajda ''Doğa, sevgiline söylesene! Rıza'yı sen öldürdün! Sen bir katilsin!'' yazıyordur. Doğa mesajı okuduğunda çok şaşırır ve Mert'i karşısına alarak, konuşmaya başlar: ''Mert sana bir şey itiraf etmek zorundayım'' der. Mert bir anda şaşırır ve ona ''Doğa beni korkutuyorsun? Ne oldu şimdi bir anda?'' der. Doğa'nın gözlerinden yaşlar dökülerek, ona ''Mert, Rıza'yı ben öldürmüştüm! Çünkü bana, evinde tecavüz etmeye kalkmıştı. Bana tecavüz etmeye başlarken koşarak mutfağa doğru gitmiştim. Onu mutfaktaki bıçakla kalbinden öldürmüştüm'' der. Mert, bunu duyduğunda çok şaşırır ve gözleri yaşlarla dolarak Doğa'ya ''Sen neler yaşamışsın böyle Doğa. Peki ya o bıçağı ne yaptın?'' der. Doğa gözyaşları içinde, Mert'e ''O bıçağı bizim bahçeye gömdüm Mert. Allah'tan polisler benden şüphelenmedi. Çünkü biliyorsun ki Rıza ile aram sıkı fıkı değildi. O gün de zaten çok ısrar ettiği için onun evine gitmiş. Sırf ona konu anlatmak için. Ama o herif, pisliğin tekiymiş! Ayrıca bu olayı A denen kişi de biliyormuş. Ne yapacağım ben Mert? Ya bu olayı polisler öğrenirse A tarafından?'' der. Mert gözyaşları içinde, Doğa'yı dudaklarından öper ve ona ''Merak etme Doğa, bunu polisler öğrenmeyecek. Bu sır ikimizin arasında kalacak, sana söz veriyorum.'' derken bir anda Mert'in kapısı çalar. Doğa, Mert'in kapısını açar ve bir anda karşısında en iyi arkadaşlarını görür. Kübra ''Bizler A'dan yeni bir mesaj daha aldık. Bu doğru mu Doğa? Rıza'yı sen mi öldürdün?'' der. Doğa, arkadaşlarını içeri alır ve onlara da gözyaşları içinde Rıza'yla tüm olanları anlatır..
YENİ BÖLÜM NE ZAMAN PEKİ DİYE MERAK MI EDİYORSUNUZ?
Emeğe saygı için beğeni, oy ve yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar.
Akşam olur ve Doğa ile Mert lüks bir kafede buluşurlar. Mert ''Bugün üniversitede seni göremedim'' der. Doğa ''Göremezdin çünkü bugün çok dersim yoktu. Hemen eve gelmiştim'' der. Mert bir anda Doğa'nın ellerinden tutar ve onun gözlerine bakarak ''Benimle evlenir misin? Kaç yıldır beraberiz seninle. Ben seninle artık bir yuva kurmak istiyorum'' der. Doğa bu duruma çok şaşırır ve heyecandan dili tutulur. Mert gülümseyerek ''Yoksa benimle evlenmek istemiyor musun?'' der. Doğa gülümseyerek ''Seni aptal şey. Seninle evlenmek istemez miyim hiç? Seni kaçırır mıyım?'' der ve bir anda Mert'i ateşli bir şekilde öper. Mert gülümseyerek cebinden tek taş yüzüğünü çıkarır ve Doğa'nın parmağına takar. Doğa gülümseyerek ''Bunu senden bugün hiç beklemezdim. Gerçekten bana çok büyük bir sürpriz oldu'' der. Mert gülümseyerek ''Sürprizlerin adamıyım ben'' der. Mert ile Doğa, bu lüks kafede birkaç saat daha oturduktan sonra kalkmaya karar verirler. Doğa ''Saat baya geç olmuş. Artık kalkalım bence. Annem ve babam beni merak etmesinler'' der. Mert ile Doğa kafeden dışarı çıkarlarken bir anda karşılarına korkunç maskeli biri çıkar. Doğa bir anda çok şaşırır ve ''Sende kimsin?'' der. Korkunç maskeli hiç konuşmayarak bir anda cebinden bir bıçak çıkarır. Mert bıçağı gördüğünde Doğa'yı arkasına alarak, korkunç maskeli kişiyle dövüşmeye başlar. Mert, korkunç maskeli kişinin suratına tam vuracakken bir anda korkunç maskeli kişi bıçağı Mert'in karnına saplar ve hemen oradan uzaklaşır. Doğa olanlar karşısında çok şaşkındır. Hemen telefonunu eline alarak ilk önce ambulansı, sonra polisleri ve arkadaşlarını arar. Ambulans on beş dakika içinde oraya gelir ve hemen Mert'i en yakın hastaneye götürürler. Doğa'nın arkadaşları da hemen o hastaneye gelirler. Kübra, Doğa'ya ''Doğa, Mert'in durumu nasıl?'' diye sorar. Doğa gözyaşlarıyla birlikte cevap verir: ''Çok kan kaybetmiş ama Allah'ıma bin şükür ki durumu iyiymiş'' der. Doktor, Mert'in odasından çıkar. Doktor'un, Mert'in odasından çıktığını gören Doğa hemen doktorun yanına gider ve ona gözyaşlarıyla ''Mert'i ne zaman görebilirim?'' diye sorar. Doktor ''Şimdi görebilirsin ama hastamızın yanında çok durup lütfen onu yorma'' der. Doğa hemen Mert'in odasına gider. Doğa gözyaşlarıyla Mert'in elinden tutar ve ona ''İyi ki beni bırakmadın. Eğer sana bir şey olsaydı ben çok üzülürdüm Mert'' der. Mert'in de bir anda gözleri dolar ve Doğa'ya ''Seni daha bırakmaya niyetim yok. O korkunç maskeli kişiyi tanıyor musun?'' der. Doğa, Mert'e ''Hayır tanımıyorum. Ama bana ve arkadaşlarıma birkaç gündür A denen bir kişiden mesajlar geliyordu telefonumuza. Ben şahsen bu A denen kişinin, o korkunç maskeli kişi olduğunu düşünüyorum. Kızlara da az önce söyledim bunu. Onlar da benim gibi düşünüyorlar'' der. Mert, Doğa'ya ''Bunu bana neden söylemedin peki?'' diye sorar. Doğa, Mert'e ''Söyleyecektim aslında ama sana zarar verir diye korktum. Şimdi ne yapacağız peki Mert? Ya sana yeniden zarar verirse bu psikopat A'' der. Mert ''Birazdan buraya polisler gelecek, soruşturma için. Sen ve kızlar bu A olayından onlara bahsedeceksiniz'' der. Doğa ''Peki o zaman. Sanırım en iyisi bu gerçekten de'' der. Aradan on beş dakika geçer ve polisler soruşturma için Mert'in odasına girerler. Bayan polis, Mert'e ''Bu olay nasıl oldu? Tam olarak ve doğru olarak bizlere anlatabilir misin?'' diye sorar. Mert yaşadığı kötü olayı polislere anlatmaya başlar: ''Sevgilimle kafede oturuyorduk. Sonra kalmak istedik ve kafeden dışarı çıkarken bir anda karşımıza korkunç maskeli bir kişi çıktı ve hiç konuşmadan bir anda beni bıçakladı'' der. Bayan polis ''Şüphelendiğiniz biri ya da birileri var mı? Yani bu olayı yapar dediğiniz biri ya da birileri var mı?'' diye sorar. Mert ''Sevgilime ve sevgilimin en iyi arkadaşlarına birkaç gündür A denen bir kişiden tuhaf mesajlar geliyormuş'' der. Doğa bir anda lafa karışarak ''Evet efendim, Mert'in dediği doğrudur'' der ve cebinden telefonunu çıkartarak odadaki tüm polislere A'nın yolladığı mesajları gösterir. Ece ''Bu mesajları yollayanın telefon numarası yazmıyor. Siz öğrenebilir misiniz acaba?'' der. Bayan polis ''Elimizden geleni yapacağız, bundan emin olabilirsiniz. Eğer bir gelişme olursa sizleri ararız, merak etmeyin'' der.
Tüm bu kötü yaşananların ardından bir gün daha geçmiştir. Mert taburcu olmuştur ve evinde dinleniyordur. Yanı başında ise sevgilisi Doğa vardır. Mert gülümseyerek ''Bizim evlilik işi biraz daha ileriye atıldı gibi'' der. Doğa gülümseyerek ''Sen yeter ki iyi ol. Zaten elbette evleneceğiz. Seni hiçbir zaman bırakmam ben'' derken bir anda Doğa'nın telefonuna yeni bir mesaj daha gelir. Mesajı yollayan yine ''A'' denen kişidir. Mesajda ''Doğru bildiniz Doğa! O korkunç maskeli kişi bendim!'' yazıyordur. Doğa mesajı içinden okur ve Mert'e ''A denen kişi yine bana bir mesaj attı. O korkunç maskeli kişi, düşündüğümüz gibi gerçekten de A'ymış.'' der. Mert, Doğa'ya ''Bu A denen kişi acaba gerçekten ne istiyor?'' der. Doğa, Mert'e ''Niye bizimle uğraşıyor bu A denen kişi? İnan hiç anlamıyorum. Acaba şu yeni mesajı da polislere göstersek mi?'' der. Mert, Doğa'ya ''Polisler zaten gerekli araştırmayı yapıyor. Umarım bu mesajları size yollayanı en kısa sürede bulurlar'' derken bir anda Doğa'nın telefonu açar. Arayan kişi polistir. Doğa telefonu açar ve konuşmaya başlar: ''Bulabildiniz mi, bize bu mesajları yollayan psikopatı?'' der. Polis ''Size o mesajları yollayan Rıza Bulut diye biri. Fakat adresine ulaşamadık o kişinin'' der. Doğa bir anda şaşırır ve ''Rıza Bulut mu?'' der. Polis ''Tanıyor musunuz Rıza Bulut'u?'' der. Doğa'nın yüzü bir anda bembeyaz kesilir ve ''Tanımıyorum o dediğiniz kişiyi'' der ve telefonu kapatır. Mert, Doğa'nın suratının bembeyaz kesildiğini görür ve ona ''Ne oldu diye sorar?'' der. Doğa, Mert'e ''Bize bu mesajları yollayan kişi Rıza Bulut'muş'' der. Mert bir anda çok şaşırır ve Doğa'ya ''Ama o geçen yıl evinde ölü olarak bulunmuştu. O olamaz ki bu mesajları yollayan'' derken bir anda Doğa'nın telefonuna yeni bir mesaj daha gelir. Mesajı yollayan yine ''A'' denen kişidir. Mesajda ''Doğa, sevgiline söylesene! Rıza'yı sen öldürdün! Sen bir katilsin!'' yazıyordur. Doğa mesajı okuduğunda çok şaşırır ve Mert'i karşısına alarak, konuşmaya başlar: ''Mert sana bir şey itiraf etmek zorundayım'' der. Mert bir anda şaşırır ve ona ''Doğa beni korkutuyorsun? Ne oldu şimdi bir anda?'' der. Doğa'nın gözlerinden yaşlar dökülerek, ona ''Mert, Rıza'yı ben öldürmüştüm! Çünkü bana, evinde tecavüz etmeye kalkmıştı. Bana tecavüz etmeye başlarken koşarak mutfağa doğru gitmiştim. Onu mutfaktaki bıçakla kalbinden öldürmüştüm'' der. Mert, bunu duyduğunda çok şaşırır ve gözleri yaşlarla dolarak Doğa'ya ''Sen neler yaşamışsın böyle Doğa. Peki ya o bıçağı ne yaptın?'' der. Doğa gözyaşları içinde, Mert'e ''O bıçağı bizim bahçeye gömdüm Mert. Allah'tan polisler benden şüphelenmedi. Çünkü biliyorsun ki Rıza ile aram sıkı fıkı değildi. O gün de zaten çok ısrar ettiği için onun evine gitmiş. Sırf ona konu anlatmak için. Ama o herif, pisliğin tekiymiş! Ayrıca bu olayı A denen kişi de biliyormuş. Ne yapacağım ben Mert? Ya bu olayı polisler öğrenirse A tarafından?'' der. Mert gözyaşları içinde, Doğa'yı dudaklarından öper ve ona ''Merak etme Doğa, bunu polisler öğrenmeyecek. Bu sır ikimizin arasında kalacak, sana söz veriyorum.'' derken bir anda Mert'in kapısı çalar. Doğa, Mert'in kapısını açar ve bir anda karşısında en iyi arkadaşlarını görür. Kübra ''Bizler A'dan yeni bir mesaj daha aldık. Bu doğru mu Doğa? Rıza'yı sen mi öldürdün?'' der. Doğa, arkadaşlarını içeri alır ve onlara da gözyaşları içinde Rıza'yla tüm olanları anlatır..
YENİ BÖLÜM NE ZAMAN PEKİ DİYE MERAK MI EDİYORSUNUZ?
'Aramızdan Biri' yeni bölümüyle Cuma!
Emeğe saygı için beğeni, oy ve yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar.
