Başarısız geçen iş hayatlarının yapacakları yurt dışı seyahatinde değişeceğini düşünen Şenay ve İlber, katıldıkları bahçecilik fuarında yanlış kişilerle karşılaşıp beklemedikleri bir olayın tam ortasına düşerler. Zengin olma hayalini bir başka bahara bırakan Şenay ve İlber, dünyayı tehdit eden bir güç ile karşı karşıya olduklarını kısa zamanda anlayarak, hem kendilerini hem de tüm insanlığı bu beladan kurtarmanın yollarını aramaya başlar.
Şenay Cüccaciye’nin ortakları Şenay ve İlber, bahçe cüceleri satmaktadır. Yeniliğe ve gelişmeye açık şirketleri yeteri kadar ilgi görmeyince,Sofya’da yapılacak bir fuara katılmaya karar verirler. Bu fuar da işlerini büyütecek yeni insanlarla tanışarak şirketlerini geliştirmeyi planlamaktadırlar. Fuar’da planları istedikleri gibi gitmez, yanlış zamanda yanlış yerde olmanın bedelini başlarını kısa sürede belaya sokarak öderler. Oldukça karmaşık bir ağın içine, iyilerle kötülerin savaşının tam ortasına düşmülerdir.
Zengin işadamı Mançov’un kirli işlerini öğrenmek onlar için iyi olmayacaktır. Tehlikeli ve acımasız bir düşman kazanmayı başaran ikili, kendilerini zorlu bir maceranın içinde bulur. Karşılaştıkları zorlukları kendi yöntemleri ile çözmeye çalışırken en yakın yardımcıları, hızla Şenay’ın kalbini kazanan güzel Rus kızı Veronika ve eski Rus askeri Memedov olacaktır. İnsanlığı tehdit eden kötü bir adamı adalete teslim etmek o kadar kolay değildir. Şenay ve İlber için hayat artık eskisi gibi olmayacaktır. Artık para kazanmaya çalışan birer esnaf değil, insanlığın kurtuluşu için mücadele eden birer kahraman olma yolundadırlar.
Uzun uzun yorum yapmak isterdim, ama tüm duygularıma tercüman olmuşsun, bu yüzden +1.Filme ilk vizyona girdiği gün gitmiştim. Aslında Cem Yılmaz hayranı değilimdir kendisini fazla takip etmişliğim de yoktur ama son zamanlarda sevmeye başladım. Gora ve Fundamentals'ı geçtiğimiz yaz izlemiştim yani düşünün.
Neyse filmi yorumlamaya başlayayım. Öyle büyük beklentilerle girmedim filme ama beklentilerimin epey üstünde bir film olmuş. Baya güldüğümü söyleyebilirim. Kahkahalar atmadım belki ama birçok sahnede epey güldüm. Küfürlü sahneler çoktu evet ama Cem Yılmaz'a küfür yakışıyor açıkçası bu yüzden rahatsız olmadım.
Filme büyük emek verilmiş öncelikle. Aksiyon sahnelerinde masraftan kaçınılmamış. Barış Manço'yu da çok güzel bir şekilde andılar, o da hoşuma gitti.
Filmin ilk kısmı komedi, ikinci kısmı daha çok aksiyon ağırlıklıydı ama ikinci kısımda da epey komik sahneler vardı.
Daha komik sahne çok da yazmaktan yoruldum artık. Ekşi'de baya eleştirmişler filmi. Kaale almayın derim o yorumları, filme gidin pişman olmazsınız.İlk kısımda Şenay ve İlber'in sorgu sırasında yaptıkları Barış Manço şarkılarına yaptıkları gönderme ve taklitler çok iyiydi sesli güldürdü.Şenay ve Boris Mancov'un karşılıklı küfürleşme sahneleri iyiydi. Mancov'un tüm dillerde konuştuktan sonra bir anda Türkçe'ye geçip Şenay'a küfür etmesi, sonra Şenay'ın kendine hakim olamayıp ona daha küfürlü cevap vermesi güldürdü baya.
Yardımcı baş rol Çetin Altay'ı çok beğendim Cem Yılmaz'la iyi uyum yakalamışlar, iyi paslaştılar bir sürü sahnede. İlber'in kız (Irina Ivkina) Şenay'la kendisine arabayla arkadan çarptıktan sonra bir anda gidip "önüne baksana lan sığır demesi sesli güldürdü.
İlber'in ölmeden önce Şenay'a tüm elemini kederini akıtması da iyiydi.Sonra zombi olarak geri döndü adam.The Walking Dead'e gönderme yapmışlar.Açlık Oyunlar'ından da esinlenmişler filmde. Filmin aksiyonunu ormandaki insan avı sahneleri oluşturuyordu zaten.
Baş rol bayan Irina Ivkina da ortalama üzerindeydi. Kadın çok güzel gerçi iyi oynamasa kaç yazar.
Zafer Algöz ikinci yarıda dahil oldu diziye şaşırdım. Ama sahnesi vardı yeterince. Oyunculuğuna bir şey demek de bize düşmez zaten. Kenan Memedov'la Boris Mancov'un yaptıkları düet efsane olacak cinsten, baya iyiydi.Paylaşayım hatta.
Yan rollerden Can Yılmaz ve Yosi Mizrahi iyiydi.
Filme puanım: 9/10
Ayy anca üşen sen zaten.Uzun uzun yorum yapmak isterdim, ama tüm duygularıma tercüman olmuşsun, bu yüzden +1.
Ayrıca ek olarak:
Bu arada Cem Yılmaz'ın abisi hangi rolde oynuyordu ki, pek dikkat edemedim oraya.Sadık'ın kellesinin koparılması ve büyük dikenlerin İlber'in tam ortasına batması salondaki çoğu kişinin ödünü koparttı; TV'de nasıl yayınlanacağını merak ediyorum, belki de hiç yayınlanmaz bile.
Ne yapayım, aklıma farklı bir şeyler gelmedi işte.Ayy anca üşen sen zaten.
İsmail rolünde oynuyordu hani her şeyi kadere bağlayan.
Yorumları Ekşi'de okuduysan hiç okuma bence, çünkü boşuna yeriyorlar.Filmi pek beğenen yoktu okuduğum yorumlarda.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?