SUNAR...
Bu dizideki kişi, kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünü olup gerçeği yansıtmamaktadır.
Önceki Bölümler
6. BÖLÜM
(Bu cümleden sonra Emre'yi uyurken görürüz. Kendince sayıklarken Şahika onu uyandırır.)
Şahika: Emre, uyan. (koluyla dokundurarak) Emre!
(Emre yavaş yavaş kendine gelirken aklında beliren ilk şey Iraz'ın durumu olur.)
Emre: Iraz! Iraz nerede? Durumu iyi mi, yaşayacak mı? Rüyamda öldüğünü gördüm...
Şahika: Kapa çeneni uğursuz şey! Hem rüyaların tersi çıkar ki kız iyi çok şükür.
Emre: Moralimi düzeltmek için saklamıyorsun, değil mi? Hem beni niye uyandırmadınız ki?
Şahika: Doktor geldiğinde o stresle uyandırmayı unuttuk işte. Hem Şahika Ocaklı her şeyi söyler, ama yalan söylemez. Ne duyduysam onu diyorum, sen bana güven.
Emre (İç Ses): Orası biraz sıkıntılı işte...
***
BİRKAÇ SAAT SONRA
(Çiğdem gözlerini yeni güne, yeni evinde açar. Telefonunun saati 07.11'i göstermektedir. Tam yataktan kalkmaya hazırlanırken telefon çalar, ancak kimin aradığına bakmamasının bedelini fazlasıyla ödeyecektir.)
Çiğdem: Alo, ne var ya? Yemin ediyorum Sakıp Sabancı'nın telefonu benimkinden daha az çalıyordur.
Şahika: Bir de evimize hizmetçi diye aldık, şu rezilliğe bak. Gerçi asıl hata bende. "Saygı"nın sözlükteki anlamını bilmeyen birine saygılı olmasını öğretmeye çalışıyorum!
Çiğdem: Şahika Hanım, ben öyle demek istememiştim. Arayanın üvey annem olduğunu düşündüm...
Şahika: Bana mazeret üretme, çünkü sülalenle zerre kadar ilgilenmiyorum. Neyse, şimdi senden Müjde Hanım'ın evine gitmeni, sonra da odasındaki acil durum çantasını alıp Hayat Hastanesi'ne getirmeni istiyorum. Bu arada yedek anahtar evdeki saksının altında, adresi de salondaki verandada; şimdi sen akşama kadar bulamazsın.
Çiğdem: Tamam efendim, bu işi layığıyla halledeceğimden...
(Şahika telefonu Çiğdem'in yüzüne kapattıktan sonra Çiğdem hazırlanır ve anahtarı alarak evden çıkar.)
***
(Öte yandan Emre, Şahika, Müjde, Yusuf ve Necla da Iraz'ın uyanmasını beklemektedir.)
Müjde: Yusuf Bey'ciğim, acaba son günlerde ekonomi haberlerinde şey duydunuz mu? İflas haberi gibi... Benim bir arkadaşımın görümcesinin kayınpederinin oğlunun şirketinde işler biraz raydan çıkmış da.
Yusuf: Kaç gündür ekonomi haberlerine bakamıyorum, sosyal medyayla zaten alakam yok. Ama böyle bir şey olsa mutlaka kokusu çıkardı.
Müjde (İç Ses): İyi bari, hala haberleri yok. Hele bir duyulsun, o zaman bırak onların karşısına, insan içine çıkacak durumum kalmaz.
Şahika: Ben daha fazla dayanamayacağım ya, gireceğim odaya.
(Şahika ve Müjde kapıyı çalıp içeriye girerken Iraz da yavaşça gözlerini açmıştır.)
Müjde: (Iraz'ın elini tutarak) İyi misin kızım? Sana bir şey oldu diye çok korktuk!
Iraz: İyiyim... Böyle çocukça bir harekete kalkışmadan önce bir kez daha düşünmem gerekiyordu, çok özür dilerim.
Şahika: Sen niye özür diliyorsun Iraz'cığım? Seni bu hale getirenler utansın. İki yakaları bir araya gelmesin, ölmekten bin beter olsunlar! Ayaklarını sehpaya çarpsınlar, sevdikleri dizi 1 reyting bile alamasın inşallah!
Iraz: Emre burada mı?
Şahika: Burada olmaz olur mu, seninki de soru. Dur, çağırayım hemen.
(Şahika'nın odadan çıkmasıyla birlikte Iraz da yatağında doğrulur.)
Müjde: Tamam, önceden plan yaptığımızı biliyorum; ama böyle bir şey yapacağından bahsetmemiştin. Emre için az daha canından olacaksın diye ödüm koptu. Ya sana bir şey olsaydı?
Iraz: Bu planın bir parçası değildi anne. Bizzat kendim istediğim için yaptım.
Müjde: Yoksa bu iflas haberi yüzünden mi? Yani bu durumda senden önce ben yapardım bunu.
Iraz: Uzatmayalım anne. Bunu Emre'nin burnunu sürtmek için yeni bir hamle olarak kabul et, daha fazlası değil yani.
Müjde: "Burnunu sürtmek" mi? Yoksa kavga mı ettiniz?
(O sırada Emre de hızlıca odaya girer. Müjde çifte kumruları yalnız bırakarak odadan çıkarken Iraz'ın ona söyleyecekleri vardır.)
Emre: Hayatım, iyisin değil mi? Böyle bir şeyi nasıl yapabilirsin? Bizi hiç düşünmedin mi?
Iraz: Bugün bu lafları yeteri kadar dinledim Emre. Sana dünden beri söylemek istediğim çok önemli bir şey var.
Emre: Söyle canım, ne oldu? Kötü bir şey yok, değil mi?
Iraz: Kişiden kişiye göre değişir ne kadar kötü olduğu... Fazla uzatmayacağım. Sen Çiğdem denilen hizmetçi parçasını hamile mi bıraktın?
Emre: Ne?
Iraz: Ne söylediğimi gayet iyi anladın Emre. Aranızda nelerin yaşandığını bana anlatmadan şuradan şuraya gidemezsin.
Emre: Sen istersen biraz daha dinlen, sonra konuşuruz.
Iraz: Hayır Emre, o cevabı senden şu an alacağım! Ve beklediğim her an bunun gerçek olduğunu düşünme ihtimalim artıyor.
Emre: Böyle bir şey yok Iraz. Sana kim söylediyse...
Iraz: Artık bunları geçelim Emre, ne olur. Kabul et, şu an zaman kazanmak için beni oyalıyorsun. Her şeyi affedebilirim, ama ihaneti asla...
***
(Emre duyduklarıyla şok olurken Çiğdem de Iraz'ın evine gelmiştir. Bir yandan kapıyı açmaya çalışırken diğer yandan da Ayten'e laf anlatmaktadır.)
Çiğdem: (içeriye girerken) Koca kadınsın Ayten Abla, oğlunla uğraşmak için çare bulamıyor musun? Biliyorum Deniz'in öküzün önde gideni olduğunu, ama yapacak bir şey yok.
Ayten: Aman sen ne anlarsın ki? Kolaysa gel, sen uğraş.
Deniz: (ağzında yemekle konuşarak) O Çiğdem'e söyle, bu son şansı! Yoksa Fatiha'sını okusun, celladı olacağım onun!
Ayten: Duydun, değil mi? Bende bunu çekecek kafa kalmadı artık, rezil oluyorum herkese!
Çiğdem: Sen de kaç bölümdür benden yardım istiyorsun, ama belli ki benden sana hayır gelmiyor. Annesi olarak masaya yumruğunu koy artık. Bu arada benim kapatmam lazım, gelişmelerden haberdar ederim.
(Çiğdem telefonu kapatıp çantasına koyduktan sonra Iraz ve Müjde'nin evinin büyüklüğü karşısında hayrete düşer.)
Çiğdem: Oha, bizim mahalleyi satsak yine de bunu alamayız.
(Çiğdem alt kattaki tüm odaları gezer, ama Müjde'nin odasını bulamaz. Bu yüzden yukarıyı aramaya başlar ve birkaç aramadan sonra Müjde'nin odasındaki yardım çantasını bulur. Ama hevesi henüz sönmemiştir ve hala gezilmeyen birkaç oda daha vardır. Ancak Iraz'ın odasına geldiğinde gördükleriyle kafası allak bullak olur. Çünkü her yerde Emre'nin resimleri, çıkardığı albümler, Iraz'ın kaleme aldığı kalpli mektuplar ve daha birçok şey vardır.)
Çiğdem: Ama burası... (duvardaki resme bakarak) Iraz'ın odası mı yoksa? Yok, değildir ya. Yani burası sağlıklı bir zekanın ürünüymüş gibi görünmüyor.
(Çiğdem, masanın üzerindeki mektuplardan birini eline alıp üzerindeki yazıyı okur.)
"Ebediyete kadar tek ve en büyük aşkın olacak olan Iraz'dan Emre'ye sevgiler. Seni o kadar seviyorum ki okyanustaki su taneciklerinden, gökyüzündeki yıldızlardan, evrendeki boşluklardan bile fazla. Sana elini süren her kızın hayatını zindan edeceğim. Onları öyle bir mahvedeceğim ki seninle hiç tanışmamış olmayı dileyecekler. Bir gün her şey bitecek ve sana olan aşkımı fark ettiğinde senin olmak için hazır bekleyeceğim..."
(Şoke olan Çiğdem masanın üzerinde bir kağıt daha görür ve ona göz gezdirir.)
"Bugüne kadar Emre'nin yanına yaklaşan her kadını bir şekilde alaşağı ettim, ama bu Çiğdem denilen kızın ondan hamile kaldığını duyduğumda ne yapacağımı bilemedim. Aslında onu da diğerleri gibi mahvedebilirdim, sonuçta bebeğiyle birlikte öbür tarafı boylaması işime gelirdi. Ama bu sefer çok düşündüm. Beynim ve vicdanımın savaşı beni harap etti. Eğer delice bir şeye kalkışırsam sadece bunun yüzündendir... Ama bildiğim tek bir şey var ki, bu savaştan sağ çıkabilirsem, Çiğdem'i doğduğuna pişman edeceğim..."
Çiğdem: Bu kadın bildiğin kafayı Emre'yle tırlatmış. İdeal gelin adayı dediğimiz kız meğer psikopatın önde gideniymiş!
(Çiğdem yüzleştiği gerçek karşısında adeta yıkılırken bölüm sonlanır.)
6. BÖLÜM SONU
Aşkın Peşinden, 7. bölümüyle 21 Eylül Çarşamba 21.00'de Fav10'da!
Aşkın Peşinden, 7. bölümüyle 21 Eylül Çarşamba 21.00'de Fav10'da!
Son düzenleme:
