Aşkın Peşinden - 5. Bölüm | Yeni Bölüm

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Önceki Bölümler

Bu dizideki tüm kişi, kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür ve gerçeği yansıtmamaktadır.

5. BÖLÜM
(Iraz'ın söyledikleriyle büyük bir şaşkınlık yaşayan Çiğdem daha eve geleli birkaç saat bile olmadan neden bu kadar nefret topladığına anlam verememiştir. Anne-kız evden ayrılırken bizimkiler ise uyku için odalarına dağılmak üzeredir.)

Yusuf:
O zaman odalarımıza dağılalım artık.
Çiğdem: Bu saatte yatıyor musunuz? Yani biz gece 3'e, 4'e kadar oturup gündüz kuşağı programlarının tekrarlarını hatim ediyoruz genelde.
Özge: Zenginlerin dünyasına hoş geldin.
Şahika: Et o zaman! Kapı burada, çık ve o varoş evine dön, zorlayan yok!
Çiğdem: Bir de ben nerede kalacağımı bilmiyorum, ama...
Şahika: Tamam işte, Melek gösterir sana.
Emre: Aslında ben gösterebilirim. Hem onun mutfakta biraz işi vardı, değil mi?
Şahika: Affedersin, ama bunun derdi niye seni gerdi? Daha ilk günden ne bu samimiyet, oldu olacak birlikte yatın uyuyun!
Çiğdem (İç Ses): Zaten o aşamayı çoktan geçtik de haberin yok...
Necla: Aaa, yeter be! Sabahtan beri herkesi aşağıladığın yetmiyor mu? Bu zamana kadar sabrettim, ama dahasına katlanamayacağım. Herkese laf sokuyor olabilirsin, ama yeni çalışanımıza hiçbir şey diyemezsin; anladın mı beni?!

***
(Ev halkı ufak bir şaşkınlık yaşarken Çiğdem ve Emre de odaya gelir.)

Emre:
Kalacağın yer burası, Melek'le birlikte yatıp kalkarsın artık. Bir ihtiyacın olursa seslen.
Çiğdem: Dursana sen bir dakika. (kapıyı kapatarak) Ne yaptığını zannediyorsun? "Yeni hizmetçi" ne ya? Çaresiz, aciz olan benim; ama kahraman gibi yardımıma koşan sensin; öyle mi?
Emre: Aklıma başka bir şey gelmedi, ne yapayım? Hem senin her şeyi ortaya dökmene izin mi verseydim, salak değiliz herhalde!
Çiğdem: "Uzak akrabam" veya "arkadaşım" deseydin bari.
Emre: Ne oldu, hizmetçi olmak rahatsız mı etti yoksa? Hani onurunla ekmek parası kazanmayı tercih ediyordun?
Çiğdem: Bana göre fark etmez. İlla ki gün gelecek ve her şeyi açıklayacağım. Ama yoluma taş koydun.
Emre: Hep aynı şeyler, değil mi Çiğdem? Açıklamak istesen hemen o anda söylerdin. Ailemi görünce biraz yumuşadığını kabul et.
Çiğdem: Ortada kabul edecek bir şey yok. Ama düşününce fevri davranmanın kimseye faydası olmayacağını fark ettim. Aradan bir süre geçsin, gör o zaman nasıl söylüyorum.
Emre: Görürüz Çiğdem, görürüz. Sen önce annemle başa çık, ondan sonra hep beraber görürüz.
Çiğdem: Bu arada sen de ağzındakileri dökül bakalım. Benimle birlikte buraya kadar eşlik etmek istediğine göre bir sorunun var.
Emre: Sorunum yok, ama bir sorum var. Iraz giderken biraz soğuk davrandı da, acaba sen farkında olmadan etkilemiş olabilir misin?
Çiğdem: Neyden bahsediyorsun sen ya, gece gece kafan mı güzel senin? Daha doğru düzgün tanımadığım birini nasıl etkileyebilirim?
Emre: Yani hamile olduğunu bir şekilde...
Çiğdem: Bak, benden her şey çıkar, ama asla sır çıkmaz. Böyle gördün diye çenesi düşük belledin galiba. Hem o da bir gün soğuk yapar, ertesi gün yine kucağına düşer.
Emre: Haklısın... (hafif sırıtarak) Bir dakika, bir dakika. Sen beni mi kıskanıyorsun yoksa? Ne bu atarlı haller?
Çiğdem: Ne kıskanması ya? Sadece 4 bölümdür aynı günü yaşıyoruz ve biraz yoruldum.
Emre: Neyse, bu arada bugün yaşananlar için özür dilerim. Az daha bebeğe zarar verecektim...
Çiğdem: Bir anda istemediğin bebeği önemsemeye mi başladın? Eğer bekliyorsam bu her şeyin doğru yeri ve zamanı olduğunu bildiğim içindir. Yine de özrünü kabul ediyorum, şok olunmayacak bir haber değil sonuçta. Ben de üzerine fazla gittim, kusura bakma.

(Emre, Çiğdem'e son bir bakış atıp odadan çıktıktan sonra Melek içeriye dalar.)

Melek:
Neler oldu ya? Özürler, kıskançlıklar havada uçuşuyor.
Çiğdem: Sen bizi mi dinliyordun?
Melek: İnsan koca malikanede hizmetçi olunca kapı dinleme dürtüsüne karşı koyamıyor, yerli dizilerden biliyorsundur. Neler olduğunu anlatsana, çatlayacağım meraktan.
Çiğdem: İnan ki şu an yorgunluktan zar zor konuşabiliyorum, ama yarın anlatacağım.

***
BİRKAÇ SAAT SONRA

(Saat sabaha karşı 5'i göstermektedir. Çiğdem ve Melek, Şahika'nın çığlığıyla uyanırken ev ahalisi hemen salona toplanır.)

Yusuf:
Ne oldu Şahika, ne bu ses?
Necla: Evet, az daha işitme cihazım bozulacaktı. Bizi düşünmüyorsan komşuları düşün bari.
Şahika: Benim hiçbir şeyi düşünecek halim yok! Burada Iraz elden gitmiş, hala konuşuyorsunuz!
Emre: Ne olmuş Iraz'a? Kötü bir şey mi var?
Şahika: Kötü değil, bildiğin felaket... (derin nefes alarak) İntihara teşebbüs etmiş! Güzelim kız canına kıymış, canına!

(Herkes şaşkına dönerken Çiğdem de daha kendisini birkaç saat önce tehdit eden soğukkanlı bir kadının neden bunu yaptığını merak etmiştir. Öte yandan Emre, Şahika, Yusuf ve Necla da kısa zamanda yola koyulur.)

Şahika:
Iraz bunu nasıl yapabilir, hala inanamıyorum. Genç, güzel, zengin, başarılı... (Emre'ye bakarak) Yoksa kıza bir şey mi dedin de bozuldu? Eğer kalbini kırdıysan ben de senin kafanı kırarım!
Emre: Ben ne söyleyebilirim anne? Onunla ilk tanıştığım günden beri bir kez bile incitmedim.
Necla: Bu kadar ileri gittiyse sandığımızdan daha büyük bir şey yaşanmış olmalı.
Şahika: Ama ne olabilir? Belki de bu Çiğdem'in nazarı değmiştir o kenafir gözlerle.
Yusuf: Onunla ne alakası var Şahika?
Şahika: O kıza bir devleti versen iki günde halkı birbirine düşman edip iç savaş başlatır, kesin onun başının altından çıktı.

(Emre tam o sırada Iraz'ın babasının iflas ettiğini söylediği o anı hatırlar.)

-- Flashback --
Iraz:
(ağlayarak) Böyle işte, resmen ortada kaldık. Haberlerde duyunca adeta şoke olduk, ne yapacağımızı bilemedik. Ya eşyalarımıza haciz gelirse? Ya herkese rezil olursak? Kafam çok karışık ve annemi sakinleştirmeye çalışırken kafayı yiyecek gibi oluyorum...
-- Flashback --

(Bunu ailesine söylemek istese de ona söz verdiği için ağzını kapalı tutmaya devam eder. Derken o sırada hastaneye de gelir ve danışmanın söylediği kata çıktıktan sonra Müjde'yi yoğun bakım ünitesinin önünde beklerken görürler.)

Şahika:
(Müjde'ye sarılarak) İyi misin hayatım? Iraz nasıl peki?
Müjde: (ağlayarak) Bilmiyorum ki. Doktorlar hemen yoğun bakıma aldı...
Emre: Peki ne oldu da böyle bir şeye kalkıştı?
Müjde: Keşke bilebilsem Emre oğlum, keşke bilebilsem. (Emre'ye sarılarak) Yani gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Sadece seni her şeyden çok sevdiğini ve sadece sana tutunabileceğini bil Emre. Sakın onu bırakma, lütfen...
Emre: (ağlayarak) Ölürüm de bırakmam onu.

***
(Çiğdem ise aldığı haberden sonra aklını sarıp sarmalayan düşüncelerle boğuşmaktadır.)

Çiğdem:
Ya benim yüzümden intihar etmeye kalktıysa? Bunun vicdan azabıyla nasıl yaşarım ben?
Melek: Niye senin yüzünden olsun canım? Deli ya da kafadan çatlak değilse daha bugün ilk kez karşılaştığı biri yüzünden böyle bir şeye teşebbüs etmez.
Çiğdem: Yani bizim mutfakta konuştuklarımızı duymuş olabilir mi? Hani bu tür evlerde herkes birbirinin söylediklerine bir şekilde "kulak misafiri oluyor" ya...
Melek: Neyi duymuş olabilir ki? Yani sen telefonla konuşuyordun, sonra ben amacını sordum, sen de işin aslını göstermek için 2 ay önce Emre ile yaşadıklarınızı anlattın... Olamaz, acaba ne kadarını duydu?
Çiğdem: Duruma bakılırsa büyük bir kısmını...
Özge: (merdivenlerden inerek) Asıl benim "olamaz" demem gerekiyor şu durumda. Su içmek için ineyim dedim, dedikodu almış yürümüş.
Çiğdem: Bu evin duvarları da amma inceymiş, her şey anında duyuluyor.
Özge: Sen buraya abimden hamile olduğun için mi geldin? Yani tüm bu hizmetçilik işi falan palavra, öyle mi servet avcısı?
Çiğdem: Bak, hiçbir şey sandığın gibi değil.
Özge: Sandığım gibi olmasaydı Iraz neden intihara kalkışsın?
Çiğdem: Abin o gece benimle ilişki yaşadı ve sabahında da hiçbir şey olmamış gibi terk etti. 2 ay sonra tekrar karşısına çıktığımda da bana söylemediğini bırakmadı, defalarca atlatmaya çalıştı, hatta arabayı üzerime sürdü!
Özge: Ben bilmiyordum, kusura bakma...
Çiğdem: Ama burada da sonsuza kadar kalamam, gerçekleri söylemem lazım. Daha ilk günden yaşananlara bak.
Özge: Yok ya, klasik ilgi çekme numarası bence. Iraz, Emre'ye üniversiteden beri aşık. O kadar aşık ki, bugüne kadarki tüm tek gecelik ilişkilerine göz yumdu. Aklınca onu kendisine daha çok bağlamayı planlıyordur işte.
Çiğdem: Biraz fazla abartıyor olabilir misin? Yani kız uzun yıllar boyunca aşık diye gururunu da mı ayaklar altına alıyor?
Özge: Hatta ben onun biraz saplantılı olduğunu da düşünüyorum, dikkatli ol.

***
(O sırada hastanedeki gergin bekleyiş doktor yoğun bakımdan çıkmasıyla iyice tavan yapar.)
Doktor:
Iraz Hazinedar'ın yakınları siz misiniz?
Müjde: Kızım iyi mi doktor bey, lütfen bir şey söyleyin.
Doktor: Açıkçası pek değil... Bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, ama tüm müdahalelere rağmen kendisini kaybettik.
Emre: Ne?!
Doktor: Maalesef olmadı... Başınız sağolsun...

(Herkes bu haberle şoke olurken bölüm sona erer.)

5. BÖLÜM SONU

***
Aşkın Peşinden, yeni bölümüyle 17 Eylül Cumartesi 21.00'de Fav10'da!
 
Son düzenleme:

Angelica

Favori Üye
Katılım
31 Mart 2012
Mesajlar
80,936
Reaksiyon puanı
57,092
Puanı
1,060
Yaş
40
Konum
Kayseri
Iraz öldümü inanmıyorum bu işte bir iş var bu kızın bir iş karıştıracak bence:D
 

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul

Angelica

Favori Üye
Katılım
31 Mart 2012
Mesajlar
80,936
Reaksiyon puanı
57,092
Puanı
1,060
Yaş
40
Konum
Kayseri
Gizemi kaçırmayayım ama sonraki bölümlerde senin için yeni olaylar düşünmüyor değilim. :A

Güzel yorum isterim iki kelimeyle geçiştiremezsin. Ayrıca Müjde, Selim gibi karakterlerin de orada olduğunu sanmıyorum. :A

:Fneler düşünüyosun ipucu varmı söyleyebilirmisin