Aşkın Peşinden - 4. Bölüm | Yeni Bölüm

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Önceki Bölümler

Bu dizideki tüm kişi, kurum ve kuruluşlar gerçeği yansıtmamaktadır, tamamen hayal ürünüdür.
Not: Bölüm diğerlerine göre daha kısa oldu ve olay konusunda da biraz hareketlendirmeye çalıştım, umarım beğenirsiniz. :)
4. BÖLÜM
(Herkes Çiğdem'in ne diyeceğine odaklanmış haldedir.)

Şahika:
Hadi kızım, forumdakiler ne diyeceğini görmek için kaç gündür bekliyor; kabız ettin herkesi. Daha konuşmayı bile bilmeyen kızları nasıl eve getiriyorsun Emre?
Çiğdem: Ben...

(Çiğdem tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken Emre ondan önce davranır.)

Emre:
Yeni hizmetçimiz... Geçen günlerde eve yeni hizmetçi lazım olduğunu söylemiştin ya anne...
Melek: Öyle mi Şahika Hanım? 10 yıllık iş ilişkimizden sonra size güven ve huzur ortamı sağlayamadım mı? Bu evde sizin kadar benim de emeğim var, nasıl üzerime gül koklarsınız?
Şahika: Seni kovduğumuz falan yok Melek, saçma sapan konuşma.
Melek: Ben "kovma" dememiştim, ama siz söylediniz. Kesin tekmeyi basacaksınız bana!
Emre: Asıl konuya dönebilir miyiz artık? Yani sen Melek Abla'nın her şeye yetişemediğini söylemiştin, ben de Çiğdem'i getirdim. Değil mi Çiğdem?

(Çiğdem, Emre'den duyduklarıyla adeta şoke olmuştur; ama durumu çaktırmamak için bu oyuna dahil olmak zorunda kalır.)

Çiğdem:
Evet, hizmetçilik için gelmiştim ben. Başka bir şey için değil.

(Çiğdem "sen görürsün" anlamlı bir bakış atarken Emre ise "gel de göster" ifadesiyle ona karşılık vermiştir. Aralarındaki bu iletişimi Şahika'nın sesi bozar.)

Emre:
Sokakta gördüğümde çok çaresizdi. Benim de vicdanım el vermedi ve aklıma bu iş geldi.
Şahika: Bir de dileniyor muydun yani? Koca malikanenin kalitesi yerle yeksan oldu bir anda!
Çiğdem: Hayır efendim, ne münasebet. Dilendiğim falan yoktu. Sadece Emre Bey bana yardım eli uzattı.
Özge: Ben bir şeyi merak ettim, abimle nasıl karşılaştın acaba?
Emre: Ben arabayla yoluma gidiyordum, sonra kırmızı ışıkta durdum. O da araba araba gezip... Çiçek satıyordu...

(Şahika boğazına kaçan lokmadan kurtulmaya çalışırken Çiğdem ise ikinci şaşkınlığını yaşamıştır.)

Şahika:
(kendine geldikten sonra) Çiçek mi satıyordu?!
Çiğdem: Evet, çiçek mi satıyordum? (etrafına bakarak) Yani satıyordum tabii, sonra Emre Bey benim için iyi bir iş teklifinde bulundu ve sonra da buraya geldim.
Şahika: Emre seni büyütürken bir hata mı yaptım da böyle asi oldun çocuğum? Yani sokaktaki çingeneyi niye tutup nezih yuvamıza getiriyorsun?
Necla: Çiçek satmak ne zamandan beri çingenelik oldu? Kız namusuyla para kazanıyor işte. Hatta ben de geçmişimde aileme bakabilmek için çiçek, su falan satmıştım... (Şahika'ya göz ucuyla bakarak) Biliyor musun, işe alındın. Yarın gel başla, sana kanım gerçek ısındı.
Yusuf: Anne, vitesi biraz düşürelim bence. Yani Çiğdem'e daha önceki iş tecrübelerini de soralım.
Şahika: Evet, benim muhteşem kocam çok doğru bir yere parmak bastı. Bu kızın bir şeyler becereceğinden nasıl eminiz? Yani bu kız daha kendi kilolarına sahip çıkamazken bizim evi...
Çiğdem: Ben size rahatsızlık verdiysem evime dönebilirim. Zaten üvey annem de beni bekliyor.
Şahika: Bir de üvey annesi mi var? Evimize hizmetçi diye Kül Kedisi almışız, haberimiz yok.

***
(O sırada kapı çalar. Gelenler Iraz ve Müjde'dir. Çiğdem ve Melek anne-kıza yer vermek için yerlerinden kalkarken Şahika da onları buyur eder.)

Şahika:
Hasta olduğunuzu öğrenince ne kadar üzüldüm bilemezsiniz. Yani sevgili dünürümün hastalığı benim de hastalığımdır sonuçta.
Müjde: Sorun yok, daha iyiyim artık. (Çiğdem'e bakarak) Bu hanım kızımız kim acaba?
Şahika: O mu? Bizim yeni hizmetçi. Üstü başı ne kadar pespaye, değil mi?
Müjde: (öksürük krizinin ardından) Hizmetçi mi? Yani bazıları para sıkıntısı seçerken siz ikinci hizmetçiyi tutmuşsunuz...

(Çiğdem ve Melek ellerinde tabaklarla mutfağa giderken Çiğdem'in gözü Emre ve Iraz'da kalmıştır.)

Melek:
Sen bana baksana kızım. Ben yıllardır evin tek ve en sevgili hizmetçisiyim, eğer yerime göz dikme gibi bir amacın varsa...
Çiğdem: Hayır, kimsenin işinde gözüm yok benim.
Melek: Senin gibileri çok iyi bilirim. Buradan kimler geldi, kimler geçti de ben hala yerimi korudum. Eğer kaşınırsan karşılığını da misliyle alırsın, anladın mı beni? Haddini bileceksin, beni sinir etmeyeceksin!

(Çiğdem içine düştüğü bu yalan çukurundan nasıl kurtulacağını düşünürken telefon çalar, arayan Ayten'dir.)

Çiğdem:
Alo, niye aradın? Bir şey mi oldu?
Ayten: Ne olmadı ki, korktuğum başıma geldi resmen. Deniz var ya üvey abin, mezun olup eve geri döndü.
Çiğdem: Ne? O kasıntı ego torbası geri mi döndü? Sırf ondan kurtulmak için eski evi satışa çıkarmıştık, nasıl buldu bizi?
Ayten: Bilmem ki. Ben doğurdum diye söylemiyorum, ama radar gibi çocuk maşallah. Annesini o kadar seviyor ki dayanamamış yavrucak.
Deniz: Anne, kimi aradın? Çiğdem'se eve gelince ona sabahtan akşama kadar dışarılarda sürtmek neymiş göstereceğim! Kendini bulunmaz Hint kumaşı sanıyor herhalde.
Ayten: Duydun değil mi? Neredesin sen sabahtan beri? Emre'nin peşinden çıktın, daha da ulaşabilene aşk olsun.
Çiğdem: Şu an konuşamam, zamanım yok. Ama bu süreç sandığın kadar hızlı olmayacak. Neyse kapatmam lazım, sonra görüşürüz.

(Çiğdem telefonu kapatıp önüne dönerken kapının eşiğinde Melek'in tüm söylenenleri duyduğunu fark eder.)

Melek:
Sen gerçekten kimsin? Amacın ne? Ne sürecinden bahsediyorsun? Söyleyene kadar şuradan şuraya adım atamazsın!
Çiğdem: Benim kötü bir niyetim yok. Buraya gelme nedenim sandığından daha farklı...

***
(Çiğdem 2 ay öncesinde yaşananları anlatmaya başlarken Iraz ise babasının iflas ettiğini Emre'ye anlatmıştır.)

Iraz:
(ağlayarak) Böyle işte, resmen ortada kaldık. Haberlerde duyunca adeta şoke olduk, ne yapacağımızı bilemedik. Ya eşyalarımıza haciz gelirse? Ya herkese rezil olursak?
Emre: Yanında ben olduğum sürece rezil olmayacaksın, seni hep koruyacağım.
Iraz: (Emre'ye sarılarak) Kafam çok karışık ve annemi sakinleştirmeye çalışırken kafayı yiyecek gibi oluyorum. Ama iyi ki yanımda senin gibi muhteşem biri var. Sen benim yaşama sebebimsin Emre, her şeyimsin.

(Iraz'ın ne kadar mağdur olduğunu gösterip Emre'yi kendisine daha da çok bağlamasına yönelik plan başarıyla sonuçlanmış gibidir. Aradan bir süre geçtikten sonra lavaboya giderken mutfaktan duyduğu sesle dikkati o tarafa yönelir.)

Çiğdem:
(Melek ile konuşurken) Böyle işte, Emre'den hamileyim anlayacağın. Ama elim kolum bağlı, bir anda da söyleyemem her şeyi. Kader bizi buralara kadar savurdu, ama o gerçeği bir gün ortaya çıkaracağım...

***
(Sevdiği adamın bir hizmetçi parçasını hamile bırakmış olduğunu düşünmek bile Iraz'ı dehşete düşürmektedir. Kendini hemen lavaboya atarak kendine gelmeye çalışır.)

Iraz:
(suyu yüzüne çarparak) Hayır, böyle bir şey olamaz. Emre bana ihanet edemez, beni her şeyden çok seviyor. Galiba ben yanlış duydum. Tabii ya, bugün zor bir gün geçirdim. Önce şirket iflas etti, ardından babam yurt dışına kaçtı; bazı şeyleri yanlış anlamış olmam normal. Hem Emre'nin o kızla ne işi olacak ki? Kenar mahalleden gelmiş bir hizmetçi o. Ben koskoca Iraz Hazinedar'ım, oysa sadece bir hiç!

***
(Iraz salona gelip annesine 'gidelim' işareti yaparken Müjde de hemen ayağa fırlar.)

Müjde:
Bizim gitmemiz lazım. Hem saat de geç oldu, siz güzelce yatın dinlenin.
Şahika: Biraz daha otursaydınız ya, daha yeni geldiniz.
Iraz: Biz biraz yorulduk, gerçekten dinlenmemiz lazım. Ama en kısa zamanda yeniden geliriz.

(Bizimkiler Iraz ve Müjde'yi kapıya kadar uğurlarken Iraz'ın soğuk tavırları hemen Emre'nin dikkatini çeker.)

Emre:
Bir veda öpücüğü almadan gideceğini mi zannediyorsun güzel kız?
Iraz: (Emre'yi hafifçe iterek) Yok ya, başka zaman.
Emre: Sen hiç öpücük almadan gitmezdin, bir sorun mu var?
Şahika: Melek! Çiğdem! Gelin de misafirlerimizi uğurlayın! Bu Melek her zaman kapının başında hazır olurdu, ama Çiğdem daha ilk günden onu da bozmaya başladı.

(Çiğdem ve Melek misafirleri uğurlarken Iraz gözleriyle Çiğdem'i süzmüş ve herhangi bir hamilelik belirtisi olup olmadığına bakmıştır.)

Müjde:
Bu arada tanışamadık, ben Müjde Hazinedar. Emre'nin müstakbel kayınvalidesi. Kızım Iraz'ı magazin programlarından tanıyorsundur belki, kısmetse Emre ile yakında evlenecekler.

(Iraz aşağılayıcı bir ifadeyle Çiğdem'in elini sıkarken kulağına söyledikleri onu şok etmeye yeterlidir.)

Iraz:
(fısıldayarak) Ben Iraz Hazinedar. Senin yerinde olsam bu ismi hiç unutmazdım, çünkü bundan sonra birbirimizin hayatında bayağı yer edineceğiz. Ödeyeceğin bedeller ise alacağım intikamın yanında bir hiç olacak. Ne kadar saklarsan sakla, gerçekler bir şekilde ortaya çıkıyor işte... Ben olsam kendimi korurdum, hem de fazlasıyla...

4. BÖLÜM SONU

***
Aşkın Peşinden, yeni bölümüyle Çarşamba 20.30'da Fav10'da!
 
Son düzenleme:

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul

STAR

Favori Üye
Katılım
17 Temmuz 2016
Mesajlar
5,503
Reaksiyon puanı
5,946
Puanı
610
Çok güzel bir bölüm olmuş.Ben sadece şu an ıraz in NE yapacağını merak ediyorum.Çiğdem i de biraz tanıyosam ıraz a haddini bildirir kendini ezdirmez.
 

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Çok güzel bir bölüm olmuş.Ben sadece şu an ıraz in NE yapacağını merak ediyorum.Çiğdem i de biraz tanıyosam ıraz a haddini bildirir kendini ezdirmez.
Gelecek bölümlerde nelerin yaşanayacağını hep birlikte göreceğiz umarım. Okuyup beğendiğin için teşekkürler. :X
 

denizz19

Emekli
Katılım
7 Ocak 2012
Mesajlar
114,733
Reaksiyon puanı
63,555
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
AFK'ya verdiğin oy ve Kırgın Çiçeklere şişirme dediğin için okumama kararı aldım. :)
 

Özgür

Süper Mod.
Katılım
28 Aralık 2011
Mesajlar
30,913
Reaksiyon puanı
28,119
Puanı
1,059
Gerçekten bu bölüm daha kısa ve güzel olmuş. :D Ama şu diyaloglar çok uzun gerçekten, oralara daha da dikkat etmelisin bence. :D Ellerine sağlık @Aserat :A
 

eskici

Favori Üye
Katılım
21 Ocak 2013
Mesajlar
32,430
Reaksiyon puanı
13,640
Puanı
1,059
Güzel bir bölüm olmus kisa olmasi da daha iyi olmus ama bu bölümde de Selim'i görememek beni cok üzdü :A
 

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
AFK'ya verdiğin oy ve Kırgın Çiçeklere şişirme dediğin için okumama kararı aldım. :)
Yaptığım şakaları neden buraya karıştırıyorsun ki şimdi? :A

Gerçekten bu bölüm daha kısa ve güzel olmuş. :D Ama şu diyaloglar çok uzun gerçekten, oralara daha da dikkat etmelisin bence. :D Ellerine sağlık @Aserat :A
Beğendiğin için teşekkürler. Umarım diğer bölümlerde de bu ayarı koruyabilirim. :D
Güzel bir bölüm olmus kisa olmasi da daha iyi olmus ama bu bölümde de Selim'i görememek beni cok üzdü :A
Beğendiğin için teşekkürler. Selim de birkaç bölüm sonra tekrar ziyarete gelecek umarım. :A
 

denizz19

Emekli
Katılım
7 Ocak 2012
Mesajlar
114,733
Reaksiyon puanı
63,555
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Yaptığım şakaları neden buraya karıştırıyorsun ki şimdi? :A


Beğendiğin için teşekkürler. Umarım diğer bölümlerde de bu ayarı koruyabilirim. :D

Beğendiğin için teşekkürler. Selim de birkaç bölüm sonra tekrar ziyarete gelecek umarım. :A
AFK'ya verdiğin oy şaka mıydı?