49. SİYAD Ödülleri - Ön Tahminler

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
85,710
Reaksiyon puanı
64,557
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Bildiğiniz gibi 48. SİYAD Ödülleri geçtiğimiz ay sahiplerini bulmuştu. Şimdiden tahmin yapmanın gereksiz olduğunu düşünebilirsiniz, ama gelecek sezon yarışacak filmler de (özellikle İstanbul Film Festivali'nden sonra) az çok ortaya çıkmaya başladı. Tabii burada adını anacağım yapımlar arasında henüz vizyona girmemişler ya da tarihi belli olmayanlar da var, ama yıl uzun ve neler yaşanacağı pek belli olmuyor. Bir eleştirmen favorisi (Takım: Mahalle Aşkına) sıfır çekerken kimsenin beğenmediği başka bir yapım (Bulantı) birçok adaylık alabiliyor. Neyse, lafı uzatmadan ana dallardaki sıralı tahminlerimi kısaca sizlere aktarmak istiyorum.

EN İYİ FİLM
toz-bezi-film_compressed.jpg

  1. Toz Bezi: Dün vizyona çıkmasının akşamında İstanbul Film Festivali'nden 3 ödülle dönmesiyle insanların dilinden düşmez oldu. Başta film ve kadın oyuncu gibi dallarda şimdilik favori konumunda ve sezon boyunca kendini unutturmazsa sepetine buradan alabileceği ödülleri de ekleyebilir. Ancak bazı eleştirmenler aldığı ödüllerin haksız olduğunu ve filmin o kadar da harika olmadığını düşünüyorlar ki, en büyük sıkıntı da bu.
  2. Tereddüt: 'Araf'tan tam 4 yıl sonra Yeşim Ustaoğlu, başrollerini Funda Eryiğit, Ecem Uzun, Mehmet Kurtuluş, Okan Yalabık, Metin Akdülger ve Sema Poyraz'ın paylaştığı yeni filmiyle yarışa geri dönmeye hazırlanıyor. Bir psikiyatr ve hastasının öyküsünü konu alacak yapımın çekimleri yaklaşık bir sene önce sona erdi ve yılın ikinci yarısında da vizyona girmesi bekleniyor. Akıllarda ise tek bir soru var: Yeşim Ustaoğlu yıllar önce kaptırdığı ödülü bu sene alabilecek mi?
  3. Rüzgarda Salınan Nilüfer: İlk filmi 'Çoğunluk' ile herkesin beğenisini kazanan Seren Yüce de sahalara bu yıl dönüş yapan bir başka yönetmen. İlk gösterimini geçtiğimiz günlerde İstanbul Film Festivali'nde gerçekleştiren yapım, beklediğimiz gibi çok iyi yorumlar alarak kendini iddialı bir konumda buldu. Ödülü kazanacağını söyleyemem, ama şu durumda en az 5 adaylığı garanti gibi görünüyor. Meraklıları için filmin 27 Mayıs'ta vizyona gireceğini de ekleyelim.
  4. Kor: Zeki Demirkubuz'un 11. filmi siftahı birkaç gün önce festivalde yaptı, gelecek hafta da gösterime çıkacak, ancak şimdilik yorumlar çok olumlu sayılmaz. Demirkubuz'un derdini anlatamadığı ve senaryosunun da zayıf olduğu söyleniyor. Ancak yukarıda söylediğim gibi çoğu kişi tarafından onun en zayıf filmi olarak gösterilen Bulantı bile sırf onun kredisiyle 6-7 adaylık aldığına göre Kor'u üst sıralara taşımamak için hiçbir neden yok.
  5. Ana Yurdu: İstanbul Film Festivali'nde görücüye çıkan Ana Yurdu da izleyicilerin beğenisini kazanan bir diğer yapım oldu. Dün akşam bir ödül almasına rağmen çoğu insan ana dalda da ödülü alması gerektiğini söylüyor. Kaldı ki geçen sene Asya Pasifik Ödülleri'nden elde ettiği bir zafer de var, 13 Mayıs'ta vizyona girmesinin ardından iddiasını katlayacağı ortada.
  6. Saklı: Şimdilik yoluna sessiz sedasız devam ediyor, ancak gelecek hafta gösterime girmesinden sonra hakkında daha çok yorum görme imkanı bulabileceğiz. Geçtiğimiz yıl Malatya Film Festivali'nde gösterilen film genel olarak olumlu yorumlar aldı, özellikle oyunculukların çok iyi olduğu söyleniyor. İlk iki filmiyle radara giremeyen Selim Avcı, bir sürpriz olmadığı takdirde üçüncüsüyle koltuğundaki yerini alacak gibi.
  7. Kalandar Soğuğu: Filmin vizyon tarihi belli olmasa da Altın Portakal'da aldığı 3 ödülün ardından İstanbul'a da damga vurmasıyla yarattığı rüzgarın etkisini unutturmadan karşımıza çıkacağı kesin. Özellikle başrol oyuncuları kariyerlerinin ilk adaylıklarını alabilir, ama ben nedense vizyona çıkana kadar temkinli davranmak istiyorum; çünkü çoğu zaman SİYAD'ın tercihleri festivallerden farklı olabiliyor.
  8. Annemin Yarası: Kabul ediyorum, bu biraz iyimser bir tahmin oldu. Çünkü SİYAD bazı istisnalar haricinde ana akım filmlere kolay kolay kucak açamadı. Ama 2 yıl önce Unutursam Fısılda'nın elde ettiği adaylıklar ve Kelebeğin Rüyası'nın aldığı 5 ödül beni umutlandırıyor. Her ne kadar gişede beklenen rakamların altında kalsa da çoğu eleştirmenin gözüne girmeyi başardığı için bir sürpriz görebileceğimizi düşünüyorum, en azından burada olmasa bile oyuncularına 1-2 adaylık getirebilir.
  9. Kümes: Ufuk Bayraktar'ın ilk filmi olan ve başrollerini Hasibe Eren ile Selen Domaç'la paylaştığı Kümes de zamanında Altın Portakal'dan ödülle dönmesinin ardından İstanbul Film Festivali'nde de bir kez daha kendini hatırlatmasıyla birlikte yarışa dahil olduğunun sinyallerini verdi.
  10. Kar Korsanları: Bu hafta tekrar gösterim imkanı bulan yapım genel olarak iyi tepkiler alsa da bu kalabalıkta kendine nasıl yer açabilir, açsa bile nerelere sızabilir; emin değilim.
EN İYİ YÖNETMEN
ye%C5%9Fim-ustao%C4%9Flu-teredd%C3%BCt-k%C4%B1sa-film-640x329.jpg

  1. Yeşim Ustaoğlu (Tereddüt): Buradan bahsederken lafı olabildiğince kısa tutmaya çalışacağım, çünkü yönetmen dalında aday olan yapımların hepsi birebir film ve senaryoya da sızıyor. Ancak bu sezon daha şenlikli bir tablo görebileceğimizi düşünüyorum. Neyse, zirvemizde Yeşim Ustaoğlu var; çünkü bir şekilde iz bırakan filmler yapmasına rağmen hala bir ödülü yok. NBC ayarında bir tehdit de olmadığı için kariyerine güzel bir kazanç ekleyebilir.
  2. Seren Yüce (Rüzgarda Salınan Nilüfer): Eleştirmenlerin 'Çoğunluk' sayesinde aşina oldukları bir isim olduğu için ilk 5'teki yerini çok rahat alacak gibi, ancak ödül için biraz çaba sarf etmesi gerek.
  3. Zeki Demirkubuz (Kor): Geçen sene anladık ki, Demirkubuz'un sinema yazarları gözündeki kredisi hala fazla. O da bunun farkında olduğu için mi bilinmez, ama son zamanlarda kariyerini NBC özentisi yapımlarla geçirmesine rağmen yarışın favorilerinden olabiliyor.
  4. Ahu Öztürk (Toz Bezi): Filmi favori olmasına rağmen yönetmenini biraz daha alt sıralara yerleştirmemin nedeni daha önce tanınmamış biri olması. Gerçi son yıllarda bu algıyı yıkan birçok yapım (Köksüz, Nefesim Kesilene Kadar vb.) var, ancak ben filminin uzun vadede favori konumunu kaybedeceğini düşündüğümden yine de biraz tedbirli olmayı tercih ediyorum.
  5. Senem Tüzen (Ana Yurdu): Ana Yurdu iddialı konumuna rağmen yönetmenine daha çok senaryo dalında uğur getirecek gibi, çünkü uluslararası başarısı da yine Tüzen tarafından kaleme alınan senaryosu tarafından geldi.
EN İYİ KADIN OYUNCU
0,,19048242_303,00.jpg

  1. Asiye Dinçsoy (Toz Bezi): Erkek oyuncu dalından önce burayı konuşmak istedim, çünkü kadın oyuncular arasında son yılların en iddialı yarışı geçecek gibi görünüyor. İlk alternatifimiz Toz Bezi'nden Asiye Dinçsoy. Dün aldığı ödülden sonra ivme kazanmasının yanı sıra ayakta durmaya çalışan bir anneyi canlandırması da (fazla olmasa da) ona yardımcı olacak.
  2. Nazan Kesal (Toz Bezi): Ödülü alan isim Dinçsoy olabilir, ancak elmanın diğer yarısı olan Nazan Kesal'ın da takdir gördüğünü söylemek gerek. Muhtemelen zaferi elde edemeyecek, ancak gelecek yıla kadar rol arkadaşıyla birlikte kategorinin favorisi olmayı sürdürecektir.
  3. Funda Eryiğit (Tereddüt): Genellikle televizyon ekranlarından ve tiyatro sahnelerinden tanıdığımız Funda Eryiğit, başrolde olduğu ilk sinema filmiyle gümbür gümbür geliyor. Kaldı ki bir Yeşim Ustaoğlu filminde oynayıp da aday olmadan döneceğini sanmıyordunuz herhalde. Bakalım diğer alanlardaki başarısını beyazperdeye de taşıyabilecek mi?
  4. Aslıhan Gürbüz (Kor): Çıkardığı performans ortalama olsa bile (ki eminim değildir) sırf Zeki Demirkubuz'un filminde oynadığı için bile ilk 5'e kolayca girerdi. Umarım alacağı ilk adaylık daha iddialı yönetmenlerin kapısını da açar.
  5. Songül Öden (Rüzgarda Salınan Nilüfer): Kadın oyuncu dalı bu yıl yeni yüzlere ev sahipliği yapacağı için bile en merakla beklediğim bölüm olabilir. İşte bu hengamenin arasında Songül Öden de adaylar arasına sızabilmek için büyük bir mücadele verecek, ama filminin iddiasına rağmen başka biri gelip onu yerinden ederse de pek şaşırmam.
Ve adını anamama rağmen yarışa bir şekilde gireceğini düşündüğüm isimler: Esra Bezen Bilgin (Ana Yurdu), Türkü Turan (Saklı), Nuray Yeşilaraz (Kalandar Soğuğu), Hasibe Eren (Kümes), Algı Eke (Kaygı) ve ayrıca "keşke bir mucize olsa" kontenjanından Meryem Uzerli (Annemin Yarası).

EN İYİ ERKEK OYUNCU
sakli-dan-klip-yayinlandi-filmoverss.jpg

  1. İlhan Şeşen (Saklı): İşte Saklı'nın tartışmasız en iddialı olduğu dal. Film, yönetmen ve kadın oyuncu dallarında dışarıda kalması pek ala mümkün, ama yurtdışından da ödülle dönen İlhan Şeşen'in göz ardı edilme ihtimali yok. Vizyondan sonra ona gelen yorumlar artacağı için daha iddialı konuşmak mümkün, ama ilk eleştiriler Şeşen'in ortaya başarılı bir performans koyduğu yönünde.
  2. Cem Yılmaz (İftarlık Gazoz): İftarlık Gazoz'un ana dallara sızmasını her şeyden çok istesem de sadece Cem Yılmaz'ın yüzünü güldürecek gibi görünüyor. Daha önce 'G.O.R.A.', 'Hokkabaz', 'A.R.O.G.' ve 'Av Mevsimi' ile 4 adaylık elde eden, ama hiçbirini kazanamayan Yılmaz, bu sefer de diğer rollerinin aksine daha yüreğe dokunan Cibar Kemal şansını deneyecek. Umarım alır demekten başka bir çarem yok, kaldı ki görmezden gelinmesi de şu durumda mümkün sayılmaz.
  3. Haydar Şişman (Kalandar Soğuğu): Altın Portakal ve İstanbul gibi iki önemli festivalden de ödülle dönmesi Şişman'ın performansının çok iyi olduğunu kanıtlar nitelikte, bunun için ayrı ayrı yorum okumaya gerek yok. SİYAD'ın arada yapmayı sevdiği sürpriz ihtimali ortaya çıkarsa ödülü bile alabilir, ama karşısındaki iki rakip de kolay lokma değil.
  4. Taner Birsel (Kor): Yıllar boyunca çok iyi yönetmenlerle birbirinden güzel filmlerde çalışan Taner Birsel, bu sefer de Kor ile kendine yer bulmaya çalışacak. Başarılı bir performans çıkaracağından şüphem yok, ama karakteri de kendini gösterebilmesi için yeterli alanı yaratır umarım.
  5. Ozan Güven (Annemin Yarası): Aynı dalda iki ana akım filmin oyuncularının yer alma ihtimali düşük, ama kadın oyuncu dalının aksine erkek oyuncular arasındaki yarış çok zayıf ve bu da Cem Yılmaz ile Ozan Güven'in bu sefer rakip olarak karşı karşıya gelmesi gibi eğlenceli bir ihtimali doğuruyor. Umarım Borislav'daki üstün çabası es geçilmez.
***
Diğer dallar hakkında ise yorum yapmayacağım, çünkü çünkü özellikle yardımcı oyuncu dallarında doğru düzgün aday adayı bulabilmek dahi çok zor. Onlar hakkında ilerleyen aylarda konuşsak daha sağlıklı olur, belki o zamana kadar yeni film ve oyuncular da ortaya çıkar.

2015-Montreal-Film-Festivalinde-Yar%C4%B1%C5%9Facak-Sakl%C4%B1dan-%C4%B0lk-Fragman.jpg

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
  1. Settar Tanrıöğen (Saklı)
  2. Mehmet Kurtuluş (Tereddüt)
  3. Caner Cindoruk (Kor)
  4. Bora Akkaş (Annemin Yarası)
  5. Berat Efe Parlar (İftarlık Gazoz)
ana-yurdu.jpg

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
  1. Nihal Koldaş (Ana Yurdu)
  2. Ecem Uzun (Tereddüt)
  3. Tülay Günal (Rüzgarda Salınan Nilüfer)
  4. Ümmü Pütgül (İftarlık Gazoz)
  5. Pelin Akil (Saklı)
1185128_620x410.jpg

En İyi Senaryo
  1. Ahu Öztürk (Toz Bezi)
  2. Yeşim Ustaoğlu (Tereddüt)
  3. Seren Yüce (Rüzgarda Salınan Nilüfer)
  4. Senem Tüzen (Ana Yurdu)
  5. Zeki Demirkubuz (Kor)
 
Son düzenleme:
Daha önce SİYAD ile ilgili konularda yorumlarınızı gördüğüm @OzaN, @Tzira ile @-potterhead- ve belki sevdiği isimler olduğu için onlar üzerinden bir şeyler söylemek isteyebileceği için @xemrexxx başta olmak üzere sinemayla ilgilenen fikirlerini bekliyorum. :)
 
İlhan Şeşen'in iddialı oluşuna sevindim. Benim beklenti duyduğum film Kor'du ama yorumlar çok olumlu değil diyorsun. Umarım festivalciler yanılıyordur. :)
 
İlhan Şeşen'in iddialı oluşuna sevindim. Benim beklenti duyduğum film Kor'du ama yorumlar çok olumlu değil diyorsun. Umarım festivalciler yanılıyordur. :)
Yorumunu paylaştığın için teşekkürler, çünkü fikirlerini merak etmiştim. Aslında yorumları çok detaylı olarak takip edemiyorum ve gördüğüm bazı eleştirilerden hareketle tahmin yapıyorum; ama mesela Kor çok harika bulunmasa bile şimdiden 6-7 adaylığı cepte gibi. SİYAD, Amerika'daki ödül törenlerinin aksine pazarlamaya bakmadığı için doğal olarak tahmin yapmak biraz daha kolay olabiliyor. :)
 
Yorumunu paylaştığın için teşekkürler, çünkü fikirlerini merak etmiştim. Aslında yorumları çok detaylı olarak takip edemiyorum ve gördüğüm bazı eleştirilerden hareketle tahmin yapıyorum; ama mesela Kor çok harika bulunmasa bile şimdiden 6-7 adaylığı cepte gibi. SİYAD, Amerika'daki ödül törenlerinin aksine pazarlamaya bakmadığı için doğal olarak tahmin yapmak biraz daha kolay olabiliyor. :)
Yerli sanat filmlerini yakından takip etmek istiyorum ben de aslında ama maalesef ülkemizde bu kolay değil. Filmler sadece festivallerde ve birkaç salonda gösterime giriyor. O salonlar da Beyoğlu, Kadıköy gibi birkaç yerde toplanıyor. Filmlerin dvdleri de çok geç çıkıyor. Yani Beyoğlu-Kadıköy yakınlarında oturmayan birinin filmleri izleyebilmesi için bir sene falan beklemesi gerekiyor. Böyle olunca da işin cazibesi kalmıyor. Keşke böyle olmak zorunda olmasa...
 
Yerli sanat filmlerini yakından takip etmek istiyorum ben de aslında ama maalesef ülkemizde bu kolay değil. Filmler sadece festivallerde ve birkaç salonda gösterime giriyor. O salonlar da Beyoğlu, Kadıköy gibi birkaç yerde toplanıyor. Filmlerin dvdleri de çok geç çıkıyor. Yani Beyoğlu-Kadıköy yakınlarında oturmayan birinin filmleri izleyebilmesi için bir sene falan beklemesi gerekiyor. Böyle olunca da işin cazibesi kalmıyor. Keşke böyle olmak zorunda olmasa...
Keşke olmasa, biz de filmleri izleyemeyince yorumlarımızdan hareketle tahmin yapmaya çalışıyoruz; ama önce dağıtım zihniyetinin değişmesi lazım. Değişmediği sürece böyle olmaya devam eder...
 
Keşke olmasa, biz de filmleri izleyemeyince yorumlarımızdan hareketle tahmin yapmaya çalışıyoruz; ama önce dağıtım zihniyetinin değişmesi lazım. Değişmediği sürece böyle olmaya devam eder...
Yani dağıtım ciddi sıkıntı ama izleyici profili de önemli. Sonuçta sinema işletmeleri ticari işletmeler ve kar amacı güdüyorlar. Bir Zeki Demirkubuz filmi ülkedeki bütün salonlara verilse de ulaşacağı maksimum seyirci belli. Fakat devlet destek verip kar amacı gütmeyen bağımsız sinemalar koysa ve ülkede sinema, sanat sevgisi aşılamaya çalışsa harika olurdu. Öyle çok büyük salonlara da gerek yok 10 kişilik mini salonlar bile olsa bu iş için yeterli. İstense yapılmayacak şey değil de işte devletin çok da umrundaydı sinema. Kendi propoganda filmleri olursa anca onu yaymaya çalışırlar. :)
 
Yani dağıtım ciddi sıkıntı ama izleyici profili de önemli. Sonuçta sinema işletmeleri ticari işletmeler ve kar amacı güdüyorlar. Bir Zeki Demirkubuz filmi ülkedeki bütün salonlara verilse de ulaşacağı maksimum seyirci belli. Fakat devlet destek verip kar amacı gütmeyen bağımsız sinemalar koysa ve ülkede sinema, sanat sevgisi aşılamaya çalışsa harika olurdu. Öyle çok büyük salonlara da gerek yok 10 kişilik mini salonlar bile olsa bu iş için yeterli. İstense yapılmayacak şey değil de işte devletin çok da umrundaydı sinema. Kendi propoganda filmleri olursa anca onu yaymaya çalışırlar. :)
Gerçekten çok ama çok haklısın. Ben ne söylesem klişe kaçacak, ama kimsenin bu konuda ciddi atılımlar yapma niyeti yok maalesef. Başka Sinema gibi oluşumlar var, ama onlar da tek başına yetmiyor.
 
Türk sinemasının komedi dışında da üretebileceğini kanıtlaması gerekiyor. Bu tarz festival filmleri, dramalar bu yönden çok önem taşıyor aslında. Ben de son yıllarda takip etmek istiyorum fakat sizlerin konuştuğu dertten muzdaribim. Sinemada izleme şansı çok sınırlı. Filmler de çok geç elimize geçiyor. Dediklerinizin altına imzamı atıyorum. Artık bir şeyler yapılmalı bu konu hakkında.:ok: Filmleri çıktıkça izlemeye çalışacağım.