Dünyanın yıl boyu kalıcı olarak yaşanan en yüksek yerleşim bölgesi, Peru’daki 5100 metre yükseklikte bulunan La Rinconada şehri.
Peruda bulunan bu yerleşim yeri, altın madeni nedeniyle uzun yıllardır yaşam alanı olarak tercih edilmektedir.
Yüksekliğin 5000 metreyi aştığı yerleşim yerinde; orada yaşamaya alışkın olmayan biri için ciğerlerinde çökme ve ölüme kadar neden olacak sağlık sorunlarına yol açmaktadır.
Yükseklikden kaynaklı hiçbir bitki yada doğal ürün yetişmemektedir.
Şehirde altyapı adına hiçbirşey yokdur. Çöp taşıma,atık toplama adınada bir bölüm olmadığı için şehir tamamen pislik ve çöp içindedir.
Şehirdeki tek yaşam kaynağı ALTIN dır. Şehir ALTIN işleyen maden tekelleri tarafından idare ediliyordur. Şehirde tek başınıza rahat yürüyemezsiniz muhakkak para ile güvenlik tutmanız gerekemektedir.
Altın madenlerinde çok ağır şartlarda binlerce insan çalışmaktadır.
Kadınların altın madenlerinde çalışması kendi inançları gereğince yasakdır, şehri çevreleyen dağ figürü dikkatli incelendiğinde uyuyan bir güzel kadın benzemektedir.
Kadınlar madende çalışırsa inançlarına göre uyuyan o kadın uyanarak şehri yokedecekdir.O nedenle kadınlar sadece etrafa saçılanlardan altın aramaktadır.
Okul falan yokdur;çocuklar küçük yaşlarda madenlerde çalışmaya gitmektedir. Dünyanın en yüksek rakımlı insan yerleşimi olan, dikey olarak beş kilometre yükseklikteki bu dağlık şehirde 30.000’den fazla insan yaşıyor.Maden şirketleri çalışanlarına maaş ödemez. Bunun yerine, cachorreo adı verilen arkaik bir çalışma sistemi altında faaliyet gösterirler. Bu sistemde çalışanlar otuz gün ücretsiz çalışır ve otuz birinci günde taşıyabilecekleri kadar cevher almalarına izin verilir.
İnanılmaz kötü koşullara rağmen binlerce insan altın uğruna burada yaşamlarını sürdürmeye devam etmektedir.
Peruda bulunan bu yerleşim yeri, altın madeni nedeniyle uzun yıllardır yaşam alanı olarak tercih edilmektedir.
Yüksekliğin 5000 metreyi aştığı yerleşim yerinde; orada yaşamaya alışkın olmayan biri için ciğerlerinde çökme ve ölüme kadar neden olacak sağlık sorunlarına yol açmaktadır.
Yükseklikden kaynaklı hiçbir bitki yada doğal ürün yetişmemektedir.
Şehirde altyapı adına hiçbirşey yokdur. Çöp taşıma,atık toplama adınada bir bölüm olmadığı için şehir tamamen pislik ve çöp içindedir.
Şehirdeki tek yaşam kaynağı ALTIN dır. Şehir ALTIN işleyen maden tekelleri tarafından idare ediliyordur. Şehirde tek başınıza rahat yürüyemezsiniz muhakkak para ile güvenlik tutmanız gerekemektedir.
Altın madenlerinde çok ağır şartlarda binlerce insan çalışmaktadır.
Kadınların altın madenlerinde çalışması kendi inançları gereğince yasakdır, şehri çevreleyen dağ figürü dikkatli incelendiğinde uyuyan bir güzel kadın benzemektedir.
Kadınlar madende çalışırsa inançlarına göre uyuyan o kadın uyanarak şehri yokedecekdir.O nedenle kadınlar sadece etrafa saçılanlardan altın aramaktadır.
Okul falan yokdur;çocuklar küçük yaşlarda madenlerde çalışmaya gitmektedir. Dünyanın en yüksek rakımlı insan yerleşimi olan, dikey olarak beş kilometre yükseklikteki bu dağlık şehirde 30.000’den fazla insan yaşıyor.Maden şirketleri çalışanlarına maaş ödemez. Bunun yerine, cachorreo adı verilen arkaik bir çalışma sistemi altında faaliyet gösterirler. Bu sistemde çalışanlar otuz gün ücretsiz çalışır ve otuz birinci günde taşıyabilecekleri kadar cevher almalarına izin verilir.
İnanılmaz kötü koşullara rağmen binlerce insan altın uğruna burada yaşamlarını sürdürmeye devam etmektedir.