- Katılım
- 1 Şubat 2007
- Mesajlar
- 93,689
- Reaksiyon puanı
- 50,351
- Puanı
- 1,060
- Konum
- İstanbul
- Web Sitesi
- izleryazar.com
Pandemi günlerinde yurtdışı gezileri, yurtiçi gezileri bir yana yanı başımızdaki her zaman gittiğimiz yerlere gitmek bile özlemle anılır geldi. Gezip görme özlemini bir nebze olsun dindirebilmek için sizleri hep beraber sanal dünya turuna davet ediyorum...
Programımızda dünyanın türlü şehirlerine konuk olarak onlar hakkında kısa özet bilgiler edinip, görülebilecek ilgi çekici yerlerinden örnekler göreceğiz. Gönül isterdi ki her hafta bir şehre konuk olup kendi tecrübelerimi aktarayım fakat öyle bir dünyadan çok uzaktayız maalesef ve tahmin edeceğiniz üzere konuk olacağımız şehirler benim de hiç gitmediğim şehirlerden oluşacak. Belki ileride gitmeyi düşünen olursa onlara da fikir sağlamakta yardımcı olur...
Programın kaç bölüm ya da ne sıklıkta süreceğine dair bir öngörüm olmasa da ne kadar çok yorum, beğeni alırsa o kadar uzun süre devam edeceğini söylemek yanlış olmaz...
Evet, program hakkında bu kadar boş laf yeter, ilk şehrimize geçelim. Şehrimiz Chicago ya da Şikago...
Chicago'nun Türkçeye Şikago olarak da yaygın sayılabilecek şekilde geçmesi ilginçtir. Bu nedenle ben de başlıkta ve yazıda Türkiye'deki iki yaygın isminden hangisini kullanacağım konusunda kararsız kaldım. Fakat Detroit'i Ditroit diye yazmıyorsak, Boston'ı Bastın diye ya da New York'u Nivyork diye yazmıyorsak bir standarda bağlı kalmak daha doğru gibi geldi. Bu nedenle orijinal İngilizce ismini kullanacağım...
Chicago, Amerika Birleşik Devletleri'nin New York ve Los Angeles'ın ardından üçüncü büyük şehri. Tahmin edebileceğiniz üzere bağlı olduğu Illinois eyaletinin en büyük şehri. Aşağıdaki haritadan da görebileceğiniz üzere ülkenin orta-kuzey sayılabilecek bir konumunda ve Kanada'ya yakın durumda. Hatta öyle ki ünlü Kanada kenti Toronto, Chicago - New York arası mesafeden kat kat daha kısa durumda...
1833 yılında yaklaşık 200 kişilik bir nüfusla kurulan Chicago, 1871 yılında korkunç bir yangına uğramış ve bütün şehir adeta kül olmuş. Bu tarihten itibaren ise küllerinden doğan şehir bugün hala ihtişamlı bir şekilde ayakta durmaya devam ediyor...
Tüm Amerikan şehirlerinde olduğu gibi Chicago'da da etnik açıdan büyük bir çeşitlilik mevcut. Siyahiler, Hispanikler ve beyazlar arasında dengeli bir dağılım var gibi gözükürken Avrupa ülkelerinden en çok İrlandalı ve Polonyalıya burada rastlamak mümkün...
Soğukları ve özellikle de rüzgarlı havasıyla sıklıkla anılan Chicago bu özelliklerinin de etkisi olsa gerek en büyük üçüncü Amerikan şehri olmasına rağmen turizm konusunda üst sıralarda pek anılmıyor. Bizler Chicago'yu daha çok gidilip görülecek yerlerinden ziyade Michael Jordan'ın efsanevi yıllarından, Shameless dizisinden, belki de şehrin adını taşıyan ve Oscar da kazanan efsane müzikalden tanıyoruz. Sinemadan bahsetmişken Chicago'nun pek çok efsanevi filme ev sahipliği yaptığını da not düşmek lazım. Evet, Batman'in yaşadığı ünlü Gotham şehri de New York ve Chicago'dan esinlenilmiş...
Artık bilgi kısmını geçip gezip görme kısmına geçelim diyorsanız çok haklısınız. Haydi başlayalım...
Öncelikle şunu söylemek lazım ki Chicago gerçekten çok güzel bir şehir. Gerek şehrin göbeğinde sahip olduğu parklarla, gerek şehrin tam ortasından geçen nehirle, gerekse etrafını saran ve Van Gölü'nün 15 kat büyüklüğündeki devasa Michigan Gölüyle... Tek tek görülesi yerlerinden bazılarını sayarak devam edelim...
Millennium Park
Chicago’nun tam şehir merkezindeki bu büyük park şehrin en önemli noktalarından. Özellikle “Cloud Gate” ya da diğer adıyla “The Bean” bir hayli çarpıcı bir eser durumunda…
The Magnificent Mile
Şehrin ticaret merkezi olan nehrin hemen dibindeki bu bölge şehrin en işlek noktalarından ve pek çok alışveriş merkezine ev sahipliği yapıyor… Bölgede pek çok turistik yapıya da rastlamak mümkün…
Skydeck Chicago - Willis Tower
Biraz da şehre tepeden bakalım… Skydeck Chicago, her şehirde benzeri bulunan gözetleme kulelerinin en iyilerinden biri. Özellikle cam tabanı bulunan kafeslerde şehri ayaklarınızın altına almak eşsiz bir tecrübe olabilir…
Chicago Riverwalk
Biraz önce bahsettiğimiz Chicago Nehri şehrin güzelliğine şüphesiz en büyük katkılardan birini sunuyor. Üzerindeki köprüler ve çevresi de şehrin cazibe merkezleri arasında…
The Art Institute of Chicago
E gezi dediğin müzesiz olmaz tabii... Sadece Chicago’nun değil tüm Amerika Birleşik Devletleri’nin en önemli sanat müzelerinden olan müzede pek çok önemli esere rastlamanız mümkün. Hele bir de sık sık düzenlenen önemli sergilerden birine denk gelirseniz deymeyin keyfinize…
Chicago Cultural Center
Eskiden kütüphane olarak kullanılan bu bina bugün kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. 1897 yılında yapılan bina şehrin mimari açıdan da en çarpıcı noktaları arasında…
University of Chicago / Chicago Üniversitesi
Belki Amerika’daki en ünlü üniversitelerden bahis açılınca adı pek anılmasa da üniversite kendi içinde pek çok ilgi çekici noktası olan bir dünyayı barındırıyor…
Holy Name Cathedral
Eğer bütün kiliselerin birbirine benzediğini düşünenlerdenseniz çarpıcı mimarisiyle bu katedral size düşüncenizi bir kez daha sorgulatacak görkeme sahip…
Lincoln Park
Şehrin göbeğindeki Millennium Park sizi kesmediyse çok daha büyük, uçsuz bucaksız Lincoln Park’ı da görmek isteyebilirsiniz…
Buckingham Fountain
Milennium Park’ın devamındaki Grant Park’ın içinde yer alan bu görkemli çeşme dünyadaki en büyük çeşmelerden biri olma özelliğine sahip…
Harold Washington Library Center
Gezmekten sıkılıp biraz kitap okumak isterseniz eşsiz mimarili şöyle kütüphaneye uğramak isteyebilirsiniz…
Crown Fountain
Biraz önceki çeşmemiz kesmediyse Chicago'nun sunduğu modern sanat ürünü son derece farklı bir çeşmesi daha var. Sürekli değişen LED ekranıyla bu çeşme şehrin en farklı cazibe noktalarından biri…
Ve veda vakti...
Chicago elbette buraya yazacağım 3-5 satırla anlatılabilecek, 5-10 fotoğraf ile bitirilebilecek bir şehir değil. Buraya alamadığım pek çok farklı noktası var. Sadece ilginç mimarili gökdelenleri bile sizi büyülemeye yetecektir. Dilerim hem benim hem sizlerin bir gün gidip yerinde görme şansı olur...
Eğer Chicago'ya gitmeye karar verdiyseniz ve kaç gün gezmeniz gerektiği konusunda şüpheleriniz varsa bu elbette kişiden kişiye göre değişir ancak 2 tam gün şehrin önemli noktalarını gezmenizi sağlayacaktır. Hatta 1 gün ile şipşak bir gezi bile şehir hakkında ciddi fikir edinmenizi sağlayabilir. Tabii alışveriş cenneti olan Amerika Birleşik Devletleri'nde bolca alışveriş yapmak, şehrin tadını çıkara çıkara gezmek isterseniz en az 3 günlük bir programın şahane olacağına şüphe yok...
Peki siz Chicago'yu ne kadar tanıyorsunuz? Chicago denilince aklınıza neler geliyor? Chicago'ya daha önce gittiyseniz oradaki tecrübeleriniz neler? Chicago'ya gitmek ister miydiniz, en çok nerelerini görmek isterdiniz?
Not: İlk bölüm olduğu için forumdaki farklı bir etkinlikteki etiket listesini kopyalıyorum. Reaksiyon gösterip yorum yapan herkes yazı dizisine abone olmuş sayılacak ve sonraki bölümlere yalnızca onlar etiketlenecektir.
Programımızda dünyanın türlü şehirlerine konuk olarak onlar hakkında kısa özet bilgiler edinip, görülebilecek ilgi çekici yerlerinden örnekler göreceğiz. Gönül isterdi ki her hafta bir şehre konuk olup kendi tecrübelerimi aktarayım fakat öyle bir dünyadan çok uzaktayız maalesef ve tahmin edeceğiniz üzere konuk olacağımız şehirler benim de hiç gitmediğim şehirlerden oluşacak. Belki ileride gitmeyi düşünen olursa onlara da fikir sağlamakta yardımcı olur...
Programın kaç bölüm ya da ne sıklıkta süreceğine dair bir öngörüm olmasa da ne kadar çok yorum, beğeni alırsa o kadar uzun süre devam edeceğini söylemek yanlış olmaz...
Evet, program hakkında bu kadar boş laf yeter, ilk şehrimize geçelim. Şehrimiz Chicago ya da Şikago...
Chicago'nun Türkçeye Şikago olarak da yaygın sayılabilecek şekilde geçmesi ilginçtir. Bu nedenle ben de başlıkta ve yazıda Türkiye'deki iki yaygın isminden hangisini kullanacağım konusunda kararsız kaldım. Fakat Detroit'i Ditroit diye yazmıyorsak, Boston'ı Bastın diye ya da New York'u Nivyork diye yazmıyorsak bir standarda bağlı kalmak daha doğru gibi geldi. Bu nedenle orijinal İngilizce ismini kullanacağım...
Chicago, Amerika Birleşik Devletleri'nin New York ve Los Angeles'ın ardından üçüncü büyük şehri. Tahmin edebileceğiniz üzere bağlı olduğu Illinois eyaletinin en büyük şehri. Aşağıdaki haritadan da görebileceğiniz üzere ülkenin orta-kuzey sayılabilecek bir konumunda ve Kanada'ya yakın durumda. Hatta öyle ki ünlü Kanada kenti Toronto, Chicago - New York arası mesafeden kat kat daha kısa durumda...
1833 yılında yaklaşık 200 kişilik bir nüfusla kurulan Chicago, 1871 yılında korkunç bir yangına uğramış ve bütün şehir adeta kül olmuş. Bu tarihten itibaren ise küllerinden doğan şehir bugün hala ihtişamlı bir şekilde ayakta durmaya devam ediyor...
Tüm Amerikan şehirlerinde olduğu gibi Chicago'da da etnik açıdan büyük bir çeşitlilik mevcut. Siyahiler, Hispanikler ve beyazlar arasında dengeli bir dağılım var gibi gözükürken Avrupa ülkelerinden en çok İrlandalı ve Polonyalıya burada rastlamak mümkün...
Soğukları ve özellikle de rüzgarlı havasıyla sıklıkla anılan Chicago bu özelliklerinin de etkisi olsa gerek en büyük üçüncü Amerikan şehri olmasına rağmen turizm konusunda üst sıralarda pek anılmıyor. Bizler Chicago'yu daha çok gidilip görülecek yerlerinden ziyade Michael Jordan'ın efsanevi yıllarından, Shameless dizisinden, belki de şehrin adını taşıyan ve Oscar da kazanan efsane müzikalden tanıyoruz. Sinemadan bahsetmişken Chicago'nun pek çok efsanevi filme ev sahipliği yaptığını da not düşmek lazım. Evet, Batman'in yaşadığı ünlü Gotham şehri de New York ve Chicago'dan esinlenilmiş...
Artık bilgi kısmını geçip gezip görme kısmına geçelim diyorsanız çok haklısınız. Haydi başlayalım...
Öncelikle şunu söylemek lazım ki Chicago gerçekten çok güzel bir şehir. Gerek şehrin göbeğinde sahip olduğu parklarla, gerek şehrin tam ortasından geçen nehirle, gerekse etrafını saran ve Van Gölü'nün 15 kat büyüklüğündeki devasa Michigan Gölüyle... Tek tek görülesi yerlerinden bazılarını sayarak devam edelim...
Millennium Park
Chicago’nun tam şehir merkezindeki bu büyük park şehrin en önemli noktalarından. Özellikle “Cloud Gate” ya da diğer adıyla “The Bean” bir hayli çarpıcı bir eser durumunda…
The Magnificent Mile
Şehrin ticaret merkezi olan nehrin hemen dibindeki bu bölge şehrin en işlek noktalarından ve pek çok alışveriş merkezine ev sahipliği yapıyor… Bölgede pek çok turistik yapıya da rastlamak mümkün…
Skydeck Chicago - Willis Tower
Biraz da şehre tepeden bakalım… Skydeck Chicago, her şehirde benzeri bulunan gözetleme kulelerinin en iyilerinden biri. Özellikle cam tabanı bulunan kafeslerde şehri ayaklarınızın altına almak eşsiz bir tecrübe olabilir…
Chicago Riverwalk
Biraz önce bahsettiğimiz Chicago Nehri şehrin güzelliğine şüphesiz en büyük katkılardan birini sunuyor. Üzerindeki köprüler ve çevresi de şehrin cazibe merkezleri arasında…
The Art Institute of Chicago
E gezi dediğin müzesiz olmaz tabii... Sadece Chicago’nun değil tüm Amerika Birleşik Devletleri’nin en önemli sanat müzelerinden olan müzede pek çok önemli esere rastlamanız mümkün. Hele bir de sık sık düzenlenen önemli sergilerden birine denk gelirseniz deymeyin keyfinize…
Chicago Cultural Center
Eskiden kütüphane olarak kullanılan bu bina bugün kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. 1897 yılında yapılan bina şehrin mimari açıdan da en çarpıcı noktaları arasında…
University of Chicago / Chicago Üniversitesi
Belki Amerika’daki en ünlü üniversitelerden bahis açılınca adı pek anılmasa da üniversite kendi içinde pek çok ilgi çekici noktası olan bir dünyayı barındırıyor…
Holy Name Cathedral
Eğer bütün kiliselerin birbirine benzediğini düşünenlerdenseniz çarpıcı mimarisiyle bu katedral size düşüncenizi bir kez daha sorgulatacak görkeme sahip…
Lincoln Park
Şehrin göbeğindeki Millennium Park sizi kesmediyse çok daha büyük, uçsuz bucaksız Lincoln Park’ı da görmek isteyebilirsiniz…
Buckingham Fountain
Milennium Park’ın devamındaki Grant Park’ın içinde yer alan bu görkemli çeşme dünyadaki en büyük çeşmelerden biri olma özelliğine sahip…
Harold Washington Library Center
Gezmekten sıkılıp biraz kitap okumak isterseniz eşsiz mimarili şöyle kütüphaneye uğramak isteyebilirsiniz…
Crown Fountain
Biraz önceki çeşmemiz kesmediyse Chicago'nun sunduğu modern sanat ürünü son derece farklı bir çeşmesi daha var. Sürekli değişen LED ekranıyla bu çeşme şehrin en farklı cazibe noktalarından biri…
Ve veda vakti...
Chicago elbette buraya yazacağım 3-5 satırla anlatılabilecek, 5-10 fotoğraf ile bitirilebilecek bir şehir değil. Buraya alamadığım pek çok farklı noktası var. Sadece ilginç mimarili gökdelenleri bile sizi büyülemeye yetecektir. Dilerim hem benim hem sizlerin bir gün gidip yerinde görme şansı olur...
Eğer Chicago'ya gitmeye karar verdiyseniz ve kaç gün gezmeniz gerektiği konusunda şüpheleriniz varsa bu elbette kişiden kişiye göre değişir ancak 2 tam gün şehrin önemli noktalarını gezmenizi sağlayacaktır. Hatta 1 gün ile şipşak bir gezi bile şehir hakkında ciddi fikir edinmenizi sağlayabilir. Tabii alışveriş cenneti olan Amerika Birleşik Devletleri'nde bolca alışveriş yapmak, şehrin tadını çıkara çıkara gezmek isterseniz en az 3 günlük bir programın şahane olacağına şüphe yok...
Peki siz Chicago'yu ne kadar tanıyorsunuz? Chicago denilince aklınıza neler geliyor? Chicago'ya daha önce gittiyseniz oradaki tecrübeleriniz neler? Chicago'ya gitmek ister miydiniz, en çok nerelerini görmek isterdiniz?
Not: İlk bölüm olduğu için forumdaki farklı bir etkinlikteki etiket listesini kopyalıyorum. Reaksiyon gösterip yorum yapan herkes yazı dizisine abone olmuş sayılacak ve sonraki bölümlere yalnızca onlar etiketlenecektir.
@Dosi @Tolstoyevski @Aserat @Özgür @Sherlock @BARON男爵 @offensive @The_Erinch @Angelica @denizz19 @kerem @emreemreu @serhatt @Turkuazz @slhttnmtl @Yiğitt @12.Adam @xdragxx @Gerekli24 @Staran @seyfullXh @soo @MasacRE @Veteran @ozmoturk @Hazem @mrt-06 @mesmeso @Zeyno45 @phoebebuffay @EmreCan @hayret bi şey @xBUGRAx @Billy Kane @Doğan @Alos @YıldırıM @Burak97 @conino @Abdülhey @DR @umuttanyel @Cervantes @Atlass @ömer karataş @thekinqlord @Ege Bartu @Klaus @A. Poyraz Bilgin @Bussy @781Ens @BesaleT @fredhulkcamila @pompy @elvissman @EnveR @Emin Özaltun @Fks14 @armandos @AteşBöceği @bazinga @Gizmen @Silinmiş Üye @Burak97 @cehennet @dreamy @HeisenBerg @Jonsnow @kerim yavuz @Maskeli Fedai @MayısKralı @MEnes @Mr.At @Nikos litas @ömer karataş @Forumdash @Emre Ozansoy @Polat Şaşmaz @Sylvester @takas @The Barberson @tolgab @Yakamoz-Asi @yigit_00 @-potterhead-