FK13 3-Iron / Boş Ev (2004) - Film Yorumları

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com



1630006819430.png



3-Iron / Bin-Jip / Boş Ev


Tür:
Suç, Dram, Romantik
Süre: 88 dakika

Yönetmen: Kim Ki-duk
Senaryo: Kim Ki-duk

Oyuncular:
Seung-Yun Lee
Hee Jae
Hyuk-ho Kwon

IMDb Linki


Puanlar:
IMDb: 8.0/10
Rotten Tomatoes: 87%
Metacritic: 72/100

Filmin Fragmanı:



Filmle ilgili yorumlarınızı bu başlık altından yapabilirsiniz.


 
  • Beğendim
Reactions: Angelica

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Tae-suk abimiz var, bu arada isminin Tae-suk olduğu film boyunca hiç geçmiyor, duymadım. Her neyse bu abimiz milletin evine gizlice girip yerleşiyor, gününe gün ediyor. Yolculuğunda da motor kullanıyor. Her girdiği evinde kontrol etmeyi unutmuyor tabii ne zaman geleceğini ev sahibi olan kişinin, gelmesine yakın çekip gidiyor. Çamaşır makinesi yerine kıyafetlerini fırçayla çitiliyor. Yemeğini yapıyor, uyuyor ve geldiği zaman gidiyor. Bir de golf merakı var, silah olarak golf topunu kullanıyor. Gel zaman git zaman, Sun-hwa ablamızın evine de gidiyor, sonrasında da kocası Min-gyu ile. Bütün hikaye bundan sonra başlıyor.

Senaryosunu ve yönetmenliğini Ki-duk Kim'in üstlendiği filmin konusu bu şekilde ama işleyişi bir o kadar ilginç. Başta kuryeci bir abinin pizza dağıtıyormuş gibi başlaması, sonrasında da ilginç bir filme dönüşü söz konusu oldu. Akıcı bir film, sıkmıyor da, ki süresi de kısa. Sanatsal ama akışına bıraktığın zaman akıcı olan bir film. Tabii filmi izlerken mantık hatası çok fazla aramadan izlemek gerekiyor, yoksa film film olmaktan çıkar. Bulmak istersen de zaten filmde fazlasıyla bu tarz sahne var.

Erkek baş karakterin sessizliği, topluma karşı yabancı olmasından geliyor. Kadın baş karakterin sessizliği, kocasından gördüğü şiddetin sessizliği. Erkek toplum tarafından sindirilmiş, kadın da kocası tarafından sindirilmiş. Film adına genel olarak bu iki karakteri böyle yorumlayabildim.

Tae-suk evin içine girer, evde vakit geçirirken bozuk olan şeyleri tamir etmeyi, bitki bakımı yapmayı unutmaz. Karakter eve hırsız gibi girer ama aynı zamanda eve bir iyilik yapar gider. Filmin en sessiz karakteri. O kadar sessiz bir karakter ki, bir müddet sonra sinir etmeye de başlayabiliyor. Sırf bu yüzden de başına gelmeyen şey de kalmıyor.

Sun-hwa ile karşılaştıktan sonra da film başka boyut kazanıyor. Min-gyu'dan şiddet gören Sun-hwa ezilmiş, susturulmuş bir karakter. Tae-suk ile karşılaşır, sonrasında da birlikte evden eve gezmeye başlar, Tae-suk için aynı düzen devam eder, +1 kişiyle. Susar susar, ta ki kocasına "seni seviyorum" diyesiye kadar, aslında ona da dememişti.

Film iyiydi iyi olmasına ama sonlara doğru Tae-suk'un kendisini hayalet moduna alması ve ardından Tae-suk'un, Sun-hwa'nın evine gelmesi ve orada Sun-hwa'nın konuşması, ardından Tae-suk'un tamamen hayalet gibi görünmesi söz konusu oldu. Var ama yok gibi oldu bir anda karakter. Son sahne daha vurucu olabilirdi bence, böyle Tae-suk karakterine fantastik öge yüklenmiş gibi oldu.

Filmin farklı havasını sevdim ama son sahneyi tam anlamıyla sevmemiş olsam da. Silah yerine golf sopası ve golf topunun silah olarak kullanılması çok iyiydi. Silah görüntülerinin, yerini böyle yaratıcı şeylere bırakılması çok iyi. Çamaşır makinesi yerine, gürültüsüz çitileme yöntemiyle yıkama da ilginçti. Düşününce çamaşır makinesi ile yıkamak gürültüden başka bir şey olmazdı ve filmin vurgu noktası sessizlikti.

7/10

25.08.2021
 

Angelica

Favori Üye
Ayın En Favori Üyesi
Katılım
31 Mart 2012
Mesajlar
80,681
Reaksiyon puanı
56,838
Puanı
1,060
Yaş
40
Konum
Kayseri
Tae-suk abimiz var, bu arada isminin Tae-suk olduğu film boyunca hiç geçmiyor, duymadım. Her neyse bu abimiz milletin evine gizlice girip yerleşiyor, gününe gün ediyor. Yolculuğunda da motor kullanıyor. Her girdiği evinde kontrol etmeyi unutmuyor tabii ne zaman geleceğini ev sahibi olan kişinin, gelmesine yakın çekip gidiyor. Çamaşır makinesi yerine kıyafetlerini fırçayla çitiliyor. Yemeğini yapıyor, uyuyor ve geldiği zaman gidiyor. Bir de golf merakı var, silah olarak golf topunu kullanıyor. Gel zaman git zaman, Sun-hwa ablamızın evine de gidiyor, sonrasında da kocası Min-gyu ile. Bütün hikaye bundan sonra başlıyor.

Senaryosunu ve yönetmenliğini Ki-duk Kim'in üstlendiği filmin konusu bu şekilde ama işleyişi bir o kadar ilginç. Başta kuryeci bir abinin pizza dağıtıyormuş gibi başlaması, sonrasında da ilginç bir filme dönüşü söz konusu oldu. Akıcı bir film, sıkmıyor da, ki süresi de kısa. Sanatsal ama akışına bıraktığın zaman akıcı olan bir film. Tabii filmi izlerken mantık hatası çok fazla aramadan izlemek gerekiyor, yoksa film film olmaktan çıkar. Bulmak istersen de zaten filmde fazlasıyla bu tarz sahne var.

Erkek baş karakterin sessizliği, topluma karşı yabancı olmasından geliyor. Kadın baş karakterin sessizliği, kocasından gördüğü şiddetin sessizliği. Erkek toplum tarafından sindirilmiş, kadın da kocası tarafından sindirilmiş. Film adına genel olarak bu iki karakteri böyle yorumlayabildim.

Tae-suk evin içine girer, evde vakit geçirirken bozuk olan şeyleri tamir etmeyi, bitki bakımı yapmayı unutmaz. Karakter eve hırsız gibi girer ama aynı zamanda eve bir iyilik yapar gider. Filmin en sessiz karakteri. O kadar sessiz bir karakter ki, bir müddet sonra sinir etmeye de başlayabiliyor. Sırf bu yüzden de başına gelmeyen şey de kalmıyor.

Sun-hwa ile karşılaştıktan sonra da film başka boyut kazanıyor. Min-gyu'dan şiddet gören Sun-hwa ezilmiş, susturulmuş bir karakter. Tae-suk ile karşılaşır, sonrasında da birlikte evden eve gezmeye başlar, Tae-suk için aynı düzen devam eder, +1 kişiyle. Susar susar, ta ki kocasına "seni seviyorum" diyesiye kadar, aslında ona da dememişti.

Film iyiydi iyi olmasına ama sonlara doğru Tae-suk'un kendisini hayalet moduna alması ve ardından Tae-suk'un, Sun-hwa'nın evine gelmesi ve orada Sun-hwa'nın konuşması, ardından Tae-suk'un tamamen hayalet gibi görünmesi söz konusu oldu. Var ama yok gibi oldu bir anda karakter. Son sahne daha vurucu olabilirdi bence, böyle Tae-suk karakterine fantastik öge yüklenmiş gibi oldu.

Filmin farklı havasını sevdim ama son sahneyi tam anlamıyla sevmemiş olsam da. Silah yerine golf sopası ve golf topunun silah olarak kullanılması çok iyiydi. Silah görüntülerinin, yerini böyle yaratıcı şeylere bırakılması çok iyi. Çamaşır makinesi yerine, gürültüsüz çitileme yöntemiyle yıkama da ilginçti. Düşününce çamaşır makinesi ile yıkamak gürültüden başka bir şey olmazdı ve filmin vurgu noktası sessizlikti.

7/10

25.08.2021

Maşallahın var ne ara izledin :D
 
  • Güldürdün
Reactions: Araf

Dosi

Süper Mod.
Katılım
10 Mart 2015
Mesajlar
85,157
Reaksiyon puanı
107,776
Puanı
1,060
Filmin en güzel yanı müzikleri oldu.

Baş karakter kapılara broşür takıyor ve bu aslında o evde birileri o ara varmı öğrenmek için bir taktif. Boş evlerde vakit geçiriyor ve gitmeden kalma bedeli olarakta o evde işler yaparak ödemeye çalışıyor. Eşyaları tamir etme, çamaşırşarı yıkama vs.
Evde şiddet gören bir kadın ile tanışınca film başka bir boyuta geçiyor. Bir sğre sonra ikisi bunu yapmakta. Bir nevi sessiz film gibiydi çünkü diyalog nerdeyse yok.
Bir noktadan sonra film biraz sıkmaya başlıyor. Konuşma yok ama sessizde değil film. Bazı sesler rahatsız ediciydi.
Son kısımdaki hayalet gibi dolanma durumu ise çok saçmaydı
.

6/10
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Filmin en güzel yanı müzikleri oldu.

Baş karakter kapılara broşür takıyor ve bu aslında o evde birileri o ara varmı öğrenmek için bir taktif. Boş evlerde vakit geçiriyor ve gitmeden kalma bedeli olarakta o evde işler yaparak ödemeye çalışıyor. Eşyaları tamir etme, çamaşırşarı yıkama vs.
Evde şiddet gören bir kadın ile tanışınca film başka bir boyuta geçiyor. Bir sğre sonra ikisi bunu yapmakta. Bir nevi sessiz film gibiydi çünkü diyalog nerdeyse yok.
Bir noktadan sonra film biraz sıkmaya başlıyor. Konuşma yok ama sessizde değil film. Bazı sesler rahatsız ediciydi.
Son kısımdaki hayalet gibi dolanma durumu ise çok saçmaydı
.

6/10
Filmi öneren @Tolstoyevski filmi yorumlayıp "6.7 puan" diyecek. :A
 

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Çok ilginç bir filmdi. İnanılmaz sürükleyici başladı ve Parasite tadı aldım. Fakat Parasite'a göre çok daha arthouse bir film.

Ana karakter film boyunca konuşmuyor. İkinci başrol diyebileceğimiz karakter neredeyse hiç konuşmuyor. Fakat buna rağmen film baştan sona sürüklemeyi başarıyor.

Film hem şiddet eleştirisi hem de toplumsal ön yargılara eleştiri niteliğinde. Çözümü ise toplumdan soyutlanıp farklı bir boyuta geçme şeklinde sunmuş sanırım yönetmen. :) Filmin sonuç kısmını da ilgi çekici buldum ama çok sevemedim. Filmde hoşnut kalmadığım başka bazı tercihler de vardı.

Ocakta bekleyen başka bir film yorumum daha var o nedenle kısa keseceğim. :A

7.5/10
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Çok ilginç bir filmdi. İnanılmaz sürükleyici başladı ve Parasite tadı aldım. Fakat Parasite'a göre çok daha arthouse bir film.

Ana karakter film boyunca konuşmuyor. İkinci başrol diyebileceğimiz karakter neredeyse hiç konuşmuyor. Fakat buna rağmen film baştan sona sürüklemeyi başarıyor.

Film hem şiddet eleştirisi hem de toplumsal ön yargılara eleştiri niteliğinde. Çözümü ise toplumdan soyutlanıp farklı bir boyuta geçme şeklinde sunmuş sanırım yönetmen. :) Filmin sonuç kısmını da ilgi çekici buldum ama çok sevemedim. Filmde hoşnut kalmadığım başka bazı tercihler de vardı.

Ocakta bekleyen başka bir film yorumum daha var o nedenle kısa keseceğim. :A

7.5/10
Bu cümle yüzünden "güldürdün" atasım geldi. Filmin sonuyla aynı derecede yorum sonu. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: bazinga

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,283
Reaksiyon puanı
39,933
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
Biraz Madam Bovary tadı da yok değil ama çok farklı. Sanat filmi tanımına tam olarak oturuyor. Aşkın ve insan ilişkilerinin konuşmadan da yapılabileceğinin, önemli olanın da zaten o olduğunun dikkatini çekiyorlar. Hep denir ya kelimeler kifayetsiz kalır diye, işte ondan da esinlenilmiş.


Akıl hastanesinde (hapis de olabilir) kaldığı sıralar gardiyanla oyun oynadığı sahneler ve gardiyanın küfürleri çok iyiydi. :A

Kadının kocasının da yaşadığı tam bir dram. Filmde kötü olarak gösterilmiş olsa da asıl mağduriyeti o görüyor.

7.5
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Biraz Madam Bovary tadı da yok değil ama çok farklı. Sanat filmi tanımına tam olarak oturuyor. Aşkın ve insan ilişkilerinin konuşmadan da yapılabileceğinin, önemli olanın da zaten o olduğunun dikkatini çekiyorlar. Hep denir ya kelimeler kifayetsiz kalır diye, işte ondan da esinlenilmiş.


Akıl hastanesinde (hapis de olabilir) kaldığı sıralar gardiyanla oyun oynadığı sahneler ve gardiyanın küfürleri çok iyiydi. :A

Kadının kocasının da yaşadığı tam bir dram. Filmde kötü olarak gösterilmiş olsa da asıl mağduriyeti o görüyor.

7.5
Yoksa bu yorum @Tolstoyevski'nin ayak sesleri mi? :A
 

mesmeso

Moderatör
Katılım
27 Kasım 2016
Mesajlar
17,529
Reaksiyon puanı
9,534
Puanı
860
Yaş
24
Konum
Trabzon
İzlediğim en ilginç filmlerden biriydi. Başroller konuşmadan filmi tamamladır ve bu beni rahatsız etmedi. Bana göre oyunculukları ile zaten yeteri kadar konuştular. Film boyunca konuşmadan aşklarını doya doya yaşadılar. Çok değişik ve ilgi çekici bir anlatım tekniği kullanılmış.

Filmin fon müzikleri de ayrı bir hava katıyor. Karakterlerin yaşattığı aşk sarhoşluğunun üstüne çok güzel oturuyor. Film bitince yüzümde anlamsız bir gülümseme oluştu. Film biraz daha uzun olsa hiç sesimi çıkarmazdım.

Konusu, kurgusu ve görselliği beni fazlasıyla tatmin etti. Filmin matematiği çok güzel oluşturulmuş. Filmin kendi içinde ayrı bir huzuru var.

8/10
 

phoebebuffay

Favori Üye
Katılım
12 Şubat 2020
Mesajlar
4,861
Reaksiyon puanı
5,774
Puanı
559
Çok ilginç bir film olduğu konusunda ben de katılıyorum. Aslında filmin bana çok ilginç gelmesinin nedeni başrollerin hiç konuşmamasından vs değil filmin sonradan tuhaf ve bana göre saçma bir yere bağlanmasından dolayı.

Film iyi başlamıştı. Sessiz, naif ve güzel bir ilk yarı izledik. Fakat devamında hem senaryoyu beğenmedim, hem de bu görünmemezlik mevzusu bana çok saçma ve anlamsız geldi. Film içinde metaforlar, mesajlar barındırıyor olabilir ama beni hiç çekmedi ve etkilemedi maalesef. İzlediklerime pek anlam yükleyemedim.

Filmi memnuniyetsiz bir şekilde bitirsem de ilk yarıyı sevdiğim için ortalama bir puan vereceğim.

6/10
 

Sherlock

Süper Mod.
Katılım
7 Eylül 2016
Mesajlar
32,069
Reaksiyon puanı
47,672
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Öncelikle çok ilginç bir film olduğu konusuna ben de katılıyorum. :A

Fakat bu ilginçlik filmle kesinlikle olumlu olarak yansımış, merak duygusunu ve sürükleyiciliği özellikle filmin ilk yarısında çok diri tutmayı başarmışlar. İkinci yarı itibari ile ise film biraz düşüşe geçiyor maalesef, ilk yarıda ilginç ve şaşırtıcı gelen şeyler tekrarlanmaya devam ettikçe film da sıradanlaşmış. Zaten hem ikinci yarı hem de final daha iyi olsa, muhtemelen puanım ve filmin bıraktığı iz çok daha yükseklerde olacaktı. Bu açıdan bakınca önemli bir potansiyel heba edilmiş bence...

Finalden bahsetmişken finalini de tam anlamıyla sevdiğimi söyleyemeyeceğim. "Ön yargıların ve şiddetin olmadığı bir dünya gerçekliği yok. O yüzden tek çare kendinizi bu dünyadan soyutlamak" gibisinden bir mesaj yerine biz izleyicileri daha çok tatmin edecek, daha sert bir finali tercih ederdim açıkçası. Yine de filmin bütününe, özellikle de filmin ilk yarısına baktığımız zaman elimizde oldukça başarılı bir film olduğu da bir gerçek.

Puan: 7/10
 
  • Beğendim
Reactions: Dosi and Araf