13'ün önceki bölümünde...
II. BÖLÜM - Muşta
Yiğitt: İyi misin dizi kolik? Ne oldu?
dizi kolik: (kelimeleri zar zor bir araya getirmektedir) Ben... Orada... Bir şey var..!
Çiğdem-: Eyvah, kız şimdiden kafayı yedi!
dizi kolik: Kafayı falan yemedim! Yiyecek aramak için dağılmıştık, o anda karşımdan bir karaltı geçti. Ne olduğunu anlayamadım, çok hızlıydı!
Yiğitt: (ileriye gidip etrafa bakarak) Görünürde bir şey yok, belki hayvandır.
dizi kolik: Hayır, hayvana benzemiyordu! Değişik bir şeydi sanki. Göz açıp kapayıncaya kadar geçip gitti.
Dosi: Canım istersen şuraya geçip dinlen. Hepimiz zor anlar yaşadık, çok yorulduk.
dizi kolik: Bana inanmıyor musunuz? Bu adada tuhaf şeyler var, hemen gitmemiz lazım!
(vadikızı, dizi kolik'i sakinleştirmek için onu uzaklaştırırken diğerlerinin kafasında da soru işaretleri belirmiştir.)
mrt-06: Gerçekten dizi kolik'in dediği gibi bir şey olabilir mi? Yani kulağa tuhaf geliyor ama...
Yiğitt: Demin baktım, bir şey yoktu. Ama içiniz rahat edecekse bir daha kontrol ederiz.
Dosi: İstersen ben de geleyim, birine ihtiyacın olabilir.
Yiğitt: Gerek yok, hem biraz kafamı toparlamam lazım.
Dosi: Hadi işte zorlama, benim de uzaklaşmaya ihtiyacım var.
(Yiğitt ve Dosi ormanda yürümeye devam ederken diğerleri de topladıkları odunları kıyıya getirir.)
Çiğdem-: dizi kolik 'karaltı' falan deyince ödüm kopmadı değil. Ya haklıysa?
xemrexxx: Seni alsa da kurtulsak... Sabahtan beri dır dır, kafamı şişirdin!
Çiğdem-: Karşında bir kadın var, terbiyeli ol biraz! Kaldır o koca poponu da bir şeylerin ucundan tut!
xemrexxx: Sen bayağı dolmuşsun ya. Bu yıl da evlenemedin diye sinirini benden çıkarma istersen.
Çiğdem-: Seni şu an boğup çukura gömsem kimse bir şey demez, farkındasın değil mi?
***
(Öte yandan MasacRE- ve eskici ise odun aramaktadır.)
eskici: Kanka, senin yüzünden karnım çok fena ağrıyor ya!
MasacRE-: Ben mi? Asıl sen erzağa hayvan gibi saldırdın be! Sen yerken izleyecek değildim herhalde.
eskici: Diğerleri bize çok kızmıştır, değil mi? Onların da gönlünü almak lazım.
MasacRE-: Valla ben özür falan dilemem, her koyun kendi bacağından asılır aga.
(Derken bir yaprak hışırtısı duyulur ve MasacRE- ile eskici bir adım daha atamadan önceden kurulmuş tuzağa düşer.)
MasacRE-: Oğlum bu ne lan! Yıl 2019, hala çukur kazıp üstüne yaprak koymak mı kaldı?!
eskici: Kanka, ne yapacağız şimdi? Çok derin kazmışlar, çıkamayız.
MasacRE-: Sadece bekle, diğerleri yokluğumuzu fark edip yardım eder.
eskici: Ya etmezlerse?
MasacRE-: Beni mi etmeyecekler ya? Beni? Tamam kızmış olabilirler ama o kadar uzun boylu değil! Kaç yıllık hukukumuz var!
eskici: Valla ada burası, hukuk mukuk yalan.
MasacRE-: Sus be felaket tellalı!
***
(Öte yandan Yiğitt ve Dosi ise kontrole devam etmektedir.)
Yiğitt: Sadece birkaç saat önce parti yapıyorduk ya, hiçbir şey olmayacakmış gibi. Diğerlerinin içinde söylemek istemedim ama korkuyorum kurtulamayacağız diye.
Dosi: Yardım yola çıkmıştır. Ayrıca böyle düşünmenin bize faydası olmaz, bir an önce toparlan.
Yiğitt: Hem forum bizsiz nasıl idare edecek? Yani ben üstün adminlik becerilerimle sahip çıkarım da..
(Yiğitt ilerdeki odunları toplamaya başlarken önünde muşta şeklinde ufak bir kolye görür. Yakından inceledikten sonra Dosi'nin boynuna takar.)
Yiğitt: Güzel kolyeymiş, sana da yakıştı.
Dosi: İyi de bunun ne işi var ki burada? Allah Allah.. Yani biri düşürdü desem...
Yiğitt: Ben de bugün başka bir şey daha düşünmek istemiyorum desem?
(Dosi, Yiğitt'i takip etmek üzereyken karşısındaki mağaranın kapısının açıldığını görür ve merakına yenilemeyip içeri girer. Mağaranın duvarlarındaki meşaleler, az da olsa içeriyi aydınlatmaktadır.)
Dosi: Benim burada ne işim var Allah aşkına? Dönmem lazım..
(Dosi'nin gözü üzerinde çeşitli resim ve sembollerin olduğu duvara takılır, ancak gördüklerinden hiçbir anlam çıkaramaz. Tam çıkmak üzereyken karşısına çıkan tuhaf görünümlü, elinde meşale tutan bir adam onu korkutur.)
pompy: Neye baktın bacım?
Dosi: Ay ne yapıyorsunuz ya, ödüm koptu! Sizi tanıyor muyum?
pompy: Yardım edebilirim sana.
Dosi: Yardım mı? Niçin?
pompy: Yardım edebilirim, anlayamadıklarını aydınlatmak için.
Dosi: Beyefendi, ne dediğinizi anlayamıyorum.
pompy: Ben Dudu Peri'nin soyundan geliyorum, sana yardım edebilirim. Betüş Peri, Perihan Peri, hepsi yanımda!
(pompy'nin gözü Dosi'nin taktığı kolyeye takılır.)
pompy: Dudu Peri'nin zamanı geriye alma gücü aşkına! O... O sende. Güç sende!
Dosi: Güç mü? Ne gücü?
pompy: Çok büyük... Çok büyük bir güç!
(pompy koşarak mağaranın derinliklerinde kaybolurken Dosi ise olanlara anlam verememiştir.)
***
BİRKAÇ SAAT SONRA
(Akşam olmuştur ve herkes yanan ateşin etrafında oturmaktadır.)
vadikızı: Ben evimi özledim ya. Bir de ocağı açık bıraktım galiba.
Çiğdem-: Biz buraya kısılıp kalmışız, sen hala ocak diyorsun ya!
denizz19: İsterseniz Sıla'dan bir şarkı patlatabilirim, ambiyans da uygun.
xemrexxx: Buradayken kulaklarımıza ihtiyacımız olacak, yani kalsın. Hem kurdu vardır, çakalı vardır!
vadikızı: Ay çakal mı??
Çiğdem-: Ondan ala çakal mı var canım, korkma sen.
xBUGRAx: Bahar gibi size masal anlatabilirim aslında.
xemrexxx: Ay bu da annesinin karnından Bahar'la çıkmış sanki!
xBUGRAx: Ah, keşke çıksaydım..
Yiğitt: Nasılsın dizi kolik, kendini toparladın mı biraz?
dizi kolik: Evet, daha iyiyim. Haklıydınız galiba, çok yorgundum. Ama son birkaç saatte o kadar şey oldu ki.
mrt-06: Yıllardır televizyonda izlediğimiz şeyin içine düştük resmen.
Yiğitt: Merak etmeyin arkadaşlar, ben admin'iniz olduğum sürece zarar gelmez kimseye.
xemrexxx: İşimiz çakma admin'e kaldıysa...
Çiğdem-: Sen de sabahtan beri enerjimizi emdin be sus!
xBUGRAx: Tıpkı Kadın Şirin gibi! O küçük kıvırcık saçlı kız.. Ihh... Tüylerim ürperdi..
(Diğerleri kendi aralarında didişirken dizi kolik'in gözü kolyeye takılır.)
dizi kolik: Aa Dosi, kolyen ne kadar güzelmiş. Gemide boynunda yoktu, nereden buldun?
Dosi: Ormandaydı.. Beğendiysen takabilirsin.
(dizi kolik kolyeyi takarken rüzgar da etkisini arttırmıştır.)
Çiğdem-: Hava da soğudu, çadırlara mı geçsek artık?
destere: Benim sıcacık kollarım varken çadırın lafı mı olurmuş aşkım?
Çiğdem-: Şu sapık bilinçaltını kendine sakla!
mrt-06: İşte herkes benim gibi efendi aile çocuğu değil ki Çiğdem'cim, ne yapacaksın.
Çiğdem-: Ay sen de sabahtan beri ne şişindin be! Sen aile çocuğusun da biz bostan korkuluğu çocuğuyuz sanki!
(Herkes önceden kurulan çadırlara geçerken kazazedelerimizin adadaki ilk günü sonlanır.)
***
BİRKAÇ SAAT SONRA
(Herkes uyurken dizi kolik biraz hava almak için çadırdan çıkar. Ancak karanlığın içinden gelen biri gizlice arkasından yanaşır ve eliyle dizi kolik'in ağzını kapatır. Zavallı kız bir süre direndikten sonra bayılır ve sürüklenerek ormana doğru götürülür.)
2. BÖLÜM SONU
> 3. BÖLÜM - Sırlar | 13 Haziran Çarşamba 23.00 <