Yüksel Aytuğ / Sabah[/B]
İzleyici Güneş Dermenci'den harika bir Şubat yorumu:
"Bir heves oturdum karşısına, taa ki, topuklu ayakkabıları, ful makyajlı suratı, yapılı saçlarıyla; İstanbul'un yeraltı dünyası tabir edilen mahallinde arz-ı endam eyleyen 'acar' televizyoncu Yağmur'u görene kadar!!
LOLİPOP MİKROFON
Hangi hallerini desem ki size gözüpek muhabirimizin?
Kendine siper ettiği kameraman arkadaşının omzuna dayadığı fotoğraf makinesiyle, üstelik flaşını patlata patlata yeraltı dünyasının 'karanlık' tiplerini aydınlatma hevesini mi?
Son model bir arabayla (yine şartlarımıza istinaden) güpegündüz, o kadar açık bir şekilde, önceki gece o fotoğraf olayının devamında hem çantasını çalıp hem de hırsızın peşinde koşan kameraman arkadaşını bıçaklayanın da aralarında olduğu tehlikeli kalabalığa, 'Alice Harikalar Diyarında' kostümü ve saçı makyajıyla sırıta sırıta yaklaşıp 'Siz çete misiniz, ne yiyorsunuz, nereden giyiniyorsunuz?' diye sormasını mı?
Arkadaşının 'Gidelim' demesine rağmen 'Kayıtta kal' demesini mi?
Bitmedi...
Acar muhabirimiz, yerde gördüğü cesedin katilini Şubat ilan edip, feci halde dayak yiyen arkadaşının objektifine, katilin yanında korkusuzca bir duruş sergileyerek hiç de objektif olmayan ifadelerle yaptığı anons hemen yayınlandı! Polislerin Şubat'ı yakalamak için gittiği hastaneye kendisinin ve 'lolipop misali' tuttuğu mikrofonunun alınmaması üzerine, 'Muhabirim ben, olay yerini inceleyeceğim' dedi.
Bu nasıl bir ifade tarzıdır böyle?
HEPSİ FANTEZİ
İzlerken, tabir-i caizse, hop oturup hop kalktım yerimde. Elbette biliyorum bu bir dizi, Yağmur da bir dizi karakteri, anladınız bence Yüksel Bey siz benim hassasiyetimi!..
Öğrendim ki, Leyla ile Mecnun'un yapımcılarının imzası varmış Şubat'ta, 'Fantastik drama' türünde demişler yorumlarda... "Dizinin fantastik ayağını 'Acar Muhabir Yağmur' oluşturuyor demek ki" dedim bunu okuyunca, ya da ben kıvıramamışım bu işi hakkınca!
Rahatladım vallahi size yazınca!"[/SIZE][/COLOR][/FONT]
İzleyici Güneş Dermenci'den harika bir Şubat yorumu:
"Bir heves oturdum karşısına, taa ki, topuklu ayakkabıları, ful makyajlı suratı, yapılı saçlarıyla; İstanbul'un yeraltı dünyası tabir edilen mahallinde arz-ı endam eyleyen 'acar' televizyoncu Yağmur'u görene kadar!!
LOLİPOP MİKROFON
Hangi hallerini desem ki size gözüpek muhabirimizin?
Kendine siper ettiği kameraman arkadaşının omzuna dayadığı fotoğraf makinesiyle, üstelik flaşını patlata patlata yeraltı dünyasının 'karanlık' tiplerini aydınlatma hevesini mi?
Son model bir arabayla (yine şartlarımıza istinaden) güpegündüz, o kadar açık bir şekilde, önceki gece o fotoğraf olayının devamında hem çantasını çalıp hem de hırsızın peşinde koşan kameraman arkadaşını bıçaklayanın da aralarında olduğu tehlikeli kalabalığa, 'Alice Harikalar Diyarında' kostümü ve saçı makyajıyla sırıta sırıta yaklaşıp 'Siz çete misiniz, ne yiyorsunuz, nereden giyiniyorsunuz?' diye sormasını mı?
Arkadaşının 'Gidelim' demesine rağmen 'Kayıtta kal' demesini mi?
Bitmedi...
Acar muhabirimiz, yerde gördüğü cesedin katilini Şubat ilan edip, feci halde dayak yiyen arkadaşının objektifine, katilin yanında korkusuzca bir duruş sergileyerek hiç de objektif olmayan ifadelerle yaptığı anons hemen yayınlandı! Polislerin Şubat'ı yakalamak için gittiği hastaneye kendisinin ve 'lolipop misali' tuttuğu mikrofonunun alınmaması üzerine, 'Muhabirim ben, olay yerini inceleyeceğim' dedi.
Bu nasıl bir ifade tarzıdır böyle?
HEPSİ FANTEZİ
İzlerken, tabir-i caizse, hop oturup hop kalktım yerimde. Elbette biliyorum bu bir dizi, Yağmur da bir dizi karakteri, anladınız bence Yüksel Bey siz benim hassasiyetimi!..
Öğrendim ki, Leyla ile Mecnun'un yapımcılarının imzası varmış Şubat'ta, 'Fantastik drama' türünde demişler yorumlarda... "Dizinin fantastik ayağını 'Acar Muhabir Yağmur' oluşturuyor demek ki" dedim bunu okuyunca, ya da ben kıvıramamışım bu işi hakkınca!
Rahatladım vallahi size yazınca!"[/SIZE][/COLOR][/FONT]