Şeflerin Düellosu İşkence Gibi Bir Yapım Ama Sonu Güzel Be Arkadaş

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Fks14
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Fks14

Konu Sahibi
Süper Emekli
Katılım
15 Şubat 2011
Mesajlar
55,491
Reaksiyon puanı
2,354
Puanı
809
[h=3]Gönül Gökmen / Televizyon Gazetesi.com[/h][url]www.twitter.com/ekinoba[/URL]
Geçen akşam bir değişiklik yaptım ve Show TV'deki 'Şeflerin Düellosu"nu izledim. Ama ne düelloydu... Adeta nefesim kesildi dersem, sakın inanmayın.
İlk yarım saat geçmek bilmedi. Ama "ön yargılı olma Gönül", dedim. Sık kendini, dayan illa ki bu programın bir yerinde adrenalin yükselecek.
Öyle ya programın adı iddialı, "düello" diyorlar. Kameralar sürekli hareketli. Sanırım kameramanlar çekim esnasında bir hayli heyecanlanıyorlar. Onlarda heyecan arttıkça benim başım dönüyor midem bulanıyor, ekrana bakamıyorum gözlerim yoruluyor. Gene de olsun, izlemeye devam diyorum. Onlar da kendilerinden istenileni yapıyorlar sonuçta. Yoksa hepsi birbirinden yetenekli belli. Stüdyo ışıkları falan da güzel. Şık bir ekran var aslında.
Gerilim müziği ile yemek programına heyecan katmak, iyi fikir mi?
Yarışmanın arasına serpiştirilen gerilim müziği olaya hepten gizem katıyor. Her an tencerenin içinden bir ejderha fırlayacak ve ağızından ateş püskürterek stüdyoyu yakacak sanki!
Öyle olmuyor tabii, tencereden hardal soslu, borcini mantarlı bonfile çıkıyor.
Altı üstü bir yemek programı yapıyorsunuz arkadaş. Bu ne tantana böyle? Stüdyodaki konu mankeni konumundaki seyircilere bakıyorsun, gariplerin sıkıntıdan yüzleri düşmüş, 'bitse de gitsek' modundalar...
Programın can alıcı bölümü de var elbet. Sonlara doğru şef yarışmacılar, mutfaklarını toparlıyorlar, kan ter içinde bulaşık yıkıyorlar. İşte ben o bölümde çok heyecanlandım!
Aslında gerçek şu ki yarışma, sadece orada yarışanları ve yakınlarını heyecanlandırıyor. Emin olun ekran başındakilerin hiç biri o heyecanı paylaşmıyor, valla bak!.. Kim yarışıyor, kim kazanıyor, kim kaybediyor pek kimsenin umurunda değil. Bence izleyenler sadece yemek tariflerini alıp kendi işlerine bakıyorlar.
Bir de jürideki hanımefendi Nalan Aksoy ile ilgili bir kaç sözüm olacak. 'Ablacım, belli bir yaştan sonra insan kendine yakışanı giymeli" diye düşünüyorum. Tamam cesur bir hatunsun ama, o cüretkar elbiselerle neyi amaçlıyorsun yemek programında, pek anlamış değilim.
Yeni bir TV yıldızı doğuyor.
Böyle bir programı ben "prime time"a uygun görmesem de, çiçeği burnunda sunucu Atılgan Poyrazoğlu'nu ayakta alkışlıyorum. Yaptığı dozunda espriler, sunumu, ekrandaki duruşu ve tavrı gerçekten takdiri hak ediyor. Aferin Atılgan, çok tuttum seni.
İnşallah çok farklı bir projede yer alırsın ve tüm yeteneklerini ortaya koyar, ekranların yeni "fenomeni" olursun. Ben sende o ışığı gördüm. Sanırım programın yapımcıları da sendeki o ışığı görmüş olacaklar ki bu programı, magazinsel bir isim yerine sana emanet etmişler. Çok da doğru yapmışlar. Hadi Atılgan göreyim seni, Acun "oldu", sen de olursun inşallah.
 
Atılgan Poyrazoğlu Acun'un en iyi arkadaşlarında biri zaten, eskiden Acun Medya'da çalışıyordu, yazarın dediği gibi önü açık...