- Katılım
- 27 Kasım 2012
- Mesajlar
- 21,249
- Reaksiyon puanı
- 8,283
- Puanı
- 1,061
- Yaş
- 30
... Edward, çocukluk arkadaşı. Yıllar önce mahalleden taşınmışlardı ve bir daha hiç görüşmemişlerdi. Ta ki bugüne kadar.
Matt: Edward?
Edward: Evet. İyi misin? Acın var mı?
Matt: Hafif biraz acı var. Ne yapıyosun burda? Burda mı yaşıyosun?
Edward: Evet.
Matt: AEvinize n'oldu?
Edward: Kaybettik. Hepsini.
Matt: Nasıl?
Edward: Otur anlatayım.
Oturdular. Edward anlatmaya başladı.
Edward: Babam taşındıktan sonra yeni işe girdi. İşteki bir arkadaşı yüzünden kumara bulaştı. Başlarda biraz kaybetti. Sonra eskisinden daha çok para kazandı. Ama babamı kumara alıştıran işteki arkadaşı babamın çok para kazandığını görünce diğerleriyle anlaşmış. Sonra bir gecede hileyle bütün paraları, malları almışlar. Ondan sonra babam borç yapmış. 6 ay önce de borç sahipleri eve gelip babamı öldürdüler. Ben görmedim öldüğünü. Evde yalnızmış. 1 ay önce de annem öldü. Ben de bugüne kadar babamın benim için bankada biriktirdiği paraları kullandım. Ama onlar da bitti.
Matt: Ne yapacaksın bundan sonra?
Edward: Bilmiyorum. Sen ne durumdasın?
Matt: Kötü. Annem öldü. Babam hapiste.
Edward: Hapiste mi?. Polis değil mi senin baban.
Matt: Evet.
Edward: Niye hapiste?
Matt: Boşver. Sen beni nerden buldun?
Edward: Sana çarpan bendim.
Matt: Ne? Param bitti dedin. Araban mı var?
Edward: Onu çalmıştım.
Matt: Ne?
Edward: Çalmıştım ve kaçıyodum. O anda sana çarptım.
Matt şok oldu. O da kendisi gibi bir suçluydu. Ama kendisi kadar değil. Tam o anda aklına bir fikir geldi.
Matt: Hey. Sana bir teklifim var.
Edward: Nedir?
Matt her şeyi anlattı bir anda hiç düşünmeden.
Matt: Babam adam öldürdüğü için hapiste. Ve ben de 2 polis bir de doktor öldürdüm. Ama benim öldürdüğüm bilinmiyor.
Edward: Ne? Neden öldürdün?
Matt: Babam istedi.
Edward: Baban neden böyle bi şey istedi?
Matt: Bilmiyorum. Öğreneceğim. 4 gün sonra görüşebilirim babamla.
Edward: Peki. Teklif falan diyodun. Ne teklifi?
Matt: Birlikte çalışalım. Bu iş hırsızlıkla falan yürümez.
Birkaç dakika sessizlikten sonra Edward konuşur.
Edward: Tamam. Seninleyim. Nerden başlıyoruz?
Matt: Önce çaldığın arabayı temizleyip bir yere bırakmaktan başlıyoruz.
Birlikte aracın içini sildiler ve içerdeki parmak izlerini yoketmeye çalıştılar. Aracı, etrafında bina olmayan bi yolda bırakıp Matt'in evine gittiler. Matt dün hap içmemişti. Eve gider gitmez hemen hapını içti. Posta kutusun kontrol ettiğinde bir kağıt buldu. Babasını avukatından gelen. Kağıtta babasının bütün malını Matt'e devredeceği yazıyordu. Matt avukatı aradı. Anlaştılar. 4 gün boyunca ise aynı kabusu görmeye devam etti:
"Saeger "Teşekkürler Matt" diye bağırıyodu sokakta ve Matt onu öldürüyordu. Ardından polisler..."
Artık kafayı yemek üzereydi bu kabus yüzünden. Teşekkürler lafına karşı bir nefreti doğmuştu.
Matt babasını ziyarete gitti.
Matt: Nasılsın baba?
Randy: İyiyim. Sen?
Matt: İyi.
Randy: Devir işlemleri tamam mı?
Matt: Sayılır.
Randy: Okudun dimi geçen haftaki yazıyı?
Matt: Ne yazısı? Ha. Evet.
Randy: Nasıldı?
Matt: Etkileyici
Randy: Sonuç ne?
Matt: 3 kişi
Randy: Ne? 3 kişi mi? Ne çabuk?!
Matt: İkisi 6 gün önce öteki 5.
Randy: Çok hızlı başlamışsın.
Matt: Sanırım.
Randy: (Fısıldayarak) İz falan bırakmadığına eminsin değil mi?
Matt: Evet.
Doktor olayını söylememişti. Çünkü tam emin değildi.
Randy: Haplarını alıyosun değil mi?
Matt: Evet.
Randy: Almaya devam et. Öfkeni kontrol edemiyosun çoğu kez.
Matt: Biliyorum baba.
Randy: Bunu seninle ilk kez paylaşacağım. Senin bu olaydan haberin yok çünkü. Senin için çok önemli. Aşırı öfkelendiğinde bir şeyler yapıyosun ve ne yaptığını hatırlamıyosun. Zaman atlamış gibi hissediyosun. Küçükken başına çok kez geldi bu olay. Büyüdüğünde haplarını daha düzenli aldığın için yaşamadın. O yüzden böyle bir olay yaşadığını hatırlamazsın.
Matt olayı şimdi anlamıştı. Doktoru öldürdüğü gün hapını almamıştı. Ama onu sinirlendiren şey neydi? Onu hatırlamıyordu.
Babasının yanından ayrıldı. Çıktığında Edward aradı.
Edward: Ben benim eski evdeyim. Birkaç parça eşya almam lazım. Taşımak için araba lazım. Sen de gel
Matt: Tamam. Geliyorum. Ama bir yere uğramam lazım.
Edward: Tamam. Çabuk ol.
Saeger'ı ziyarete gitti Matt. Hastaneye gitti. Saeger'ın odasına gitti. Odada kimse yoktu. Hemşireye sordu.
Matt: Buradaki adam n'oldu?
Hemşire: O taburcu oldu.
Matt: Ne zaman?
Hemşire: Bugün.
Matt: Peki.
Hastane'den ayrıldı. Edward'ın yanına doğru yol almaya başladı. Eve yaklaştığında evin etrafı polislerle sarılıydı. Edward eli kelepçeli bir şekilde evden çıkarılıp polis aracına kondu. Matt uzaktan izlemeye devam ederken polisler oradan ayrıldı. Matt tedirgin bir şekilde evine döndü. Kendi kendine düşündü:
"Acaba Edward benim hakkımdakileri anlatır mı? Neden anlatsın ki? Hem sormazlar ona polisler. Neden sorsun ki? Daha önce yaptığı hırsızlıklar yüzünden tutuklanmıştır bence. Benimle alakası yoktur olayın."
Eve vardı. Aracı garaja park edip garajın alt katından evin bodrum katına geçti ve yukarı evine çıktı. Hapını içti. Kapı çaldı. Açtı.
Saeger: Matt. Benim. Bugün taburcu oldum. Sana gelmiştim ama evde değildin.
Matt: Geçmiş olsun
Saeger: Teşekkür etmeye geldim. Beni sen hastaneye yetiştirdin. Teşekkürler Matt
"Teşekkürler Matt" lafını duyunca Matt başını öne eğdi, nefes alıp verişi hızlandı, her gece gördüğü o kabus aklına gelmişti. Saeger'ı yakasından tutup içeriye çekti ve yere fırlattı.
Devam Edecek...
Matt: Edward?
Edward: Evet. İyi misin? Acın var mı?
Matt: Hafif biraz acı var. Ne yapıyosun burda? Burda mı yaşıyosun?
Edward: Evet.
Matt: AEvinize n'oldu?
Edward: Kaybettik. Hepsini.
Matt: Nasıl?
Edward: Otur anlatayım.
Oturdular. Edward anlatmaya başladı.
Edward: Babam taşındıktan sonra yeni işe girdi. İşteki bir arkadaşı yüzünden kumara bulaştı. Başlarda biraz kaybetti. Sonra eskisinden daha çok para kazandı. Ama babamı kumara alıştıran işteki arkadaşı babamın çok para kazandığını görünce diğerleriyle anlaşmış. Sonra bir gecede hileyle bütün paraları, malları almışlar. Ondan sonra babam borç yapmış. 6 ay önce de borç sahipleri eve gelip babamı öldürdüler. Ben görmedim öldüğünü. Evde yalnızmış. 1 ay önce de annem öldü. Ben de bugüne kadar babamın benim için bankada biriktirdiği paraları kullandım. Ama onlar da bitti.
Matt: Ne yapacaksın bundan sonra?
Edward: Bilmiyorum. Sen ne durumdasın?
Matt: Kötü. Annem öldü. Babam hapiste.
Edward: Hapiste mi?. Polis değil mi senin baban.
Matt: Evet.
Edward: Niye hapiste?
Matt: Boşver. Sen beni nerden buldun?
Edward: Sana çarpan bendim.
Matt: Ne? Param bitti dedin. Araban mı var?
Edward: Onu çalmıştım.
Matt: Ne?
Edward: Çalmıştım ve kaçıyodum. O anda sana çarptım.
Matt şok oldu. O da kendisi gibi bir suçluydu. Ama kendisi kadar değil. Tam o anda aklına bir fikir geldi.
Matt: Hey. Sana bir teklifim var.
Edward: Nedir?
Matt her şeyi anlattı bir anda hiç düşünmeden.
Matt: Babam adam öldürdüğü için hapiste. Ve ben de 2 polis bir de doktor öldürdüm. Ama benim öldürdüğüm bilinmiyor.
Edward: Ne? Neden öldürdün?
Matt: Babam istedi.
Edward: Baban neden böyle bi şey istedi?
Matt: Bilmiyorum. Öğreneceğim. 4 gün sonra görüşebilirim babamla.
Edward: Peki. Teklif falan diyodun. Ne teklifi?
Matt: Birlikte çalışalım. Bu iş hırsızlıkla falan yürümez.
Birkaç dakika sessizlikten sonra Edward konuşur.
Edward: Tamam. Seninleyim. Nerden başlıyoruz?
Matt: Önce çaldığın arabayı temizleyip bir yere bırakmaktan başlıyoruz.
Birlikte aracın içini sildiler ve içerdeki parmak izlerini yoketmeye çalıştılar. Aracı, etrafında bina olmayan bi yolda bırakıp Matt'in evine gittiler. Matt dün hap içmemişti. Eve gider gitmez hemen hapını içti. Posta kutusun kontrol ettiğinde bir kağıt buldu. Babasını avukatından gelen. Kağıtta babasının bütün malını Matt'e devredeceği yazıyordu. Matt avukatı aradı. Anlaştılar. 4 gün boyunca ise aynı kabusu görmeye devam etti:
"Saeger "Teşekkürler Matt" diye bağırıyodu sokakta ve Matt onu öldürüyordu. Ardından polisler..."
Artık kafayı yemek üzereydi bu kabus yüzünden. Teşekkürler lafına karşı bir nefreti doğmuştu.
Matt babasını ziyarete gitti.
Matt: Nasılsın baba?
Randy: İyiyim. Sen?
Matt: İyi.
Randy: Devir işlemleri tamam mı?
Matt: Sayılır.
Randy: Okudun dimi geçen haftaki yazıyı?
Matt: Ne yazısı? Ha. Evet.
Randy: Nasıldı?
Matt: Etkileyici
Randy: Sonuç ne?
Matt: 3 kişi
Randy: Ne? 3 kişi mi? Ne çabuk?!
Matt: İkisi 6 gün önce öteki 5.
Randy: Çok hızlı başlamışsın.
Matt: Sanırım.
Randy: (Fısıldayarak) İz falan bırakmadığına eminsin değil mi?
Matt: Evet.
Doktor olayını söylememişti. Çünkü tam emin değildi.
Randy: Haplarını alıyosun değil mi?
Matt: Evet.
Randy: Almaya devam et. Öfkeni kontrol edemiyosun çoğu kez.
Matt: Biliyorum baba.
Randy: Bunu seninle ilk kez paylaşacağım. Senin bu olaydan haberin yok çünkü. Senin için çok önemli. Aşırı öfkelendiğinde bir şeyler yapıyosun ve ne yaptığını hatırlamıyosun. Zaman atlamış gibi hissediyosun. Küçükken başına çok kez geldi bu olay. Büyüdüğünde haplarını daha düzenli aldığın için yaşamadın. O yüzden böyle bir olay yaşadığını hatırlamazsın.
Matt olayı şimdi anlamıştı. Doktoru öldürdüğü gün hapını almamıştı. Ama onu sinirlendiren şey neydi? Onu hatırlamıyordu.
Babasının yanından ayrıldı. Çıktığında Edward aradı.
Edward: Ben benim eski evdeyim. Birkaç parça eşya almam lazım. Taşımak için araba lazım. Sen de gel
Matt: Tamam. Geliyorum. Ama bir yere uğramam lazım.
Edward: Tamam. Çabuk ol.
Saeger'ı ziyarete gitti Matt. Hastaneye gitti. Saeger'ın odasına gitti. Odada kimse yoktu. Hemşireye sordu.
Matt: Buradaki adam n'oldu?
Hemşire: O taburcu oldu.
Matt: Ne zaman?
Hemşire: Bugün.
Matt: Peki.
Hastane'den ayrıldı. Edward'ın yanına doğru yol almaya başladı. Eve yaklaştığında evin etrafı polislerle sarılıydı. Edward eli kelepçeli bir şekilde evden çıkarılıp polis aracına kondu. Matt uzaktan izlemeye devam ederken polisler oradan ayrıldı. Matt tedirgin bir şekilde evine döndü. Kendi kendine düşündü:
"Acaba Edward benim hakkımdakileri anlatır mı? Neden anlatsın ki? Hem sormazlar ona polisler. Neden sorsun ki? Daha önce yaptığı hırsızlıklar yüzünden tutuklanmıştır bence. Benimle alakası yoktur olayın."
Eve vardı. Aracı garaja park edip garajın alt katından evin bodrum katına geçti ve yukarı evine çıktı. Hapını içti. Kapı çaldı. Açtı.
Saeger: Matt. Benim. Bugün taburcu oldum. Sana gelmiştim ama evde değildin.
Matt: Geçmiş olsun
Saeger: Teşekkür etmeye geldim. Beni sen hastaneye yetiştirdin. Teşekkürler Matt
"Teşekkürler Matt" lafını duyunca Matt başını öne eğdi, nefes alıp verişi hızlandı, her gece gördüğü o kabus aklına gelmişti. Saeger'ı yakasından tutup içeriye çekti ve yere fırlattı.
Devam Edecek...
XanTier
Son düzenleme: