- Katılım
- 27 Kasım 2012
- Mesajlar
- 21,249
- Reaksiyon puanı
- 8,252
- Puanı
- 1,061
- Yaş
- 30
Randy. 40 Yaşında. Zeki ve başarılı bir polis. Eşi 3 hafta önce ölmüştü. 21 yaşında bir oğlu var. Adı Matthew. Arkadaşları ona Matt diyor. Oğluyla birlikte babasından kalan 2 katlı müstakil bir evde oturmaktadırlar.
Günümüz:
Polis ünlü bir çete'nin önemli bir üyesinin yerini öğrenir. Randy ve 8 kişi birlikte olay yerine giderler. Çatışma çıkar. Randy dışında diğer herkes vurulur. Karşı taraftan ise 3 kişi kalır. Hayatta kalan polislerden biri Jack'tir.
Jack: Randy! Geri çekil! Boşver! Canın daha önemli. Boşver. Destek geliyo! Geri gel. Randy dur!
Randy koşarak içeri girer karşısına çıkan ilk kişiyi vurur. 2. kişiyi de vurur. Artık sadece bir kişi kalmıştı. Onun odasına girer.
Randy: Ne? Nasıl olur? O sensin! Bırak Silahını. Silahı ver bana!
Adam silahı vermez. Randy adamın elinden silahı kapar ve adama silahın dibiyle vurur.
Randy: Otur.
Adamı oturttuktan sonra Randy adamın diz kapağına şarjörde kalan 9 mermiyi boşaltır. Artık bacağı kopmak üzeredir. Randy adamın bacağını çeker ancak kopmaz. Dışarı çıkar ve bir taş alır. O sırada dışarda yerde yatan Polis'ler ne olduğunu anlamaya çalılşırken Randy geri döner ve adamın bacağına taşla vurarak koparır. koparır. Kan fışkırmaktadır adamın bacağından. Adam acı içinde bağırırken Randy kopardığı bacakla Adama sertçe vurur. Adam yere düşer.
Adam: Dur. Sen ne biçim Polissin? Neden böyle yapıyosun? Dur! Lütfen yapma.
Randy: Sus!
Randy adamın kafasından tutar ve boynunu kırar. Ardından sarjör değiştirir ve adamın kafasına 4 kez ateş eder. Destek ekip gelmeden oradan uzaklaşır. 3 gün sonra gidip teslim olur.
Polis: Randy. Bunu sen mi yaptın? Neden?
Randy: Haketmişti.
Polis: Ne yaptıki sana? Sana ne yaptı dedim. Cevap ver! Randy!
Randy: Haketti dedim sana!
Randy çıkarıldığı ilk mahkemede suçunu kabul eder ve müebbet hapse mahkum edilir. Ziyaret gününde oğlu Matt gelir.
Matt: Baba. İyi misin?
Randy: İyiyim. Sen?
Matt: Ben de. Neden yaptın bunu?
Randy: Öğreneceksin.
Matt: Anlat o zaman.
Randy: Anlattım zaten.
Matt: Ne? Ne Zaman?
Randy: Dün.
Matt: Dün eve bile gelmedinki.
Randy: (Elindeki kağıdı tellerin arasından Matt'e atar) Al bu kağıdı. Şimdi açma. Eve gidince aç.
Matt: Tamam. Baba. Ben ne olacağım?
Randy: Bu kağıtta her şey yazıyor. Artık hayatın tamamen değişecek.
Gardiyan: Ziyaret bitmiştir!
Matt eve gider. Ve Randy'nin verdiği kağıdı açar. Şunlar yazmaktadır:
"Hani hep pikniğe gittiğimiz yer varya. İşte orada bir kulübe var. Kulübe'nin kapısının olduğu tarafın arkasına bir şeyler gömdüm. Gece oraya git. Orayı kaz. Orada hayatını değiştirecek ve çok işine yarayacak önemli şeyler var. Baban seninle gurur duyacak.
Günümüz:
Polis ünlü bir çete'nin önemli bir üyesinin yerini öğrenir. Randy ve 8 kişi birlikte olay yerine giderler. Çatışma çıkar. Randy dışında diğer herkes vurulur. Karşı taraftan ise 3 kişi kalır. Hayatta kalan polislerden biri Jack'tir.
Jack: Randy! Geri çekil! Boşver! Canın daha önemli. Boşver. Destek geliyo! Geri gel. Randy dur!
Randy koşarak içeri girer karşısına çıkan ilk kişiyi vurur. 2. kişiyi de vurur. Artık sadece bir kişi kalmıştı. Onun odasına girer.
Randy: Ne? Nasıl olur? O sensin! Bırak Silahını. Silahı ver bana!
Adam silahı vermez. Randy adamın elinden silahı kapar ve adama silahın dibiyle vurur.
Randy: Otur.
Adamı oturttuktan sonra Randy adamın diz kapağına şarjörde kalan 9 mermiyi boşaltır. Artık bacağı kopmak üzeredir. Randy adamın bacağını çeker ancak kopmaz. Dışarı çıkar ve bir taş alır. O sırada dışarda yerde yatan Polis'ler ne olduğunu anlamaya çalılşırken Randy geri döner ve adamın bacağına taşla vurarak koparır. koparır. Kan fışkırmaktadır adamın bacağından. Adam acı içinde bağırırken Randy kopardığı bacakla Adama sertçe vurur. Adam yere düşer.
Adam: Dur. Sen ne biçim Polissin? Neden böyle yapıyosun? Dur! Lütfen yapma.
Randy: Sus!
Randy adamın kafasından tutar ve boynunu kırar. Ardından sarjör değiştirir ve adamın kafasına 4 kez ateş eder. Destek ekip gelmeden oradan uzaklaşır. 3 gün sonra gidip teslim olur.
Polis: Randy. Bunu sen mi yaptın? Neden?
Randy: Haketmişti.
Polis: Ne yaptıki sana? Sana ne yaptı dedim. Cevap ver! Randy!
Randy: Haketti dedim sana!
Randy çıkarıldığı ilk mahkemede suçunu kabul eder ve müebbet hapse mahkum edilir. Ziyaret gününde oğlu Matt gelir.
Matt: Baba. İyi misin?
Randy: İyiyim. Sen?
Matt: Ben de. Neden yaptın bunu?
Randy: Öğreneceksin.
Matt: Anlat o zaman.
Randy: Anlattım zaten.
Matt: Ne? Ne Zaman?
Randy: Dün.
Matt: Dün eve bile gelmedinki.
Randy: (Elindeki kağıdı tellerin arasından Matt'e atar) Al bu kağıdı. Şimdi açma. Eve gidince aç.
Matt: Tamam. Baba. Ben ne olacağım?
Randy: Bu kağıtta her şey yazıyor. Artık hayatın tamamen değişecek.
Gardiyan: Ziyaret bitmiştir!
Matt eve gider. Ve Randy'nin verdiği kağıdı açar. Şunlar yazmaktadır:
"Hani hep pikniğe gittiğimiz yer varya. İşte orada bir kulübe var. Kulübe'nin kapısının olduğu tarafın arkasına bir şeyler gömdüm. Gece oraya git. Orayı kaz. Orada hayatını değiştirecek ve çok işine yarayacak önemli şeyler var. Baban seninle gurur duyacak.
Matt babasının tarif ettiği yere gece karanlığı çökünce giti. Kağıtta söylediği kulübeyi buldu.yeri biraz eşeleyince bir zarf buldu. Zarfı açtı. Zarfta şunlar yazmaktaydı:
"Oğlum. Bu zarfı ben o adamı öldürmeden önce senini çin hazırlamıştı. Sebebi aşağıda yazılı. Ama başlamadan kulübeden el feneri, kazma, kürek al..."
Matt kulübeden eşyaları aldı. O sırada aklından binlerce şey geçirdi. Babası neden böyle bir şey yapıyordu? Okumaya devam etti:
"... Şimdi kazma kürekle bu zarfı aldığın yeri kazmaya başla. Bir şeye ulaşacaksın..."
Matt kazma devam etti. Biraz kazdıktan sonra bir bacak buldu. Kopmuş bir bacak. Kimin bacağıydı bu? Okumaya devam etti:
"... Orada bir bacak var. Benim öldürdüğüm adamın bacağın o. Bacağını koparmıştım..."
Matt şok olmuştu. O sırada arkadan bir çıtırtı duydu. El feneriyle ışık tutunca orada birini gördü. Panikledi. Adam kendisine yaklaşıyordu.
Adam: Lan velet. Paran var mı?
Matt: Param yok.
Adam: Ver lan paranı. Versene lan.
Matt: Yok param falan. Ne yapacaksın parayla?
Adam: Bira alacam. Paranı ver lan!
Matt panikle ne olduğunu anlamaya çalıştı. Adam sarhoş gibiydi. Onu itip düşürebilirdi. Ve itti. Adam düştü. Ama yeniden kalktı. Adam cebinden bir çakı çıkardı.
Adam: Lan sen kimi itiyon? Gel lan buraya.
Matt hemen küreği kaptı ve adama doğru tuttu. Adam Matt'e bir hamle yaptı ancak Matt kürekle adamın eline vurdu. Çakı düştü. Matt kürekle adamın bacağına vurdu. Adam yere düştü. Yerdeyken kürekle başına vurdu. Adam hareketsiz yatıyordu. Ölmüş müydü? Hayır. Nefes alıyodu. Matt sakinleşmeye çalıştı. Ne olup bittiğini anlamaya çalışıuordu. Az önce birkaç kemik bulmuştu. Şimdi ise bir adamı kürekle dövmüştü. Unutamayacağı bir geceydi. Matt sakinleşince kağıdı okumaya devam etti:
"... Sana o adamı neden öldürdüğümü söyleyim. Çünkü o adam anneni öldüren kişiydi..."
Matt şok olmuştu. Çünkü annesini trafik kazasında öldüğünü sanıyordu. Babası öyle demişti çünkü. Ama artık her şeyi öğrendi. Şok olmuştu. Şaşkınlık içinde okumaya devam etti:
"...Annen evde yalnızdı.. O adam gelip anneni öldürmüş. Ben geldiğimde anneni ölü buldum. Birden arkamdan birisi bana vurdu. Önüme döndüğümde o adamın yüzünü gördüm. Kafama bir şeyle vurup beni bayılttı. Kendime geldiğimde annen yoktu. Anneni nereye götürüdüğünü bilmiyorum. Ama adamın yüzünü çok iyi hatırlıyordum. Ama Polislere söylemedim. Onu kendim öldürmek istiyordum. Ve cinayeti işlediğim ana kadar o adamın bizim polislerle yakalamaya gittiğimiz adam olduğunu bilmiyordum. Onu görünce hatırladım. Sözümü tuttum..."
Matt artık gerçekleri öğrenmişti. Babası neden böyle bir şey yaptığını öğrendi. Ama öğrendiğine pişman oldu. Çünkü önceden daha mutluydu. Hayatı boyunca asla unutamayacağı bir geceydi bu gece. Babasının son cümlelerini okumaya devam etti:
"Oğlum. Bu zarfı ben o adamı öldürmeden önce senini çin hazırlamıştı. Sebebi aşağıda yazılı. Ama başlamadan kulübeden el feneri, kazma, kürek al..."
Matt kulübeden eşyaları aldı. O sırada aklından binlerce şey geçirdi. Babası neden böyle bir şey yapıyordu? Okumaya devam etti:
"... Şimdi kazma kürekle bu zarfı aldığın yeri kazmaya başla. Bir şeye ulaşacaksın..."
Matt kazma devam etti. Biraz kazdıktan sonra bir bacak buldu. Kopmuş bir bacak. Kimin bacağıydı bu? Okumaya devam etti:
"... Orada bir bacak var. Benim öldürdüğüm adamın bacağın o. Bacağını koparmıştım..."
Matt şok olmuştu. O sırada arkadan bir çıtırtı duydu. El feneriyle ışık tutunca orada birini gördü. Panikledi. Adam kendisine yaklaşıyordu.
Adam: Lan velet. Paran var mı?
Matt: Param yok.
Adam: Ver lan paranı. Versene lan.
Matt: Yok param falan. Ne yapacaksın parayla?
Adam: Bira alacam. Paranı ver lan!
Matt panikle ne olduğunu anlamaya çalıştı. Adam sarhoş gibiydi. Onu itip düşürebilirdi. Ve itti. Adam düştü. Ama yeniden kalktı. Adam cebinden bir çakı çıkardı.
Adam: Lan sen kimi itiyon? Gel lan buraya.
Matt hemen küreği kaptı ve adama doğru tuttu. Adam Matt'e bir hamle yaptı ancak Matt kürekle adamın eline vurdu. Çakı düştü. Matt kürekle adamın bacağına vurdu. Adam yere düştü. Yerdeyken kürekle başına vurdu. Adam hareketsiz yatıyordu. Ölmüş müydü? Hayır. Nefes alıyodu. Matt sakinleşmeye çalıştı. Ne olup bittiğini anlamaya çalışıuordu. Az önce birkaç kemik bulmuştu. Şimdi ise bir adamı kürekle dövmüştü. Unutamayacağı bir geceydi. Matt sakinleşince kağıdı okumaya devam etti:
"... Sana o adamı neden öldürdüğümü söyleyim. Çünkü o adam anneni öldüren kişiydi..."
Matt şok olmuştu. Çünkü annesini trafik kazasında öldüğünü sanıyordu. Babası öyle demişti çünkü. Ama artık her şeyi öğrendi. Şok olmuştu. Şaşkınlık içinde okumaya devam etti:
"...Annen evde yalnızdı.. O adam gelip anneni öldürmüş. Ben geldiğimde anneni ölü buldum. Birden arkamdan birisi bana vurdu. Önüme döndüğümde o adamın yüzünü gördüm. Kafama bir şeyle vurup beni bayılttı. Kendime geldiğimde annen yoktu. Anneni nereye götürüdüğünü bilmiyorum. Ama adamın yüzünü çok iyi hatırlıyordum. Ama Polislere söylemedim. Onu kendim öldürmek istiyordum. Ve cinayeti işlediğim ana kadar o adamın bizim polislerle yakalamaya gittiğimiz adam olduğunu bilmiyordum. Onu görünce hatırladım. Sözümü tuttum..."
Matt artık gerçekleri öğrenmişti. Babası neden böyle bir şey yaptığını öğrendi. Ama öğrendiğine pişman oldu. Çünkü önceden daha mutluydu. Hayatı boyunca asla unutamayacağı bir geceydi bu gece. Babasının son cümlelerini okumaya devam etti:
"...Oğlum. Senden istediğim..."
Ölüm İle Yaşam | 3. Bölüm
"... şeye gelmeden önce kazdığın yerden bir çuval çıkarmış olman lazım. O çuvalın içinde bir poşetin içinde bir anahtar ve bir ruhsat var. Piknik alanını girişindeki "XJ 6137" plakalı mavi renkli BMW X6 aracının anahtarı ve ruhsatı. Onlar artık senin. Araba artık senin. Onu iyi koru. Çok işine yarayacak. Çuvalda işine yarayacak bir kaç parça eşya da var."
Matt çuvalı inceledi. Yaklaşık 180 bin dolar vardı. Dedesinini paraları olmalıydı bunlar. Ayrıca maske eldiven gibi şeyler vardı. Anlamamıştı. Anlamak umuduya okumaya devam etti:
"...Senden istediğim şeye gelecek olursak babanın polis olmasına aldırma. Büyük bir katil ol. Evet katil. Nasıl katil olucam? diyorsan ben yardımcı olacağım. Merak etme. Bu dünyanın tadını çıkar. Diğer insanları düşünmenin zamanı geçti. Artık kendi keyfin için yaşama zamanı. Sen en başarılı ve en gizli katil olacaksın. Senin kimliğini kimse bilmeyecek. Kendinden başka kimse bilmeyecek. Şimdi ilk iş olarak kendine bir takma isim bul..."
Katil. Babası katil olmasını istemişti. Bir katil nasıl olunur ki? Çok şaşkındı. Filmlerdeki gibi bir seri katil mi olacaktı?
"... Şimdi söyleyeceklerime çok dikkat et. Haplarını almayı sakın ihmal etme. Bu konuda taviz verme. Sana bıraktığım parayla haplarını da alırsın. Şimdi toparlan. Kazdığın çukuru kapat..."
Matt şaşkınlık içinde babasının yazdıklarını düşünürken bir yandan da kazdığı çukur kapatıyordu. Hem korku hem endişe duyguları karışmıştı. Aklından geçen tek şey ise nasıl bir katil olacağı. Babası istediği için katil olabilecek miydi? Çok zor bir seçim olacaktı onun için.
"...Oğlum son sözlerimi yazıyorum. Artık yavaş yavaş gidebilirsin arabana doğru..."
Matt babasının öldürdüğü adamın bacağını çuvala koyduktan sonra yavaş yavaş arabasına doğru yürümeye başladı sırtında çuvalıyla bir yandan da okuyarak:
"...Artık bütün hayatın değişecek. Eskisinden çok daha dikkatli olman gerekiyor. Hiç bir iz bırakmamalısın arkanda. Şimdi arkana bak. Orada kazılmış gibi duruyor mu? Öyle durmuyorsa sen bu işi başardın demektir..."
Matt arkasını dönüp baktı. Biraz belli oluyrodu kazıldığı ancak kolayca anlaşılmayacak seviyedeydi. Zaten geceydi kimse görmemişti onu. O sarhoş adam hariç. Kendi kendine söylendi. "Adam sarhoştu ve şimdi fosur fosur uyuyor. Hatırlamaz bile."
Çuvalı yanına koydu ve arabasına bindi. Aklında bütün gece yaşadıkları vardı. Güneş doğmaya başlamıştı. Eve vardı. Gider gitmez karnını doyurdu. Duş aldı. Kendine gelmeye çalıştı. Hapını alma saati gelmişti. Ama hapı bitmişti. Eczane'ye gitmek için evden çıktı. Arabasını çalıştırdı ve harekete geçti. Gece olan bir olaydan ötürü yollarda sürekli çevirmeler gördü. 2 tane çevirmeden geçti. 3.'sünde durdurdular. 3 tane polis vardı Birisi cama yaklaştı.
Polis: Ehliyet, ruhsat lütfen.
Matt: (Ehliyet ve ruhsatı uzatarak) Buyrun.
Polis kontrolleri yaptıktan sonra ehliyet ve ruhsatı geri verdi. Matt harekete geçti. Tam o sırada anons geçildi:
"Şehir dışında piknik yerinde ölü bulunan adamın bulunduğu bölgede, öldüğü tahmin edilen saatte o bölgede olan araç mavi rekli bir BMW X6, plakası belirsiz. Tekrar ediyorum. Mavi rekli bir BMW X6, plakası belirsiz."
Bunu duyan polisin aklına Matt'in aracı geldi. Hemen 2 polis bir araca atladılar ve onun arkasından takibe başladılar. Polisler aracın plakasını okumaya çalışıyorlardı ancak uzakta olduğu için göremiyorlardı. Matt gaza köklendi ve polislerden kaçmaya başladı. Yaklaşık 10 dakika boyunca kaçtı. Sonuçta kırsal bir alana gelmişlerdi. Matt aracını durdurdu. Polisler arkasına geldi ve durdu. Polisler indi ve silahlarını çekip Matt'in aracına doğrulttular. Arabaya doğru yürümeye başladılar. Ama içerisini göremiyorlardı. Çünkü siyah camlı bir arabaydı Matt'in ki. Polislerden biri sağ öteki sol kapının önüne gelmişlerdi. Sağ kapıyı açmak için Polis elini uzattı ve...
Devam Edecek...
Son düzenleme: