Çift Başlılık Atatürk İle İnönün Bile Arasını Açtı!

Polat Şaşmaz

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
15 Aralık 2011
Mesajlar
61,349
Reaksiyon puanı
33,591
Puanı
1,061
Konum
Türkiye Yüzyılı
Türkiye'nin 1923'ten bu yana en büyük sorunlardan biridir çift başlı yönetim. Bu sistem tarihte her zaman sorun oluşturmuştur. Öyle ki tarihte bu sistem nedeniyle sorun yaşamayan bir Başbakan, bir Cumhurbaşkanı dahi yoktur.

Tek başına Cumhurbaşkanı - Başbakan kavgaları dahi sistemi sorgulamak için yeterlidir.

Çift başlılığın en kötü sonuçlarından biri de devlete yapılan yatırımların durması, ve hatta devleti her anlamda geriye götürmesidir.

Çift başlılıktan Atatürk bile etkilenmiştir. İşte Atatürk ve İnönü'nün kafa kafaya geldiği ve Atatürk'ün kadrolarının devletten atıldığı o büyük kriz:

Krizin nedenleri: Başbakan İsmet İnönü 1936 yılında, CHP genel sekreteri Recep Peker'i faşizmi incelemek için İtalya'ya gönderdi.

Peker, İtalya dönüşünde TBMM'nin de üzerinde bir 'Faşizm Konsey' kurulmasın diye rapor yazdı.

İnönü, bu raporu onayladı ve imzalaması için Atatürk'e gönderdi. Mustafa Kemal öneriyi reddettti ve şöyle dedi:

'Başvekil hazretleri anlaşılan yorgunluktan raporları okumadan imzalıyor'

Atatürk'ün bu tavrına İnönü'nün yanıtı sert oldu. 'Koskoca memleket bir rakı sofrasından mı yönetilecek!'

Bunun üzerine aralarında gerginlik oluştu ve Dersim olaylarının bastırılması sırasında ise düşünce ayrılıkları belirdi. Mustafa Kemal, İnönü'yü 1937 senesinde CHP Genel Başkan Vekilliği ve Başbakanlık görevlerinden aldı.

Krizin Sonuçları: 1938'de Mustafa Kemal vefat edince İnönü, Cumhurbaşbakanı oldu ve Atatürk'ün tüm kadrolarını devletten tasfiye etti. Bu surede bürokrasi de açık oluştu. Milli ve yerli sanayi hamleleri zayıf kaldı ve ekonomik atılımlar kesildi.

d41261391523d3e7d75217152671e010.jpg
 
komediye for :F ne olacaktı yani herkes bir ağızdan aynı sözleri söyleyip onaylamak zorunda mı nazi toplumu mu bu:))) demokrasi zaten budur herkes aynı şeyi düşünmek zorunda olsa adı demokrasi olmaz:)) Ayrıca akp nin zaten başkanlık fiili olarak var referandum sadece resmiyete dökecek demesine rağmen daha geçen haftalarda Hollanda kriziyle ilgili Binaliyle RTE farklı şeyler söyledi sonra Binali çark etti görüş ayrılığı hep olacaktır bunu engelemek içinsistem değişikliği değil rejim değişikliği gerekir:)
 
Erdoğan'ın parmağı var, diktatör Erdoğan, farklı görüş, Erdoğan istifa... Bunun gibi yüzlerce mesaj yazacaklar olacaktır.

Bu sistemin yanlış bir sistem olduğunun en büyük kanıtıdır. Bu da yetmediysd 1970-1980 arasına bakmak yeterlidir o da mı yetmedi? O zaman Cumhurbaşkanı A.N.Sezerin, Başbakan Bülent Ecevit'e attığı kitapçığa bakmak yeterli olabilir.
 
Erdoğan'ın parmağı var, diktatör Erdoğan, farklı görüş, Erdoğan istifa... Bunun gibi yüzlerce mesaj yazacaklar olacaktır.

Bu sistemin yanlış bir sistem olduğunun en büyük kanıtıdır. Bu da yetmediysd 1970-1980 arasına bakmak yeterlidir o da mı yetmedi? O zaman Cumhurbaşkanı A.N.Sezerin, Başbakan Bülent Ecevit'e attığı kitapçığa bakmak yeterli olabilir.
Tarihten eminsindir inşallah.
 
Son 2 yıla kadar iyi giden, ülkeyi herkesten korkacak bir ekonomik güce getiren sistem nasıl bir anda pis oldu anlayamadım doğrusu.
 
ABD dışında, (ki o da 300 küsür yıllık kurucu sistemden şaşmadıkları için, üstelik Türk tipi dediklerinden dağlar kadar daha demokratik) kayda değer tek bir ülkede olmayan bir sistemden bahsediyoruz. Bütün dünya aptal, bir tek bunlar akıllı. Eğer bir ülkede koalisyona yatkınlık varsa o ülkenin siyasi demografisi çeşitlidir. Bu da yüzde 50 yi alanın tüm gücü ele geçirmesine terstir. Sanıyorlar ki başkanlıkla birlikte sorun hiç çıkmayacak, neler göreceğiz neler...

Öte yandan Atatürk ve İsmet İnönü olayına gelirsek. Atatürk başkanlığı getirseydi ve tut ki hastalandıktan sonra kız kardeşini başkan yardımcısı yapsaydı, ne olurdu? Atatürk hayatını kaybettikten sonra seçilmemiş hatta lise mezunu bile olmayan bir kişi ülkenin Başkanı seçilirdi, işte biz buna da karşıyız. Atatürk gelecekte başa geçecek olanların başkanlığı diktatörlüğe evireceğini göremeyecek kadar yedi düvel tarafından kandırılan birisi değil, bu dehayı birileriyle karıştırmayın, bunlar yarın çıkar başkanlıkla hata yapmışız milletim bizi affetsin der sizin göstereceğiniz en büyük tepki alkış olur. Atatürk her daim meclisin tek güç olması için çalışmış bir adamdır. Unutulmamalıdır ki "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." Millet ise mecliste temsil edilir, meclisin gücü ne kadar fazlaysa milletin gücü de o kadar fazladır.

Sizler yarın çıkıp da başkan ile meclis de çiftbaşlılık yapıyor, o halde meclisi kapatalım sadece başkan bizi yönetsin diyecek duruma gelmişsiniz, o yüzden boşuna demokrasi tartışmaya lüzum yok.
 
Şimdi 1) Hem Atatürk'e tek adam diyenler şimdi çift başlılık vardı diyorlar dünya böyle bir R görmedi. :D

2) Şimdi çift başlılık olmayacak mı? Cumhurbaşkanı A partisinden meclis çoğunluğu B partisinden olma ihtimali yok mu? Eee al sana yine çift başlılık ne anladım bu işten.

Kaldı ki çift başlılık iyidir çoğulcu yönetim iyidir evet prosedürler çok olur belki ama en sağlıklı kararlar verilir. Tartışılan bu sistemde ise tek bir kişi kanun yazıp çıkartacak, tartışılmayacak bile. Doğrusuyla yanlışıyla geçecek o kanun. Cezasını, vebalini halk çekecek...

Valla tek bir adama bu kadar yetki verenler eğer o tek adam bir gün bir hata yapar cezasını halk çekerse o zaman o yetkiyi o adama veren halk da çok büyük kul hakkına girer. Gönlüm, vicdanım ne olursa olsun rahat olacak...
 
Mustafa Kemal Atatürk'ün çok partili sisteme geçmek istemesinin nedeni de bu değil miydi zaten. Tek başına karar verirken başka muhalefetlerin de kendisine karşı doğruyu yanlışı söyleyebilmesini istemeseydi. O sebeple konu tezi elinde çürüyor.
 
Demokrasi tek bir kişinin istediği her şeyi yapabilmesi değildir, olmamalıdır.
Aynen. Demokrasi dediğin Cumhuriyetçilerin elindeyken %40 bile alırken her şeyi yapmasıdır.

Demokrasi neymiş arkadaş? Biri kalkar yüzdelik verir, biri kalkıp herkesi kucaklaması der say say bitmez... Ama demokrasi çoğunlukçudur keşke çoğulcu olsa ama ne yapalım bizim ülkenin demokrasi anlayışı da bu.