Çalışmazsam Depresyona Giriyorum

xemrexxx

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
18 Mart 2012
Mesajlar
186,880
Reaksiyon puanı
149,201
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
[h=2]Hollanda'dan çıkıp geldi, pop müzik dünyasına bomba gibi düştü. Şarkıları kadar kendine has tarzıyla da dikkat çeken Atiye, geçtiğimiz günlerde ELLE Shopping Book için objektif karşısındaydı... Moda çekiminin arasında soruları da yanıtlayan dinamik şarkıcı, 'Çalışmazsam depresyona giriyorum, hatta kendimi gereksiz hissediyorum' dedi.[/h]


Atiye ile çekimdeyiz... Onun saç ve makyajı yapılırken, 'burnumuzun dibinde' oturduğu halde dedikodusunu ediyoruz. Herkesin çok sevdiği, hayranlarının üzerinde titrediği, kendi ailelerinden biriymiş gibi sahip çıktığı bu güler yüzlü, bıcır bıcır Atiye'nin hiç mi kötü huyu yok?
Onu çok iyi tanıyan, günü bizimle geçiren ekip arkadaşı 'Bazen kararsız olabiliyor' diye ilk tüyoyu veriyor. Zaman zaman bir konuda karar alma süresi üç-dört gün kadar uzuyormuş.
Ya başka? İkinci ipucu geliyor: 'Mutsuz veya keyifsiz olduğunda bunu gizleyemiyor, hissettikleri yüzünden hemen okunuyor, enerjisi düşüyor, sessizliğe bürünüyor ve hatta içine kapanıyor...'
Makyajının bitmesini bekleyen Atiye bu yorumların hiçbirine itiraz etmiyor; ne bir söz, ne de bir bakışla. Hatta kendi de kulak kabartmış, merakla 'kendini dinliyor'.
Ya evdeki Atiye, o nasıl biri? Misafir ağırlamaya bayılıyor... Yedirmeyi-içirmeyi seviyor. Kendi de iyi yiyor! Ve bir şey yapmadığında depresyona giriyor! Sohbetin bu noktasında ilk defa sessizliğini bozan Atiye, biraz ayrıntı veriyor: 'Aynen öyle, çalışmazsam depresyona giriyorum. İki hafta konser vermesem kendimi gereksiz hissediyorum!' Neyse ki bugünlerde çok yoğun, ajandası dolu!

İNSANLAR BENİ SAMİMİ BULUYOR
Madem sohbete dahil oldu, Atiye'ye kendisine en sık hangi iltifatın yapıldığını soruyorum, 'İnsanlar beni samimi buluyorlar' diyor. Hayranlarının en çok şarkıları, sahne performansı ve dansıyla ilgili yorumlar yaptığını söylüyor, 'Tüm iltifatlar benim için çok değerli' diye de altını çiziyor.
Yanılıyorsam düzeltsin istiyorum; hakkında hiç olumsuz haber çıkmadı gibi... Hiç eleştirilmedi mi? Yanıldığım konusunda ısrar ediyor: 'Hakkımda olumsuz yorumlar da yapıldı. Ancak hepsine iyi tarafından bakmaya çalışıyorum. Bu eleştirinin haklı bir yanı var mı diye düşünüyorum. Durumumu ona göre değerlendiriyorum.'

HOLLANDA'DA KALSAM BALERİN OLURDUM
Sohbetimizin bir kısmında 'Hollanda'da kalsaydım ya balerin ya da dansçı olurdum' diyor. Ancak bu olmadığı için mutlu. İstanbul'u bir başka sevdiğini söylüyor. Ve müziksiz bir hayat düşünemiyor.
Peki güzel sesini kime borçlu? 'Annemin sesini çok beğeniyorum. Babamın da ritim duygusu çok gelişmiş' diyor. Anne ve babası kızları konusunda objektif olabiliyor mu: 'Babam olamıyor! Çünkü yaptıklarım genelde hoşuna gidiyor. Annem beni daha kolay eleştirebiliyor. Beni çok iyi tanıdığını bildiğim için de söylediklerini önemsiyorum.'

BEN SAHNEDE
OLDUĞUM GİBİYİM
Sahne dışındaki, günlük hayattaki Atiye, kliplerinde ve konserlerinde olduğu kadar neşeli ya darenkli mi? 'Hayattan keyif alabilmek çok önemli. Zor bir mesleğim var' diyor. İnsanın sesi güzelse, müziği seviyorsa, isim yaptıysa, nesi zor? Atiye bu soruya da şöyle yanıt veriyor: 'Bu mesleğin en zor kısmı beklentiler... İnsanların, hayranlarının beklentisi var evet, ancak daha da önemlisi, kendi beklentilerim.' Bir an duraksıyor, ardından 'Hayallerimi gerçekleştirmek istiyorum!' diye ekliyor.
Ben dünya çapında başarılı olmak gibi büyük hayalleri dillendirecek diye beklerken; o önce bir şarkıyı, ardından bir klibi nasıl kafasında canlandırdığını anlatıyor. Yani daha çok yaşadığı anla ilgili, kısa vadeli hayallerden söz ediyor. Tabii ki en büyük amacı müzikte kalıcı olmak. Hata yapmaktan çekiniyor. Nasıl bir hata yapabilir ki? 'Mesela şarkıyı istediğim gibi okumayabilirim. Veya konserde istediğim kadar enerjik olmayabilirim' diyor.
Hemen bir itiraf daha geliyor: Konserlerde, sahnedeki performansını belirleyen aslında seyircilerin/dinleyicilerin 'performansı'... Konser alanındaki insanların coşkusu, enerjisi, tepkisi, katılımcı olması onu motive ediyor. Bunlar olmazsa, o da tam istediği gibi olamayabiliyor. O nedenle üniversite konserlerini çok seviyor. Kendini sahnede çok rahat ve özgür hissettiğini anlatıyor. 'Sahnede olduğum gibiyim' diyor. Kendini en iyi şarkılarıyla ifade ettiğine inanıyor.

RÜYA TABİRLERİ
KİTABIM BİLE VAR
Yoğun iş temposuna yenik düşmemesi için kendine iyi bakması şart. Uykuyu çok önemsiyor. Çok rüya görüyor mu? Ve bunları yorumlamayı seviyor mu? 'Hem de çok' diyor, yeter ki gördüğü rüyayı hatırlasın: 'Rüya tabirleriyle ilgili kitaplarım dahi var!' diyor.
Şarkıları için rüyalardan da ilham alıyor olabilir mi? 'Kendi yaşadıklarımdan ve çevremdeki insanların hikayelerinden ilham alıyorum' diyor.

AŞK ÜRETKENLİĞİ
OLUMSUZ ETKİLİYOR
Ya aşk... Aşk Atiye'yi daha üretken ve yaratıcı yapıyor mu? 'Hayır, tam tersi. İnsan mutlu olduğunda hüzünlü şarkı yazması çok zor. Üstelik mutlu olduğumda bunu duyurmaya, bağırmaya gerek duymuyorum. Ancak kötü bir şey yaşadığımda onunla ilgili yazmak beni rahatlatıyor' diyor.
Müzik hayatıyla ilgili her şey yolunda gittiğine göre, özel hayatında durum ne? Mutluluğunun bağırmaya gerek olmadığını hissettirdiği bir dönemde mi yoksa 'hüzünlü şarkılar' aşamasında mı? 'Özel hayatımda da çok mutluyum' diyor ama sır vermiyor. Mutluyum derken ne kastettiğini öğrenmek için ısrar ediyorum, hayatında biri var mı yok mu? Mutluluğunun sebebi ne? 'Ben her durumda mutluyum' diyor. Bu konuda tahminler yürütmemiz gerekecek...
MİNİ ETEK BANA YAKIŞMIYOR

Madem ELLE Shopping Book'un kapak kızı oldu, sormak şart: Alışveriş de onu mutlu ediyor mu? Nasıl alışveriş yapıyor? 'Fotoğraf ve klip çekimlerim konusunda çok düşünür ve titizlenirim. Ancak alışverişte daha hızlıyım! 'Şunu da alayım, bunu da alayım' olurum... Üstelik beğendiklerimi hiç denemem. Neyse ki bu konuda hiç yanıldığım olmadı. Kendime mini eteği hiç yakıştırmıyorum. Genelde pantolonu tercih ediyorum. Şık olmak istediğimde elbise veya blazer cekete başvuruyorum. En çok parayı ayakkabıya harcıyorum.'