İngiliz Inside No. 9 - Dizi Yorumları

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Araf
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Araf

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,590
Reaksiyon puanı
23,228
Puanı
1,060
Konum
Aydın
original


Reece Shearsmith ile Steve Pemberton'ın başrolde yer aldığı ve her bölüm konuk oyuncularla birlikte farklı karakterleri canlandırdığı, BBC yapımı olan "Inside No. 9" dizisi hakkında yorumlarınızı bu konu altında yapabilirsiniz.

Önemli Not: Spoiler içerikli mesajlarınızda spoiler butonunu kullanınız.

İyi seyirler!​
 
  • Beğendim
Reactions: xdragxx
1. Sezon Yorumlarım:

1x1

Aile, klasik olarak yaptığı ritüellerini yapıyor, yani balık istifi, herkesin bir yerde toplanması ve burada dolapta toplanma vardı. Bütün her şey ev sahibi Andew'un gelmesiyle birlikte çözülüyor, yani son beş dakikada. Onun öncesi ise, saklambaç tarzı gibi his veriyor genel olarak. O son beş dakikanın gelmesiyle birlikte düğüm çözülmeye başlıyor.

Andrew olaylara dahil olduktan sonraki kısımlara dikkat! Phillip karakteri söz edilir ve o anda Andrew'a Geraldine, korkunç suçlamalarla suçlandığını söyler. Andrew da, temizliği öğrettiğini söyler ve Phillip o olaydan sonra taşınmıştır. Gerçekten John, temizliği mi öğretmekteydi? Bir de "Kokuşmuş John" vardır ve John, travmaya kapılmıştır, ki o yüzden "kokuşmuşluk" derecesine gelmiştir. Baba Andrew, şarkı söylemeye başlar ve o anda Carl, söylememesi konusunda ikazda bulunur ve Andrew tepki gösterir. "Temizlik yapmayı öğretiyorum" der Andrew ve oğlu Carl, "Hepimiz o kadar şanslı değildik. Değil mi John?" der.

Anlaşılan John'un bu kokuşmuşluğu, Carl'ın şarkıyı duyunca geçmişi aklına gelmesi ve bir anda Andrew'u susturma çabası, Phillip'in sonda dolabı yakacak kafaya gelmesi, büyük bir travmaya işaret. Geraldine da, "korkunç suçlamalar" olduğunu söylemişti ve belki de sırf bu yüzden dadılıktan ayrılmıştı. Muhtemelen Andrew; Carl, John ve Phillip'e büyük bir travma bırakmıştır. "Temizlik" adı altında Andrew, çocukları taciz etmiştir, yani pedofilidir. Dümdüz izleyince anlaşılamayan ama cümlelere dikkat edince bu sonuç çıkıyor. Şiddet çok büyük bir etki bırakmaz ama pedofili büyük etki bırakır ve pedofili büyük suçtur.
1x2

Charlie Chaplin tarzında, Charlie Chaplin'in torunun da rol aldığı bir bölüm. İçinde televizyondaki ses, iki karakterin dışarıdaki konuşması ve sondaki sahne dışında herhangi bir diyalog içermiyor. Sessiz sinema modunda olan, sessizce her şeyi anlatmaya çalışan bir bölümdü, başarılı da olduğunu söyleyebilirim.

İki karakter var, Eddie ile Ray. Sondaki jenerikte yazmıyor olsaydı, muhtemelen karakterin isimlerini bilemezdik. İşte Eddie ile Ray, sessiz sinemadaki iki hırsız ana karakter. Eddie zeki olan karakter ya da en azından Ray'e göre zeki karakter. Kim de evin hizmetçisi, "kim" vurduya giden karakter yani. Gerald ile Sabrina da evde oturan kişiler. Paul de sonda gördüğümüz karakter. Aslında Eddie ile Ray ikilisi güldürüyor, olaylar da birbiriyle iç içe girmiş durumda. Kim bayıltılıyor, Sabrina öldürülüyor, Gerald'ın kafasına valiz düşüyor, hırsız ile Eddie ile Ray'in tablodan çaldığı parça valizden düşüp havuza gidiyor. O ara bu ikili de ölüyor. Sonradan gelen Paul hariç, eve giren bütün karakterler ölüyor.

Bölüme baktığımızda her zaman karşılaştığımız hırsızlık, intikam gibi temaların eleştirilmiş hâli. Aslında sade anlatımla sessiz bir şekilde o klişelerden daha iyi anlatım yapıldığını söyleyebilirim. Chaplin tarzıydı ve iyiydi de, ilginç bir şekilde de bitti.
1x3

Kız arkadaşı olan Gerri'nin ölümüyle ağır bir depresyona giren Tom, sokakta gördüğü dilenci Migg'i "berduş" diye nitelendirir. Berduş bir şekilde evine girer kurulur. Ağır bir depresyon içerisinde olan Tom, Migg'in hayatını çaldığından habersizdir. Derken birden Gerri, Migg'in aslında var olmadığını söyler. Klasik bildiğimiz şizofren halleri olduğunu düşüncesine girdiğimiz anda oradan "pat" diye bir ters köşe daha olur, aslında Gerri halüsinasyonmuş. Aslında başından beri gördüğümüz o Gerri karakteri hiç yokmuş, Migg varmış ve Migg, Tom'un üzerinden hayat kurmuş. Stevie olmasa muhtemelen düğüm çözülemeyecekti. Gerçi çözüldü çözülmesine ama aynı zamanda çözülmemiş de gibiydi, finali düşündürücüydü. Yarım saatti ama film gibiydi.
1x4

Ünlülerin nesnelerini satmaya çalışanlara ve satın alanlara güzel bir eleştirme yapılmış.
1x5

Aslında tiyatral bir bölüm olmuş beş perdelik. Bölüm tamamen kuliste geçiyor ve her sahne geçişlerinde olaylar gelişmiş oluyor. Olayların gelişmesi demek, bir açıdan da boşluk bırakılması ve yorumu izleyiciye bırakılması demek oluyor. İlk sahnelerde Jim dublördür, Tony tiyatrodaki başrol oyuncusudur. Tony; acımasızdır, çok içki içen birisidir ve rolüyle sevilen birisidir. Jim; dublördür, Tony'e göre daha sıcakkanlı ve Tony'den sonra tiyatro oyununun başrolünde yer almıştır. Beş perdelik sahne geçişleri ile ve sondaki sahnesiyle tam bir tiyatro havası vermiştir. Jim ve Tony'nin sondaki sahnesi ile tiyatro havası sona erip, gerilim havasına büründüğünü de belirteyim. Yine muğlaklı bir şekilde bitiyor. Bölümün sondaki "9" numara ile selamı çakmışlar, onu da belirtmeden geçmeyeyim. Diğer bölümlere göre, bilhassa üçüncü bölüme göre havada kalıyor. Yine de iyiydi diyebilirim. Tiyatro izlemiş kadar oldum.
1x6

Sezonun en kötü bölümü, bu bölümdü. Önceki beş bölümde birtakım mesajlar veriliyordu, en azından senaryo itibariyle bile izletiyordu. Bunda ise, korku filmi üzerine kurulu bir hikayesi vardı. Sezon finali olduğu için daha vurucu bir bölüm beklerdim de, beklentilerimin çok aşağısında kaldı. Öylesine çekilmiş bir bölüm gibi durdu. Zihinden silinesi bir bölüm.
 
2. Sezon Yorumlarım:

2x1

Dr. Maxwell ne hikmetse rakibi Dr. Mayer'in yattığı vagon numarasını da bilerek gider ve o diye başkasını öldürür. Sanırım aynı trende gideceği ve hangi vagonda kalacağı söylenmiş ya da bir şekilde öğrenmiş olacak ama bu kısım boşlukta kalıyor. Her ne kadar sonunda ters köşe yapılsa da, bu kısım boşlukta kalıyor ve boşlukta kalan bu kısım yüzünden insan "nereden bildi de ne ara yaptı" diye düşünmeye başlıyor. Diğer türlü yarım saatte tek mekanda olayların anlatılması iyiydi, her ne kadar arada kusma hissi uyandırdığı yerler olsa da. Bu arada tek mekanda uzunca bir süre bir şeyler anlatmak başarıdır ve dizi de bu konuda başarılı, aynı zamanda da farklı.
2x2

Sıradan bir şekilde başladı yine her zaman olduğu gibi, bölüm ilerledikçe bir anda kafamdan karakterin "acaba şizofren mi" diye geçirdim ya da "her şeyi kafasında kuruyor, onları gerçek sanıyor" diye düşündüm. İkisi de değilmiş aslında. Yine ters köşelik bir final oldu. Meğerse Christine önce alışveriş yapmış, sonra da yağmurluklu bir adam tarafından çarpılmış. Aldığı şeyler arabaya yayılmış, ki yumurta da onlardan birisi. Zihninden o yumurtalar da görüldü.

Sahne geçişler yaşandı Christine'nin ve anlam veremedim bu sahne geçişlerine. Sonra birden anladım ki, Christine'nin hayatı film şeridi gibi önünden geçiyormuş. Adam'la tanışmaları, evlenmeleri, çocuklarının olması, her şey öylece akıp gitti gözünün önünden. İşte bunu anladığı anda veda vakti geldi kendisi için en derinden. Bölüm işte o an anlam kazandı.
2x3

Son sahneye gelesiye kadar "Orta Çağ eleştirisi yapılmış" diyecektim ki, bu cümlem son sahneyle yıkıldı. Gerçi yine Orta Çağ unsurları mevcut. Büyücülük, cadı, daha genel anlamda batıl inançlar ve "cadı, büyücü" yaftası yapıştırıp yakmalar söz konusuydu. O unsurları yansıtıyordu aslında bu bölüm. Sonu kurguyla karışık fantastik bitmese daha iyiydi. Sırf ters köşe yapmak için de gerçeklikten kopmaları pek iyi durmadı.
2x4

Canlı kamera üzerinden dizi bölümü çekmek nedir arkadaş! Tek bir yere odaklanamazsın burada, gözlerin diğer kameraları da araması gerekiyor. Hadi aramadı, sondaki sahneyle birlikte başa sarıp anlamaya çalışırsın. Ben olayı tam anlamak için başa sarıp tekrar izledim bazı sahnelere ve kameralara baktım.

Şimdi Andy ana karakterimiz. George ise, 16 yaşındayken psikolojik sorunları olan biri, kendisi 27 yıldır bu işi yapıyor. Bunca zamandır Chloe olarak sahneye çıkması ya uzun zamandır ya da Andy'i gözüne kestirdiği için, yani sonuç olarak Andy'nin karşısına çıkıyor. Buradan ters köşeyi yapıyor dizi. Esas ters köşe, Andy'nin Chloe ile, yani George ile konuştuktan sonra tepkisini bir kadına göstermesi ve kadının kedi yüzünden kendini öldürmesi, kadının oğluna da Andy'nin yerini söylemesi oldu. Bu son dakika golünü, Andy'nin George'un Chloe olduğunu anlaması üzerine atıyor. Andy böylece son dakika golü yiyor, ters köşenin üstüne bir ters köşe daha oluyor. Düşünsenize insanları dinleyip yardımcı olan bir hat var ve canlı kameralar vasıtasıyla böyle bir dizi bölümü ortaya çıkıyor. Yine "nereye gidecek" diye düşünüp farklı bir yere bağlanan bir bölümdü.
2x5

"Geçmişi unut, değiştiremezsin. Geleceği unut, önceden bilemezsin. Şimdiyi unut, sana hediye almadım."

Pastadan çıkan Jim ya da Angela olmadı, Jim'in ihaneti oldu. Pat de şakayı başka boyuta taşımış, Maggie ölüyor sanmıştım oysa. Bir de Angela'nın ölme ihtimalinin ters köşesi vardı ama Jim'in kardeşi Carol ile aldatması da vardı. Bu bölüm çok çok iyi değildi ama aşırı derecede sıkmadı.
2x6

Önceki sezon finali gibi, yine korku filmi gibi bir bölüm yapmışlar. Terry, korkunç kamerayla uğraşırken, korkunç kameranın içinde yer alıyor. Tabii önceki sezon finali gibi öylesine yapılmış bir korku filmi izlenimi vermedi ama yine de daha iyi bölümleri de var.
 
3. Sezon Yorumlarım:

3x1

Çocuk oyuncularının yemek sahnelerini sevmediği, yemek sahnelerinde yemeklerin soğuk olduğu ve bu yüzden yemek yenilmediği tespiti vardı, herkesin bilmeyeceği bir tespitti. Bu tespiti beğendim ama diğer türlü çekim içinde çekim göstermek isterken biraz da sıktı. Görüntü kalitesini nostaljik kaliteye çekip, nostaljik bir yapımı izletiyormuş hissi vermeleri de ilginçti. Klaus meselesi de korku filmi konusu gibi duruyordu ama kötü korku filmlerini andırdı.
3x2

Dört arkadaşın yemek yedikten sonra hesap ödeme karmaşasını izliyorduk başta, sonradan bir anda değişik bir duruma geldi ve tamamen numara olması ile ters köşe yapıldı, Esas amaç, Craig'i dolandırmaya çalışmakmış. İyi bir bölümdü.
3x3

Tyler ile plan yapan Nina, Simon'un intikamını almak için Squires'i zehirleyerek öldürme planı yapar. Tyler ise, Nina'nın zehirleyeceğini söyler Squires'e ve Squires bardakları değiştirerek tersi bir sonuç verdirir. Bu kez ölme noktasına gelen Nina'dır. Bulmacalarla 20 dakika boyunca birbirlerine karşı laf sokmalı mücadele içerisine girmiştir Nina ile Squires ve Tyler'ın gelmesiyle işler değişir. Nina hareketsiz durmaktadır ve işte o anda devreye Tyler girer. Tyler'ın maksadı, meğerse Squires'ten intikam almakmış. Monica, Tyler'ı Squires'le aldatmış ve Simon ile Nina aslında Squires'İn çocuğuymuş. Tyler'ın planı öyle korkutucudur ki, panzehir ile Nina'yı kurtarmamıştır, Squires'e bu gerçeklerle karşılaştırıp ölüme sürüklemiştir. Ters köşe üstüne ters köşe olan dizinin bu bölümü çok iyiydi.
3x4

Büyük ölçüde karaoke üzerinden geçen bölümde Roger'ın görevi bırakıp görevi Fran'a devretmesini ve Greg'in de aldatmasını anlatıyor. Kulağı duymayan kadının da dudak okuyabildiğini görüyoruz ve bunu yeni patron Fran'a anlatıyor. Sonuç olarak Greg ve Fran'ı aldattığı Connie kovuluyor. Her ne kadar sonda hareketlilik olsa da, büyük ölçüde durağan ve sıkan bir bölümdü.
3x5

Psikolojik sorunlar yaşayan David'in hikâyesini izledik. Bir ayakkabı meselesi 20 dakika boyunca utanç verici oldu ama sonlara doğru ne olduğu anlaşıldı. Ayakkabı mevzusu aslında polis ışıklarını ve siren seslerini getiren bir nesneymiş.
3x6

Elliot'un hayatını kaybetmesi üzerine organları bağışlanır. Bir grup yabancı, sanat galerisine davet edilir. İşte o anda konuya girilir. Karakterler meğerse anne Jean tarafından davet edilmiştir ve hepsi de Elliot'un organlarının bulunduğu insanlardır. O organlar gerçekten iyi insanlara mı gittiğini araştıran Jean, ilgili kişilerin bütün organlarını geri alır. Bir tek Maurice hayattadır ve gizemli bir şekilde bitmiştir. Muhtemelen Jean ile Maurice kalpleri değiştirmiştir, ki Maurice hayattadır. Korku filmi havasında olan dizi bölümü, sonda toparlayabilmiştir. Bazı korku filmleri vardır sebepsiz yere olur biter ama bunda sonda her şey belli oluyor.
 
Dizinin şu anda toplamda beş sezonu ve her sezonun da altı bölümü var. Beşinci sezonun 5x0 bölümü olduğu için beşinci sezonda yedi bölüm mevcut. Şu anda toplamda 31 bölüm (5x0'lı bölümle) var. En son Mart ayında yayınlanan dizi, altıncı sezonu onayı da aldı ve 2021'de devam edecek. Her bölümün süresi yaklaşık 30 dakika. Bunları da ek bilgi olarak düşeyim konuya.
 
  • Beğendim
Reactions: xdragxx

Barış Özcan'ın diziyi tanıttığını ve dizinin de bu tanıtımdan sonra ilgi uyandırdığını belirteyim. Barış Özcan'ın dizi hakkında ilgi uyandırıcı başarılı tanıtımını izleyebilirsiniz.
 
  • Beğendim
Reactions: xdragxx

Barış Özcan'ın diziyi tanıttığını ve dizinin de bu tanıtımdan sonra ilgi uyandırdığını belirteyim. Barış Özcan'ın dizi hakkında ilgi uyandırıcı başarılı tanıtımını izleyebilirsiniz.
Diyorum nerden hatırlıyorum bu diziyi:A
 
  • Güldürdün
Reactions: Araf
İnanılmaz ilginç olaylar ve kurgular var. İzlemeye değer. Birde yarım saat olunca yemek yerken bile izleniyor. Tuttum ben diziyi.:Z

İlk bölüme o kadar gülmemiştim ama 2. Bölüm hem komik hem güzel kurgulanmıştı.:X
 
İnanılmaz ilginç olaylar ve kurgular var. İzlemeye değer. Birde yarım saat olunca yemek yerken bile izleniyor. Tuttum ben diziyi.:Z

İlk bölüme o kadar gülmemiştim ama 2. Bölüm hem komik hem güzel kurgulanmıştı.:X
Yeni mi başladın diziye? :D

Yalnız güldürmekten ziyade, düşündürmeyi amaçlıyor. Aslında dram da var, komedi de var, gerilim ve korku da var, değişik bir dizi kısacası. Her duyguyu barındırıyor. Black Mirror tarzı daha çok. İlk bölümün özellikle son beş dakikası tokat gibiydi, ters köşeliydi. Üçüncü bölümü de mutlaka izle. :)
 
Yeni mi başladın diziye? :D

Yalnız güldürmekten ziyade, düşündürmeyi amaçlıyor. Aslında dram da var, komedi de var, gerilim ve korku da var, değişik bir dizi kısacası. Her duyguyu barındırıyor. Black Mirror tarzı daha çok. İlk bölümün özellikle son beş dakikası tokat gibiydi, ters köşeliydi. Üçüncü bölümü de mutlaka izle. :)

Yükleniyor 3. Bölüm izleyeceğim:Z

2. Bölüm bana çok komik geldi. Hiç konuşmadan muhteşem bir iş çıkartmışlar. İlk bölüm biraz durağan ve sevmediğim tarzda mizah yapılmış. Son 5 dakikayı anlamadım zaten ben. O adamın amacı neydi.:(
 
Yükleniyor 3. Bölüm izleyeceğim:Z

2. Bölüm bana çok komik geldi. Hiç konuşmadan muhteşem bir iş çıkartmışlar. İlk bölüm biraz durağan ve sevmediğim tarzda mizah yapılmış. Son 5 dakikayı anlamadım zaten ben. O adamın amacı neydi.:(
Yorumumu kopyala yapıştır yapayım yukarıdan, net bir şekilde anlaşılır. O bölüm hakkında detaylı bir yorum yapmıştım.

Aile, klasik olarak yaptığı ritüellerini yapıyor, yani balık istifi, herkesin bir yerde toplanması ve burada dolapta toplanma vardı. Bütün her şey ev sahibi Andew'un gelmesiyle birlikte çözülüyor, yani son beş dakikada. Onun öncesi ise, saklambaç tarzı gibi his veriyor genel olarak. O son beş dakikanın gelmesiyle birlikte düğüm çözülmeye başlıyor.

Andrew olaylara dahil olduktan sonraki kısımlara dikkat! Phillip karakteri söz edilir ve o anda Andrew'a Geraldine, korkunç suçlamalarla suçlandığını söyler. Andrew da, temizliği öğrettiğini söyler ve Phillip o olaydan sonra taşınmıştır. Gerçekten John, temizliği mi öğretmekteydi? Bir de "Kokuşmuş John" vardır ve John, travmaya kapılmıştır, ki o yüzden "kokuşmuşluk" derecesine gelmiştir. Baba Andrew, şarkı söylemeye başlar ve o anda Carl, söylememesi konusunda ikazda bulunur ve Andrew tepki gösterir. "Temizlik yapmayı öğretiyorum" der Andrew ve oğlu Carl, "Hepimiz o kadar şanslı değildik. Değil mi John?" der.

Anlaşılan John'un bu kokuşmuşluğu, Carl'ın şarkıyı duyunca geçmişi aklına gelmesi ve bir anda Andrew'u susturma çabası, Phillip'in sonda dolabı yakacak kafaya gelmesi, büyük bir travmaya işaret. Geraldine da, "korkunç suçlamalar" olduğunu söylemişti ve belki de sırf bu yüzden dadılıktan ayrılmıştı. Muhtemelen Andrew; Carl, John ve Phillip'e büyük bir travma bırakmıştır. "Temizlik" adı altında Andrew, çocukları taciz etmiştir, yani pedofilidir. Dümdüz izleyince anlaşılamayan ama cümlelere dikkat edince bu sonuç çıkıyor. Şiddet çok büyük bir etki bırakmaz ama pedofili büyük etki bırakır ve pedofili büyük suçtur.
 
  • İlginç
Reactions: sokak sanati
Yorumumu kopyala yapıştır yapayım yukarıdan, net bir şekilde anlaşılır. O bölüm hakkında detaylı bir yorum yapmıştım.

Aile, klasik olarak yaptığı ritüellerini yapıyor, yani balık istifi, herkesin bir yerde toplanması ve burada dolapta toplanma vardı. Bütün her şey ev sahibi Andew'un gelmesiyle birlikte çözülüyor, yani son beş dakikada. Onun öncesi ise, saklambaç tarzı gibi his veriyor genel olarak. O son beş dakikanın gelmesiyle birlikte düğüm çözülmeye başlıyor.

Andrew olaylara dahil olduktan sonraki kısımlara dikkat! Phillip karakteri söz edilir ve o anda Andrew'a Geraldine, korkunç suçlamalarla suçlandığını söyler. Andrew da, temizliği öğrettiğini söyler ve Phillip o olaydan sonra taşınmıştır. Gerçekten John, temizliği mi öğretmekteydi? Bir de "Kokuşmuş John" vardır ve John, travmaya kapılmıştır, ki o yüzden "kokuşmuşluk" derecesine gelmiştir. Baba Andrew, şarkı söylemeye başlar ve o anda Carl, söylememesi konusunda ikazda bulunur ve Andrew tepki gösterir. "Temizlik yapmayı öğretiyorum" der Andrew ve oğlu Carl, "Hepimiz o kadar şanslı değildik. Değil mi John?" der.

Anlaşılan John'un bu kokuşmuşluğu, Carl'ın şarkıyı duyunca geçmişi aklına gelmesi ve bir anda Andrew'u susturma çabası, Phillip'in sonda dolabı yakacak kafaya gelmesi, büyük bir travmaya işaret. Geraldine da, "korkunç suçlamalar" olduğunu söylemişti ve belki de sırf bu yüzden dadılıktan ayrılmıştı. Muhtemelen Andrew; Carl, John ve Phillip'e büyük bir travma bırakmıştır. "Temizlik" adı altında Andrew, çocukları taciz etmiştir, yani pedofilidir. Dümdüz izleyince anlaşılamayan ama cümlelere dikkat edince bu sonuç çıkıyor. Şiddet çok büyük bir etki bırakmaz ama pedofili büyük etki bırakır ve pedofili büyük suçtur.

Hepsi oldu mu bunların yaa. Ben bu kadar derinlikli izlememiştim. Ben daha çok 2. Pasternak olayı diye yorumlamıştım. İzledin mi asabiyim beni? Orada ki uçak olayı diye yorumladım.:X
 
Hepsi oldu mu bunların yaa. Ben bu kadar derinlikli izlememiştim. Ben daha çok 2. Pasternak olayı diye yorumlamıştım. İzledin mi asabiyim beni? Orada ki uçak olayı diye yorumladım.:X
Dizinin farkı bu işte, sonlara doğru açılıp, dikkatli izlendiğinde tokat etkisi yapıyor. Kendine has bir tarzı var dizinin zaten, genel gönderme yapılıyor da, özel göndermeyi hatırlamıyorum. :D
 
Dizinin farkı bu işte, sonlara doğru açılıp, dikkatli izlendiğinde tokat etkisi yapıyor. Kendine has bir tarzı var dizinin zaten, genel gönderme yapılıyor da, özel göndermeyi hatırlamıyorum. :D

Hayır anlatamadım ben.
Pasternak'ı izle 6 dakikalık video. Onun gibi bi olay sandım.