Tamer Karadağlı, Anadolu Ajansı'nda Dilek Dallııağ'ın sorularını yanıtladı.
Ferhunde Hanımlar, En Son Babalar Duyar, Yağmur Zamanı ve Çocuklar Duymasın dizilerinde rol alan başarılı oyuncu Tamer Karadağlı, geçtiğimiz yıl final yapan Çocuklar Duymasın'ın miadını doldurduğunu söyledi.
Röportajda yer alan bazı kısımlar şöyle:
"Çocuklar Duymasın" uzun yıllar süren bir dizi oldu. 17 yıl sürdü sanırım?
"Evet arada bir 8 yıl boşluk var."
En son versiyonunda rol aldıktan sonra 'Dizi benim için bitti.' dediniz değil mi?
"Evet, yeterince oynadım artık. 3 kere ara vermiştik. 2002'de başladık, 2004'te bitti. Sonra 2010'da başladık tekrar 2 yıl o sürdü, sonra ara verdik. Sonra 1 yıl başka kanalda oynadık, sonra Kanal D’de bu sefer 2 sene oynadık. Tamam artık, miadını doldurdu."
Fakat aynı zamanda 'Reddedemeyeceğim bir teklifle gelirlerse bana tekrar düşünürüm.' demişsiniz. Bunu ekonomik anlamda mı söylüyorsunuz?
"E tabii ki mutlaka. Çünkü profesyonel bir iş yapıyorsunuz."
Salon erkeği, romantik erkek karakterlerinden çok sert erkek rolleri geliyormuş. "Taş fırın erkeği" lakabıyla canlandırdığınız "Haluk" karakteri için neler söyleyeceksiniz? "Taş fırın erkeği" tiplemesi üzerinde hiç oynamalarınız oldu mu? Mesela dizi karakteri bu kadar çok sevilirken siz bu tiplemeyi önemsiyor muydunuz? Kars kökenli kalabalık bir aile içinden geliyorsunuz. Bunun iz düşümü var mıydı "Haluk" karakterinde?
"Bir kere Birol Güven çok güzel karakter çıkarmış. Yani birebir benim yarattığım bir şey değil. Benim üzerine koyduğum şeyler olabilir. Birol da benim üzerine koyduğum şeyleri parlattı. Bu birlikte çalışmanın getirdiği bir şey oldu. Doğaçlama yapmaya kesinlikle inanıyorum. Çünkü o doğaçlamalardan çok güzel şeyler çıkıyor. İşte ‘Ba ba ba, Ana!' lafı o doğaçlamalardan çıktı. 'Taş fırın erkek - Haluk' karakteri aslında Türk erkeğinin alt benliği. İnsanlara niye bu kadar yakın, sıcak geliyor? Çünkü kadınlar belki kocasına, babasına, ağabeyine, kardeşine, nişanlısına, erkek arkadaşına benzetiyor. Erkekler de kendini görüyor bir çok anlamda. O yüzden insanların ruhuna bu kadar dokundu."
Röportajın tamamını okumak için tıklayabilirsiniz.