![OLPlYD.png](https://i.hizliresim.com/OLPlYD.png)
Previously on TVen's the Yürüyen Ölüler;
_____YÜRÜYEN ÖLÜLER 18. BÖLÜM (Göründüğü Gibi Değil)____destere: Vay be Ozan, zamanında admindin şimdi başkan olmuşsun. (Gülümser)
OzaN: Sana konuşman için izin verdiğimi hatırlamıyorum!
destere: Aman yılların Ozan'ından izin mi almam gerekiyordu ki hahah Ozoş seni. (Yardımcıların gözleri büyür)
OzaN: Aserat, misafirlerimizi kalacak yerlere götür. (destere'yi işaret ederek fısıldar; "bunun da icabına bak")
Aserat: Gelin benimle!
Dosi: Tenebris, sana birini getirdim kapıyı aç! (Bir süre bekledikten sonra kapı açılır, Tenebris karşısında Bully'i görünce şok olur)
Tenebris (XanTier): Sen...
Bully: Kim olduğunu biliyorum, Dosi her şeyi anlattı! (Dosi tedirgin olur ve gözünü Tenebris'ten kaçırır)
XanTier: Buraya neden geldiniz?
Bully: Yardımına ihtiyacım var! Ölüyorum...
XanTier: Anlaşıldı, içeriye gelin... Nasıl kurtulduğumu öğrenmek istiyorsun.. (Bully kafasını sallar) Yerinde olsam ölmeyi tercih ederdim!
Bully: Neden?!
XanTier: O gün... Yaşadığım o gün. Benim için utanç verici ve hayatım boyunca acısını defalarca çektiğim bir gün oldu! Ölüyordum. Hissediyordum bunu. Benim de aklıma bir fikir geldi.
Bully: Ne çok noktalı konuşuyor.. (İç sesiyle)
XanTier: Lanet 25 yaşına geldiğine Conditor ailesinin en küçük ferdinin ölümüyle sonuçlanır, 5 Eylül'de 25. yaşıma girecektim her anım kurtulmak için düşünmekle geçti... En sonunda bir çözüm buldum ruhumu şeytana satıcaktım böylece cadılar beni affedecekti öyle de oldu ama benden korkunç bir şey istediler!
Bully: Ne?
XanTier: 12 mahsun can... (yutkunur) 12 insanın kanı!
Bully: Yaptığın o katlim bu yüzdendi yani?!
XanTier: Kurtulmak için ruhlara armağan etmem gerekiyordu, ben sadece istediklerini yaptım... Ben lanetlendim Bully! Evet ölümsüzlüğe kavuştum ancak yine lanetlendim! Keşke ölseydim! (Göz yaşlarına boğulur) Keşke!
Bully: Aman Tanrım, ne yapacağım ben!
--- Şehir hastanesi ---
Mehmet: Efendim...! Efendim! (Koşarak doktor turkuazz'ın yanına gelir)
turkuazz: Ne oldu?
Mehmet: Bilgisayar sistemimizden yoğun bir sinyal alıyoruz, galiba sokak sanati istediğimiz yere ulaştı!
turkuazz: (Laptobunu açarak ana bilgisayar sistemine bağlanır) Evet sokak sanati'nın vücudunda yoğun olarak enzim salgılanıyor, bu da demek oluyor ki insan yoğunluğu olan bir yerde! Hemen GPS'den uydu görüntüsü alın...
Mehmet: Tamam efendim! (Koşarak odadan çıkar, kısa bir süre sonra ekibiyle birlikte doktor turkuazz'ın yanına gelirler)
Salih: Efendim, uydu görüntülerine göre sokak sanati'nın bulunduğu yer büyük bir yerleşim yeri. Görüntüden anladığımız kadarıyla çevresinde devasa bir orman var.
Hande: Buraya çok uzak sayılmaz aslında ama planımız doğrultusunda yol bizi zorlayabilir!
turkuazz: sokak sanati ve vadikızı'nın verdikleri zarar yüzünden süper zombilerin bir kısmını öldürmek zorunda kaldık ancak geri kalanları yeterli olur. Hepsini depodaki kamyonlara dikkatlice alın. Gidiyoruz!
dizi kolik sokak sanati ile kaldığı odadan çıkarak destere'nin yanına giderken Aserat'ı fark eder, koridorun arkasına saklanır ve konuşulanları dinler.
Aserat: Pardon.. destere bey bakar mısınız?
destere: Buyrun, ne oldu? Hıyyy yoksa! Yoksa dizi kolik öldü mü?! Ahhh Çiğdem ahh Çiğdem bir kaçamağın bedeli bu olmamalıydı!
Aserat: Hayır. (Sözünü keser)
destere: Çiğdem mi öldü?! dizi kolik, ne yaptın sen güzel yüzlüm...
Aserat: (Sinirlenir) Lütfen beni dinler misiniz! Benimle gelmeniz gerekiyor, kimse ölmedi. Ozan sizi görmek istiyor.
destere: Haaa Ozan mı? Tamam geliyorum, yüreğime iniyordu yav. Ben de biri öldü sandım!
Aserat: Sözümü tamalama izin verseydiniz iş bu kadar uzamayacaktı! (destere kapının önüne doğru ilerlerken cebinden çıkardığı şırıngayı destere'nin ensesine batırır, destere ani bir baş dönmesiyle yere yığılır)
Tolstoyevski: İki saattir bekliyoruz, ne diye uzattın bu işi?
Aserat: Adam tam bir baş belası..
MayısKralı: Hadi, karanlık odaya götürelim artık, Tolsto işkence aletlerini hazırladın demi?
Tolstoyevski: Her şey hazır, Ozan bu pisliğin cezasını çekmesini istediyse bize de en güzel şekilde ceza biletini keseriz elbet!
MayısKralı: Ozan'a saygısızlık etmenin bedelini ödeyecek.. (Sürükleyerek götürürler)
dizi kolik: (Duvarın arkasında) destere..
---
sokak sanati: Baş başa kaldık..
xBUGRAx: Evet dizi kolik fazla gezgin birisi. (sokak sanati hızla xBUGRAx'in yanına gider)
sokak sanati: Biliyor musun Buğra, çok acıktım. Görüyorum da sende etli butlu birisin hani. (xBUGRAx sözünü keser)
xBUGRAx: (Transa geçer) Nickin sokak sanati, adın Umut, İstanbul'da yaşarken Fav10'a göç ettin. Rihanna'yı ve Beren Saat'i çok seversin, içinde derin bir kötülük var kötülük yapmaktan haz alırsın, normal insanlardan farklı olarak insan etinden hoşlanırsın, forumun başına gelen bu zombi salgınını.... (sözünü keser)
sokak sanati: Sen! Sen tüm bunları nerden biliyorsun?!
xBUGRAx: (Odadan gülümseyerek çıkarken) Biz her şeyi biliriz!
sokak sanati: Aman Tanrım biz nereye düştük böyle, acilen diğerlerini bulmam lazım!
----
Çiğdem- kulubenin kenarında oturarak kasabanın manzarasını izlemektedir koşa koşa sokak sanati gelir.
sokak sanati: Çiğdem, burada değişik şeyler dönüyor!
Çiğdem-: Ne oldu?!
sokak sanati: Yardımcılardan Buğra, hakkımda her şeyi biliyor odadan çıkarken "biz herşeyi biliriz!" diye bir cümle kurdu!
Çiğdem-: Şaka yapmış olamaz mı?
sokak sanati: Ahhh kadın anlamıyor musun özel şeylerimi bile biliyor! Burası normal değil, değil!
Hızla dizi kolik yanlarına gelir...
dizi kolik: Sonunda sizi buldum!
Çiğdem-: Aşağalık kadın geldi...
dizi kolik: destere! destere'yi bayıltıp götürdüler!
sokak sanati: Ne diyorsun sen, kim?
dizi kolik: Yardımcıları; Aserat, Tolstoyevski ve MayısKralı ensesine şırınga vurup yerde sürükleyerek götürdüler. Ben takip edemedim, korktum yanınıza geldim. (Heyecandan nefes nefesedir)
Çiğdem-: Ahhhhh, her şey senin yüzünden uğursuz kadın! (dizi kolik'in yanına giderek hızla tokat atar, tokatın etkisiyle dizi kolik'in yanağı kan içinde kalır)
dizi kolik: Ne yapıyorsun sen lan! (Yerden sendelerek kalkıp Çiğdem'in gözüne yumruk atar, Çiğdem'in gözü mosmor olur)
sokak sanati: Siz delirdiniz mi? Kesin kavgayı. (İkisini de tutarak ayırır) Burada bir şeyler dönüyor, şimdi sırası değil! Hemen kendinize gelin, hemen! Dışarıdan normal gibi gözüküyor ancak burada hiçbir şey göründüğü gibi değil, acele etmezsek kötü olacak...
----
XanTier ve Dosi evde otururlarken Bully ise evi dolaşmaktadır.
Dosi: Keşke bu kadar korkutmasaydın gözünü..
XanTier: Gerçekleri anlat dediniz, her şeyi anlattım. Artık bundan sonrası Bully'nin kararı!
Dosi: Öyle ama ya öldür ya öl demek, bir anda söylemek ne biliyim...
XanTier: Eninde sonunda öğrenecekti, ha şimdi ha sonra ha direkt ha gizleyerek. Conditor'un kaderi bu! (Bir süre sessiz kalırlar)
Dosi: Şu ileriki oda neden kilitli, kim kalıyor?
XanTier: (Özgür'ü düşünerek) Kimse... o oda hep kilitliydi. Yüklük olarak kullanıyorum.
Yine bir süre sessizlik hakim olur, odadaki saatin sesi adeta tüm odayı inletmekteydi. Sessizlik bir çığlık gibi yayılırken üst kattan bir silah sesiyle Dosi ve XanTier fırlar.
Dosi: Bully! (Koşarak üst kata çıktılar)
XanTier: Yalnız bırakmamalıydık..
Dosi: Bully! (Bully eski bir silahla kendini kafasından vurmuştur, kanlar içinde yerde yatmaktadır) Ahhhhhhhhh, böyle bitmemeliydi! Bully ne yaptın!
XanTier: Yıllar önce benim yapmam gerekeni yaptı...
Dosi: Bully... (Gözyaşları içinde hıçkırarak başında ağlar) Böyle bitmemeliydi...
- Karanlık Oda -Aserat: Pardon.. destere bey bakar mısınız?
destere: Buyrun, ne oldu? Hıyyy yoksa! Yoksa dizi kolik öldü mü?! Ahhh Çiğdem ahh Çiğdem bir kaçamağın bedeli bu olmamalıydı!
Aserat: Hayır. (Sözünü keser)
destere: Çiğdem mi öldü?! dizi kolik, ne yaptın sen güzel yüzlüm...
Aserat: (Sinirlenir) Lütfen beni dinler misiniz! Benimle gelmeniz gerekiyor, kimse ölmedi. Ozan sizi görmek istiyor.
destere: Haaa Ozan mı? Tamam geliyorum, yüreğime iniyordu yav. Ben de biri öldü sandım!
Aserat: Sözümü tamalama izin verseydiniz iş bu kadar uzamayacaktı! (destere kapının önüne doğru ilerlerken cebinden çıkardığı şırıngayı destere'nin ensesine batırır, destere ani bir baş dönmesiyle yere yığılır)
Tolstoyevski: İki saattir bekliyoruz, ne diye uzattın bu işi?
Aserat: Adam tam bir baş belası..
MayısKralı: Hadi, karanlık odaya götürelim artık, Tolsto işkence aletlerini hazırladın demi?
Tolstoyevski: Her şey hazır, Ozan bu pisliğin cezasını çekmesini istediyse bize de en güzel şekilde ceza biletini keseriz elbet!
MayısKralı: Ozan'a saygısızlık etmenin bedelini ödeyecek.. (Sürükleyerek götürürler)
dizi kolik: (Duvarın arkasında) destere..
---
sokak sanati: Baş başa kaldık..
xBUGRAx: Evet dizi kolik fazla gezgin birisi. (sokak sanati hızla xBUGRAx'in yanına gider)
sokak sanati: Biliyor musun Buğra, çok acıktım. Görüyorum da sende etli butlu birisin hani. (xBUGRAx sözünü keser)
xBUGRAx: (Transa geçer) Nickin sokak sanati, adın Umut, İstanbul'da yaşarken Fav10'a göç ettin. Rihanna'yı ve Beren Saat'i çok seversin, içinde derin bir kötülük var kötülük yapmaktan haz alırsın, normal insanlardan farklı olarak insan etinden hoşlanırsın, forumun başına gelen bu zombi salgınını.... (sözünü keser)
sokak sanati: Sen! Sen tüm bunları nerden biliyorsun?!
xBUGRAx: (Odadan gülümseyerek çıkarken) Biz her şeyi biliriz!
sokak sanati: Aman Tanrım biz nereye düştük böyle, acilen diğerlerini bulmam lazım!
----
Çiğdem- kulubenin kenarında oturarak kasabanın manzarasını izlemektedir koşa koşa sokak sanati gelir.
sokak sanati: Çiğdem, burada değişik şeyler dönüyor!
Çiğdem-: Ne oldu?!
sokak sanati: Yardımcılardan Buğra, hakkımda her şeyi biliyor odadan çıkarken "biz herşeyi biliriz!" diye bir cümle kurdu!
Çiğdem-: Şaka yapmış olamaz mı?
sokak sanati: Ahhh kadın anlamıyor musun özel şeylerimi bile biliyor! Burası normal değil, değil!
Hızla dizi kolik yanlarına gelir...
dizi kolik: Sonunda sizi buldum!
Çiğdem-: Aşağalık kadın geldi...
dizi kolik: destere! destere'yi bayıltıp götürdüler!
sokak sanati: Ne diyorsun sen, kim?
dizi kolik: Yardımcıları; Aserat, Tolstoyevski ve MayısKralı ensesine şırınga vurup yerde sürükleyerek götürdüler. Ben takip edemedim, korktum yanınıza geldim. (Heyecandan nefes nefesedir)
Çiğdem-: Ahhhhh, her şey senin yüzünden uğursuz kadın! (dizi kolik'in yanına giderek hızla tokat atar, tokatın etkisiyle dizi kolik'in yanağı kan içinde kalır)
dizi kolik: Ne yapıyorsun sen lan! (Yerden sendelerek kalkıp Çiğdem'in gözüne yumruk atar, Çiğdem'in gözü mosmor olur)
sokak sanati: Siz delirdiniz mi? Kesin kavgayı. (İkisini de tutarak ayırır) Burada bir şeyler dönüyor, şimdi sırası değil! Hemen kendinize gelin, hemen! Dışarıdan normal gibi gözüküyor ancak burada hiçbir şey göründüğü gibi değil, acele etmezsek kötü olacak...
----
XanTier ve Dosi evde otururlarken Bully ise evi dolaşmaktadır.
Dosi: Keşke bu kadar korkutmasaydın gözünü..
XanTier: Gerçekleri anlat dediniz, her şeyi anlattım. Artık bundan sonrası Bully'nin kararı!
Dosi: Öyle ama ya öldür ya öl demek, bir anda söylemek ne biliyim...
XanTier: Eninde sonunda öğrenecekti, ha şimdi ha sonra ha direkt ha gizleyerek. Conditor'un kaderi bu! (Bir süre sessiz kalırlar)
Dosi: Şu ileriki oda neden kilitli, kim kalıyor?
XanTier: (Özgür'ü düşünerek) Kimse... o oda hep kilitliydi. Yüklük olarak kullanıyorum.
Yine bir süre sessizlik hakim olur, odadaki saatin sesi adeta tüm odayı inletmekteydi. Sessizlik bir çığlık gibi yayılırken üst kattan bir silah sesiyle Dosi ve XanTier fırlar.
Dosi: Bully! (Koşarak üst kata çıktılar)
XanTier: Yalnız bırakmamalıydık..
Dosi: Bully! (Bully eski bir silahla kendini kafasından vurmuştur, kanlar içinde yerde yatmaktadır) Ahhhhhhhhh, böyle bitmemeliydi! Bully ne yaptın!
XanTier: Yıllar önce benim yapmam gerekeni yaptı...
Dosi: Bully... (Gözyaşları içinde hıçkırarak başında ağlar) Böyle bitmemeliydi...
Aserat: Bağladın mı ucubeyi?
MayısKralı: Evet, gerisi sayko Tolst'ta zaten artık ne yapar, kendi bileceği iş.
Aserat: Efendimizin talimatı açık "Saygısızlık Cezası". Yani kırbaç...
MayısKralı: Tolstoyevski'nin hayal dünyası geniştir senden de benden de iyi bilir işini..
Aserat: Beni fazla iyi tanıyamamışsın. (Gülümser)
Toltoyevski: destere... destere... Ozan'a saygısızlık ettin.. (destere metal yatağa bağlıdır, bilinci açıktır ilacın etkisi geçmiştir ve debelenmektedir)
destere: Ben bir şey demedim ki sadece sadece Ozoş dedim!
Tolstoyevski: Sen kimsin de Ozan'ın ismiyle dalga geçip birde gülersin! Şimdi cezanı çekeceksin...
Eline kendi geliştirdiği elektirikli kırbacı alarak destere'ye yönelir.
destere: O ne lan?
Tolstoyevski: Kırbaç ama 21.yy modelinden, elektirikli!
destere: Hayır! Hayır... Hayır!!! (Tolstoyvski'nin gölgesi desteri'yi kaplar)
SEZON FİNALİ FRAGMANI 14 EYLÜL PERŞEMBE 22.00