Tuba Büyüküstün Resimleri

cevaa

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
26 Şubat 2011
Mesajlar
22,434
Reaksiyon puanı
4,419
Puanı
911
Yaş
30
Konum
İstanbul
ct9p6lfw4aa5dna-jpg.47237

CT9PISxWwAEj9Rg.jpg

cuaknwfwcaeo7vr-jpg.47251

CS58msmWwAEPgr6.jpg

sbrdjgk_4uq1scenlwamfw-jpg.47048

CTOizoCWwAET8OG.jpg

CNUrl1KUcAAbqpb.jpg

12038778_452995498219241_4970384198515624257_o.jpg

CHeUdRjWUAAZq5V.jpg
CHeOIQ9UAAA8SBb.png

CMd7TiSWsAAdFXF.jpg

CMd7UGtW8AAAiLb.jpg

CAY72ZcUsAAVxIr.jpg
CMd7VnZWUAEhlMs.jpg

CAY72Z3UMAARkIr.jpg

26113514.jpg

26113513.jpg

26113512.jpg

26113519.jpg

26113518.jpg

26113517.jpg

Cr6Ys1eWEAEqMqy.jpg

image-jpg.48686

cb6tyd2wwaafn2n-jpg.49064

Cc4ZyeDXIAEuOqA.jpg

12805667_1065977910132384_832862651423766516_n-jpg.49314

12802877_1217258608288302_749769539151238583_n-jpg.49315

cdhfbcbwwaesfi5-jpg.49320

image-jpg.49350

CjVHBKVWYAEYRim.jpg

CrnLgwvXEAAYrM9.jpg
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Asi ve Gönülçelen ile adından sıkça söz ettiren ve hayatını Gönülçelen'den meslektaşı Onur Saylan ile birleştiren ve ikiz çocuğu olacağı belirtilen güzel sinema sanatçısı.
 

yatutarsa

Favori Üye
Katılım
8 Ekim 2012
Mesajlar
20,001
Reaksiyon puanı
13,224
Puanı
1,060
Muhteşem Yüzyıl'a çok yakışır keşke onunda rolü olsaydı ..
 

berkann

Favori Üye
Katılım
22 Aralık 2011
Mesajlar
18,893
Reaksiyon puanı
6,728
Puanı
1,060
Anne olmasına rağmen süper güzel :D Ama anne olduğu için şey gözüyle bakmıyorum :D
 

destere

Favori Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
67,698
Reaksiyon puanı
41,332
Puanı
1,059
bütün resimler gerçekten çok güzel

yalnız dream bir iki resim araya karışmış ben onları tubaya benzetemedim :))
 

beyazsoy

Favori Üye
Katılım
23 Aralık 2011
Mesajlar
29,669
Reaksiyon puanı
13,168
Puanı
1,059
onur dovecek gıbı bakıyor :))))) yazık alısasacak bu durumlara :))) yalnız son dergı fotoları asırı photoshop var. tuba o tuba degıl.
 

*Dream*

Favori Üye
Katılım
8 Ocak 2012
Mesajlar
9,820
Reaksiyon puanı
5,517
Puanı
710
Konum
istanbul
Ayşe Arman'ın gözünden Tuba Büyüküstün

Kendini ifade etmeyi sevmiyor. "Ben, ben, ben" diye konuşmayı sevmiyor. Görünür olmayı sevmiyor. Mümkün olsa, röportaj da vermeyecek. Yeni dizisi '20 dakika' için yapıyor. Şaşırtıcı bir kadın. Herkesin ortalıkta biraz daha fazla olabilmek için geberdiği bir dünyada, "Bana ne sizin kurallarınızdan!" diyor, diyebiliyor. Bayıldım bu haline! Tuba Büyüküstün 'zoraki meşhur' gibi. Şöhretle filan alakası yok. Kendi dünyasında yaşıyor. Bana Küçük Prens'i hatırlattı. Biraz hüzünlü ve yalnız. Tanımadığı insanlara kolay güvenmiyor, teslim olmuyor. O bir 'tek çocuk.' Anne-baba çalıştığı için babaanneyle büyüyor, erken yaşta yuvaya gönderiliyor, işte o yalnızlığı, bireyselliği, tekilliği bence taa o günlerden miras. Ama olumsuz bir şeyden söz ettiğimi sanmayın, o yalnızlık, Tuba Büyüküstün'ü aynı zamanda herkesten farklı ve yaratıcı kılıyor. Çok zengin bir iç dünyası var. İçi, dışından daha zengin ve güzel. Zaten dış güzelliğiyle ilgili değil. Kendini güzel olarak da algılamıyor. Evet çok seviyor yaptığı işi ama beş sene sonrasını bilmiyor. Bu kadar ünlü biri olup olmayacağını da umurumda da değil zaten. Şu anda aşk duyduğu için oyunculuk yapıyor, sonrası meçhul. İkizleri olduktan sonra, dizi-mizi faslını da kapatmak istemiş. '20 Dakika'nın başrolündeki kadın kahramanın cazibesine kapılmış, çok sevmiş, o yüzden teklifi kabul etmiş, inat bir kadın, sevmediği hiçbir şeyi yapmıyor. Ve her şeyi sorguluyor. Bir tek kocası Onur Saylak'a ve kızları Maya ve Toprak'a olan aşkını sorgulamıyor. Onur'un sadece bakışları bile onu sakinleştirmeye yetiyor.

- - - Ekleme - - -

Röportaj resimleri

582523_394489570641527_1070895399_n_zpsea644186.jpg


Röportajı

Beş yıl önceki Tuba'yla şimdiki arasında ne fark var?
- Beş yıl önce hayata ve insanlara karşı çok daha kapalı ve korunaklıydım. Bugün artık daha açık bir insanım. Yumuşadım. Kızlarım 1 yaşına geldi. Onlara baktığımda şaşırmaktan kendimi alamıyorum. 30 yaşındayım, dünyalar güzeli iki çocuğum, çok sevdiğim bir eşim ve heyecan duyarak yaptığım bir işim var. Bir insan daha başka ne ister?

İkizler senin için ne ifade ediyor?
- Oooo, onlar benim için her şey demek! 7 ay biz baktık. Onur'la ben. Sadece dördümüzdük. Şahaneydi.

Bakıcı abla filan yok muydu? Neticede iki bebek...
- Yok hayır, hiç yardım almadık. Böyle söyleyince insanlara tuhaf geliyor ama biz bize olmak istedik: Onur, ben ve yeni doğmuş bebeklerimiz. Onları hastaneden çıkardık, bir bebek olsa, "car seat'in yanına oturabiliyorsun ama iki bebek olunca, ııh, mecburen öne oturdum, Onur da arabayı kullanıyor. Macera başladı. Tabii ağlamaya da başladılar. Ben ameliyatlıyım dönemiyorum; onlara ulaşamıyorum. Her şey, bir sınav gibiydi ama biz sakin bir anne-babayız, şimdilik sınavı geçtik.

Bir sürü insan, yeni doğmuş bebeği eline almaya bile korkar...
- Biz hiç öyle değiliz. Onur da müthiş yardımcı. Lafta değil, gerçekten öyle, çok becerikli. Geceleri kızlar ağladığında, ben çok yorgunsam, beni uyandırmadan kalkıp, benim sağdığım sütten veriyor, altlarını değiştiriyordu. Ne şikâyet ettik, ne de kafayı yedik. Aslında bize kalsa, çalışmayalım, etmeyelim, hep evde kızlarımızla, mutlu mesut yaşayalım! Ama böyle bir lüksümüz yok, çalışmak zorundayız. İki buçuk aylıkken onları alıp Paris'e gittik. "Delisiniz!" dediler. Kangurularımızla taktık, bebeklerimizle dolaştık. Onların restoranlarda uyuttuk. "Çok küçükler, evde kalsınlar" filan gibi takıntılarımız yok, gergin, tedirgin bir anne-baba değiliz, biraz rahatız galiba. Bir arkadaşım diyor ki, "Sizi seyrederken Discovery'deki aslan ailesini seyredermişim gibi hissediyorum kendimi!" Çocuklar oramızda, buramızda, gayet doğallar, üzerimize çıkıyorlar, sonra iniyorlar, bir şeyler yaparken onlar hep yanımızdalar.

Aman rüzgâr var, klima çarpar, onu elleme, bunu yeme...
- Yok öyle şeyler. Evhamlı değiliz.

Peki anneliğinin saplantılı tarafı ne?
- Yanlarında değilsem, kontrol manyağına dönüşüyorum. Her şeyden haberdar olmak istiyorum. 8'inci ayda, hayatımıza, mecburen bir bakıcı abla girdi. Çünkü çalışmaya başlayacaktım. Ona bütün düzeni anlattım. Ve rica ettim: "Ben olmadığımda, Maya ve Toprak'la ilgili rapor ver bana. Her şeyi ayrıntılarıyla yaz. Fotoğraf gönder." Şimdi öyle yapıyor, sürekli mesaj atıyor. Evet dizi çekimindeyim ama kızlarımla ilgili her şeyi bilmeliyim.

Arada, "Dizisi batsın, ben çocukların bir sürü şeyini kaçırıyorum!" demiyor musun?
- Diyorum. Ama annelik beni ne kadar tanımlıyorsa, oyunculuk da öyle...

Diziyi kabul ederken tereddüt ettin mi?
- Ettim. Dizi yapmak istemiyordum aslında. Çünkü dizi, hayatı çalan bir şey. Ama bu proje, beni çok heyecanlandırdı. O kadın olmak istedim, o kadını canlandırmak istedim.

Oyunculuk senin için ne kadar önemli?
- Ben insanın yaptığı mesleğin, insanın kendisi olduğuna inanıyorum. Ona sahip çıkman gerekir, çünkü o zaten sensin.

Bu role ne kadar girebildin?
- Bunu izleyenler takdir etsin. İlk bölümün reytingleri çok iyi gelmiş, umarım sever insanlar. Çok başka bir kadın. Ortada bir cinayet var, bir türlü emin olamıyorsun, o mu yaptı, başkası mı? Çözemiyorsun.

20 dakika, 'Kaçış Planı' filminden birebir adaptasyon mu?
- Hayır. Orijinali 'Pour Elle' diye bir Fransız filmi. Onunla, 'Kaçış Planı'nın karışımı. Ezel'in senaristleri Pınar ve Kerem'in kendi yorumları da var.

BEREN SAAT'LE RAKİP DEĞİLİZ UYDURUYORLAR

Beren Saat'le aranızda rekabet mi var?

- Yok öyle bir şey. Bir şey bulamıyorlar şişiriyorlar ama içi boş.

Sürekli kıyaslıyorlar sizi...
- Evet. Dizileri, oyunculardan ibaret bir şey gibi sunmak, o dizide emeği geçen herkese büyük haksızlık. Diziler benden ya da Beren'den ibaret değil ki.

Tanıştınız mı hiç?
- Hayır, denk düşmedi.

HAMİLEYKEN ACİKLİ DURUMDAYDIM
Ben hamileyken, etrafımda deneyimlerini paylaşabileceğim hamile biri yoktu. İnanmayacaksın ama beni çok rahatlatan Arnold Schwarzenegger'in 'Junior' filmiydi. O filmi izlediğimde, "Ha tamam normalmiş benim duygularım!" dedim. Erkeğin hamile kaldığı bir film sayesinde kendimi normal hissedecek kadar acıklı durumdaydım!

Siz nasıl bir çiftsiniz?
- Onur'la ben birbirini yükselten bir ikiliyiz.

O, Tuba Büyüküstün'le evli olmakta zorlanıyor mudur?
- Yok canım. Onun tek zorlandığı şey, benim hayata bakış açımın farklılığı. Bazen "Allah aşkına Tuba, nereden bakıyorsun sen?" diyor, beni anlamaya çalışıyor. Çünkü ben tamamen kendi dünyamda yaşıyorum.

Anadolu yakasında mı büyüdün?
- Evet. Hep buradaydım. Çok seviyorum. Kahvaltıya pijamayla bile gitsen, kimsenin umurumda olmuyor!

"Ben kimim biliyor musun" tribi atarak ortalıkta dolaşan biri değilsin...
- Ben kimim ki zaten! Beş sene sonra beni kimse hatırlamıyor olabilir. Şu anda keyif aldığım bir iş yapıyorum, iyi de yapmaya çalışıyorum ama insanın kendisini abartmaması gerekir. Bu meşhurluk da ömür boyu sürecek bir şey olmayabilir.

Doğumdan sonra kocana karşı hislerinde değişiklik var mı?
- Evet, eskisinden daha farklı bir heyecan hissediyorum ona karşı. Başka bir yanını gördüm, onu baba olarak da tanıdım. Artık hayatımda hep olacak bir adamın heyecanını duyuyorum.

Doğum nasıl bir tecrübeydi?
- Benim için hayal kırıklığı oldu! Normal doğum istiyordum. Fakat ikizlerden biri ters gelince, mecburen sezaryen olmak durumunda kaldım. Gerçi epidüral sezaryendi, uyanıktım ama çocuklarımı hemen bana vermediler, orada birtakım işlemlerden geçirdiler, yıkadılar, biri çok ağlıyordu, ısrarla, "Verin" dedim, vermediler, sinir oldum.

Derdim güzellik değil KENDİMİ BULMAKTI

Seninki nasıl bir hikaye?

- Baba tarafım Giritli, anne tarafım Kırımlı. Annem, bir bankanın reklam bölümünde çalışıyordu. Babamsa elektronik mühendisi. İkisi de çalıştığı için, babaannem baktı bana, küçük yaşta da yuvaya başladım.

Hüzünlü bir çocukluk mu?
- Hayır ama biraz yalnız. Kendi dünyası olan, hayaller kuran, çekingen, sakin...Tanımadığım ve güvenmediğim insanlarla iletişim kurmazdım. Anlaşılmadığımı düşünürdüm. İlkokulu Göztepe İlkokulunda okudum, sonra da Doğuş Lisesi. Mimar Sinan, hayatımın dönüm noktasıdır.

Hep okulun en güzel kızlarından biri miydin?
- Öyle bir algım hiç olmadı. Güzellik umurumda da olmadı. Benim derdim, kendimi bulmaktı. Ben kimim? Ne istiyorum? Bende neler oluyor? Neye inanıyorum? Hayat benim için ne? Din benim için ne? Aşk ne?

Bulabildin mi bunların cevabını?
- Yavaş yavaş buluyorum!

Nasıl bir gelecek hayal ediyordun?
- Etmiyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Tomris Giritlioğlu beni reklamlarda görüyor, gerisi geliyor.

Peki reklamda oynamaya nasıl karar verdin?
- Bir gün, bir arkadaşımla, Mimar Sinan'da "Nerede, ne atölyeler var?" diye dolaşıyorduk. Baktık fotoğraf çekimi var. Bende de fotoğraf fobisi vardır, hiç sevmem fotoğraf çektirmeyi. Aksi gibi, "Sizin de fotoğraflarınızı çekebilir miyiz?" dediler. "N'olur bir kare" filan deyince, itiraz edemedim. Sonradan öğrendim ki o fotoğraflar bir ajansa gitmiş, beni buldular, reklamlarda oynamaya başladım, Molped reklamında Hülya Avşar'a soru soran kızlardan biriydim. Tomris Hanım öyle keşfediyor beni.

Kaynak: Hürriyet / Pazar
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

*Dream*

Favori Üye
Katılım
8 Ocak 2012
Mesajlar
9,820
Reaksiyon puanı
5,517
Puanı
710
Konum
istanbul
Bu ikilide çok farklı bir ışık var.Hazır ikiside Ay Yapım bünyesindeyken bir dizi yapsınlar :)

<strong><em>
 
Moderatörün son düzenlenenleri: