sedefçi olmasının negatifliğini götürüyor böyleceTuba bu zamana kadar Hazalı geçememiş mi
Kösem izliyor işte entel varoş
Muhteşem Yüzyıl Kösem 28.Bölüm Yorumları
- Konuyu başlatan Harunnn60
- Başlangıç tarihi
Sedefçi olmanın nesi negatiflik pis Meryemci.sssedefçi olmasının negatifliğini götürüyor böylece
Gülcan@ozgur2113 Emine'nin evlatlık aldığı çocuğun ismi?
Çok tatlı bir kız. Dur sen sormadan söyleyeyim Mesude ve Kemal boşanıp yeniden evlendi, Songül yüzme yarışına katıldı, Meral annesinin intikamını almaya çalışıyor, Cemrenin halası hastaneye yatırdı falan
Aferin yokluğumda da yolundan şaşmaman güzel.Gülcan
Dur sen sormadan söyleyeyim Mesude ve Kemal boşanıp yeniden evlendi, Songül yüzme yarışına katıldı, Meral annesinin intikamını almaya çalışıyor, Cemrenin halası hastaneye yatırdı falan
Bu hafta heyecan devam edecek fragmanı @xemrexxx de görsün dizi nasıl olur görsün bari
Fragmanı da izledim pis Defne.ssAferin yokluğumda da yolundan şaşmaman güzel.
Sıla Afitap ve genel albüm hakkında yorum yapmadın görmedim zannetme derhal konuya
Afitap'ı sevdim de albümün tamamını dinlemedim.Sıla Afitap ve genel albüm hakkında yorum yapmadın görmedim zannetme derhal konuya
Görsel açıdan çok tatmin edici bir bölümdü, prodüksiyon ekibinin ellerine sağlık. Boğaz'ın donması, halkın çaresizliği vs. güzel işlenmiş.
Akile teyze tam bir şeyhülislam kızı gibi fakir halka yardım ediyor ne güzel ama gencecik Osman'ın annesi gibi duran bu teyzemizin Osman'ın eşi olması yani ne bileyim torbacı Meleksima bile daha çok yakışıyor yanına hem de artık o bir sessade anası neyse zaten siyasi evlilikmiş. Bir de Ahmed, Kösem'e nikah kıyarken 100 bin altın mehir vermişti ama Osman 6 kere 100 bin altın verdi, bu gereksiz ayrıntıyı da belirtmek istedim.
İskender'in ölüm sahnesinde sandıktan cellat çıkacak sanıyordum ama Zülfikar işi şansa bırakmamış direkt bomba koymuş. RIP İskender, seni özlemeyeceğim. Dul kadını çarşıda köşeye sıkıştırıp "tahta geçince seni alacağım" imalı konuşmaların çok ayıptı.
Yıl 1621 ama Yılmaz Şahin, 1619'da ölmesi gereken Safiş'e ölümsüzlük iksiri içirdiğinden 70'lik kadın hala at üstünde entrikalar çeviriyor.
Bu bölüm Beren'in oyunculuğu beğenilmiş, ben bir-iki bölümdür beğeniyorum zaten. Bu bölüm de güzel taklit etmiş Mahidevran'ın sahnesini. Çekim esnasında karıştırıp "Mustafaammm" falan bile demiştir.
Akile teyze tam bir şeyhülislam kızı gibi fakir halka yardım ediyor ne güzel ama gencecik Osman'ın annesi gibi duran bu teyzemizin Osman'ın eşi olması yani ne bileyim torbacı Meleksima bile daha çok yakışıyor yanına hem de artık o bir sessade anası neyse zaten siyasi evlilikmiş. Bir de Ahmed, Kösem'e nikah kıyarken 100 bin altın mehir vermişti ama Osman 6 kere 100 bin altın verdi, bu gereksiz ayrıntıyı da belirtmek istedim.
İskender'in ölüm sahnesinde sandıktan cellat çıkacak sanıyordum ama Zülfikar işi şansa bırakmamış direkt bomba koymuş. RIP İskender, seni özlemeyeceğim. Dul kadını çarşıda köşeye sıkıştırıp "tahta geçince seni alacağım" imalı konuşmaların çok ayıptı.
Yıl 1621 ama Yılmaz Şahin, 1619'da ölmesi gereken Safiş'e ölümsüzlük iksiri içirdiğinden 70'lik kadın hala at üstünde entrikalar çeviriyor.
Bu bölüm Beren'in oyunculuğu beğenilmiş, ben bir-iki bölümdür beğeniyorum zaten. Bu bölüm de güzel taklit etmiş Mahidevran'ın sahnesini.
Çekim esnasında karıştırıp "Mustafaammm" falan bile demiştir.
@sokak sanati na yine tas gelmiş sonda @Çiğdem-Görsel açıdan çok tatmin edici bir bölümdü, prodüksiyon ekibinin ellerine sağlık. Boğaz'ın donması, halkın çaresizliği vs. güzel işlenmiş.
Akile teyze tam bir şeyhülislam kızı gibi fakir halka yardım ediyor ne güzel ama gencecik Osman'ın annesi gibi duran bu teyzemizin Osman'ın eşi olması yani ne bileyim torbacı Meleksima bile daha çok yakışıyor yanına hem de artık o bir sessade anası neyse zaten siyasi evlilikmiş. Bir de Ahmed, Kösem'e nikah kıyarken 100 bin altın mehir vermişti ama Osman 6 kere 100 bin altın verdi, bu gereksiz ayrıntıyı da belirtmek istedim.
İskender'in ölüm sahnesinde sandıktan cellat çıkacak sanıyordum ama Zülfikar işi şansa bırakmamış direkt bomba koymuş. RIP İskender, seni özlemeyeceğim. Dul kadını çarşıda köşeye sıkıştırıp "tahta geçince seni alacağım" imalı konuşmaların çok ayıptı.
Yıl 1621 ama Yılmaz Şahin, 1619'da ölmesi gereken Safiş'e ölümsüzlük iksiri içirdiğinden 70'lik kadın hala at üstünde entrikalar çeviriyor.
Bu bölüm Beren'in oyunculuğu beğenilmiş, ben bir-iki bölümdür beğeniyorum zaten. Bu bölüm de güzel taklit etmiş Mahidevran'ın sahnesini.
