Kod Adı: Paradoks - 4.Bölüm (YENİ SEZON)

batuhankaralar

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
11 Ağustos 2012
Mesajlar
22,228
Reaksiyon puanı
16,580
Puanı
1,061
z3BRzD.jpg

PARADOKS - 4.BÖLÜM


1.Bölüm / 2.Bölüm / 3.Bölüm
___________________________________________________________________________

1.SAHNE / OFİS / Gece - İç Mekan
15 Temmuz 2016 - Saat 23:25
Ofiste büyük bir hareketlilik vardır. Koşar adımlarla hareket eden onlarca kişiyi görürüz. Depoda üç kişi silah ve mühimmat dolu kasaları açmaktadır.
İstihbarat çalışanı 1: Daha hızlı, onlar burayı da basmadan transferi gerçekleştirmemiz gerek!
Eline uzun namlulu silah, tabanca, mermi balyaları ve el bombaları alanlar hızla yukarı çıkmaktadır. Bu sırada ana kapıya yanaşan 5 tane siyah VIP minibüs binayı çevrelemiştir. İçeriden inen kar maskeli kişiler kapıdaki korumaları etkisiz hale getirdikten sonra kapıyı fünye ile patlatarak içeri girmiştir.
(Ofis katı) Çiğdem: Ekipmanları daha hızlı taşıyın, içeri girdiler!
Gürkan: Şef, bütün cihazları söküp taşıyacak kadar zamanımız yok. İçerdeki aletleri imha edebiliriz.
Çiğdem: Fikret ve Pelin'e ulaşan var mı?
Demir: Negatif, kırmızı hat dahil bütün şebekeler iptal.
Çiğdem: (Silah seslerini duyar) Buraya geliyorlar, herkes siper alsın!
Çatışma başlar. Çiğdem lobideki koltuğun arkasına mevzilenir. Eşref'i ve Murat'ı Çiğdem'in odasının kapısında görürüz. Demir Çiğdem'in odasına girer, Gürkan da peşinden gidecekken arkasından vurulur. Bir süre çatışırlar.
Murat: (Bağırarak) Şef, mermim bitiyor. B planın var mı?
Çiğdem: Olmaz olur mu, şuradan çıktıktan sonra sana haritadan yer beğendireceğim!
Bu sırada içeriye gaz bombası atarlar.
Çiğdem, Eşref, Demir: Öhö, öhö, öhö!
Murat: (Kapıyı kapatır ve Çiğdem'in odasına girer) Allah kahretsin, gaz maskelerini bulamıyorum.
Bu sırada kapıyı kırarlar. Çiğdem şef ve Eşref vurulmuştur. Demir de kapının arkasında kafasından vurulur. Kapı açıldığı için Murat Çiğdem'in masasının altında bayılmıştır.
Hain 1: Orada kimse varsa mermiyi beynine yemeden bize teslim olsun!
Hain 2: (Hain 1'i omzundan silkeleyerek) Haydi gidiyoruz, bombayı kurduk birazdan burada canlı kimse kalmayacak!
Ortalık savaş alanına dönmüştür. Hainler arabalara biner ve ofisten ayrılırlar. Biraz sonra da büyük bir gürültü ile ofisin olduğu bina havaya uçar.
___________________________________________________________________________
8 AY SONRA..
2.SAHNE / ÇAY BAHÇESİ / Gündüz - Dış Mekan
Kamera çay bahçesinde dolaşmaktadır. Birinin elindeki gazetenin manşetini görürüz.
Kemal, Fikret'in gazete doğru baktığını görür.

GB0nr7.jpg


Kemal: Fikret, Fikret burada mısın koçum?
Fikret: Pardon abi bir an dalmışım öyle.
Kemal: Neye daldığını biliyorum. Evlat keşke ben de dalabilsem öyle ama olmuyor yapamıyorum.
Fikret: Abi hazmedemiyorum. 8 ay geçti, ben arkadaşlarımın ceset parçalarını ellerimle topladım oradan.
___________________________________________________________________________
// FLASHBACK \ - 16 TEMMUZ SABAHI
Fikret: (Polisi silkeleyerek) Neredeler, söylesene ulan öldüler mi? Şefin kimliği burada, o da mı öldü? Murat nerede, söylesene Murat nerede!!
\ FLASHBACK // - 16 TEMMUZ SABAHI
___________________________________________________________________________
Kemal: Zor günlerdi. Hepimiz için koma günleriydi. Atlatmaya çalışıyoruz desek de kendimizi kandırıyoruz aslında. 200 küsür insan öldü, bak tam sayısını bile söyleyemeyecek kadar çok insan.
Fikret: Mura..
Kemal: Dur sözümü kesme. Murat'ı da diğer arkadaşlarımızla beraber diye farz ettik. Bundan böyle yapacak birşey yok artık bunu anla!
Fikret: Peki abi öyle olsun. Zaten gazi olmuşuz ıskartaya çıkarılmışız ne fark eder ki? (Sandalyeden kalkar ve gider.)
Kemal: Fikret, dur oğlum nereye? Hey Allahım ya zor duruyorum bir gün gerçekten akıl hastanesine yatacağım.
___________________________________________________________________________
3.SAHNE / YOL / Gündüz - Araba
Fikret: Alo Pelin birşey bulabildin mi?
Pelin: (Bilgisayar başında) Buldum sayılır ama..
Fikret: Aması ne?
Pelin: Büyük şefin geleceği duyumunu almışlar. Bak Fikret seni riske atamam bu işin ucunda ölüm var.
Fikret: Ben zaten yaşayan ölüyüm, bu dakikadan sonra elimdeki pimi çekilmiş bombayı patlatsam ne patlatmasam ne!
Pelin: Tamam konuşacağız, akşam eski ofiste buluşalım.
Fikret: Peki. (Telefonu kapatır.)
Fikret: Gel big brother gel. Bakalım çantanda bana ait neler varmış?
___________________________________________________________________________
4.SAHNE / MEZARLIK / Gündüz - Dış Mekan
Müsteşarı aile kabristanında görürüz. Bahar için gelmiştir.
Sadık: Bahar, canım kızım. Affet beni, sana kıyanlara engel olamadım. Murat, belki de bu hayatta yüzünü güldüren tek insandı. Çok çabaladı ama onu da.. (Cümle boğazında düğümlenir)
Sadık: Her neyse papatyam. Ben gidiyorum buralardan. Bir süre kafamı toplamaya ihtiyacım var. Devlet işlerini de bırakıyorum zaten. Ben sık sık geleceğim, olur mu bi'tanem? (Mezara çiçek koyar ve uzaklaşır.)
Sadık: (Arabaya doğru yürümektedir) Ferit, yalıya gidiyoruz. Şöyle son bir toparlama yaptıktan sonra bana yol görünüyor.
Ferit: Efendim haddim değil ama kararınızı bir kez daha..
Sadık: Yıprandım artık, (Kravatını çıkarır) şimdi yeni şeyler söyleme zamanı. Hadi gidelim.
İstanbul manzaraları eşliğinde bir sonraki sahneye geçeriz.
___________________________________________________________________________
5.SAHNE / OFİS / Akşam - Dış Mekan
Pelin, arabasıyla patlamada harabeye dönen ofisin önüne gelmiştir. Arabadan iner ve ofisin arka tarafına doğru yürür.
Fikret: (Tabancasını doğrultarak) Sen miydin? (Tabancasını indirir)
Pelin: Beni de mi vuracaksın? İyi bari toptan temizlik..
Fikret: Kısa kess.. Gelişmeleri söyle!
Pelin: Büyük şef, ya da her neyse. Yarın İstanbul'da olacakmış özel birkaç görüşme için.
Fikret: Niye geliyormuş, biz orada ölüp ölür dirilirken neredeydi bu herif?
Pelin: Zaten buraya geliş amacının bizimle uzaktan yakından alakası olmadığı belli.
Fikret: Bana sağlam 3 adam bul. Yarın ya büyük şefi alacağım, ya da o beni!
Pelin: Düşündüğüm şeyi yapmayacaksın sanırım? Yaşamama ihtimalini geçtim seni moleküllerine ayırırlar.
Fikret: Umrumda değil! Bana istediğim bilgiyi verecek. (Pelin'in yanından uzaklaşmaya başlar.)
Pelin: (Bağırarak) Murat öldü, bunu o kalın kafana sok Allah'ın belası herif!
Günün doğuşunu seyrederiz.
___________________________________________________________________________
6.SAHNE / Gündüz - Dış Mekan
2 araçlık sivil plakalı bir konvoy görürüz. Araçların birinde büyük şef, diğerinde korumaları durmaktadır. Trafik çevirmesi için sağa yanaşırlar.
Polis 1: Merhabalar. Ehliyet ruhsat?
Şoför: Bir saniye. Buyrun memur bey. Ha bir de silahımın ruhsatı vardı vermemi ister misiniz?
Polis 1: Lütfen. (Şöyle bir göz süzdürdükten sonra) Araçtaki diğer kişilerde varsa onlarınkini de rica edeyim.
Şoför: (Torpido gözünü açarak) Hepsi burada.
Polis 1: Teşekkürler, hemen geliyorum.
(Bir süre bekledikten sonra)
Polis 1: (Arka cama doğru gider) Kudret Demiroğlu.
Büyük Şef: Benim, bir sıkıntı mı var acaba?
Polis 1: Efendim evraklarda bir sıkıntı gözüküyor, lütfen ekip aracına gelebilir misiniz?
Koruma: (Belindeki armayı göstererek) Sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun?
Polis 1: Bilmiyorum ama sizin de araçtan inip gelmeniz gerek. (Kısık sesle) Ya abi bu öndeki komiser ilk hatamda beni Güneydoğu'ya sürecek, kalantor abim araçta kalsın bari siz gelin 2-3 dakikacık ya lütfen.
Şoför: (Büyük Şef'e bakar. Şef gözünü yumar.) Peki gelelim o zaman. (Kapı kilitleme tuşuna basar.)
Şoför ve koruma araçtan iner. Öne doğru yürürken ilk polis arkalarından şok tabancası ile etkisiz hale getirir. Bu sırada arkadaki koruma aracındakiler de ikinci ve üçüncü polis tarafından bayıltılmıştır.
Fikret şefin aracına biner. Şefe silah doğrultur.
Fikret: Eee büyük şef, tanışmak bugüne kısmetmiş!
Büyük Şef: Bunun bir tezgah olduğunu sezmiştim. Evet kimsin bakalım?
Fikret: Ecelin!
İkinci polis ön koltuğa geçer ve hızla oradan uzaklaşırlar.
Polis 2: Abi nereye gidiyoruz?
Fikret: Bir yere gitmiyoruz, sahilde duracaksın inip gideceğiz.
Büyük Şef: Bir dakika, ben seni hatırladım. Sen şu bombalanan istihbarattaki çocuklardansın.
Fikret: Hainler kurbanlarını tanırmış zaten, şaşırmadım.
Büyük Şef: Benden ne istediğini halen öğrenemedim aslan parçası? Umarım yardımcı olabileceğim bir konudur.
Fikret: Orada bizi kurtarabilirdin, ama yapmadın! Ekibimdeki herkesi bile bile ateşe attın sen!
Büyük Şef: Şu kayıp çocuk, adı neydi ha Murat dimi?
Fikret: (Silahı tekrar doğrultur) Kardeşimin adını ağzına alma!
Büyük Şef: Hepimiz aynı gemideyiz önce bunda anlaşalım. (Fikret silahı indirir) Ha şöyle, hadi biraz beyin fırtınası yapalım. Sence Murat ölse şimdiye kadar bir iz bulunmaz mıydı?
Kamerada Fikret'in endişeli bakışlarını görürüz. Bu sırada telefonu çalar.
Büyük Şef: Aç aslan parçası aç, benim gibi ihtiyar bir adam seni sırtından vurmaz.
Fikret tereddütle telefonu açar. Arayan Pelin'dir.
___________________________________________________________________________
7.SAHNE / OTOBAN / Gündüz - Dış Mekan
Pelin: (Telaşlı bir ses tonuyla) Alo, Fikret. Burası çok kötü, çok kötü.
___________________________________________________________________________
8.SAHNE / Gündüz - Dış Mekan
Fikret: Pelin ne oldu! Nee? Çek sağa, çek sağa in arabadan!
Büyük Şef: Ne oldu aslan parçası?
Fikret: (Şok olmuş bir ifadeyle) Sadık, Sadık bey. Öldürülmüş!
Kare büyük şef ve Fikret'in birbirlerine şok olmuş bakışları eşliğinde donar.

4.BÖLÜM SONU
 

Angelica

Favori Üye
Ayın En Favori Üyesi
Katılım
31 Mart 2012
Mesajlar
80,688
Reaksiyon puanı
56,849
Puanı
1,060
Yaş
40
Konum
Kayseri
çok güzel olmuş çok beğendimm emeğine sağlık batuhan:D
 

Keith Long

Favori Üye
Katılım
22 Eylül 2012
Mesajlar
50,874
Reaksiyon puanı
29,317
Puanı
1,061
Web Sitesi
acadebi.com
Rıza baba ve ekibi istihbarata yardım için gelecek rehine operasyonu yapacaklar :D
Onlar halkın polisi mit sıkışınca yardım istiyor diyor
Rızanın sözü Ekibine geri dönebilirmi dönemez bir gün orta doğudaki operasyona devletin derin işleri işin bilmem nereye ipi hep sizin elinizde olur
Benim ekibim Halka bağlı

TURKCELL T70 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi