eTV Hissikablelvuku: Bir Katilin Hikayesi | Bölüm 4

XanTier

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
27 Kasım 2012
Mesajlar
21,260
Reaksiyon puanı
8,234
Puanı
1,061
Yaş
29
228cpj08RlWaS-HRxBYahg.gif

1. Sezon Bölümleri için tıklayın


HiSSiKABLELVUKU
BiR KATiLiN HiKAYESi
Her neyse…
Bir şeyler yiyeceğim.
Yumurta yapacağım, ama lanet olsun ki bayat ekmek var sadece.
Buzdolabını açtım.
Yumurtalığa yöneldim
Ama garip bir şeyler var.
Yumurtalıkta 2 tane parmak var...


BÖLÜM 4
17 Eylül 1999
İkisi de başparmak...
Bunlar buraya nasıl geldi?
Bu nasıl mümkün olabilir?
Kocasın da mı ben öldürdüm?
Adam kendini asmış!
Neden hiçbir şey hatırlamıyorum? Çıldırmak üzereyim!
O kadının başparmağını kesip almadığıma eminim!
Adamı ben asmadım. Adamın parmağını kesmedim!

Peki ya? Dün kapım açıktı! Evet, açıktı. Birisi geldi ve bunları buraya bıraktı. Beni takip etti, ben çıkınca içeri girip kadının parmağını kesti, adamın intihar ettiğini görünce onun da parmağını kesti. Gece de bana kapımı açık bıraktırıp o parmakları koyup gitti. Eminim şu anda. Çözdüm her şeyi. O yaptı, ben değil! Peki ama neden yaptı? Bir polis eğer benim peşimden gelirse, bu parmakları görürse suçlu ben olurum. Adam çok zeki! Ben arkamda hiç delil bırakmadım, bu yüzden o da kendi delilini türetti ve getirdi. Bu işi çözmem gerekiyor. Benden koltuk taşımada yardım isteyen adam beni oyaladı ve peşimdeki adam o sürede parmakları bırakıp kaçtı. Benimle oyun oynayan kişiyi bulmam lazım. Her an beni izliyor, buna eminim.

Dışarı çıktım. Sanırım sonbahar gelmiş, üşüyecek gibi oldum ve dönüp ceketimi giydim. Boğaza doğru sürdüm. Arkama bakıyorum, ama kimse yok. Boğaza yaklaşınca her zamanki yere park ettim. Yürüyerek devam ettim. Şu anda arkamda bir yerde çaktırmadan izliyor olmalı beni. Arkamdaki insanlardan birisi o. Onu bir şekilde tespit edip yakalamam lazım. Yoksa beni polisin eline yem edecek. Ve bana bir de utanmadan suçlu diyecekler. Zamanında deli dedikleri gibi! Ben suçlu değilim, kurtarıcıyım. O kadını acılarından kurtardım ben…

Boğaza karşı oturdum bir süre. Her zaman yaptığım gibi. Gençken gelirdim buraya. Arada bir arkama bakıyorum. Hangisi? Her yerde insan var. Daha tenha yerlere gitmem lazım sanırım düşüncelerimi bir kenara bırakıp. Tenha yerlere gidince mesafeyi artıracaktır yakalanmamak için. Kalktım, normal tempoda yürüdüm ve sokaklara girmeye başladım. Arkama bakıyorum, hala peşimden gelen birisi yok gibi. Nerede bu? Şu markete girip normal davranırsam, onu beklediğimi fark edemez. Yakından takip etmeyecek kadar akıllı. Bu kadar şeyi düşünen insan akıllıdır. Gerçekten akıllıdır. Sokağa birisi girdi. Bu o mu? Muhtemelen beni göremediği için koşar adımlarla yürüyor ve etrafına bakıyor bir şey ararcasına. Bu o! Belki de benim markette olduğumun farkında değil, belki de farkında… Marketin yanından geçti. Şimdi işler tersine dönecek, biraz da o takip edilsin. Bakalım nereye gideceksin?

Yaklaşık 5 dakikadır takip ediyorum. Yürümeye devam ediyor. Arkasına sadece 2 kez baktı. 1 kez durdu ve etrafına bakmadan yürümeye devam etti. Muhtemelen sağa veya sola dönerken kafasını çevirmeye gerek kalmadan gizlice beni izliyor. Çok zeki.

Bi dakika! Polis karakolu… Karakola girdi adam! Bu adam polis mi yoksa? Ama bir polis neden dolabıma o parmakları bıraksın? Aklımdaki soru işaretleri artmaya devam ediyor.

Oturdum karakolu gören bir yere. Karakol denize yakın. Hava kararmaya başladı ve karşıdaki boğazın ışıkları da yandı, buradan görünüyor. Dalga sesleri bile geliyor biraz. O yüzden yine boğaza karşı oturuyormuşum gibi hissettim. Ve aklıma yaşadıklarım geldi yine. Üniversiteden çıktıktan sonra gece yarısına kadar deniz kenarında otururduk hep. İçerdik… Eğlenirdik… En saçma şaka bile komik gelirdi o zaman. Üzüntüm yoktu, derdim yoktu… Ve sonra onu tanıdım ve ilk kez acı hissettim. İlk kez acı çektiğim için ağladım. Ama sonra şahit oldum ki ikinci kez âşık olmak da mümkünmüş... Mezun oldum. O gün müstakbel eşim de oradaydı, benimle birlikteydi. Zaten nişanlanmıştık ve önümüzde sadece askerlik kalmıştı. Mimarlıktan mezun olduktan sonra ve askerlikten sonra 2 ay sürmedi iş bulmam. 3.84 not ortalamalı diplomamı gören herkes istedi beni tabii ki. Şimdi gitsem yüzüme bakmazlar ama. Yurtdışından teklifler geldi. 1 yıl Fransa’da, 4 yıl İtalya’da olmak üzere 9 yıl boyunca çalıştım mimar olarak. İstanbul’da çalıştığım zamanlarda da işten Türkiye’ye geldiğim zamanlarda da geldim boğazı izlemeye sık sık. Artık yalnız gelmeye başladım, etrafımdakiler dağıldı. Kendi hayatlarını kurdu. Kimisi başarılı oldu hayatını kurarken, kimisi başaramadı. Benim gibi… Ama şu anda yalnız değilim, çünkü davetsiz bir misafirim var.

1,5 saattir bekliyorum, hava karardı bile. Tam 1,5 saat. Adam sonunda çıktı, ama koşarak çıktı. 2 polis de onu kovalıyor. Birisi hemen bir araca atladı, diğeri koşarak kovalamaya devam ediyor. Önümden geçtiler. Koşup koşmamakta kararsız kaldım. Ama yavaştan ben de arkasından koşmaya başladım polisin. Benim arkamdan da aracıyla polis geliyor şimdi. Koşan polis havaya ateş etti, adam başını elleriyle kavrayarak her gördüğü yere dalıyor. Akıllı davranmam lazım. Polislerden önce ona ulaşmam gerekiyor. Adam koşarken önüne bir araba çıktı ve üstünden atlayıp geçti. Arkadan da hızla polis arabası geliyor! Büyük bir fren!

Polis arabası kaçan adamın üstünden atladığı arabaya önündeki polisi de araya sıkıştırarak çarptı. Ben kıl payı sıyrıldım. Polis epey yaralanmış gibi, gerçekten korkunç bir manzara…

Kafamı kaldırdım ve etrafa bakmaya başladım, ama adam yok.
Kaybettim.
Adamın izini kaybettim.

25 Eylül 1999
Her gün birkaç kez bana koltuk taşıtan adamın evine çıktım, ama bir kez bile açmadı kapıyı 8 gün içinde. Apartmanın önündeki siyah kedi de 3 gündür ortalıkta yok. O da mı geçmişini ardında bırakıp başka yerlere gitti? Onun en son burada olmadığını gördüğümde o olay olmuştu...

8 gün geçti, yeni evime taşındım bugün. Eşyalar dahil ev kullanıma hazır. Parlak lambalar, göz alıcı tablolar, yerden tavana kadar uzanan büyük ve temiz camlar… Göz alıcı ve huzurlu bir ev. İlk işim eski evimden getirdiğim eşyaları yerleştirmek oldu. Ve tabii ki, parmakları dolaba koydum. Dışarı çıktım ve boğaza gittim.

Akşam oldu, eve döndüm. Arabadan inip eve girdim. Işıkları açtım, 2 saniye geçti geçmedi bütün ışıklar söndü. Sigortalar mı attı acaba? Sigortanın yerini buldum, her şey normaldi. Ana şalter garajda. Onu da kontrol etmekte fayda var. Dışarı çıktım, bütün sokak aydınlık. Sadece benim evimin karanlık olması ne anlama geliyor? Korkmaya başladım. Garaja doğru yöneldim. Garajın kapağını açmamla sokağın karanlığa gömülmesi bir oldu.
İçime yavaş yavaş korku dolsa da devam ettim.
Ana şalter inmişti. Kaldırdım, garaj ve ev birdenbire aydınlandı.
Ama sokak hala kapkaranlık. Diğer evler de dahil.
Her yer karanlık...

18 Eylül 1999
Uyandım!
Ama eski evimdeyim.
Kalktım ve tarihe baktım. Bugün ayın 25'i falan değil, bugün 18 Eylül.
Gördüğüm bir rüya mıydı?
Neler oldu hatırlamıyorum.
Aslında...
Hatırlıyorum…
Şalteri kaldırınca korkup eve döndüm. 4-5 dakika evde kaldıktan sonra çıktım dışarı. Sokak hala kapkaranlıktı. Sokağın karşısında bir adamın bana baktığını hatırlıyorum ve...

Yazan: Melih Salay
Rh0VdEWtRC6qCguSCXlcnw.jpg
Copyright © Hissikablelvuku 2017, eTV
 
Son düzenleme:

Aserat

Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,614
Reaksiyon puanı
62,937
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Yine çok güzel ama bir yandan da sonuyla beyin yakan bir bölümdü. Emeğine sağlık ve hayırlı reytingler. :A @XanTier

ohaaa 4.bölümm :eek:

aa sende daha 1.bölüme bakamadan bölümleri sıralamaya absladın @MayısKralı gibi vlla @XanTier :A :A :A
Onlar hızlı değil sen yavaşsın biraz. Daha benim diziye de bakman lazım zaten alt tarafı 1 bölüm yayınlandı oku gitsin. :A
 

Çiğdem

Emekli
Katılım
30 Aralık 2013
Mesajlar
143,852
Reaksiyon puanı
123,731
Puanı
1,060
Yaş
32
Konum
Giresun
Yine çok güzel ama bir yandan da sonuyla beyin yakan bir bölümdü. Emeğine sağlık ve hayırlı reytingler. :A @XanTier


Onlar hızlı değil sen yavaşsın biraz. Daha benim diziye de bakman lazım zaten alt tarafı 1 bölüm yayınlandı oku gitsin. :A
hhaha aa bu konuda en iyi sensin zaten bölümlerde acele etmedğin için en rahat seninkiler takip ediliyor :A
 

yatutarsa

Favori Üye
Katılım
8 Ekim 2012
Mesajlar
20,001
Reaksiyon puanı
13,224
Puanı
1,060
Kısa ve merak uyandırıcı bir bölüm olmuş. Telefonun fenerine takıldım bir tek. Eski tuşlu telefonlarda bir tuşa uzun basınca telefonun altında mı üstünde mi bir yerdeki ışığın yandığını hatırlıyorum sanki ama 99'da var mıydı bilmem, araştırmışsındır herhalde sen? :D
"8 gün geçti. Yeni evime taşındım bugün. Her gün birkaç kez adamın evine çıktım, ama bir kez bile açmadı kapıyı." buradaki adam kim? Yolda gördüğü adam değil herhalde, onun evini nereden bilsin?
 

XanTier

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
27 Kasım 2012
Mesajlar
21,260
Reaksiyon puanı
8,234
Puanı
1,061
Yaş
29
ohaaa 4.bölümm :eek:

aa sende daha 1.bölüme bakamadan bölümleri sıralamaya absladın @MayısKralı gibi vlla @XanTier :A :A :A
Ben haftada bir yayınladım. İzlememek senin kusurun. :A:A
En fazla 30 dakikanı alır hepsi. Tavsiyem yavaş yavaş oku :A

Bu bölüm göze kısa geldi ya da bir çırpıda okuttu, yine çok akıcı ve güzel olmuş. Son sahnede yeni bir gizem ortaya çıktı, acaba zaman atlaması ve gelecek görüsü yeteneği mi var diye düşünüyorum ama bilim kurguya kayacak bir hikaye de değil gibi. @XanTier
Aslında kelime olarak şu ana kadar olan en uzun bölümdü.
Bilmem göreceğiz. Bu tip sorulara cevap vermiyorum senin gibi :D

Bu arada konu başlığı Bölüm 4, konu içinde 3. :D
Direk kopyalayınca. Hep itiraflar yüzünden, orada konuşurken özensiz olmuş biraz :F

Kısa ve merak uyandırıcı bir bölüm olmuş. Telefonun fenerine takıldım bir tek. Eski tuşlu telefonlarda bir tuşa uzun basınca telefonun altında mı üstünde mi bir yerdeki ışığın yandığını hatırlıyorum sanki ama 99'da var mıydı bilmem, araştırmışsındır herhalde sen? :D
"8 gün geçti. Yeni evime taşındım bugün. Her gün birkaç kez adamın evine çıktım, ama bir kez bile açmadı kapıyı." buradaki adam kim? Yolda gördüğü adam değil herhalde, onun evini nereden bilsin?
Bunu birkaç yıl önce yazdım, biliyorsun. O zamanlar günümüze göre yazmıştım. Gözümden kaçmış bir detay :F
 

yatutarsa

Favori Üye
Katılım
8 Ekim 2012
Mesajlar
20,001
Reaksiyon puanı
13,224
Puanı
1,060
Ben haftada bir yayınladım. İzlememek senin kusurun. :A:A
En fazla 30 dakikanı alır hepsi. Tavsiyem yavaş yavaş oku :A


Aslında kelime olarak şu ana kadar olan en uzun bölümdü.
Bilmem göreceğiz. Bu tip sorulara cevap vermiyorum senin gibi :D


Direk kopyalayınca. Hep itiraflar yüzünden, orada konuşurken özensiz olmuş biraz :F


Bunu birkaç yıl önce yazdım, biliyorsun. O zamanlar günümüze göre yazmıştım. Gözümden kaçmış bir detay :F
Ben çok Süper Kulüp izledim zamanında, bizden kaçmaz. :D
 

mrt-06

Süper Mod.
Katılım
5 Ocak 2013
Mesajlar
91,530
Reaksiyon puanı
59,811
Puanı
1,061
Konum
Ankara
Güzel olmuş ama geçen bölümü daha çok beğenmiştim bir eleştirim var yine. :A Sürekli nokta kullanmak yerine virgül, noktalı virgülü kullanarak cümleleri uzatabilirsin bence çünkü okurken sürekli duraksıyorum, akıcılığı biraz bozuyor sanki. Gizemli adamın tasvirini çok çok beğendim karakoldan neden kaçtı? Ama kaçacaksa karakola neden gitti? .ss

Bu rüya işi de ilginç, adamın mistik güçleri olacağını sanmıyorum sen o konulara girmezsin ya da acaba gelecekte uyurken mi geçmişi gördü? Yazarken ben bile anlamadım. :F

Eline sağlık Meloş. :X @XanTier
 

XanTier

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
27 Kasım 2012
Mesajlar
21,260
Reaksiyon puanı
8,234
Puanı
1,061
Yaş
29
Güzel olmuş ama geçen bölümü daha çok beğenmiştim bir eleştirim var yine. :A Sürekli nokta kullanmak yerine virgül, noktalı virgülü kullanarak cümleleri uzatabilirsin bence çünkü okurken sürekli duraksıyorum, akıcılığı biraz bozuyor sanki. Gizemli adamın tasvirini çok çok beğendim karakoldan neden kaçtı? Ama kaçacaksa karakola neden gitti? .ss

Bu rüya işi de ilginç, adamın mistik güçleri olacağını sanmıyorum sen o konulara girmezsin ya da acaba gelecekte uyurken mi geçmişi gördü? Yazarken ben bile anlamadım. :F

Eline sağlık Meloş. :X @XanTier
Arada böyle geçiş bölümleri denebilecek bölümler olmak zorunda. Sırf çok ilginç değil diye bölümün başını kısa kesersem de biraz kabak gibi dururdu. Betimlemeye önem veriyorum. Bence hiçbir olay olmasa da okutuyor kendini betimlemeler :cool::A
Kederli kederli oturup düşünen bir insan hızlı düşünmez ki? :confused: Cümleleri yavaş yavaş kurar. Aralarda duraksar, derin nefes alır vs.

Valla çok güzel fikirler üretiyosunuz her bölümde, bazısı aklıma yatmıyor değil. :F

Meloş yerine Melo'yu tercih ederim. :)
Tamam :) değil :A
 

mrt-06

Süper Mod.
Katılım
5 Ocak 2013
Mesajlar
91,530
Reaksiyon puanı
59,811
Puanı
1,061
Konum
Ankara
Arada böyle geçiş bölümleri denebilecek bölümler olmak zorunda. Sırf çok ilginç değil diye bölümün başını kısa kesersem de biraz kabak gibi dururdu. Betimlemeye önem veriyorum. Bence hiçbir olay olmasa da okutuyor kendini betimlemeler :cool::A
Kederli kederli oturup düşünen bir insan hızlı düşünmez ki? :confused: Cümleleri yavaş yavaş kurar. Aralarda duraksar, derin nefes alır vs.

Valla çok güzel fikirler üretiyosunuz her bölümde, bazısı aklıma yatmıyor değil. :F

Meloş yerine Melo'yu tercih ederim. :)
Tamam :) değil :A
Evet betimlemeleri severim zaten bu yüzden Dosto'nun o kalın kitaplarını okumaktan haz alıyorum dıştan çok olaysız gözükse de yaptığı tasvir o kadar iyi ki sende bunu başarıyorsun tabii bir Dosto değilsin o kadar abartamam. :A

Fakat tasvir kısmı da aynı şekilde noktaları fazla? Tamam adamın iç sesi dediğin mantıkla olabilir ama olayın anlatılışında virgüle yer verebilirsin bence. :D

Zaten çoğu senarist seyircinin nabzını yoklayarak senaryoya yön verir bence de dikkate al. :D

Melo bir furtbolcu senin futbolla bir alakan yok sen daha çok Formula'yım diyordun. :A Ama Melula olabilir mesela, hani Melih (Mel) Formula (Ula) :F Yine uçuyorum. :A
 

XanTier

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
27 Kasım 2012
Mesajlar
21,260
Reaksiyon puanı
8,234
Puanı
1,061
Yaş
29
Evet betimlemeleri severim zaten bu yüzden Dosto'nun o kalın kitaplarını okumaktan haz alıyorum dıştan çok olaysız gözükse de yaptığı tasvir o kadar iyi ki sende bunu başarıyorsun tabii bir Dosto değilsin o kadar abartamam. :A

Fakat tasvir kısmı da aynı şekilde noktaları fazla? Tamam adamın iç sesi dediğin mantıkla olabilir ama olayın anlatılışında virgüle yer verebilirsin bence. :D

Zaten çoğu senarist seyircinin nabzını yoklayarak senaryoya yön verir bence de dikkate al. :D

Melo bir furtbolcu senin futbolla bir alakan yok sen daha çok Formula'yım diyordun. :A Ama Melula olabilir mesela, hani Melih (Mel) Formula (Ula) :F Yine uçuyorum. :A
Yeniden Dostoyevski'nin kitaplarını okumaya geçmem için önümde biraz zaman var. (Şu anda The Witcher'ın kitaplarını okuyurum da :A)

Bu hiç dikkatimi çekmemişti şu ana kadar, tabii ben düşünerek yazdığım için bana normal geliyor ancak madem şikayet var bi şeyler yaparız :A

Yok Medusa :(
Meloş iyi. İtirazım yok. :(